Deyrezor’da neler oluyor: 'Amerika'nın özel planı var'
Erbil (Rûdaw) – Siyasi analist, akademisyen Dr. Ferid Sadun, Deyrezor’daki çatışmaları değerlendirerek ABD’nin Deyrezor dahil bölge için yeni bir planı olduğunu, çatışmalara Arap aşiretlerinin değil sadece yeni bir gündemi olan Arap şeyhlerin katıldığını ve çatışmaların bir Kürt-Arap çatışması boyutu kazanamayacağını belirtti.
Deyrezor’da çatışmalar, Pazar akşamı Haseke’de düzenlenen operasyonda Deyrezor Askeri Meclisi Komutanı Ahmed Ebu Hewla'nın (Ahmed El Xebil) Demokratik Suriye Güçleri (DSG) tarafından tutuklanmasıyla patlak verdi.
Deyrozor’daki Arap aşiretleri Hewla'nın tutuklanmasına karşı çıkarak DSG ile çatışmaya başladı.
Çatışmalarda 11 DSG üyesi ile Deyrezor Askeri Meclisi üyesi 20 silahlı aşiret mensubu ve 3 sivilin hayatını kaybettiği bildirilmişti.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ise ölü sayısının en az 50 olduğunu kaydetmişti.
Bölgedeki son gelişmeleri Rojava’nın Kamışlo kentinden Rûdaw yayınına katılan siyasi analist, akademisyen Dr. Ferid Sadun değerlendirdi.
Yaşananların “normal” bir süreç olduğunu belirten Sadun, “Siyasi ve askeri anlamda Suriye’de yeni bir süreç başlıyor” dedi.
Suriye’de son olarak Süveyda kentinde yeniden başlayan protestoların da Deyrezor’daki gelişmelerle ilgili olduğunu aktaran Dr. Sadun, “Hepsi birbiriyle bağlantılı. Özellikle Irak-Suriye sınırı için yeni bir plan var. Birbirlerinden bağımsız değiller. Zaten Haziran ve Temmuz aylarında da benzer kalkışmalar yaşanmıştı. DSG ile çatışmalar yaşanmıştı. Deyrezor Askeri Meclisi ile sorunlar bir aydan daha fazla süredir zaten yaşanıyordu” yorumunda bulundu.
“Amerika’nın bu bölgeye özel bir planı bulunuyor”
ABD’nin Fırat’ın doğusu ve Irak-Suriye sınırı için özel planı olduğunu savunan Sadun, “Amerika’nın bu bölgeye özel bir planı bulunuyor. Suriye’nin tamamı için değil, rejimin değişmesi de değil. Adım adım işleyen bir plan. Siyasi, askeri ve diplomatik bir hazırlık söz konusu. Bu plan Suriye’nin Irak sınırından Ürdün’e kadar uzanan bölge için geçerli” dedi.
“Deyrezor’da başarıya ulaşamayacaklar”
Deyrezor’daki çatışmaların bir Kürt-Arap çatışmasına evrilip evrilmeyeceğine ilişkin soruyu yanıtlayan Sadun, şu ifadeleri kullandı:
“Bu Arap aşiretleri bugüne kadar kalkıp biz işgalcilere karşı, İran’a bağlı milislere, Türkiye’ye bağlı milislere karşı savaşacağız gibi bir şey demedi.
Bunlar zaten Deyrezor’da da DSG’nin bir parçasıydı. Bu aşiretlerin üyelerinin çoğu DSG’nin safları arasında yer alıyor. Ama bugün bu aşiretler bir fitne çıkarma peşindeler. Meseleyi Kürt-Arap çatışmasına çevirmek istiyorlar.
Doğrudur, bazen yerel anlamda köylerde çatışmalar yaşanabiliyor ama hiçbiri Kürt-Arap çatışması boyutunda değildi. Haseke’de hiçbir zaman olmadı.
Deyrezor’da olanlar da şu an tüm Arap aşiretlerinin bir kalkışması değil zaten, yeni bir gündemi olan bazı Arap şeyhleri sadece. Bunlar Kürt düşmanlığı yapıyorlar. Bunlar taa 2012-2013 yıllarında da biz gidip Serê Kaniyê’yi özgürleştireceğiz diyorlardı. Kürtlerin elinden alacağız diyorlardı.
Bu son gelişmelerde de bir başarıya ulaşamayacaklar. Şu ana kadar da hiçbir zaman Arap aşiretleri ile Kürtler arasında herhangi bir çatışma olmadı.”
Sadun devamında Deyrezor’da DSG ile çatışanların ellerinde ağır silahların olmadığını, herhangi bir düzene sahip olmadıklarını kaydetti.