RÛDAW ÖZEL - Esad sonrası Suriye’deki barut fıçısı: Mezhep çatışması riski

21 saat önce
Rûdaw Grafik
Rûdaw Grafik
Etiketler Suriye Aleviler Beşar Esad Mezhep savaşı Nusayriler Hêşta Mawyetî Seyyide Zeyneb
A+ A-

Şam (Rûdaw) – Esad sonrası Suriye’de ortalık yatışmış değil. Şii-Alevilerin bir kısmı ülkeden kaçmaya çalışırken büyük bir kısmı ise kendileri için kutsal sayılan türbelerin bulunduğu bölgelerde yoğunlaşıyor. Rûdaw TV, adeta patlamaya hazır barut fıçısı haline gelen “mezhep savaşı” riskini araştırdı.

Suriye'de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki silahlı gruplar 27 Kasım 2024’te başlattıkları saldırı ile 12 gün içerisinde başkent Şam'ı ele geçirerek Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirdi.

Rûdaw TV’den Hevidar Ahmed, 53 yıllık Esad ailesi rejiminin yıkılmasından kısa süre sonra Ürdün-Şam sırına giderek ülkeden kaçan Alevilerle konuştu. Şam’daki Seyyide Zeyneb ve Seyyide Rukiye türbeleri ile Emevi Camii’ne giderek Şii ve Sünni din adamlarına ve HTŞ’nin yerli ve yabancı savaşçılarına mikrofon uzattı.

İşte Rûdaw TV’de yayınlanan “Dahası da var” (Hêşta Mawyetî) özel programında Suriye’de yeni bir iç savaş riskini konu alan o program:

İktidar değişir değişmez Suriye’de yeni bir çatışma riski ortaya çıktı; Mezhep savaşı!

Suriye-Lübnan sınırında toplanan Aleviler, ülkeden kafile kafile kaçıyor

Esad sonrası Suriye’yi görmek için ülkenin topraklarına ilk adımımı attığımda, halkın göç ettiğine şahit oldum; insanlar yeni Suriye’den kaçıyorlardı!

Bunlar inançlarını korumak için göç ediyorlar... Esad rejiminin çöküşünden sonra artık kimsenin kendilerini koruyamayacağı korkusunu taşıyorlar.

Bu sınırı geçmek, onlar için sadece başka bir coğrafyaya adım atmak değil, aynı zamanda kaderlerini belirleyecek bir karar. Hâlâ neyle karşılaşacaklarından emin değiller.

Rûdaw’a konuşan Suriyeliler, HTŞ ve silahlı grupların kendilerine ilk olarak hangi mezhepten olduklarını sorduğunu söyledi.

Suriyeli vatandaş: Lübnan’dan talebimiz Irak’a geçmemize izin vermesidir. Orası bizim için buradan daha güvenli. Silahlı grup evimizi bastı ve hemen kim olduğumuzu sordular. “İdlibliyiz” dedik. “Siz Şii misiniz?” diye sordular. “Evet” deyince, “O zaman yerinize geri dönün” dediler. Siz bunu diyenlerden ne beklersiniz ki?

Hevidar Ahmed: Şimdi nereye gidiyorsunuz?

Suriyeli vatandaş: Lübnan’a gidiyoruz, oradan da Irak’a gideceğiz.

Hevidar Ahmed: Irak’ta hangi bölgeye gideceksiniz?

Suriyeli vatandaş: Mesela Kerbela’ya gideceğiz...

Suriyeli vatandaş: Korku başladı. Doğal olmayan bir korku.

Hevidar Ahmed: Neden korkuyorsunuz. Rejimle birlikte olanlar çıkıyor. Ebu Muhammed Colani size teminat vermedi mi?

Suriyeli vatandaş: Evet, teminat verdi ama hiç bir şey yapmadı. Gelip insanlardan Şii misiniz Sünni mi diye soruyorlar.

Hevidar Ahmed:  Kim bunu soranlar?

Suriyeli vatandaş: Kim olduklarını bilmiyoruz. Ellerinde silah olan kimseler. İnsanlardan sorup evlerini arıyorlar.

Yaşadıkları korku o kadar büyük ki bazıları sınırı geçebilmek için resmi kararı beklemek istemiyordu. Bir kısmı kaçak geçmeye çalışıyordu.

Esad’dan geriye kalan barut fıçısı

Bu kişilerin Suriye'den göçü ve kaçısı bizim planlarımızı da kısmen değiştirdi. Bu yüzden Şam'a ve oradan da Seyyide Zeyneb'e gitmemiz gerekecek. Bu bölge Suriye'deki Şiilerin en kutsal yerlerinden biri. Orada insanların başına ne geldiğini ne ne yaptığını öğrenmek istiyorum.

12 kilometre kadar yol alıp Şam'ın güneyine gitmemiz gerekecek.

Şiilerin kalbi olan bir bölgeye gideceğiz. Yolda aklıma şu soru geldi; Şu anda Suriye’yi yönetenler Sünni mezhebinden... Suriye bir mezhep savaşına doğru sürüklenir mi?

Bu sorularla meşgul olurken Seyide Zeyneb bölgesine vardık, askeri bir kontrol noktası var burada, ama kimse nereye gittiğimizi sormuyor. Daha önce Lübnan Hizbullah'ı bu kontrol noktasındaydı ve geçiş o kadar kolay değildi.

Şii liderlerin posterleri hala Seyyide Zeyneb sokaklarında direklerde asılı duruyor.

Bölgeye ulaşır ulaşmaz bu adamla karşılaştık. Kendisi 14 yıldır burada ikamet ediyor. Hemen bize, “gelin size hangi askeri güç burayı kontrol ediyordu göstereyim” dedi.

Şiilerin kutsal mekanı Seyyide Zeyneb Türbesi

Hevidar Ahmed: Hizip kaldı mı gitti mi?

Seyyide Zeyneb sakini: Hayır çıktılar. Lübnan Hizbullahı ve İranlı milisler de buradaydı.

Hevidar Ahmed: İranlı milisler neredeydiler?

Seyyide Zeyneb sakini: Burada, bu sokakta.

Hevidar Ahmed: Bu sokakta mı?

Seyyide Zeyneb sakini: Evet, burada, bu sokakta. 

Seyyide Zeyneb Türbesine gitmek için yola koyulduk...

Önceden, türbeye girebilmek için Şii korumaların denetiminden geçmek gerekiyordu, şimdi ise hayır. Yol hâlâ net değil, Şiilerin ne zaman ve nasıl kendi evlerinde hâkim olacağı bilinmiyor.

HTŞ’li komutan: Serbestsiniz

Bizi Heyet Tahrir eş-Şam grubu üyesinin yanına götürdüler. Burada bulunan her şeyi görüntüleyebilmemiz için mutlaka ondan onay almamız gerekiyor. Bize yol verdi ve “gidin, serbestçe çekin” dedi.

HTŞ Komutanı Muhammed Hamade: Serbestsiniz, her yerde çekim yapabilirsiniz. Durum tamamen kontrol altında. Hatta, türbenin doğusundaki bölge de şu an istikrarlı. İnsanlar burada çok destek veriyor. Allah'ın izniyle gelecek günlerde daha fazla güvenli olacak. Sadece Seyyide Zeyneb bölgesi değil, tüm Suriye, bizim için dini ve mezhebi olarak çok renklidir. Allah'ın izniyle her şey zamanla düzene girecek.

Seyyide Zeyneb’in türbesine ulaşır ulaşmaz bu durumla karşılaştık. Burada kıyamet kopmuş!

Şiiler için yasak olan sözler burada İmam Hüseyin’in kızı Seyyide Zeyneb hakkında sarf edilmiş.

- Küfür etmedik, bir şey demedik. Allah Seyyide Zeyneb ile birlikte.

- Hayır, küfretmedik hayır.

- Bu kutsal mekan küfredilecek bir yer değil. Biz evliya ve sahabeleri seviyoruz.

Hevidar Ahmed: Sorun nedir? Neler oldu?

Seyyide Zeyneb sakini: Bu adam gelmiş burada küfrediyor. Burada neden bunları yapmışsınız, Ebubekir Osman yazın falan diyor. Mezhebi bir dille konuşuyor.

Hevidar Ahmed: Ne demiş?

Seyyide Zeyneb sakini: Bakın işte o.

Hevidar Ahmed: Ne dedi.

Seyyide Zeyneb sakini: İmam Hüseyin’e ve Beşar Esad’a küfretti. Allah Beşar Esad’ın belasını versin. Onunla bir işimiz yok. Ama burası Seyyide Zeyneb’in kutsal türbesi. Buraya gelen bu makama saygı duymalıdır.

Seyyide Zeyneb sakini: Kimse burada bir açıklama yapamaz, hadi herkes işine.

Seyyide Zeyneb sakini: Muhtar buraya gelen saygılı olmalı... Burası kutsal bir yer, küfür yeri değil... Herkes burayı bıraktı ama biz buradan vazgeçmedik.

Şii Şeyh: Şii ve Sünni arasında büyük bir mezhepsel savaş yaşanır

Gerçekten ne olduğunu öğrenmek istedik. Seyyide Zeyneb Türbesinin sorumlusu Şeyh Esad El-Ahmedi ile konuşmamız gerekiyor.

Şeyhin yeni Suriye hakkındaki sözleri oldukça korkutucuydu.

Hevidar Ahmed: Nasılsınız, iyi misiniz? Allah sizi korusun.

Şeyh Esad El-Ahmedi: Çok teşekkürler. Korku var ve bu gerçek, yüzde 20 diyebilirim. Bu durum, eğer yeni Suriye devleti ateşten bir el ile güvenliği sağlayamaz ise artabilir. Bu durum daha da kötüleşebilir. Dördüncü tabur var Heyet Tahrir eş-Şam içinde veya başka bir gruplar geliyor.

Hevidar Ahmed: Kim bu tabura arka çıkıyor?

Şeyh Esad El-Ahmedi: Silahlı güçler bu taburları destekliyor. Onların silahları var, senin yok. Onlar çoklar, sen ise azınlıksın.

Hevidar Ahmed: Şeyh, siz durumu görüyorsunuz. Sizce tıpkı Irak’ta olduğu gibi burada da mezhepsel bir çatışma çıkar mı?

Şeyh Esad El-Ahmedi: Sözlerimiz açıktır ve Allah’ın izniyle ben doğruyu söylüyorum, kimseden de korkmuyorum. Hatta bu uğurda şehit olacağımı bilsem bile! Evet, özellikle bazı bölgelerde Şii ve Sünni arasında büyük bir mezhepsel savaş yaşanır.

Şeyh Esad, bu türbeye yapılan saldırılar hakkında konuşmaya fazlasıyla niyetliydi. Şehy silah kuşandığını da gizlemiyor.

Şeyh Esad El-Ahmedi: Seyyide Zeyneb Makamı’nı korumak için ilk silaha sarılan kişi bendim. Daha sonra gençler geldi.

Şii inancı mensuplarına göre bir kişi dualarının kabul edilmesini istiyorsa Seyyide Zeyneb Türbesi’ne gelmeli. Suriye’de mezhep temelli yeni bir çatışmanın çıkma olasılığı bulunuyor. Bu çatışmanın başlangıç noktası da Seyyide Zeyneb Türbesi olabilir.

Seyyide Zeyneb çevresinde silahlı bir grup etrafımıza toplandı. Onlara şunu sordum: "Şiiler halkı korkuyor, siz ne yapacaksınız?"

HTŞ savaşçısı: Heşdi Şabi Irak’a geri döndü. Hizbullah Lübnan’a, Devrim Muhafızları da İran’a geri döndü.

Hevidar Ahmed: Tekrar geri gelirler mi?

HTŞ savaşçısı: Tahmin etmiyorum. Allah’ın izni ile kimse geri dönmeyecek. 

Şam’daki Emevi Camii

Burası Şam'ın tam ortasındaki Emevi Camii, her zamanki gibi güçlü durmayı başarmış. Tarihsel olarak Sünni ve Şii mezhepleri arasında çatışmalara sahne olmuş önemli bir dini yapı. Bugün yalnızca namaz ve dua için kullanılmıyor. Belki de bu, yeni Suriye'de mezhepsel çekişmenin yeni bir işareti olabilir.

Suriye'nin yeni hakimleri “Suriye özüne geri döndü” diyor.

Emevi Camii’nde yankılanan ezan sesi ile avluya dolan Suriye’nin yeni silahlı gücü, “Bu ezan Esed rejimi dönemindeki sesten daha güçlüdür” diyorlar.

HTŞ üyesi Wael Ahmed: Şimdi Şam’a ulaştık ve Emevi Camii’nde namaz kılmalıyız.

Hevidar Ahmed: Neden?

HTŞ üyesi Wael Ahmed: Kardeşim, biz böyleyiz.

Hevidar Ahmed: Emevi Camii, Sünnilerin mi?

HTŞ üyesi Wael Ahmed: Evet.

Hevidar Ahmed: Emevi Camii sizin için bir sembol mü?

HTŞ üyesi Wael Ahmed: Evet.

HTŞ üyeleri, adeta “daha güçlüyüz” demek için camiye gelip secde ediyorlar.

Hevidar Ahmed: İşte şimdi buradasınız. Başka ne istiyorsunuz?

HTŞ üyesi Wael Ahmed: Allah’a bin şükür.

Diğer HTŞ üyesi: Barış, herkes için barış.

HTŞ üyesi Wael Ahmed: Tüm Suriye halkı için barış, bütün mezhepleriyle birlikte; Sünni, Şii, Alevi, diğer mezhepler ve Kürtler de dahil. Allah’ın izniyle hep birlikte bu ülkeyi yeniden inşa edeceğiz.

Hevidar Ahmed: Sizler vatandaşlar olarak buraya gelen bu güce inanıyor musunuz?

Suriyeli vatandaş: Ben Der sakinlerindenim. Allah’a şükür, bu kahramanların sayesinde her şey eski haline döndü.

Hevidar Ahmed: Neden bu güce inanıyorsunuz?

Suriyeli vatandaş: Hepsi Allah’ın lütfuyla oldu. Onlar Allah’ın birliğine inanıyor, zulmetmiyor. Allah’ın birliğine inananlar haksızlık yapmazlar.

HTŞ üyesi Wael Ahmed: Biz bu dini zafere ulaştırmak için ortaya çıktık.

Hevidar Ahmed: Suriye’de yeni bir fitnenin çıkmasından korkmuyor musunuz?

Suriyeli vatandaş: Evet, bizi birbirimizden ayırmalarından korkuyoruz.

Sünni din adamı: Şiiler artık bu ülkenin lideri olamaz.

Suriye’yi Esad’ın elinden alanlar bize “Bu Emevi Camii bizim için sembolik bir yer” dediler. “Şam’daki Emevi Camii’ni sadece Suriye’de değil tüm bölgede güçlü bir merkez haline getireceğiz” diye eklediler. Ayrıca, “Tıpkı Şiiler için güç merkezi olan Bağdat gibi” dediler.

Suriye’de yeni bir ışık görülüyor, ki bu ışık kendini güç, otorite ve mezhepsel aidiyetlerle ifade ediyor.

Esad yönetiminin güçlü bir Sünni otoriteyle değişmiş olması ile birlikte, Sünni din adamlarını da cesaretlendirmiş durumda. Konuştuklarında ses tonları daha özgüvenli görünüyor. Ancak, yalnızca “Yeni Suriye” hakkında konuşmuyorlar, aynı zamanda Suriye dışındaki rakiplerine de mesajlar gönderiyorlar.

Emevi Camii müezzini Şeyh Abdulnasır El-Aseli: Şiiler artık bu ülkenin lideri olamaz. Sadece bu ülkede değil, komşu ülkelerde de lider olamayacaklarına inanıyorum. Lübnan'da bulundum, orada da eskisi gibi yapamayacaklar. Allah’ın izniyle Irak’ta da yapamayacaklar. Eğer eskisi gibi kalırsa orada sadece Arapların hükmetmesi gerekir. Farslar artık Irak üzerinde hakimiyet kuramayacak. Allah’ın izniyle Şam, yalnızca Şam ülkesinde değil, tüm dünyada Sünnilerin başkenti olacak.

İlk ziyaretimizden üç gün sonra Seyyide Zeyneb Türbesi’ne tekrar geri döndük. Ne değişmiş, durum nereye evrilmiş diye görelim istedim.

Seyyide Zeyneb bölgesine ulaştığımızda, mezhepsel düzeyde hızlı ve büyük bir değişimin yaşandığına şahit olduk.

Bu kapının üzerine yazılanlar durmamıza neden oldu. Mezhepsel kokular bölgede yoğunca hissediliyor.

Şiiler, bu yazının kendilerine hakaret amacı taşıdığını söylüyor. Bazıları ise bu yazıların mezhepsel bir ateşi körüklemek için bir mesaj olduğunu dile getiriyor.

Kapılar üzerindeki yazılar

Seyyide Zeyneb bölgesinde kapılar üzerine yazılar yazılmış. İşte Şiiler ile Sünniler arasında mezhep çatışması bu yazılar nedeniyle çıkar.

