Şimşek: Kürdistan Bölgesi’nin başarılarına ortak olmak istiyoruz

Davos (Rûdaw) – Türkiye Başbakanı Yardımcısı Mehmet Şimşek, Suriye'de yaşananların sebebinin Beşar Esad olduğunu söyledi.

Şimşek, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduklarını belirtti.
 
Davos’ta bulunan Türkiye Başbakanı Yardımcısı Mehmet Şimşek, Rûdaw’a verdiği röportajda, Kürdistan Bölgesi ve Türkiye ilişkileri ile Suriye’deki son gelişmeler hakkında muhabirimiz Ala Şali’nin sorularını cevapladı.
 
Türkiye hala Beşar Esad’ın değişmesini istiyor mu?
 
Öncelikle belirtmemiz gereken, Suriye’de yaşanan trajedinin sorumlusu olan tek kişi var, o da Esad’tır. Çünkü o, muhaliflerin isteklerine cevap veremedi ve halkına yardımcı olmakta başarısız oldu. Ne yazık ki bu trajedide büyük bir bedel ödendi.
 
Ancak şu anda sıcak gelişmelere odaklanarak, dünyanın, bu konuda bölgede barışı sağlaması için çalışması gerekiyor. Bu nedenle şimdi uygulanan geçici ateşkes, Suriye’de temelli bir ateşkese dönüştürülmeli. Astana Zirvesi’nde bunun sağlanmasına yönelik umutlarımız var.
 
Bu nedenle şimdi tek bir sorun veya birkaç sorun hakkında konuşmamız muhtemelen insanların hayatını tehlikeye sokacak.
 
Biz ilerlemek istiyoruz. Biliyoruz ki bu olanların sorumlusu Esad’tır. Ateşkesin temelli olmasını sağlamayı temenni ediyorum. Sadece Suriye için değil, Irak, Lübna’da da tekrar istikrarın inşa edilmesini dileyelim.
 
Bu bölgelerin, barışa, istikrara ve kalkınmaya ihtiyacı var.
 
Türkiye Suriye’de federal sisteme karşı mı?
 
Biz komşumuz olan ülkelerde, toprak bütünlüğünün temel bir ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle de şunu söylüyoruz: Eğer siz ülkeleri mezhep ve dinler üzerine bölmeye kalkarsanız, o vakit ülkeniz için bir sınır çizemezsinz. Muhtemelen o vakit bölgede daha derin anlaşmazlıklar ve çatışmalar doğacaktır.
 
Ben her zaman, Avrupa Birliği’ne bir bakalım diyorum. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, ülkeler dağıldı, milyonlarca insan yaşamını yitirdi, şehirler yok oldu ancak onlar ne yaptılar? Biraraya gelip Avrupa Birliği’ni oluşturdular, milyonlarca kişiden oluşan 28 ülkenin birliği. Yüzlerce mezhep din ve farklılıklardan oluşuyor. Bunun yanında Avrupalılar bölgelerinde, istikrar, güvenlik, birlikte yaşam ve refahın olduğu bir bölge yaratabildiler.
 
Bu başarı, yasa, demokrasi, özgürlük ve vatandaşlık haklarının eşit olmasından kaynaklandı.
 
Bizim de Türkiye’de yapmak istediğimiz şey bu ve bunu yapmak için ısrarla çalışmaya devam ediyoruz. Özellikle barışçıl bir süreç yürüterek, Türkiye’deki Kürt sorununu da çözebiliriz çünkü Kürt, Türk, Arap biribirinden ayrılamaz.
 
Bugün panelde yaptığım konuşmada da belirttiğim gibi, Kürtlerin en yoğun yaşadığı şehir İstanbul.
 
Ben Kürt’üm,eşim Türk ve çocuklarımla birlikte Ankara’da yaşıyoruz. Biz, bunu biribirinden ayıramayız. Demek istediğim; birlikte barış için başka bir yol bulmalıyız, istikrar ve barışın sağlandığı daha gelişmiş bir bölge yaratmalıyız.


Siz Suriye krizini çözecek bir çözüm görebiliyor musunuz?

 

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra eğer Avrupa krizi için bir çözüm bulunduysa, bugün Ortadoğu’daki sorunlar içinde bir çözüm vardır demektir. Sadece azimle birlikte çalışmaya ihtiyacımız var.

 

Bu konuyu, herkesin kendi tarafına çekmesi iyi olmaz ve herkesin acı çekmesine sebep olur. Bu da hepimiz için ağır bir faturya mal olur. En büyük faturayı da insanlık öder.

 

Milyonlarca insan göç eder, rüyalar yerle bir olur.

 

Bu yüzden kesinlikle bir çözüm vardır diyorum. Fakat çözüm, karşılıklı saygı, vatandaşlık haklarının temin edilmesiyle sağlanabilir.

 

Bu Suriye veya başka bir ülke de olabilir, ciddi bir çabaya ihtiyacımız var. Bu öyle bir çaba olmalı ki farklılıkları bir araya toplayabilsin.

 

Örneğin Türkiye’de, farklılıklarımız bir tehdit oluşturmuyor aksine bu çeşitlilik bizi daha da güçlü kılıyor.

 

Uzun zamandır Kürdistan’dan Türkiye’ye uzayacak doğalgaz boru hattı konuşuluyor. Bu projedeki son durum nedir ve bitmesine ne kadar kaldı?

 

Biz bu konulara açığız ve Türkiye iş yöneten büyük bir ülke ve aktarımın merkezi. Böyle bir boru hattının olması için uzunca bir süre, her tarafı bu merkezde tolamak için çalışıyoruz ve şimdi bu hatlar mevcut.

 

Enerji kullanmalıyız. Bunu geliştirmek için önceden de söyledim gibi Türkiye aktarımın merkezi çünkü İran, Azerbaycan ve Rusya’dan gelen borular da Ceyhan hattından geçiyor. Biz hepsini karşılıyoruz.

 

Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım Erbil’i ziyaret etti. Ekonomik açıdan ne tür anlaşmalar yapıldı ve ayrıntıları nelerdir?

 

Biz Irak’taki Kürt kardeşlerimizle ve hatta Irak’ın kendisiyle de ilişkilerimizi daha derinleştirmek istiyoruz. Şu anda merkez hükümetle ilişkilerimizi ilerletmek için çaba gösteriyoruz çünkü Irak’ın IŞİD’i yenilgiye uğratmasını istiyoruz. Biz ordayız, ortağız ve güvenileniz.

 

Kürdistan Bölgesi’ne ise destek olmak, başarı, barış ve sevinçlerine ortak olmak, kültürel alanda, tarım ve üretim sektöründe de yardımcı olmak istiyoruz. Ticari ve üretim alanlarının gelişmesi öngörülüyor.

 

Türkiye’nin, ABD’yle olan ilişkisinden beklentisi ne? İlişkileriniz Trumpe döneminde Obama döneminden daha mı iyi olacak?

 

Umudumuz o yönde çünkü birkaç konudan dolayı ABD ile anlaşmazlıklarımız oldu. Umarız Trumpe döneminde söylenenlere kulak verilir ve birbirimizi daha iyi anlayabiliriz. Türkiye’nin endişelerini anlamaya çalışacaklarını temenni ediyoruz. Böylece ilişkilerimizi ileri taşıyabiliriz.

 

Biz bölgede barış ve refah istiyoruz. Bu bizim de çıkarımıza olan bir şey.

 

Suriye’de istikrarın olmaması, Türkiye’yi daha çok etkiliyor. Bahsettiğim 3 milyon göçmen değil, terör ve diğer olayları kastediyorum. Ancak üzerine çalışılması gereken çok şey var. Umarız ABD’nin yeni idaresiyle yeni bir başlangıç olur.

 

Türkiye PYD kontrolündeki bölgelere saldırı düzenlemeyi düşünüyor mu?

 

Bizim Kürtler’le hiç bir düşmanlığımız yok. Biz bunu nasıl yapabiliriz? Biz kardeşiz, ancak teröre müsaade edemeyiz.

 

Ne yazık ki PKK, Suriye ve Irak’ın bir bölümünü Türkiye’ye saldırmak için kullanıyor. Bu kabul edilir bir durum değil.

 

Bu nedenle Kürt sorunu ile PKK meselesi arasında büyük bir fark var.

 

PKKEnin terörle ilişkisi var. Kürt halkıyla hiçbir bağlantısı yok. Eğer Türkiye’nin geçmiş yıllarına hatta son 10 yılına bakarsanız, Kürtler’e haklarının daha çok tanıldığını göreceksiniz. Güneydoğu’da çok çalışma yapıldı ve verim alındı.Kendim şahsi olarak bunun üzerinde yoğun bir şekilde çalıştım. PKK, bunun karşılığını ise patlama ve terörist eylemlerle verdi. Bu kabul edilebilecek bir şey değil. PKK ve PYD arasında bir ilişkinin olduğunu biliyoruz.

 

Açık olalım, bizim Kürt kardeşlerimize karşı hiçbir kötülüğümüz olmadı ve aklımızdan bile geçmez.

 

Aksine biz yardımcı omak istiyoruz ve yardım için orada bulunmak istiyoruz ancak terör kabul edilemez.

 

Bu gayet açık, emin olun ki durum bundan ibaret.