Erbil (Rûdaw) - Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği (TOHAD) “Engelli Hakları İzleme Projesi Raporu-2020” sonuçları açıklandı.
Rûdaw’a raporun detayları hakkında bilgi veren TOHAD Başkanı Süleyman Akbulut, “Genel olarak engellilerle ilgili mevzuat bazı birkaç nokta dışında iyi Türkiye'de. Sorun olan engellilerle ilgili mevzuatın uygulanmaması. Kamuda böyle bir kültür gelişmedi” dedi.
Akbulut ayrıca engellilerin uğradığı cinsel ve fiziksel şiddetin ölçülemediğini vurguladı.
Engelli Hakları İzleme Çalışması, Hrant Dink Vakfı Sivil Toplumu Güçlendirme Hibe Programı desteği ile gerçekleştirildi.
10-16 Mayıs Engelliler Haftası nedeniyle hazırlanan rapor, engellilerin maruz kaldığı fiziksel-cinsel şiddet, kötü muamele ve istismar olaylarının boyutlarını ortaya koymayı, engellilerin toplum yaşamına dahil olma, kişisel hareketlilik, rehabilitasyon, yeterli yaşam standardı ve sosyal korunma haklarından ne derece yararlanabildiklerini ortaya koymayı amaçladı.
‘Adalet Bakanlığı verilerinde yer almıyor’
Raporda engellilerin maruz kaldığı fiziksel ve cinsel şiddet olaylarının, Adalet Bakanlığı veri tabanında istatistik bilgiler olmadığından tam tespitinin mümkün olmadığı be nedenlere kaynak olarak medyada yer alan haberlerin esas alındığı belirtildi.
Buna göre 2020 yılı içerisinde medya organlarında fiziksel cinsel şiddet içeren 84 farklı olay haberi tespit edildiği ifade edilerek, “Bazı haberlerde mağdur engelli sayısı tam olarak belirlenemediğinden toplam mağdur sayısı tespit edilememekle birlikte, mağdur engelli sayısının görünenden çok daha fazla olduğu açıktır. Özellikle cinsel istismar ve saldırı olaylarının çoğu zaman tesadüfen ya da hamilelik sonucu ortaya çıkması, yaşanan olayların ortaya çıkan olaylardan çok çok daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır” denildi.
‘En fazla zihinsel engelliler risk altında’
Raporda engellere arasında en fazla risk altıdan olanların zihinsel engelliler olduğu belirtilerek “Engelliler içerisinde her grup risk altındadır. Ancak kendilerini ifade ve koruma konusunda daha kısıtlı olmaları sebebiyle zihinsel engelliler daha yüksek oranda risk altındadır. Fiziksel-cinsel şiddet ve kötü muamele olayları arasında yapılan incelemede en fazla olayın mağdurunun zihinsel engelliler olduğu görülmektedir. 84 olayın 42’si zihinsel engellilere yönelik gerçekleşmiştir. Failler, bu yüzden herhangi bir saklanma ihtiyacı duymadan, çoğu zaman birden fazla kişi ya da olay şeklinde eylemlerini gerçekleştirebilmektedirler” ifadeleri yer aldı.
Engellilerin istihdamına da değinilen raporda, Covid-19 salgını nedeniyle istihdamın daha fazla düştüğü kaydedilerek, “2015 yılından sonra hızlı bir artış göstererek 2019 yılında 126 bin 670’e varan engelli işçi çalışan sayısı, 2020 yılında yaşanan pandemi ve ekonomik kriz sebebiyle çok keskin bir düşüş göstererek 102 bin 523’e düşmüştür. Engellilerin bakımlarına destek olan aile yakınlarına verilen bakım yardım bedelleri, yeterli artış yapılmaması sebebiyle alım gücünde çok ciddi düşüşler yaşanmıştır. Bu durum aylık ve ödemelerin 2015-2020 yılları bandında, Amerikan Doları (USD) bazında seyrettiği miktarlarda kendini göstermektedir” denildi.
Raporda ayrıca engelli aylıklarının Sayıştay’ın yanlış tespitleri sebebiyle kesildiği, 2020 yılında aylık alan engellilerin sayısının, 2019 yılına göre16 bin 310 kişi azaldığı belirtildi. Ayrıca kamusal hizmet veren binaların engelliler için hala erişilebilir olmadığı: 2019 yılı itibariyle, Türkiye genelinde erişilebilirlik belgesi verilen kamusal bina sayısımın sadece 382 olduğunun altı çizildi.
‘Engellilerle temas eden kamu personeli eğitilmeli’
Rûdaw’a konuşan TOHAD Başkanı Süleyman Akbulut, “Engellilerin uğradığı cinsel fiziksel şiddet konusunda Türkiye'de yargı tabanında ayrışmış bir veri sistemi olmadığı için gerçek sayıyı bilmiyoruz. Ancak olayların oluş şekli hakikaten bize şunu gösteriyor: Medyaya yansıyanlar gerçekte olanların çok küçük bir yansıması. Çünkü çoğu da tesadüfen, hamilelikle çıkıyor. Dolayısıyla bu konuda etkin tedbirlerin alınması lazım. Engellilerle temas eden kamu personelinin eğitilmesi çok çok önemli. Yani öğretmenler, hastanedeki doktorlar vs. çok çok önemli. Bir de tabii eğitimin geliştirilmesi gerekiyor, bir bireyin zihinsel engelli olması bunun eğitilmesine engel değil. En önemli nokta bu iki konu” dedi.
Türkiye'de mevzuatta sorun yok
Türkiye'de genel olarak engellilere dönük mevzuatın olumlu olduğunu ancak uygulamada ciddi sorunlar yaşandığını ifade eden Akbulut, şöyle devam etti:
“Genel olarak engellilerle ilgili mevzuat bazı birkaç nokta dışında iyi Türkiye'de. Sorun olan engellilerle ilgili mevzuatın uygulanmaması. Kamuda böyle bir kültür gelişmedi. Dolayısıyla kamu kültürünün bu konuda geliştirilmesi gerekiyor. Kamu binalarının engellilere uygun olmaması erişilebilirlik noktasında en büyük sorun. Erişilebilirlik olmadan hiçbir şeye ulaşamıyorsunuz ne sağlığa ne eğitime ne çalışma hayatına katılabiliyorsunuz. Dolayısıyla durum böyle olunca istenilen yol kattedilemiyor.”
Akbulut, engellilere bakan ailelerine verilen bakım desteğinin ağır kriterlere bağlanması, aile bireylerinin toplam gelirinin baz alınması konusunu da şöyle değerlendirdi:
“Özellikle devletin sağladığı desteğin kişi bazlı değil de ailenin üzerinden verilmesi bir kere kriterleri ciddi şekilde zorlar hale geldi. İkincisi bu engelli bireyin kişisel bağımsızlığını hiçe saymaktır. Çünkü sonuçta o engelli birey ayrı bir bireydir sistemin engelli bireyi olarak kabul etmedi gerekiyor. Yani engellinin ailesinin maddi durumu iyi olsa bile o olanaklardan ne derece yararlandırıldığı bilinebilecek bir konu değil. Dolayısıyla engellinin bağımsız yaşama hakkının teminat altına alınması için hakların birey üzerinden kurgulanması gerekiyor. En büyük sıkıntılarımızdan birisi o. Tabii ki bu şu anda çok ciddi bir sorun.”
‘Bakım parası kesilen ailelerle ilgili elde veri yok’
Çok sayıda ailenin bakım ücretinin kesilmesi ile ilgili ellerinde bir veri olmadığını ifade eden Akbulut, sözlerine şunları ekledi:
“Ne yazık ki ne kadar ailenin bakım parasının kesildiğine dair rakamları ulaşamadık. Dolaylı yoldan ulaştık bu rakamlara. Bunun sebebi bir ara Sayıştay raporlarında 60 bin engellinin maaş almaması gerektiği halde maaş aldığı gibi bir bilgiye yer verildi. Bu aslında Sayıştay'ın yanlış bir değerlendirmesi sonucu ortaya çıkan tablo. Niye? Çünkü Sayıştay, Sağlık Bakanlığı’nın raporları ile Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın raporlarını karşılaştırdı ve burada bir farklılık gördü. Alınan kim raporlarda “ağır engelli” ibaresinin olmadığını görünce bunların gerçekte hak edilmediği sonucuna vardı. Halbuki engelli bakım için başvurduğu zaman oraya ağır engelli ibaresi konulur ama vergi indirimi veya başka bir şey için başvurduğu zaman o “Ağır engelli” ibaresi olmayabiliyor. Bu çelişkiye bakarak karar verdi. Bakanlık da hastaneleri yeniden rapor düzenlemeye yönlendirmiş. Doktorlar da bunun üzerine çekinerek “ağır engelli” ibaresini kaldırdılar. Böyle bir garabet var.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın