Subay ve polislerle ilgili ilginç karar: 'Namuslu kadınla evlenme’ şartı

Foto: Reuters

Haber Merkezi - Irak İçişleri Bakanlığı, tüm subay ve polis memurlarının evlenmeden önce nişanlılarının “namuslu” olduğuna dair destek yazısı almasını zorunlu kıldı. “Kötü şöhretli” kadınla evlenen güvenlik personeli, hapis cezası alacak.

Irak İçişleri Bakanlığı, güvenlik personeline yönelik ilginç bir karar aldı.

9 Mart 2025 tarihinde, Irak İçişleri Bakanı Abdülemir Şemmeri'nin imzaladığı 25387 sayılı bakanlık emriyle, bakanlık personelinin evlenmeden önce nişanlılarının "namuslu" olduğuna dair destek yazısı alması zorunlu hale getirildi.

Yeni emir, İçişleri Bakanlığı'na bağlı her subay ve polis memurunun, evlendikleri kadının "namuslu" olduğuna dair bir yazıyı almak zorunda olduklarını belirtiyor.

Söz konusu yazı, Personel Güvenliği Müdürlüğü ve Bakanlığın Federal İstihbarat ve Soruşturma Ajansı tarafından hazırlanacak ve kadının, "kötü şöhretli" olarak tanımlanmadığı doğrulanacak.

Emre göre, "kötü şöhretli" bir kadınla evlenen her subay ve polis memuru, hapis cezasına çarptırılacak. Ayrıca, evlenmeden önce, güvenlik birimlerinin bu konuda onay alması ve tüm subay ve personellere bu şartları bildirmesi gerekecek.

Bu yeni uygulama, güvenlik birimlerinin düzenli denetimlerinin parçası olarak, personel davranışlarının değerlendirilmesi ve bu tür kararların iş dosyalarına işlenmesini sağlayacak.

İç Güvenlik Kuvvetleri'nin tüm birimlerinin, bu emrin uygulanması için işbirliği ve koordinasyon içinde çalışacağı belirtiliyor.

Emir, yasalara uymayanların cezalandırılacağını vurguluyor.

Eski milletvekili Hayfa el-Amin'den İçişleri Bakanlığı'na sert tepki

Iraklı siyasetçi ve eski parlamenter Hayfa el-Amin, Irak İçişleri Bakanı Abdülemir Şemmeri’nin imzaladığı, polis memurlarının evliliklerinde eşlerinin "namuslu" olduğunu kanıtlayan destek yazısına sahip olmalarını gerektiren bakanlık kararını sert bir şekilde eleştirdi.

Rûdaw’a konuşan Amin, bu kararın sadece kadınlara yönelik ayrımcılık olduğunu ve toplumda büyük bir kaosa yol açabileceğini belirtti.

Amin, söz konusu kararın "polis memurları ve devlet çalışanları için ciddi bir sorun teşkil ettiğini" vurguladı.

"Bu, tehlikeli bir örnektir” diyen Amin, “Kişisel özgürlük ve bireysel seçimlere müdahale edilmesi kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

Kararın, kadınlara ve ailelere hakaret içerdiğini belirten Amin, "Bu kişi, kişisel hayatını koruyan yasal hakkına sahip olmalıdır" şeklinde konuştu.

İçişleri Bakanı'nın kararının sadece kadına yönelik değil, erkeklere de uygulanması gerektiğini savunan Amin, "Kadına taciz eden, rüşvet alan, zina yapan ve diğer suçları işleyen erkeklere ne yapılacak?" sorusunu gündeme getirdi.

"Şeref sadece kadını mı ilgilendiriyor?"

"Şeref sadece kadını mı ilgilendiriyor?" diyen Amin, kadınların kötü şöhretli olduklarını nasıl teyit edebileceklerini sorguladı. Ayrıca, Amin, gizli muhbirler ve sahte raporlarla yapılan manipülasyonların bu tür bir kararın yanlış uygulanmasına yol açacağını belirtti.

Amin, bu tür uygulamaların toplumsal çatışmalara, aşiret sorunlarına ve suç davalarına yol açacağını vurguladı.

Zina suçunun kanıtlanmasının zor olduğunu hatırlatan Amin, "Bu mesele hukuki, dini, sosyal, insani ve anayasal açıdan göz ardı edilemez" dedi.

Amin, İçişleri Bakanlığı’na, "Böyle yasal olmayan kararlarla nereye gidiyorsunuz? Bu kararların hukuki ve toplumsal sonuçlarını düşünmediniz mi?" diyerek tepki gösterdi ve başvurularda bulunulması gerektiğini belirtti.

Amin ayrıca, Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'ye bir mektup göndererek, "Şeref, kadın ve erkek için eşittir. İçişleri Bakanlığı'nın, polis mensuplarının kişisel yaşamlarına müdahale etme hakkı yoktur" dedi.

Amin, İçişleri Bakanlığı’nın bu kararı tekrar gözden geçirmesi ve derhal iptal etmesi gerektiğini belirterek, kararın hem kadınları hem de erkekleri lekeleyeceğini ve Irak yasalarına aykırı olduğunu ifade etti.