HDP’ye açılan kapatma davası nasıl sonuçlanır?
Ankara (Rûdaw) – HDP Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan idianamenin “siyasi saiklerle” alele acele hazırlandığını söyledi. Hukukçu Mesut Özer de, hem iç ve hem de uluslararası hukuk gözönüne alındığında HDP’nin kapatılmayacağını öngördüğünü belirtti.
Anayasa Mahkemesi, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemiyle açılan davada, eksiklik tespit ettiği iddianameyi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iade etti.
Bundan sonraki süreçte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, eksikleri tamamlayarak iddianameyi Anayasa Mahkemesine sunmasının ardından yeniden ilk inceleme yapılacak.
Genel Kurul, daha sonra belirlenecek bir günde tekrar toplanarak iddianamenin kabul edilip edilmediğine karar verecek.
Konu hakkında Rûdaw’a konuşan HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, “Dün zaten Anayasa Mahkemesi iddianamede usülen hataların olduğu şeklinde açıklama yaptı. Bunun nedeni nedir? Partimiz hakkında 600 sayfa iddianame hazırlanmış ama bunun 580 sayfası sadece hakkımızda açılan içi boş dava dosyalarını kapsıyor. Nerede Kürt demişsek, Kürdistan demişsek hakkımızda bir dava açılmış ve tüm bu davalar iddianamede sıralanmış” dedi.
İddianamede şeklen ve usulen hatalar olduğunu belirten Kaçmaz, “Ama asıl olaran bu iddianamenin nasıl siyasi saiklerle, siyasi bir kararla alel acele hazırlandığını gösteriyor. Bugün bu iddianame böyle kabul edilse dahi bizim için savunma hakkı var. İddianame bize de gönderilecek. Fakat bugün herkes de çok iyi biliyor ki yargı tamamen siyasetin kontrolü altına, AKP-MHP’nin denetimine girmiş bulunuyor. Başından beri alınan tüm kararlar siyasidir” ifadelerini kullandı.
“Bunu deşifre edeceğiz”
“Sonuna kadar bu haksılığa karşı durarak siyasi olduğunu deşifre deceğiz” diyen Kaçmaz, “Bu kararı verenler sonuç itibariyle kendileri yargılanacak” diye konuştu.
HDP olarak uzun süreden beri böyle bir durumla karşılaşabileceklerini tahmin ettiklerini söyleyen HDP’li Hüseyin Kaçmaz, şunları kaydetti:
“HDP’yi kendileri ne engel olarak görüyorlar. 2015’te HDP AKP’nin tek başına iktidar olmasını engelledi. 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde de AKP’nin büyük şehir belediyeleri kaybetmesini HDP sağladı. HDP 10 yıl önce neyse bugün de odur. Neden tüm bu süre boyunca sessiz kaldılar da şimdi harekete geçtiler. Çünkü 2023’te yapılacak seçimlerde HDP’nin izlediği stratejinin kendilerine yenilgi getireceğini biliyorlar. Biz bu haklılığımız üzerine çalışacağız. Hukukçularımız da bu konu üzerine çalışacak ve bu siyasi kararı deşifre edeceğiz. Yine bu zemini bizi haksız yere yarılamaya kalkanların yargılanmasına dönüştürmek için çalışacağız.”
İddianemede 687 kişiye siyaset yasağı isteniyor
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin tarafından hazırlanan iddianamede, "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği" suçlaması yöneltilen HDP'nin "temelli kapatılması" isteniyor.
Ayrıca HDP’nin Hazine yardımlarından tamamen yoksul bırakılması, varsa banka hesabının bloke edilmesi, Hazine yardımı ödenmişse Hazine’ye iadesine karar verilmesi talepleri de söz konusu iddianamede yer alıyor.
HDP’ye üye kayıtlarının durdurulması gerektiği belirtilen iddianamede, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Mithat Sancar, Meral Danış Beştaş gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 687 kişinin beş yıl süreyle siyasi yasak getirilmesi yönünde karar verilmesi talep ediliyor.
“İddianame siyasi atmosfere göre hazırlanmış”
Hulukçulara göre ise Başsavcı Bekir Şahin’in hazırladığı iddianame, “siyasi atmosfere göre” hazırlanmış.
Rûdaw’a konuşan hukukçu Mesut Özer, “HDP’nin kapatılması için başlatılan süreç 17 Mart’ta başladı. Raportörün hazırladığı iddianame bundan sonraki süreçte kabul edilirse iddianame HDP’ye gönderilecek” dedi.
İddianamenin Anayasa Mahkemesi’nde kabul edilmesi halinde nasıl bir süreç işleyeceğini anlatan Özer, “Ceza muhakemesi süreci başlayacak, HDP savunmasını yapacak. Bu süreçte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı AYM’ye gelerek iddiaları hakkında sunum yapacak. Sonuç olarak hangi kararın çıkacağı belli değil ancak iddianamenin kabul edilmesi dahi HDP’nin kapatılacağı anlamına gelmiyor. Yine iddianamenin geri iade edilmesi de bir daha dava açılmayacağı anlamına gelmiyor. Sonuçta yüksek mahkeme delillere bakarak bir karar verecek” ifadelerini kullandı.
Dava hakkındaki görüşlerini de dile getiren Mesut Özer, “Doğrusu HDP’nin kapatılması yönünde bir karar çıkacağını düşünmüyorum. Çünkü 1961’den bugüne kadar 24 parti kapatıldı. Bu partilerin birçoğu da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruda bulundu ve sonuçta Türkiye mahkum edildi. İnsan Hakları Avrupa Sözleşme'nin 11. maddesinde kerkes barışçıl bir biçimde toplanma özgürlüğü ile kendi çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikalara girme hakkı da dahil, örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir deniliyor. Partilerin kapatılmasının bu maddeye aykırı olduğuna karar verilmiştir. Bu nedenle de hem iç ve hem de uluslararası hukuka göre HDP’nin kapatılacağına inanmıyorum. Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi’nin 15 yetkili ve tecrübeli hakiminin de bu yönde bir karar alacağını zannetmiyorum” diye konuştu.
“AYM’nin kararı iddianameyi çürüttü”
HDP Sözcüsü Ebru Günay da bugün yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi kararının usulden ziyade “esastan” bir ret ve değerlendirme olduğunu, kararla iddianamenin çürütüldüğünü söyledi.
Günay “Anayasa Mahkemesi, bu kararı vererek en azından şimdilik demokratik siyasete ve evrensel hukuka aykırı olan bu oyunun bir parçası olmamıştır. Bu iddianame hukukî değil, siyasidir. Partimizin temsil ettiği toplumsal kesimleri, yürüttüğü muhalif duruşu hedefleyen ve tamamen siyasi intikam amaçlı gündeme getirilmiş bir davadır” dedi.