Kürdistan Bölgesi’ne karşı dava açan vekil: Kimse çıkıp Kürdistan’ı savunmadı

Erbil (Rûdaw) – Irak Parlamentosu bağımsız milletvekili Mustafa Sened, Kürdistan Bölgesi’ne gönderilen bütçe payına karşı 9 ay önce Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nde dava açtığını belirterek, “Ancak bu süre zarfında Kürdistan Bölgesi ve hükümetin haklarını savunacak ve aksini kanıtlayacak kimse çıkmadı” dedi. Sened, “Basra’nın haklarını savunmak” adına bu davaya iştirak olduğunu söyledi.

Irak Federal Yüksek Mahkemesi, geçtiğimiz günlerde Wasit vilayeti Valisi Muhammed Mayahi ile  Irak Parlamentosu bağımsız milletvekili Mustafa Sened'in şikayeti üzerine, Bağdat'ın, Kürdistan Bölgesi'ne mali haklar kapsamında aylık olarak yaptığı ödemelerin “anayasaya aykırı” olduğu gerekçesi ile iptaline karar verdi.

Rûdaw TV’de Nwêner Fatih’in sunduğu Rûdawî Emro programına konuk olan Mustafa Sened, konu hakkında kendisine yöneltilen sorulara yanıt verdi.

Sened, Irak’ın, yasama, yürütme ve yargının yanı sıra bağımsız kurumları olan federal merkezi bir devlet olduğunu, bu yüzden taraflar arasındaki bir meseleyi karara bağlamak için yasama organı olan Federal Yüksek Mahkemesi’ne başvurduklarını söyledi.

“Kürdistan Bölgesi'nin toplam maaşları, Kürdistan Bölgesi için federal bütçenin mali hakları arasında garanti altına alınmıştır” diyen Sened, “2021 yılı Federal Bütçe Yasasının 11. maddesine göre Kürdistan Bölgesi'nin SOMO’ya 250.000 varil petrol göndermesi gerekirken, federal hükümetin de nüfusa göre mali haklarını göndermesi gerektiğine işaret ediliyor. Kürdistan Bölgesi ile merkezi hükümet arasındaki sorunlar nedeniyle, Kürdistan Bölgesi Hükümeti, belirlenen miktarların muadili olan petrolden belirlenen payı göndermemiş ve petrol satışına ilişkin mali hesapları tamamlamamıştır. İlgili maddede belirtilen miktarda petrol gönderilmez ise federal hükümet mali haklarını bütçeden düşecek. Sayın Kazımi’nin başbakanlığı döneminde Kürdistan Bölgesi'ne her ay için 200 milyar dinar gönderilmiştir. Sonraki üç ay için 320 milyar dinar gönderildi. Soru şu ki, bu miktarı kim belirliyor? Yani Kürdistan Bölgesi'nin aylık maaş giderleri sadece 200 milyar dinar mı? Neden daha fazla ya da az değil? Bence bu miktar 200 milyar dinardan az, size göre ise 900 milyar dinar olmalı. Bu çelişkinin giderilmesi için mahkemeye başvurulması gerekiyor” dedi.

Bu kapsamda 9 ay önce Federal Yüksek Mahkemeye başvurduğunu ve bunu sosyal medyadan da duyurduğunu belirten Sened, “Ancak bu 9 ay boyunca Kürdistan Bölgesi ve hükümetinin haklarını savunacak kimse çıkmadı, kimse çıkıp aksini iddia etmedi. Ben de davayı Kürdistan Bölgesi'nin petrol satışından elde ettiği gelir ve vergi gelirlerini açıklayan Federal Mali Denetleme Bürosu'nun Mayıs 2022 raporuna dayandırdım” diye konuştu.

“Kürdistan haksızlığa uğradığına inanıyor”

Kürdistan Bölgesi'nde memur ve emeklilerin maaşları için aylık ihtiyaç duyulan miktarın nasıl hesaplandığının sorgulanması gerektiğini vurgulayan Iraklı vekil, “Kürdistan Bölgesi'nin bu alanda hakkını heba ettiğini düşünüyorum. Kürdistan Bölgesi bu hikayede haksızlığa uğradığına inanıyor. Hükümet orta bir yol bulunması için 200 milyar dinar göndermeyi uygun buldu. Biz bu anlaşmazlığı çözmek için mahkemeye gittik. Mahkeme gönderilen miktarın meşruiyeti konusunda nihai kararını verecek ve karar ne olursa olsun saygı duyacağız. Ancak Federal Mahkemenin kararından sonra yeni bir mekanizma bulunmalı, gerçek meşruiyeti sağlamak ve mevcut ilişkileri geliştirmek için prosedürlere bakmalı ki biz de halkımızın önünde utanmayalım. Basra'nın, Zikar'ın, Maysan'ın petrol geliri olan ve tüm Iraklıların cebine giden bu paraların gönderilmesinden halk şikayet ediyor” ifadesini kullandı.

Mustafa Sened, şikayetinin gerekçesine ilişkin ise, “Kürdistan Bölgesi'nin petrolü, anayasaya göre tüm Iraklıların petrolüdür ama Bağdat'a teslim edilmemiştir. Anayasanın 111. ve 112. maddeleri bunu açıkça belirtmektedir. Basra petrolünde sizin payınız varsa, benim de Kürdistan Bölgesi petrolünde payım vardır” yorumunu yaptı.

“Kürt temsilciler nasıl halkını savunuyorsa, ben de halkımı savunuyorum”

Federal Mahkeme’nin Kürdistan Bölgesi’ne karşı kararını neden “zafer” olarak nitelendirildiğine ilişkin bir soruya yanıt veren Sened, “Evet bu bir zaferdir, Kürdistan Bölgesi’nin temsilcileri nasıl Kürt ulusunu ve Kürt halkını savunuyorsa, ben de akrabalarımı ve halkımı savunuyorum. Ben de Basra’nın bir evladıyım ve Basra'nın servetinin adaletsiz ve haksız yere sağa sola savrulduğuna inanıyorum. Gümrük, vergi, gaz ve petrol gelirlerimizin hepsi böyle gidiyor. Sadece Basra vilayetinde 3,5 milyon varil petrol üretiliyor ve biz hiçbir pay alamıyoruz, bütçemiz bir trilyon Irak dinarını geçmiyor. Gelirimiz Kürdistan Bölgesi'ne gidiyor, bu bizce hak ve adalet değil. Bu nedenle mahkemeye başvurduk” ifadelerini kullandı.

“Erbil’i değil, Bağdat’ı şikayet ettim”

Sened, “(Basra’nın bütçe payı) Bunun Kürdistan Bölgesi'nin suçu olduğunu kim söylüyor? Basra'da yoksulluk yüzde 50, Basra halkı yoksul. Neden bu hesabı Bağdat’tan sormuyorsunuz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Ben Bağdat'ı şikayet ettim zaten, Erbil'i değil, Kürdistan Bölgesi'ni şikayet etmedim. Kürdistan Bölgesi hangi geliri alırsa helali hoş olsun. Kürdistan Bölgesi’ndeki gelişmelerden gurur duyuyorum, ailelerimiz ve arkadaşlarımızla Erbil'e, Süleymaniye'ye, Duhok'a gidiyoruz, bölgedeki refahı gördükçe keyif alıyor ve gurur duyuyoruz. Kürdistan Bölgesi'ne karşı hiç bir düşmanlığımız yoktur. Ne hükümetine ne de halkına karşıyız. Basra vilayetinin bir temsilcisi olarak servetimize karşılık haksızlığa uğradığımızı düşünüyorum ve bu nedenle Bağdat'a şikayette bulundum. Daha birçok şikayetim var ama bunlar Maliye Bakanlığı ile ilgili.”

“Kürdistan Bölgesi’nin Irak’tan ayrılmasını istiyor musunuz?” sorusuna Sened, “Bu konuda bir görüşüm var ama şimdi medya önünde açıklamak istemiyorum. Ama Kürt halkının kararına ve siyasi liderliğine saygı duyuyorum. Bana sorarsanız bugün Kürdistan Bölgesi sahip olduğu birçok imkan ve kurumla zaten bağımsız bir yapı. Merkezi hükümetin bir çok konuda bölge üzerinde hiçbir yetkisi ve hükmü yok. İnanın şu anda bizim Basra için yaptığımız şey, tıpkı sizin yaptığınız gibi bir farkındalık oluşturmaktır. Benim yaptığım, yerimde olacak herhangi bir Kürt vatandaşın yapacağı şeydir” yanıtını verdi.