Amacım, bir an önce Seyyide Zeyneb Türbesi'ne varıp, orada neyin değiştiğini görmekti... Vardığımızda, evet, değişiklik olmuştu ve tehditler fiili olarak daha da artmıştı.

Seyyide Zeynep Türbesi görevlisi: Bir radikal silahlı geldi, Seyyide Zeyneb Türbesi'ne kendilerine ait özel bir bayrak asmaya çalıştı, ama engellendi.

Hevidar Ahmed: Asmak istediği kimin bayrağıydı?

Seyyide Zeynep Türbesi görevlisi: Asmak istedi ama asamadan önce durdurduk. Bu yüzünden diğer tüm bayraklarımızı da Seyyide Zeyneb Türbesi'nden kaldırdık ve sadece uygun zamanlarda asacağız.

Hevidar Ahmed: Uygun zaman mı?

Seyyide Zeynep Türbesi görevlisi: Sadece zamanı geldiğinde asacağız.

Seyyide Zeyneb Türbesi’nin şeyhini ikinci kez görüyorum. Bana “sorunlar daha da derinleşti” diyor...

Şeyh Esad El-Ahmedi: Biri gelip bize, “buraya gelen her Iraklı ziyaretçi ilk önce öncümüz Muaviye’nin mezarını ziyaret etmeli, yarım saat oturmalı ve yarım saat ağlamalı. Daha sonra Seyyide Zeyneb Türbesi'ne gidip yarım saat ağlamalı ve gitmeli. Ama bu kime mesaj veriyor ki?

Küçük bir kediye bile zarar vermek istediğinizde kendini savunur. Eğer bir civcive bile civcive dokunursanız, o da kendini savunur. Bizler de tırnaklarımızla olsa dahi kendimizi savunuruz.

Burası Şeyh Muhammed’in yeri. Sanırım İran devrim Muhafızları oradaydı. Bu avlu kapısı. Evet, avlu kapısı.

Hevidar Ahmed: Diğer başka kapılar üzerinde de bu tür yazılar var mı?

- Hayır yok, ilk defa görüyoruz.

Seyyide Zeyneb’in çevresindeki duyarlı insanlar bize, bu fitnenin burada sona ermeyeceğini, bilakis bu durumun, yeni Suriye için derin bir çatışmanın başlangıcı olabileceğini söyledi.

HTŞ üyeleri Şiiler için kutsal olan türbenin kapısında

Şiilerin hikâyesi yalnızca Seyyide Zeyneb’te değil. İmam Hüseyin’in kızı Seyyide Rukiye’nin Türbesi’ne gidiyoruz. Bu türbe, eski Şam’ın dar sokaklarından birinde, Emevi Camii’ne yakın bir yerde bulunuyor.

Türbenin kapısında güvenlik HTŞ üyelerine devredilmiş. Silahları ile nöbet tutuyorlar. İşte bu yeni Suriye.

Bize “Tekçi Suriye artık sona erdi. Burası artık sadece Şiilere tapulanmış bir yer olmayacak” diyorlar. Ve elbet bu Şiiler için kabul edilmesi çok zor bir kavram.

HTŞ üyesi: Biz Şii gücünü kabul etmiyoruz. Silahları olmasını da kabul etmiyoruz, onların ırkçılık yapmasını da. Burası herkes içindir, Hristiyan, Dürzi, Şii ve Sünni Müslüman, Alevilerindir, herkes birlikte içeri girmeli. Onlara başka hiçbir kimsenin içeri girmesine izin verilmedi, sadece İranlılar girebildi. Biz onların ellerini kırdık ve kovduk, İran'a göndermedik. Bu vatan Suriye’dir, İran değil.

HTŞ üyesi: Biz İranlıların buraya girmesine izin vermiyoruz ve mezhepçi hiç bir kişinin burada bulunmasına izin vermiyoruz, burası Sünni ve Şiilerindir.

Hevidar Ahmed: Peki ya eskiden?

HTŞ üyesi: Daha önce burayı kendilerini dövme ve Peygamberin (sav) sahabelerine sövmek için kullanılıyordu.

Rejim değişti ama Suriye’de yeni bir çatışma için zemin var

13 yıl boyunca Suriye’de şiddetli bir iç savaş yaşandı. Rejim yıkılana kadar da hergün insanlar öldürüldü. Rejim değişti ama Suriye’de yeni bir çatışma için zemin var. Buna Şiiler ve Sünniler arasında mezhep çatışması deniyor.

Arkamdaki tabelada bu yolun İmam Hüseyin’in kızı Seyyide Rukiye Türbesi’ne gittiği yazıyor. Şiiler için kutsal bir mekan. 50 metre ötede ise Sünniler için sembolik bir anlamı olan Emevi Camii bulunuyor ki Alevi iktidarının defteri burada dürüldü. Harita üzerinde her iki yer birbirine çok yakın. Ancak bu tabela üzerindeki ifadelere baktığınızda aslında birbirlerinden çok uzak olduklarını görebilirsiniz.

Suriye’de mezhep çatışması tehlikesi, anlatacağım dahası da var.

HTŞ’nin Özbek savaşçısı: Emir gelse Telaviv’e gideriz

Heyet Tahrir eş-Şam saflarında yer alan muhacir (yabancı) savaşçılar, gelecekteki adımlar ve yeni Suriye'yi savunacak askeri güç konusunda daha fazla şey anlatıyorlar.

Ebu Ahmet, HTŞ saflarında yer alan bir Özbek savaşçı. Örgüt içerisinde emir’di ve şu anda bir askeri komutan. Suriye’de çok sayıda İranlı subayı tutukladığını anlatıyor. O, Şiiler hakkında çok sert konuşuyor ve “Telaviv’e girmek için sadece bir okey bekliyoruz!” diyor.

Ebu Ahmet Özbeki: Kürtlerin hepsi iyi adamlar değiller. Onlar İran’la, Şiilerle, Aleviler ve PKK ile birlik olup, hepsi bize saldırdı. Arapça okumayı biliyor musun?

Hevidar Ahmed: Evet biliyorum.

Ebu Ahmet Özbeki: Şu fotoğrafa bak, ben kendim çektim bunu, bak.

Hevidar Ahmed: Bu İranlı bir subay mı?

Ebu Ahmet Özbeki: Evet, Suriye pasaportu ve kimliği vardı, o Aleviydi.

Hevidar Ahmed: Alevi bir subaydı.

Ebu Ahmet Özbeki: İranlıydı.

Hevidar Ahmed: Nereli?

Ebu Ahmet Özbeki: İranlı, 8 yıldır Suriye halkına karşı savaştığı için ona Suriye kimliği verilmişti. Zahra bölgesinde yaşıyordu. Ben bunun gibi çok sayıda subayı tutukladım.

Hevidar Ahmed: Kaç subay tutukladın.

Ebu Ahmet Özbeki: Yaklaşık 15 subay.

Hevidar Ahmed: 15 mi? Şeyh Ahmed Velid, kim bu?

Ebu Ahmet Özbeki: Bu bir Şii.

Hevidar Ahmed: Şiiler tehlikeli mi?

Ebu Ahmet Özbeki: Nasıl yani?

Hevidar Ahmed: Şiiler sizin için tehlikeli mi?

Ebu Ahmet Özbeki: Bize göre, onlar tehlike değiller, aslında köpek gibiler. Şu anda Allah’a şükür bizler ismini hatılayamadığım o Yahudi yerleşim yerlerine yakın dağdayız. Muhacir savaşçılar Yahudilerin karşısında durmuşlar ve Şam'a gelmelerini engellemek için hazır bekliyorlar.

Hevidar Ahmed: Kimler?

Ebu Ahmet Özbeki: Yahudiler. Allah’ın izniyle bize sadece bir emir ya da tek kelime gelirse biz Tel Aviv’e gireriz. Sadece bize bir emir gelsin, Allah’ın izniyle, bir günde Filistin'e ulaşırız.

Şam sakinleri: Suriye iç savaşı bitmedi

Daha Şam'dayken bana “Esad'ın yıkılmasının ardından da Suriye iç savaşı bitmedi” dediler. Esad sonrası yaşanan bu sessizliğin ardından sessiz ve gizli bir çekişme yatıyor.

Suriye’de her yeni adımla, bu ülkedeki kimlik ve mezhebi ayrışma tehdidi de artıyor. Bu çatışma sadece toprak ve yönetimle sınırlı kalmıyor en kutsal yerlere kadar ulaşmış. Adeta her an patlayabilecek bir barut fıçısına dönüşmüş durumda.

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli