IŞİD’in kaçırdığı Ezidi çocuğun Şengal’den Filistin'e uzanan ızdırap dolu hikayesi

04-08-2023
Foto: Rûdaw
Foto: Rûdaw
Etiketler IŞİD Şengal Ezidi Soykırımı Filistin
A+ A-

Erbil (Rûdaw) – Gerçek adı “Meryem” değil ancak o kendisine böyle hitap edilmesini istiyor. 2014 yılı Ağustos ayı sıcağında IŞİD mensupları Şengal’e saldırdığında henüz 8 yaşındaydı.

Meryem ve iki kardeşi de binlerce Ezidi kız, çocuk ve kadın gibi alıkonuldu ve götürüldü. IŞİD hilafeti altında zor şartlarda yaşamak ve örgütün bir üyesiyle evlenmek zorunda kaldı. Onu himayesine alan örgüt üyesi Filistin’e götürdü.

Tüm vücudunu kaplayan siyah peçe ile kamera karşısında geçen “Meryem”, şiddet, adaletsizlik ve istismarla geçen 9 yılın hikayesini Zoom üzerinden Rûdaw’dan Nasır Ali'ye anlattı.

“İki kardeşimle birlikte kaçırıldım”

Meryem ve iki erkek kardeşi, IŞİD'in Şengal’e saldırdığı gün dayılarını ziyaret ediyorlardı.

O günü hatırlayan Ezidi kadın, yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi:

“Bizim aileden 9 kişi kaçırıldık. İki erkek kardeşim ve ben dayımın evindeydik. Hep birlikte yakalandık. Ailemin diğer üyeleri kaçmayı başardı. Daha sonra yaklaşık bir yıl bir yere götürüldük. Bir yıl sonra kardeşlerim benden ayrıldı. Kardeşlerimden ayrılmak beni çok incitti ve onlarla birlikte olmak istedim. Kardeşlerime ne yaptıklarını bilmiyordum. Biri benden küçüktü. Ben 8 yaşında, küçük kardeşim 7, büyük olan ise 10 yaşındaydı.”

“Kaçmak istedim ama küçüktüm”

Meryem, kaçırıldıktan sonra Musul’un Telafer ilçesine götürüldüklerini belirtti. Orada yaklaşık bir yıl tutulduklarını söyledi:

“İlk olarak bizi bir okula  doldurdular. Yakalanan tüm kadın ve kız çocukları orada tutuluyordu. Bu süreçte ailemle [telefonda] konuşabildim ve bana kardeşlerimin kaçarak kurtulduğunu söylediler. Kaçmak istedim ama küçüktüm, kaçamadım.”

“10 yaşında ‘ergenlik çağın geldi, evlenmelisin’ dediler”

Diğer kadın ve çocuk esirler gibi o da Telafer'den Suriye'nin Rakka kentine götürüldü. Orada, Ezidi kadınların satıldığı pazara gözleriyle şahit oldu:

“Her gelen kimi beğeniyorsa alıp götürüyordu. Ben ilk başta çocukların tutulduğu bir hapiste tutuldum. Sonra IŞİD’li bir ailenin ailenin yanına yerleştirildim. Bir süre sonra da ‘ergenlik çağın geldi, artık evlenmelisin’ dediler. Henüz 10 yaşındaydım. İlk başta itiraz ettim, onlara ancak yetişkin olduğumda evlenebileceğimi söyledim ancak aile ısrar etti.”

Daha sonra hiç tanımadığı bir adam gelip Meryem’i yanında kaldığı aileden istedi:

“Görünüşü ürkütücüydü. Şişman, uzun saçlı ve uzun sakallıydı. Onu gördükten sonra gerçekten çok korktum ve kabuslar gördüm. Korktuğumu görünce beni ona vermediler ve kızların satıldığı pazara götürdüler. Orada iyi bir insan geldi. Beni evlat edineceğini ve büyüyünceye kadar bana bakacağını söyledi. Onun yanında iki yıl kaldım. Sonra IŞİD emirleri zorla evlenmem gerektiğini söylediler.”

İlk başta Suriyeli genç bir adam onunla evlenmek istedi ama gencin annesi, oğlunun kaçırılan bir kadınla evlenmesini istemedi. Sonra 24 yaşında Filistinli bir IŞİD’li gelip Meryem’i aldı.

“Evlendirildiğimde yaşım 12’ydi mahkemeye 16 dediler”

Filistinli ile evlendiğinde henüz 12 yaşında bir çocuk olan Meryem, kendisinden kan örneği alındığını, sonra IŞİD mahkemelerinde evlendirildiğini anlattı:

“Mahkemeye 16 yaşında olduğumu söylediler. Çünkü 12 yaşında olduğumu söylesem belki evliliğime izin verilmez diye gerçek yaşımı gizlemem için beni tehdit ettiler. Nikahımızı kıydılar. Bu benim iradem ve istemim dışındaydı. Benim gibi hiç bir kız evlenmek istemiyordu. Adam 24 yaşında, ben 12 yaşındaydım. Bir de hakimin önünde ne diyeceğimi, kaç yaşında olduğumu nasıl anlatacağımı bilemiyordum. Evlilik nedir, nasıldır bilemiyordum.”

Meryem, daha sonra Rakka'da pazara götürüldü, ona altın ve elbise alındı, süslendirildi:

“Onların inancında müzik haramdı. Düğün diye bir gelenekleri yoktu. Ben mesela evlenmeyi düşünürsem birgün beyaz gelinlik giymek isterdim. Onlarda bu yoktu.”

“Evliliğin ne olduğunu bilmiyordum”

Meryem, Filistinlinin onu alıp evine götürdüğü ilk günü de unutamadığını anlattı:

Sonra beni bir eve götürdü. O bana bakıyordu, ben ona. Garip bir duyguydu. Neler oluyor bilmiyordum. Evliliğin ne olduğunu bilmiyordum. Akşam oldu, adam ne yaptığını biliyordu ama ben bilmiyordum. Benden yatmamı istedi ama bu deneyim bana çok garip geldi, çok kötü oldum. Şuurumu kaybettim. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Sonra bana tecavüz edeceğini anladım. Ben çocuktum o yetişkindi. Benden beden olarak da çok büyüktü. Sonra benimle zorla yatmayacağını, ancak ben hazır olduğumda yatağını söyledi. Ben ise sadece uyumak istediğimi söyledim. Kalkıp korkudan banyoya girdim, iki saat orada bekledim. Geri dönüp başka odada yatacağımı söyledim. ‘Büyürsem evlenirim’ dedim. Ama o bunun emirlerinden gelen bir emir olduğunu söyledi fakat yine de zorlamadı.”

Meryem, Filistinliden kendisini diğer Kürt kadınların yaşadığı yere götürmesini istedi. Oradaki kadınları tanımasa da orada rahat hissedeceğini biliyordu. Filistinli onu bir günlüğüne diğer Kürt kadınların yanına bıraktı ve bir ay sonra onu geri alacağına söz verdi, ancak bunu yapmadı.

Genç kız, Filistinlinin kendisine zorla tecavüz ettiğini ve bunun kendisini duygusal olarak incittiğini söyledi:

"Bana onunla yatmam gerektiğini söyledi. Üçüncü gün eczaneye giderek vücudun bir bölümünü uyuşturan bir ilaç getirdi. Bana ilacı verdi ve ben ağladım. Sonra iki gün bana yaklaşmadı. Ardından her gün benimle yatmak istedi ama ben direndim.”

“13 yaşında anne oldum”

Meryem bir yıl sonra bir erkek çocuk doğurdu. Anneliğe girişi hayatını değiştirdi:

“Ben çocuk doğurduktan iki ay sonra Arap bir kadınla evlendi. Başka bir eş getirdiğinde artık bana yaklaşımı değişti. Şiddet uygulamaya ve dövmeye başladı. İlk bebeğimi doğurduktan iki ay sonra tekrar hamile kaldım, bu kez bir kız doğurdum.”

2018'in sonlarında Suriye Demokratik Güçleri (SDG), IŞİD'e yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Meryem ve IŞİD’li eşi önce Rakka’dan sonra Suda’dan IŞİD'in Suriye'deki son kalesi olan Bağoz’a geçti.

Bombardıman ve çatışmalar altında oradan buraya giden Meryem, çocukları ile birlikte çok tehlikeli ve zor bir süreç yaşadı:

“Bağoz’dan sadece kadın ve çocukları çıkardılar. O bana ‘sen git, biz sonra geleceğiz’ dedi. Bizi Hol kampına götürdüler. Orada iki ay kadar kaldım ve ayrılıp İdlib’e geçtim. Sonra onu (Filistinliyi) öldürdüklerini gösteren bir videosunu paylaştılar.”

Rojava Özerk Yönetimi’nin kontrolündeki Haseke vilayetinde bulunan el-Hol Kampında yaklaşık 50 bin IŞİD bağlantılı kadın ve çocuk tutuluyor.

“İkinci çocuğumu yolda doğurdum”

İki ay sonra kamptan ayrılmanın bir yolunu bulan Meryem, Suriye'nin kuzeybatısında radikal grupların kontrolündeki İdlib vilayetine taşındı:

“2019’da İdlib’e doğru yola çıktığımızda ben 9 aylık hamileydim. Yolda otomobilde doğum sancısı çektim. Hastane yoktu, kimseyi tanımıyordum. Yaklaşık 3 ay İdlib’de kaldım. Oradan 30 saat süren bir yaya yolculuğun ardından Türkiye’ye geçtim. Henüz yeni doğum yapmıştım ve diğer çocuğun da küçüktü. Çok zordu.”

Meryem'in, onu eş alan adamın Filistin'deki ailesiyle hâlâ ilişkisi vardı. Sahte pasaportla Türkiye’ye geçtikten sonra onlarla bağlantı kurdu ve 8 ay sonra asile unu Mısır üzerinden Filistin’in Nablus kentine götürdü:

“Ailesi bana karşı çok iyiydi ama gençleri çok kötüydü. Sonra aile bana bir ev tuttular çocuklarımla oraya yerleştim. Çocuklarım artık büyüdü, pet kullanmıyorlar. Burada hayırsever bir kadın bana bakıyor, tüm ihtiyaçlarımızı karşılıyor.”

“Annemi çok özlüyorum”

Ezidi kadın şimdi artık Şengal’deki ailesi ile de görüştüğünü anlattı:

“Annem ve babamla konuşuyorum ama kardeşlerimle henüz değil. Annemi çok özlüyorum. Burada anne diyecek kimsem olmadığı için de çok hüzünlüyüm. Onları görünce çok etkileniyorum. Geri dönmek istiyorum ama şimdi değil. Çocuklarımın güvene aldıktan sonra gelmek istiyorum. Ailem de benim dönmemi istiyor.”

“Doktor olmak istiyorum”

Filistin’e ulaşınca kendi imkanları ile okumaya çalışan Meryem, doktor olmayı hayal ettiğini belirtti:

“Yaralananlara, acısı olanlara derman olmak, insanları iyileştirmek istiyorum. Hayalim bu, burada okumak istedim. Ben çok acı yaşadım, zorluk çektim. İnsanlara çare olmak istiyorum.

Meryem, Suriye'deyken Müslümanlığı kabul ettiğini Ezidilik hakkında çok az şey hatırladığını söyledi. Peçe ile örtünmeyi de çevresindekilerin isteği ile elinde olmayan şartlar nedeniyle kabul ettiğini belirtti:

“Bizim yaşadığımızın İslam ile bir alakası yoktu. İslam dini kimseye zorla kabul ettirilemez. IŞİD öyleydi, kurallarına uymayanlara eziyet ederdi.”

Meryem, kendisi gibi Hol Kampı’nda kaçırılan diğer Ezidi kadın ve kızlarla karşılaştığını, fakat burada uzun süre kalmadığı için onlarla ilişki kuramadığını ifade etti.

“Yaşımdan büyük acılar çektim”

Şu an 18 yaşında bir genç olduğunu dile getiren Meryem, çevresindeki insanların yaşadığı acılar karşısında ona, “yaşın daha büyük” dediğini anlattı:

“O kadar çok acılar çektim ki insanlar bu yaşta birinin bu anlattıklarıma dayanamayacağını söylüyor. Yaşımdan büyük acılar çektim. Burada beni bağlayan bir şey yok, Kürdistan’a geri dönmeyi arzuluyorum. Ama çocuklarımın güvende olmasını istiyorum. Kürdistan halkının da beni anlayışla karşılamasını, hayallerimi gerçekleştirmeme yardımcı olmalarını istiyorum.”

“İki anı asla unutamıyorum”

Meryem’in geride kalan 9 yıl içerisinde en çok zorlandığı ve hiç unutamadığı iki anı var. Onları şöyle özetliyor:

“İki anı asla unutamıyorum. Birincisi zorla evlendirildiğim günü, ikincisi ise yolda doğurduğum kız çocuğunu. Ne bir doktor vardı ne kimse. Otomobilde yanımda bir kadın ve 4 erkek vardı. İnanılmaz zor bir andı. Bizi bir camiye götürdüler ama orada doğurmama izin vermediler. Otomobilde doğurdum.”

 

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

Ağrı Dağı / ANKA

İranlı dağcının cenazesi Ağrı Dağı’ndan indirildi

Açıklamada, 3 farklı bölgeye kurtarma istasyonları kurularak 4 bin 300 rakımda bulunan güvenli bölgeye getirilen kazazedenin naaşının dün saat 17.05 itibarıyla dağdan indirilerek sağlık ekiplerine teslim edildiği bildirildi.