Din alimleri Diyarbakır’da toplandı: ‘Kürtçe ikinci resmi dil olmalı’
Diyarbakır (Rûdaw) – Diyarbakır’da düzenlenen Alimler Buluşması’na katılan alimler, Kürtçenin üzerindeki yasakların kaldırılması talebinde bulunarak Kürtçenin resmi dil olmasını istedi.
Her yıl Müslüman ülkelerden âlim, akademisyen, siyasetçi, STK temsilcileri ve kanaat önderlerinin katılımıyla düzenlenen Alimler Buluşması'nın 8’incisi Diyarbakır’da düzenledi.
Buluşmaya Türkiye dışında Kürdistan Bölgesi ve Rojhılat’tan (Doğu Kürdistan) çok sayıda alim katıldı.
4 oturumla gerçekleştirilen buluşma, Türkçe, Kürtçe ve Arapça okunan sonuç bildirgeleri ile sona erdi.
Buluşmaya katılan alimler Türkiye’de Kürtçe üzerinden bulunan yasakların kaldırılmasını, anayasal güvence verilmesini ve Türkiye’de Kürtçenin resmi dil olmasını istedi.
Rûdaw’a konuşan Alimler ve Medreseler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Beşir Şimşek, şöyle konuştu:
“Türkçe gibi Kürtçenin de eğitim dili olmasını istiyoruz. Kanunen bu böyle olmalı.
Biz diyoruz ki Kürtçe Türkçenin yanı sıra ikinci resmi dil olsun. Bu yasal olarak tanınmalı. Eskiden de Osmanlılar devrinde Kürdistan adıyla bir coğrafya vardı. Bu husus, kabul edilmelidir.”
“İslam’da dil yasaklamanın yeri yoktur”
Buluşmaya katılan bölgeden alimler de Kürtçe üzerindeki her tür yasağın kaldırılması talebinde bulundu.
Din alimi Evdilqudus Hoca, “İslam varken Kürtçe dili okullarda, mahkemelerde ve medreselerde vardı. Bu dil yasaklanmamalıydı. İslam’da dil yasaklamanın yeri yoktur” dedi.
Mustada Arwasi ise “Tüm devletlerde Kürtlerin hakları verilmelidir” dedi.
Din alimi Seyda Mele Muhammed ise “Allah bizi Kürt yaratmış. Kendi dilimizi konuşup kendi dilimizde eğitim görmemiz lazım” değerlendirmesinde bulundu.
Ebubekir Aslan ise her bir dilin Allah’ın bir ayeti olduğunu belirterek “Bir dil yasaklandığında, bu ayetin kabul edilmemesi demek. Ayetin kabul edilmemesi demek Allah’ın ayetinin inkarı demek” dedi.
“Karmaşık ideolojik yapılar, Kürdün itibarına karşı savaştırılmaya çalışılmaktadır”
Öte yandan buluşmanın sonuç bildirgesinde de Kürtlere dair maddeye yer verildi. Sözkonusu maddede şöyle denildi:
“Önceki iki asırda Müslüman Kürt halkının siyasal haklarını gasp eden güçler, bugün Müslüman Kürt halkının itibarına kast etmektedir.
Seküler dünya, dün İslam’ın Kürt halkına kazandırdığı siyasal hakları imha ettiği gibi, bugün Kürt halkının itibarını, ahlak ve şahsiyetini imha peşindedir.
Müslüman Kürt halkının İslam içinde dürüstlük, yiğitlik, vefalı olmak, mertlik, namusuna düşkünlük gibi değerler ve dünya tarihine yön veren ulema ve önderleriyle kazandığı itibar, bugün sekülerleşme ile tarihi bir tehdit altındadır.
Liberal küreselcilik, Kürt halkının değerlerinden yoksun kalmasını da yeterli görmemekte, aynı zamanda ondan ahlâkî değerlere karşı savaşmayı da istemektedir. Karmaşık ideolojik yapılar, Müslüman Kürt ailesine ve Kürdün itibarına karşı savaştırılmaya çalışılmaktadır. Değerlerin yok edilmesine karşılık siyasal hak verme vaatleri aldatmadır bu durum kabul edilemez.
Kürt halkının itibarını korumak, onun İslam kaynaklı dürüstlük, yiğitlik, vefalı olmak, mertlik, namusuna düşkünlük gibi değerlerini ihya ile birlikte, ilimde ve bilimde insanlığa yeniden önderlik yapacak öncü şahsiyetler yetiştirmekle mümkündür.”