Af Örgütü: İran'daki Kürtler sistematik ayrımcılığa maruz bırakıldı
Erbil (Rûdaw) - Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), yıllık raporunda İran’daki insan hakları ihlallerini de ele aldı. Raporda, etnik ayrımcılık, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve protestoculara orantısız müdahalelerin giderek arttığına dikkat çekildi.
Uluslararası Af Örgütü, Rojhılat (Doğu Kürdistan) ve İran'daki insan hakları ihlallerine ilişkin yıllık raporunu yayınladı.
Uluslararası ihlaller
Raporda, İran’ın kendi halkına yönelik insan hakları ihlallerinin yanı sıra bir dizi uluslararası hukuk ve egemenlik ihlali de gerçekleştirdiği kaydedildi.
İran'ın Suriye hükümet güçlerine silah sağlamaya devam ettiği hatırlatılan raporda, ayrıca Rusya-Ukrayna savaşında sivil bölgelere karşı kullandığı Şehid 136 insansız hava aracını Rusya'ya tedarik ettiği belirtildi.
Af Örgütü, İran'ın Eylül ve Ekim 2022'de Kürdistan Bölgesi'ndeki Kürt partilerine yönelik füze ve insansız hava aracı saldırılarını da yeni bir ihlal olarak nitelendirdi.
İfade ve toplanma özgürlüğü
Raporda, “Eylül 2022’de Jina (Mahsa) Emini'nin İran'ın sözde “ahlak polisi” tarafından ülkenin kadın haklarına aykırı zorunlu başörtüsü yasalarını ihlal ettiği gerekçesiyle gözaltına alınması ve ardından gözaltında ölümü, İslam Cumhuriyeti'nin sona ermesi ve insan hakları ve eşitliğe saygı duyan bir sistemin kurulması çağrısında bulunan benzeri görülmemiş protestolara yol açtı” denildi.
İran hükümetinin, Jina Emini’nin ölümünün ardından Seqiz’da başlayan gösterilerin ardından Instagram ve WhatsApp'ı engellediği, Facebook, Signal, Telegram, Twitter ve YouTube'da filtre uyguladığı hatırlatıldı.
“Protesto ve ifade özgürlüklerimizdeki aşınma, 2022 yılında tam bir heyelan durumuna geldi” tespitine yer verilen raporda, İran güvenlik güçlerinin göstericilere doğrudan ateş açarak yüzlerce kişiyi öldürdüğü ve tutukladığı belirtildi.
"İranlı yetkililer medyayı sansürledi ve televizyon kanallarını filtreledi" denilen raporda, yetkililerin defalarca ülkedeki gösteriler sırasında internet hizmetlerinin kapatılması emrini verdiğini ve böylece güvenlik güçlerinin göstericilere karşı uyguladığı şiddeti gizlemek istediği bilgisine yer verildi.
Uluslararası Af Örgütü'ne göre, İranlı güvenlik güçleri tarafından 41'i çocuk olmak üzere en az 305 sivil öldürüldü. Ölümlerin çoğu Kürdistan, Sistan, Belucistan ve Batı Azerbaycan'da yaşandı.
Şantaj ve haksız yargılama
Raporda, yalnızca Rojhılat ve İran'da Eylül gösterilerinin ilk birkaç haftasında 15.000 ila 16.000 kişinin tutuklandığı ve çoğunun adil olmayan yargılamalara maruz kaldığı ifade edildi.
Gösterilerde tutuklanan iki genç ise, "Allah'a düşmanlık" suçlamasıyla yargılandıktan sonra idam edildi.
Uluslararası Af Örgütü, İran yönetiminin insan hakları savunucuları, gazeteciler, siyasi aktivistler, yazarlar, sanatçılar, müzisyenler, üniversite ve lise öğrencilerine baskı uyguladığını yazdı.
Etnik ve dini azınlıklara baskı
Raporda, İran'da yaşayan ve Fars olmayan milletlerin büyük bir baskı ve ayrımcılığa tabi tutulduğu belirtilerek, “İran'da Ahvaz Arapları, Azerbaycan Türkleri, Beluciler, Kürtler ve Türkmenler dahil olmak üzere etnik azınlıklar sistematik ayrımcılığa maruz bırakıldılar; bu kişilerin eğitim, istihdam, yeterli barınma ve siyasi makamlara erişimi kısıtlandı” denildi.
Uluslararası Af Örgütü, Bahailer, Hıristiyanlar, Yahudiler, Yarsan ve Sünni Müslümanlar da dahil olmak üzere İran'ın dini azınlıklarının ciddi adaletsizliklere maruz kaldığını bildirdi.
Raporda, dinsel farklılıklarından dolayı bu kesimlerin istihdamlarına, eğitimlerine, evlat edinmelerine, siyasetlerine ve ibadetlerine karşı da kanunlar çıkarıldığı ifade edildi.
Uluslararası Af Örgütü'ne göre İran'da her yıl yüzlerce kişi dini farklılıklar nedeniyle tutuklanıyor ve bunların çoğu hapishanelerde işkence ve "insanlık dışı" muameleye maruz kalıyor.
İran güvenlik güçlerinin Rojhılat ile Kürdistan Bölgesi arasında mal taşıyan (Kolber) Kürt köylüleri öldürdüğü bilgisine yer verilen raporda, bu köylülerin güvenlik güçlerine herhangi bir mukavemette bulunmadıkları halde öldürüldüğü kaydedildi.
Şimdiye kadar, İran makamları bu şiddet eylemlerinden dolayı herhangi bir personel veya yetkiliyi tutuklamadı.