Irak Başbakanlık Sözcüsü: Bağdat Erbil'in payı olan 320 milyar dinarı gönderecek
Erbil (Rûdaw) - Irak Başbakanlık Sözcüsü Ahmet Molla Talal, Bağdat yönetiminin Basra ile Erbil’deki memurlar arasında ayrım yapmaması gerektiğini ifade ederek, “Bu süreçte devlet adamı anlayışıyla davranılmalı. Halkının geçim meselesini siyasi bir kampanyaya dönüştürülmemeli” dedi.
Al İraqiye televizyonuna konuşan Sözcü Ahmet Molla Talal, Bağdat yönetiminin Kürdistan Bölgesi’ne aylık 320 milyar dinarı göndereceğini ve anlaşmaya bağlı kaldığını ifade etti.
Molla Talal, “Erbil’deki memur ile Basra’daki memur arasında bir ayrım olmaması gerekiyor” dedi.
Bağdat yönetiminin, Kürdistan halkını Irak’ın bir parçası olarak gördüğünü vurgulayan Molla Talal, “Bağdat, ya Kürdistan halkın kendi parçası gibi görecek ya da Kürdistan bizim bir parçamız değildir diyecek. Bu durumda onlar (Kürdistan Bölgesi) 2017’deki tecrübeyi (Bağımsızlık Referandumu) tekrarlayabilirler” diye konuştu.
Kürdistan Bölgesi’nin Irak bütçesindeki payının 1 milyar dolar olduğu ancak Erbil yönetiminin aylık 250 bin varil petrolü Bağdat’a teslim etmemesi ve bunun yanı sıra bir takım mali ve ekonomik yükümlülükleri yerine getirmemesi şartıyla aylık sadece 320 milyar dinar (269 milyon dolar) gönderildiğini anımsatan Molla Talal, “Siyasi çekişmelerden dolayı Erbil ve Süleymaniye’deki memurların zarar görmesi kabul edilmemeli” ifadelerini kullandı.
Ahmet Molla Talal, Kürdistan Bölgesi’nde maaşların ödemesi konusunda yaşanan erteleme ve kumbara sisteminin Kürdistan hükümetini bağladığını söyledi.
Molla Talal şunları söyledi:
“Siyasi taraflar (Borç yasası) nasıl oy kullanacakları kendi hakları. Mali açığı kapatmak amaçlı meclise gönderilen yasada Kürdistan Bölgesi’nin memur maaşlarıyla ilgili bir bent yer alıyor. Hükümet Kürdistan’daki memurların sorumluluğunu alıyor. Bu gün veya yarın Kürdistan Bölgesi’ni Irak’ın bir parçası olarak görmeliyiz. Iraklı vatandaşlar gibi onlara da bakmalıyız. Durumları Basra ve Enbar’la aynı olmalı. Ya da Kürdistan Bölgesi’ne 2017'ye geri dönün diyelim, bu şekilde olmaz. Bu süreçte devlet adamı anlayışıyla davranılmalı. Halkının geçim meselesini siyasi bir kampanyaya dönüştürülmemeli, özellikle seçimlerin yakın olduğu bir dönemde. Yapılan bu siyasi müzayedeler bizi bu sürece getirdi.”
"Irak Parlamentosu’nun kararı"
Irak Parlamentosu’nda 12 Kasım'da gece yarısı düzenlenen oturumda "Mali Açık ve Borçlanma Yasası" Kürt milletvekillerinin boykotuna rağmen Şii ve Sünni vekillerin oylarıyla kabul edilmişti.
Bu yasaya göre, Irak hükümeti boşalan hazine için Merkez Bankası ve diğer kamu bankalarından borç alacak. Alınan borçlarla 2 aydır geciken memur maaşlarının ödenmesi bekleniyor. Ancak yasaya Şii ve Sünni vekillerin imzası ile bazı eklemeler yapılarak Kürdistan Bölgesi’nin bu borçlardan muaf tutulması maddesi eklendi.
Onaylanan yasa uyarınca, Kürdistan Bölgesi’ne aylık 320 milyar dinar bütçe de gönderilmeyecek.
Irak bu kararla Kürdistan halkını cezalandırıyor!
Başkan Neçirvan Barzani, düzenlediği basın toplantısında Irak Parlamentosu’nda onaylanan “borçlanma yasası”na ilişkin, “Bu çok tehlikeli bir gelişmedir. Yasanın kabul ediliş dili, Kürdistan halkını cezalandırmadır. Bu, birlikte kurduğumuz Irak’ın birlik, ortaklık prensiplerine aykırıdır” dedi.
Yasayı onaylayan taraflara sorular yönelten Barzani, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Irak’taki tüm taraflara sorulması gereken temel soru şudur; Kürdistan Bölgesi Irak’ın bir parçası mıdır? İkinci soru da şu; Kürdistan’daki memur ve çalışanlar Irak’taki memur ve çalışanların bir parçası mıdır, değil midir? Elbette bu soru Bağdat’a yöneltildiğinde ‘evet’ diye yanıtlanır. Ancak bu yasanın onaylanma şekli tam olarak 2003’te birlikte kurduğumuz Irak’ın kuruluş prensiplerinin tümüne aykırıdır. Bu birlikte yaşam, denge, ortaklı prensiplerine aykırıdır ki biz Yeni Irak’ı bu prensipler temelinde inşa ettik.
Irak’ın sorunları bu şekilde çözülmez. Çünkü bugün Irak’ta bazı taraflar güç sahibidir ve dayatmada bulunabilirler. Ancak Irak’taki sorunlar bundan çok daha derindir. Bilemiyorum, Irak’taki siyasi taraflar bu kararla nasıl başarı sağladıklarını tasavvur edebilirler. Kanımca bu şekilde ülkenin yönetilmesi konusunda en büyük başarısızlık örneğini göstermiş oldular. Irak Parlamentosu’ndan alınan kararla, Kürt’ü, Türkmeni ve diğer unsurları ile Irak’ın en önemli bileşenlerinden biri ihmal edilmiş oldu.
Biz bu durumdan çok büyük endişe duyuyoruz. Bir diğer soru da şu; bu kararın ardından Kürdistan’da yaşayan insanlar kendilerini nasıl eşit bir Irak vatandaşı olarak görebilir? Haklarımız olduğu kadar sorumluluklarımızın da olduğunun bilincindeyiz. Kürdistan Bölgesi hiçbir şekilde sorumluluklarından kaçmıyor ve her halükarda Irak’a karşı sorumluluklarını yerine getirmeye hazırdır.”
BM’ye çağırıda bulunan Barzani, “Irak’la sorunlarımız sadece petrol meselesi değil. Bu sorunlar çözülmeden Irak’ın istikrara kavuşması mümkün değil. Sorunların nihai çözümü için Birleşmiş Milletlerin rol almasını öneriyoruz. Çünkü Erbil ile Bağdat arasında yaşanan sorunların çözümü konusunda rol alabileceklerini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Başkan Mesud Barzani ise, 12 Kasım'da yaptığı açıklamada, söz konusu yasanın, herhangi bir ortaklık prensibi, denge, birlik olmaksızın ve Kürt milletvekillerinin şikayet ve önerilerine kulak vermeden geçirildiğini belirtmişti.
Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih da, yasaya ilişkin 13 Kasım'da yaptığı açıklamada, "Söz konusu yasa, ulusal uzlaşıdan ve özellikle Kürt oluşumundan uzak şekilde kabul edildi. Bu da siyasette negatif bir gelişmeye işaret ediyor. Kürdistan Bölgesi’ndeki memurların maaşlarına çözüm bulmadan Irak'ta memurların maaşlarının ödenmesinden memnuniyet duymamız eksik kalır. Onlar (IKBY memurları) Irak vatandaşlarıdır ve hakları Anayasada yer almıştır" demişti.
Bağdat'taki Kürt vekillerin boykot ettiği yasaya Kürdistan Bölgesi yetkilileri de tepki göstermişti.