DEVA Partili Dereli: Ana dilde eğitim bir vatandaşlık hakkıdır
Ankara (Rûdaw) - Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Eğitim Politikaları Başkanı Zeynep Dereli, parti programlarında ana dil konusunu çok net şekilde belirttiklerini ve ana dilde eğitimin bir vatandaşlık hakkı olduğunu söyledi.
Eski Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Ali Babacan liderliğinde kurulan DEVA Partisi yetkililerinin, ana dilde eğitim hakkı ile ilgili söylemleri Kürt seçmenler tarafından ilgiyle takip ediliyor.
Rûdaw’a konu ile ilgili konuşan DEVA Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Zeynep Dereli, “Parti programımızda ana dil konusunu çok net şekilde belirttik. Ana dilde eğitim bir vatandaşlık hakkıdır, bir anayasal haktır” dedi.
“Ben kendim de daha yeni ana dilde eğitim konusundaki çalışma grubumuzun çalışmalarına da katıldım” diyen Zeynep Dereli, “Çok detaylı bir raporumuz var. Sizinle de paylaşmaktan memnuniyet duyarız. Ana dilde eğitim bir vatandaşlık hakkıdır, bir anayasal haktır. Biz şöyle görüyoruz: nitelikli eğitime erişmek, herkese kaliteli bir eğitim vermek devletimizin anayasa ile kanıtlanmış bir görevi ise anayasamızda belirtildiği gibi vatandaşımızında kendi ana dilini öğrenme arzusu, kendi ana dilini koruma ve aynı zamanda ülkemizin resmi dilini de öğrenme imkanının ona sağlanması en önemli haklarından biridir” değerlendirmesinde bulundu.
Ana dil konusundaki çalışmaları sadece lafla ya da seçmenlere sempatik gözükmek değil insan hakkı olduğu için yaptıklarını belirten Dereli, ana dil çokluğunun bir zenginlik olduğunu ifade etti.
21’inci yüzyılın çoğulculuğun, farklı düşüncenin, farklı dillerin, farklı disiplinlerin, farklı bakış açılarının birlikte çalışması ile başarılı olabilecek bir yüzyıl olduğunu kaydeden Dereli, sözlerine şunları ekledi:
“Biz o yüzden ülkemizdeki bu anadil çokluğunu bir zenginliğimiz olarak görüyoruz. Bu kesinlikle bir sorun veya tehdit değil müthiş bir zenginliktir. Bununla ilgili geçen günkü toplantımızda bir örnek verdim, diyelim ki Avrupa’da bir evlatla tanıştınız annesi Fransız, babası Alman ve İngiltere’de yaşıyorlar ve buna ne kadar güzel diyoruz. Türkiye’de aynı yapıda bir aile ile tanıştığımızda o evladımız ne yazıkki okulda da, arkadaşları arasında da bazen tenkid edilebiliyor. Halbuki aynı zenginlik bizim ülkemizde var, dışarıya gitmemize gerek yok, farklı ülkeleri buluşturmamıza gerek yok, bu ülkenin güzelliği budur ve biz bunu sonuna kadar sahipleneceğiz, bunu yaşatacağız.”
DEVA Partisi’nin programında Kürt meselesi ve anadilde eğitim konusu
DEVA Partisi’nin programında kuvvetler ayrılığı ve parlamenter sistem vurgusu ile Kürt meselesine çözüm önerileri dikkat çekiyor.
“Türkiye’nin insan haklarına dayalı demokratik bir hukuk devleti olma konusundaki eksiklikleri, Kürt sorununun da kaynağında yatan temel faktördür” denilen metnin devamında şu ifadeler yer alıyor:
“Uzun bir tarihi arka plana sahip olan bu sorun, iktisadi, siyasi ve insani açılardan pek çok olumsuz sonuç doğurmaktadır. Hayati önemi haiz bu konunun birçok boyutu bulunmakla beraber esasında bu sorun, Kürt vatandaşlarımızın demokratik hak, özgürlük ve eşit vatandaşlık taleplerinin karşılanmasıyla ilgilidir.
Demokrasi ve Atılım Partisi olarak Kürt sorununu, vatandaşlarımıza güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, taleplerin rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek çözeceğiz.
Kürt sorununu çözüme kavuşturmuş bir Türkiye’nin demokraside ilerleyeceğine, kaynaklarını ihtiyaç duyduğu alanlarda kullanarak ekonomisini güçlendireceğine, hukuki standartlarını yükselteceğine, dış politikada hareket alanını genişleteceğine ve sosyal dokusunu kuvvetlendireceğine olan inancımız tamdır. Bu bağlamda öne çıkan en önemli konu, anadilin korunması, kullanılması ve geliştirilmesidir. Vatandaşlarına resmi dili öğretmek ve kullanmalarını sağlamak, her devletin hem hakkı hem de görevidir. Bununla birlikte, demokratik devletler, vatandaşlarının anadillerine yönelik taleplerine cevap üretmekle de yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesinin hem toplumsal çoğulculuğun muhafazasını sağlayacağına hem de vatandaşların ülkelerine olan aidiyet duygularını pekiştireceğine inanıyoruz.”
Anadilde eğitim konusu
Programda anadilde eğitim konusunda ise şu vugu öne çıkıyor:
“Demokrasi ve Atılım Partisi olarak, anadilin bir çatışma konusu haline getirilmesini doğru bulmuyoruz. Resmi ve ortak dilimiz olan Türkçe’nin iyi öğretilmesi esas olmakla birlikte anadile ilişkin talepleri, vatandaşlarımızın kültürel farklılıklarının tanınması, temel bir insan hakkı ve pedagojik bir gereklilik olarak ele alıyoruz.
Bu itibarla, anadil hakkı kapsamında bütün vatandaşlarımızın anadillerini kullanmaları ve geliştirmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmayı hedefliyoruz. Demokrasi ve Atılım Partisi olarak, etnik, dini, mezhebi ve kültürel çeşitliliğimizi dikkate alarak toplumdaki tüm farklılıkları kapsayacak ve kuşatacak bir vatandaşlık anlayışını savunuyoruz.
Ülkemizde bugüne kadar herkesi kucaklayan bir vatandaşlık anlayışının hayata geçirilememesi hem Kürtlerin hem de diğer bazı toplumsal grupların kendilerini dışlanmış hissetmelerine yol açmıştır. Bu yüzden daha kapsayıcı ve kuşatıcı yeni bir vatandaşlık anlayışının geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Böylesine güçlü bir vatandaşlık anlayışının hâkim kılınmasının, hiç kimsenin bir ayrımcılığa maruz kalmamasını ve herkesin kendini bu ülkenin eşit ve özgür bir vatandaşı hissetmesini sağlayacak temel dayanaklardan biri olduğuna inanıyoruz.”