Vartinis Davası’nda ilginç detay: Kayıp albay emekli maaşı alıyormuş
Haber Merkezi – Vartinis Katliamı Davası, mütalaanın açıklanması için 4 Aralık'a ertelendi. Hakkında tutuklama kararı verilen ve hala bulunamayan dönemin Hasköy (Têlî) İlçe Jandarma Alay Komutanı Bülent Karaoğlu’nun emekli maaşı aldığı ortaya çıktı.
Muş’un Vartinis (Altınova) beldesinde 3 Ekim 1993'te aynı aileden 7’si çocuk 9 kişinin evleri ateşe verilerek katledildiği davanın 19’uncu duruşması bugün Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Hakkında 2021’den beri Kırmızı Bültenle tutuklama kararı bulunan dönemin Hasköy (Têlî) İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu'nun avukatları duruşmaya katılmazken, duruşma öncesi davanın zamanaşımından düşürülmesi için mahkemeye dilekçe verdikleri belirtildi.
Dosya avukatlarından Kadir Karaçelik ve Fuat Özgül önceki beyanlarını tekrarlayarak, savunma için süre talep etti. Mahkeme heyeti, esas hakkında mütalaasını vermesi için dosyayı cumhuriyet savcısına gönderdi ve duruşmayı 4 Aralık'a erteledi.
Bu arada mahkeme heyeti, emekli maaşı aldığı tespit edilen sanık Bülent Karaoğlu’nun banka hesap numarası için Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) müzekkere yazılmasına karar verdi.
Ne olmuştu?
Muş’un Korkut İlçesi’ne bağlı Vartinis (Altınova) Beldesi’nde 3 Ekim1993 tarihinde “yasadışı örgüte yardım ve yataklık ettikleri’’ iddiasıyla evlerinin ateşe verilmesi sonucu 9 kişi yakılarak yaşamını yitirmişti.
Evden sağ kurtulan tek kişi olan Aysel Öğüt, olayın hemen ertesinde evin askerler tarafından yakıldığını belirterek suç duyurusunda bulunmuş; ancak Muş Cumhuriyet Başsavcılığı evin PKK tarafından yakıldığını ileri sürmüştü.
Aysel Öğüt’ün 2003 yılında yaptığı yeni suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma sonucu, dönemin Jandarma Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Piyade Kıdemli Üstteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Jandarma Gökyazı Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan hakkında “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan 2013 yılında dava açıldı.
“Güvenlik gerekçesiyle” Muş’tan Kırıkkale’ye nakledilen davada sanıklar hakkında 20 ila 25’er yıl, toplamda her sanık için 180 yıldan 225 yıla kadar hapis cezası verilmesini istedi. Ancak bugüne kadar yapılan tüm duruşmalarda sanıklar cezalandırılmadı.
27 Eylül 2023 günü gerçekleşen son duruşmada heyet tarafından insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı uygulanmayacağına ilişkin değerlendirmenin nihai karar ile birlikte yapılacağı belirtildi.
3 Ekim 2023 tarihinde ise katliamın 30 yılı doldu.
Rûdaw’a konuşan dosyanın avukatlarından Muş Barosu Başkanı Kadir Karaçelik mahkemeden zaman aşımı yönünde karar çıkmaması gerektiğini, halen hakkında yakalama kararı olduğu halde yakalanamayan sanığın yakalanıp adalete teslim edilmesi gerektiğini söyledi.
Kadir Karaçelik bir ailenin tamamen yok edildiği olayın insanlığa karşı suç olduğunu, insanlığa karşı suç olaylarının zaman aşımı kapsamına girmediğini hatırlattı.
Avukat Karaçelik mahkemeden beklentileri hakkında, “Biz hukuken güçlü argümanlara sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Diyoruz ki zaman aşımı kararı verilmemelidir. Zaman aşımı gibi bir problem yoktur. Çünkü burada insanlığa karşı suç kavramı vardır. İnsanlığa karşı suç kavramı olduğu için burada zaman aşımı gibi bir problemimiz söz konusu değildir diyoruz. Mahkemenin de bu konuda böylesi hukuki bir tutum içerisinde olmasını diliyoruz” diye konuştu.
Avukat Karaçelik, sanık Bülent Karaoğlu’nun yakalanması için etkin bir çalışma yapılmasını talep ettiklerini belirterek şöyle devam etti:
“Zaten hakkında yakalama kararı çıkmış, bulunamıyor. Bu şahsın bir an önce etkin bir şekilde aranılıp adaletin önüne çıkarılmasını talep ediyoruz. Bu şahsın bulunup hak ettiği cezanın verilmesini istiyoruz ve adaletin de bu şekilde tecelli edeceğine inanıyoruz. Bu önemli bir davadır. Toplumun vicdanında derin yaralar açan bir davadır. Böylesi bir insanın bu eylemi gerçekleştirdiği, bu eylemin talimatını verdiği netleşmiştir. Bu saatten sonra yapılacak şey bu şahsın yakalanıp adalete teslim edilmesidir. Bunu bekliyoruz, bunu talep ediyoruz.”