Haber Merkezi - İsrail hükümeti tarafından kurulan Nagel Komitesi, hükümeti Suriye'de “Türkiye ile doğrudan bir savaşa hazırlıklı olması” konusunda uyardı ve Ankara'yı “yeni bir bölgesel tehdit” olarak nitelendirdi.
The Jerusalem Post gazetesinin haberine göre, Nagel Komitesi'nin savunma bütçesi ve güvenlik stratejisine ilişkin son raporunda, Tel Aviv yönetiminin Türkiye ile doğrudan bir çatışmaya hazırlıklı olması gerektiği savunuldu.
Nagel Komitesi'nin hazırladığı rapor, 6 Ocak'ta Başbakan Netanyahu, Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'e sunuldu.
Raporda, Türkiye'nin bölgede Osmanlı döneminden kalma nüfuzunu yeniden tesis etme amacı taşıdığı vurgulanırken, böyle bir hedefin İsrail ile gerginliği daha da tırmandırabileceği ve çatışmaya dönüşme potansiyeli taşıdığı uyarısı yapıldı.
"Suriye'den gelecek tehdit İran tehdidinden daha tehlikeli”
Komşu ülke Suriye'deki Türkiye destekli milislerin, bölgesel istikrarsızlığı körüklemek amacıyla vekil olarak hareket edebileceği öngörülen raporda, "Suriye'den gelecek tehdidin, 8 Aralık'a kadar Suriye'deki eski Esad rejimini destekleyen İsrail'in başlıca bölgesel rakibi İran tehdidinden bile daha tehlikeli bir şeye dönüşebileceği" ifade edildi.
Raporda, “Türkiye'nin Şam'da en etkili güç haline geldiği ve İran'ın Şii ekseninin yerini Sünni-Türk ekseninin aldığı” belirtiliyor.
Rapor, “Bu değişim henüz açıkça bir düşman olarak görülmese de, terörist gruplar için güvenli bir liman sunabilir. Türkiye'nin Suriye'yi güdümlü bir devlete dönüştürme ve böylece bölgesel etkisini artırma konusundaki çıkarları açıktır. Sahadaki eylemler ve hızla tırmanabilecek potansiyel tehditlere hazırlıklı olunmalı” tespitine yer verdi.
İsrail hükümetine silahlanma önerileri
Nagel Komitesi'nin hazırladığı raporda, diğer bölgesel tehditlerin yanı sıra "Türkiye'nin yarattığı zorluklarla" başa çıkabilmek için savunma bütçesinin gelecek 5 yıl içinde yıllık 15 milyar şekele (yaklaşık 4,14 milyar dolar) kadar arttırılması önerildi.
Türkiye ile olası çatışmaya hazırlık için askeri yeteneklerin güçlendirilmesi gerektiği savunulan raporda, İsrail'in uzun menzilli vuruş kabiliyetini güçlendirmek için ilave F-15 savaş uçakları, yakıt ikmal uçakları, insansız hava araçları ve uydular satın alması gerektiğinin altı çizildi.
Ayrıca, hava savunma sistemlerinin güçlendirilmesi ve Batı Şeria'daki Ürdün Vadisi boyunca güçlendirilmiş bir güvenlik bariyeri inşa edilerek İsrail sınır güvenliğinin güçlendirilmesi önerildi.
Raporda kısa-orta menzilli Demir Kubbe, ABD ile birlikte üretilen orta-uzun menzilli Davud Sapanı, Arrow sistemleri ve Iron Beam (Demir Işın) lazer tabanlı füze savunma sistemi gibi hava savunma sistemlerinin kabiliyetlerinin geliştirilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Kürtlere ilişkin endişeler
130 sayfalık raporun 20 sayfalık kısmı kamuoyu ile paylaşılmadı.
İsrael Hayom gazetesi, de raporda Kürtlerden bahsedilen bölüme yer verdi.
Gazeteye göre, Türk ordusunun Suriye'ye girmesi, ülkenin hızla silahlandırılmasına ve ülkenin doğusundaki Kürtlere karşı askeri eylemlere yol açabilir, bu da potansiyel olarak İsrail'in kapısına kadar uzanabilir.
Komisyon bu tehdidi, “İsrail'in şu anda yalnızca karşılıklı çıkarlara dayalı olsa da devam eden diplomatik bağlarını sürdürdüğü Türkiye ile ilişkilerde köklü bir değişim potansiyeli" olarak tanımlıyor.
Gazete, “Kürtlerin İsrail ile uzun süredir devam eden bir ilişkisi var ancak İsrailli yetkililer Türkiye ile doğrudan çatışmaya girmediklerini vurguluyor. Suriye'deki Kürt özerkliği için askeri koruma meselesi ABD'nin sorumluluğu olarak görülüyor” tespitine yer verdi.
Netanyahu, kendisine sunulan rapora ilişkin, "Orta Doğu'da köklü değişikliklere tanık oluyoruz. İran uzun zamandır en büyük tehdidimizdi ancak arenaya yeni güçler giriyor ve beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı olmalıyız. Bu rapor bize İsrail'in geleceğini güvence altına almak için bir yol haritası sunmaktadır" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın