İran, bilim insanlarının öldürülmesinde yaşanan zaafları kabul etti

Haber Merkezi – İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mahmud Alavi, nükleer bilimcilerin öldürülmesiyle ilgili yapılan soruşturmaların failleri ve kullanılan yöntemleri belirlemekte yetersiz kaldığını söyledi.

İran’ın eski İstihbarat Bakanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mahmud Alavi, ülkesinin medyasına yaptığı açıklamada, "Dört nükleer bilimcinin cinayetinde suçluları tespit edemedik. Ayrıca bu cinayetlerin yöntemlerini de tam olarak inceleyemedik" dedi.

Alavi, 2011 ve 2013 yılları arasında suikaste uğrayan Mesud Ali-Muhammedi, Mecid Şahriyari, Dariyuş Rezainejad ve Mustafa Ahmedi Roşan’ı kastederek, bu suikastların faillerinin hala bulunamadığını vurguladı.

Ancak Mahmud Alavi, 2020’de öldürülen İran’ın nükleer programının başındaki isimlerden Muhsin Fahrizade’nin suikastinin farklı bir durum olduğunu belirtti.

Alavi, "Fahrizade cinayetinde tüm faillerin kimlikleri tam olarak tespit edildi, ancak çok dikkatli bir düşmanla karşılaştık ve genellikle hedeflerimize ulaşmadan yarım saat önce kaçtılar. Son olarak da Seqiz (Rojhılat) üzerinden ülkeyi terk ettikleri öğrenildi" diye konuştu.

İranlı nükleer bilimciler ve suikast yöntemleri

İranlı 5 nükleer bilimci 2010 ile 2020 yılları arasında çeşitli yöntemlerle öldürüldü.

Mesud Ali-Muhammedi 2010 yılında bir motosiklete yerleştirilen uzaktan kumandalı bir bomba ile öldürüldü.

Mecid Şahriyari ve Mustafa Ahmedi Roşan, 2010 ve 2012 yıllarında araçlarına yerleştirilen patlayıcılarla hayatını kaybetti.

Dariyuş Rezainejad ise 2011 yılında motosikletli suikastçılar tarafından vurularak öldürüldü.

Son olarak Muhsin Fahrizade 27 Kasım 2020’de başkent Tahran yakınlarındaki Damavand bölgesinde uzaktan kumandalı bir makineli tüfekle suikasta uğradı.

Fahrizade’nin öldürülmesi ve ardından Kürt kentlerinde operasyon

Fahrizade suikastından sonra İran güvenlik güçleri Arak, Hemedan, Sine vilayetleri ve Seqiz ilçesinde operasyon gerçekleştirdi.

Alavi, suikastçıların hareketlerini tespit ettiklerini ancak sürekli olarak kaçmayı başardıklarını söyledi.

Uluslararası basın, suikastın, İsrail tarafından tasarlanan ve İran’a kaçak olarak sokulan uzaktan kumandalı bir silah kullanılarak gerçekleştirildiğini öne sürdü. Suikast 20 kişilik bir ekip tarafından yürütülen 8 aylık bir operasyonun neticesinde gerçekleşti.

İranlı yetkililer, suikastla ilgili bazı tutuklamaların gerçekleştiğini açıklasa da soruşturmalarda tutarsızlıklar yaşandığı ortaya çıktı.

İlk açıklamalarda, olayda 5 ila 6 silahlı kişinin yer aldığı belirtilirken, daha sonra 14 sanığın yargılandığı bildirildi.

İnsan hakları örgütleri, suikasta yardımcı olduğu iddia edilen bazı Kürt tutukluların adil yargılanmadığını ve avukatlarıyla görüşme haklarının ihlal edildiğini savundu.

Ayrıca İran’ın istihbarat servisinin bu yüksek profilli cinayetleri çözüme kavuşturmakta zorlandığına bu yüzden farklı insanları hedef gösterdiğine dikkati çektiler.

İran yönetimi suikastları İsrail’in gizli servisleriyle ilişkilendirmişti.