ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Geoffrey Pyatt Rûdaw Washington temsilcisi Diyar Kurda’nin sorularını yanıtladı
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Geoffrey Pyatt, Irak’ın enerji bağımsızlığı hedeflerine ulaşmak için acil adımlar atılması gerektiğini ifade ederek “Irak'ın ulusal petrol kaynaklarının aracılar tarafından İran limanları üzerinden kaçak götürülmesi, Irak'a hiçbir fayda sağlamıyor. Bu durumda sadece ham petrol için düşük fiyat ödeyip İranlılara daha yüksek fiyata satan kaçakçılar kazanıyor” dedi.
Irak’ta petrol kaçakçılığının kontrol edilmesi için Irak-Türkiye petrol boru hattının yeniden faaliyete geçmesi gerektiğini söyleyen Geoffrey Pyatt “Bakan Hayyan (Irak Petrol Bakanı), Irak hükümetinin Başbakan Sudani'nin Washington ziyaretinde ortaya koyduğu 2030 yılına kadar enerji bağımsızlığına ulaşma hedefine olan bağlılığından çok açık bir şekilde bahsetti. Eğer ham petrol arka kapıdan İran üzerinden çıkıyorsa belirlediğiniz hedeflere ulaşamazsınız. İşte bu yüzden Irak-Türkiye petrol boru hattının açılaması çok önemli” ifadelerini kullandı.
Kürdistan Bölgesi'nde petrol üretimine yatırım yapan Batılı şirketlerin normal faaliyetlerine dönebilmeleri için boru hattının yeniden çalışması gerektiğini aktaran Geoffrey Pyatt, "Bu konuda Bağdat ve Erbil arasında bir anlayış olması gerektiği çok açık. Bakan Hayyan ve Başbakan Barzani ile de net konuştum. Biz kimseyi suçlamıyoruz. Bir tarafı ya da diğerini suçlamıyoruz, ancak her iki taraftan da boru hattını en kısa sürede yeniden faaliyete geçirmek için ciddi bir şekilde birlikte çalışmalarını istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Irak ve Kürdistan Hükümeti arasında yaşanan petrol anlamsızlıklarının çözülmesi gerektiğini vurgulayan Geoffrey Pyatt, “Hem Bağdat'ın hem de Erbil'in oturup ciddi bir şekilde müzakere etmeleri, bir sonuca varmaları ve bunu hem federal Irak'a hem de Kürdistan Bölgesi'ne fayda sağlayacak şekilde yapmaları gerekir. Çünkü şu anda, bildiğim kadarıyla, mevcut durumdan faydalanan tek taraf kaçakçılar ve İranlılar; petrolü arka kapıdan çıkarıyorlar” diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Geoffrey Pyatt Rûdaw Washington Temsilcisi Diyar Kurda’niı sorularını yanıtladı:
Rûdaw: Irak Petrol Bakanı'nın aralarında Kürdistan Bölgesi temsilcilerinin de bulunduğu büyük bir heyetle Houston'a yaptığı ziyaretle ilgili olarak, hem sizinle hem de Amerikan şirketleriyle görüştüler. Irak Petrol Bakanı ile neler konuştunuz?
Geoffrey Pyatt: Bu ziyaret, Başbakan Sudani'nin bu yılın başındaki başarılı ziyaretinin devamı niteliğindeydi. Bu görüşmelerde enerji konuları ve özellikle Irak Başbakanı'nın 2030 yılına kadar tam enerji bağımsızlığını elde etme hedefi ön plandaydı. Ayrıca Mayıs ayında Bağdat ve Erbil'e yaptığım ziyaretten de bahsedildi. O ziyarette Amerika'nın Irak'ın enerji bağımsızlığına ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile federal Irak arasındaki yakın enerji ilişkilerine verdiği destek güçlü bir şekilde vurgulanmıştı. Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nin zengin enerji kaynaklarından Irak'ın enerji bağımsızlığına fayda sağlamak için yararlanma fırsatları da konuşuldu. Son olarak, Biden yönetiminin Irak-Türkiye petrol boru hattının yeniden açılmasına verdiği öncelikten bahsedildi. Bu boru hattı, daha fazla enerji entegrasyonunu kolaylaştıracak ve tüm Irak halkının çıkarına olmayan kaçakçılık ve diğer faaliyetleri kontrol altına alacak bir mekanizma olarak görülüyor.
Rûdaw: Enerji bağımsızlığı konusunda kalalım. Irak Petrol Bakanı Houston'a gelmeden önce, bir grup ABD Kongre üyesi Başkan Biden'a bir mektup gönderdi.
Geoffrey Pyatt: Doğru.
Rûdaw: Bakan, İran'ın petrol satışına karıştığından endişe duyduklarını belirtmişti. Yani siz Irak'ın enerji bağımsızlığından bahsederken, burada Amerika'da bazı sesler, "Onlar bağımsız olmak istemiyorlar, aynı zamanda İran'a da yardım ediyorlar..." diyor.
Geoffrey Pyatt: Doğru.
Rûdaw: Ayrıca bu mektup konusunu Bakan Hayyan ile görüşmenizde de gündeme getirdiğinizi öğrendim. Sorum şu: Bu konuda herhangi bir endişeniz var mı, yoksa bu mektupta herhangi bir gerçeklik olduğunu düşünüyor musunuz?
Geoffrey Pyatt: Genel olarak kongre mektupları hakkında yorum yapmıyoruz. Ancak şunu söyleyeyim, öncelikle Kongre üyelerinin o mektupta dile getirdiği sorunlar hepimizin endişelenmesi gereken sorunlardır. Irak'ın ulusal petrol kaynaklarının aracılar tarafından İran limanları üzerinden kaçak götürülmesi, Irak'a hiçbir fayda sağlamıyor. Bu durumda sadece ham petrol için düşük fiyat ödeyip İranlılara daha yüksek fiyata satan kaçakçılar kazanıyor. Bu durum, bir de Tahran'ın yıllardır Irak'ın karar alma sürecindeki kötü etkisi göz önüne alındığında, İran'a fayda sağlıyor.
Benim için bu konu çok açık, Bakan Hayyan, Irak hükümetinin Başbakan Sudani'nin Washington ziyaretinde ortaya koyduğu 2030 yılına kadar enerji bağımsızlığına ulaşma hedefine olan bağlılığından çok açık bir şekilde bahsetti. Eğer ham petrol arka kapıdan İran üzerinden çıkıyorsa belirlediğiniz hedeflere ulaşamazsınız. Tekrar söylüyorum, işte bu yüzden Irak-Türkiye petrol boru hattı çok önemli.
Rûdaw: Peki, Kürdistan Bölgesi'nin petrol boru hattı konusuna geçmeden önce, yaptırımlardan muafiyet konusunda bir soru sorayım. Sanırım 21 veya 22 kez yenilediniz.
Geoffrey Pyatt: Doğru.
Rûdaw: Irak'ın İran'dan enerji satın alması için bu yaptırım muafiyetini ne zamana kadar yenileyeceksiniz?
Geoffrey Pyatt: Umarım yakında bu muafiyetlere ihtiyacımız kalmaz, çünkü o muafiyetlere ihtiyacımız kalmadığı gün, Irak'ın enerji bağımsızlığını kazandığı ve artık enerji tedariki için İran'a bağımlı olmadığı gün olacaktır.
Rûdaw: Bu durum 2030 yılına kadar mı devam edecek?
Geoffrey Pyatt: En azından 2030 yılına kadar, ama en başından beri muafiyetin asla kalıcı olmadığını açıkça belirttik. Muafiyetin amacı, Irak'ın daha fazla faaliyete, yakılan ve salınan gazın toplanması ve Basra gazı gibi projelerde yeni üretim dahil olmak üzere daha fazla yatırım yapmasını kolaylaştırmaktı. Ayrıca BP'nin bazı faaliyetlerindeki son gelişmeleri görmekten memnun oldum. Irak enerji açısından fakir bir ülke değil. Enerji ithalatçısı olmamalı. Irak, Amerika Birleşik Devletleri gibi olmalı. Büyük bir enerji ihracatçısı olmalı. Bu yüzden bunu kolaylaştırmak istiyoruz ve bu başarıldığında muafiyet ortadan kalkacaktır.
Rûdaw: Kürdistan Bölgesi'nin petrol boru hattı konusuna gelelim. Houston'daki toplantınızda bu konu hakkında iki farklı görüş olduğunu öğrendim, Irak hükümeti ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti tamamen farklı düşünüyorlar.
Geoffrey Pyatt: Çok iyi kaynaklarınız var.
Rûdaw: Tabii ki bu iki görüş tamamen farklıydı. Uzun zamandır bu konuyu tartışıyorsunuz, ama tünelin sonunda hiçbir ışık görünmüyor.
Geoffrey Pyatt: Doğru.
Rûdaw: Peki, herhangi bir rolünüz var mı? Çünkü Kürdistan Bölgesi Hükümeti, sizin rolünüz olabileceğini söylüyor. Toplantılarda Amerika'nın bulunmasını veya gözlemci olmasını istiyorlar. Çünkü toplantılarda Irak hükümeti konuları anlayışla karşılıyor görünüyor, ancak sonuçta mevcut olanı değil de farklı bir sonuca varıyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Geoffrey Pyatt: Birkaç şey söyleyeyim. Herhangi bir tarafla yaptığımız diplomatik temaslardan bahsetmeyeceğim. Şunu da söylemeliyim ki, Cuma sabahı Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani ile çok iyi bir telefon görüşmesi yaptım. Ona Erbil'de gördüğüm sıcak misafirperverlik için ne kadar müteşekkir olduğumu söyledim. Ayrıca Kürdistan Bölgesi'nde yapılan yeni yatırımlar, Türkiye'den elektrik alımı ve şu anda Bölgede kullanılamayan bazı gaz türbinlerinin kullanılması için doğan fırsatlar gibi yatırımlardan ne kadar etkilendiğimi söyledim.
Erbil'in bakış açısı veya Bağdat'ın bakış açısı konusunda, Amerika Birleşik Devletleri net olmuştur. Irak-Türkiye petrol boru hattının yeniden faaliyete geçmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunu yapmanın özel bir öncelik olduğuna inanıyoruz, çünkü şu anda Kürdistan Bölgesi'ndeki ham petrol üretimi pratikte boru hattının kapatılmasından önceki seviyeye ulaşmış durumda. Tüm o petrol bir yere gidiyor. Çoğu kaçak olarak taşınıyor. Bu da ne Erbil bütçesine ne de Irak bütçesine fayda sağlıyor.
Rûdaw: Bu sizi endişelendiren bir konu mu?
Jeffrey Pyatt: Bu konuda oldukça endişeliyiz çünkü mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını düşünüyoruz. Başından beri boru hattının yeniden faaliyete geçmesi gerektiği konusunda çok nettik. Önümüzdeki birkaç saat içinde Houston'a gideceğim. Orada Türkiye Enerji Bakanı Bayraktar'ı tekrar göreceğim için çok mutluyum. Bu sorun hakkında dünya çapında birçok kez konuştuk; İstanbul'da, Washington'da, Abu Dabi'de. Dolayısıyla denkleminizin o tarafında diyaloğun devam edeceğini umuyorum, ancak Bağdat ve Erbil arasında bir anlayış olması gerektiği çok açık. Bu konuda Bakan Hayyan ve Başbakan Barzani ile de net konuştum. Biz kimseyi suçlamıyoruz. Bir tarafı ya da diğerini suçlamıyoruz, ancak her iki taraftan da boru hattını en kısa sürede yeniden faaliyete geçirmek için ciddi bir şekilde birlikte çalışmalarını istiyoruz. Houston'da çok net bir şekilde konuştum, Kürdistan Bölgesi'nde petrol üretimine yatırım yapan Batılı şirketlerimizin normal faaliyetlerine dönebilmeleri için boru hattının yeniden çalışması gerekiyor.
Rûdaw: Son sorum, biliyorum programınız dolu ve seyahat etmek üzeresiniz, ancak Kürdistan Bölgesi'nin petrol boru hattı konusunda Irak hükümeti Erbil'den sözleşmeleri kendilerine vermelerini istiyor. Kürdistan Bölgesi Hükümeti ise sadece anlaşmaların ticari şartlarını vereceğini söylüyor.
Jeffrey Pyatt: Doğru.
Rûdaw: Bir diğer anlaşmazlık noktası masraflar konusu. O toplantıda Amerika'nın tutumunun, Irak hükümetinin masrafları ödemesi gerektiği yönünde olduğunu öğrendim. Gerçek masraflardan bahsediyorum, yani Kürdistan Bölgesi'nde çalışan Amerikan şirketlerinin ve diğer şirketlerin masraflarını kastediyorum. Bu konudaki düşünceniz nedir?
Jeffrey Pyatt: Öncelikle, maliyet sorunları ticari konulardır. Dünyanın hiçbir yerinde petrol çıkarma maliyetleri ve sözleşme konularının müzakerelerine karışmam. Bunun biraz da Amerika Birleşik Devletleri'nde "kırmızı ringa balığı" dediğimiz şey olduğunu düşünüyorum, yani bir saptırma. Çünkü pratikte bu tür bilgiler bulunabilir, çoğu zaman hisse senedi kayıtlarının bir parçası olarak veya başka şekillerde yayınlanır. Dolayısıyla görmek istediğimiz şey, hem Bağdat'ın hem de Erbil'in oturup ciddi bir şekilde müzakere etmeleri, bir sonuca varmaları ve bunu hem federal Irak'a hem de Kürdistan Bölgesi'ne fayda sağlayacak şekilde yapmalarıdır. Çünkü şu anda, bildiğim kadarıyla, mevcut durumdan faydalanan tek taraf kaçakçılar ve İranlılar; petrolü arka kapıdan çıkarıyorlar.
Rûdaw: Çok teşekkür ederim.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın