İran'da seçimi muhafazakar aday Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi kazandı
Haber Merkezi - İran'da resmi olmayan sonuçlara göre muhafazakar aday Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi 13. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanarak ülkenin 8. Cumhurbaşkanı oldu.
Seçimlerin ilk resmi sonuçlarına göre muhafazakar aday İbrahim Reisi 28 milyon 600 bin oydan 17 milyon 800 binini alarak seçimi kazandı.
İran İçişleri Bakanlığı Seçim Merkezi Başkanı Cemal Örf, düzenlediği basın toplantısıyla 13. Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin ilk sonuçlarını paylaştı.
Örf, şu ana kadar sayılan 28 milyon 600 bin oydan muhafazakar aday Reisi'nin 17 milyon 800 bin, muhafazakar aday Muhsin Rızai'nin 3 milyon 300 bin, reformist aday Abdunnasır Himmeti'nin 2 milyon 400 bin ve bir diğer muhafazakar aday Emir Hüseyin Kadızade Haşimi'nin de 1 milyon oy aldığını belirtti.
Bu sonuçlara göre oyların yüzde 62'sini alan Reisi birinci turda cumhurbaşkanı seçilmek için gerekli olan yüzde 50+1'i geçerek 8. Cumhurbaşkanı oldu.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de yaptığı açıklamada halkın seçtiği cumhurbaşkanının belli olduğunu belirterek 45 gün sonra görevi kendisine devredeceğini dile getirdi.
İran'da Cumhurbaşkanı 4 yıl süreyle görev yapıyor ve bir kimse en fazla 2 defa üst üste bu makama seçilebiliyor. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani bu nedenle aday olamadı.
Adayların ilk turda seçilebilmesi için yüzde 50+1 oy alması gerekiyordu.
Ruhani'nin kazandığı 2017'deki 12. Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde katılım yüzde 73, geçen yıl yapılan 11. Dönem Meclis Seçimlerine ise yüzde 42,57 olarak gerçekleşmişti.
İbrahim Reisi kimdir?
İran İslam Cumhuriyeti’nin kilit kurumlarından biri olan Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin seçimlerde yarışacak adayları başvuran 592 kişiden yalnızca önce 40’a ardından da ardından da 7’ye indirmişti
Eski Meclis Başkanı Ali Laricani, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin yardımcısı İshak Cihangiri ve eski cumhurbaşkanlarından Mahmud Ahmedinejad’ın da içinde bulunduğu çok sayıda ismin elenmesiyle oluşan nihai liste ile Reisi’nin önü açıldı.
Reisi, seçim kampanyası boyunca özenle yolsuzluk ve ekonomik sorunlara vurgu yaptı ve bunlara öncelik vereceğinin altını çizdi. Her ne kadar 2017 adaylığı esnasında, 1989 yılında o dönem hapiste bulunan tartışmalı sayıdaki rejim muhalifi Halkın Mücahitleri Örgütü mensubunun idam kararını veren heyette bulunması nedeniyle içeride ve dışarıda bazı çevrelerin eleştirilerinin hedefi olsa da Reisi, yolsuzluk ve siyasi başarısızlık gibi konularda kamuoyu nezdinde karnesi temiz bir isim.
Reisi’nin İranlıların hukuken değilse de fiilen kullandıkları birtakım özgürlüklere savaş açması ise beklenmiyor ve 60 yaşla İran siyasetinde nispeten genç bir yaşta olan ve adı Hamaney’in olası halefleri arasında da dillendiriliyor.
Reisi döneminde muhafazakâr siyasette de bir açılım bekleniyor. Yapılan yorumlarda, İranlı seçmenlerin sandığa gitme konusundaki anketlere yansıyan gönülsüzlüğünün Reisi’nin şahsından çok, sürecin işletilme şekliyle alakalı olduğu belirtiliyor.
Reisi’yi ufukta bekleyen önemli meseleler var ve İran’ın yoğun dış politika gündemi listenin tepesinde yer alıyor.
Dış politikada deneyimsiz bir isim
Göreve gelmeden önce yıllarca Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreterliği ve Nükleer Baş Müzakerecilik gibi görevlerde bulunan Ruhani’ye nispetle Reisi, dış politikada deneyimsiz bir isim. Ancak onu yoğun bir dış politika gündemi bekliyor. Bu bağlamda en önemli konu, çeşitli insan hakları ihlali suçlamalarıyla Reisi’yi 2019 yılında yaptırım listesine alan ABD ile Viyana’da yürütülmekte olan müzakereler.
Afganistan, Ortadoğu’daki gelişmeler ve Türkiye-İran ilişkileri de gündemin önemli maddeleri olacak. Suriye konusu da yeni hükümetin gündeminde olacak.