HÜDA-PAR: Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerleri tespit edilip türbe yapılmalı

Haber Merkezi - HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Hüseyin Yılmaz, “Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerleri tespit edilip oraya bir türbe ve cami yapacak şekilde sembolik de olsa Kürd halkının, Müslüman halkın gelip bir Fatiha okuyabilecekleri bir yer olması lazım” dedi.

Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şubesi, Şeyh Said ve 47 dava arkadaşının idam edilişinin 97'inci yıldönümünde Şeyh Said Meydanı'nda bir basın açıklaması yaptı.

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Mustazaf-Der Genel Başkanı Avukat Mehmet Hüseyin Yılmaz burada yaptığı konuşmada, CHP'nin helalleşmeyi istemesinden önce Kürdlerden özür dilemesi gerektiğini söyledi.

Şeyh Said ve dava arkadaşlarının mezar yeri için yapılan tüm çalışmalara rağmen olumsuz cevap verildiğine dikkat çeken Yılmaz, "Burası Şeyh Said Meydanı'dır. Az ötede bir hastane var. O hastanenin hemen arkasında Şeyh Said ve dava arkadaşlarının naaşları bulunmaktadır. Diyarbakır halkı tarafından her ne kadar yeri bilinse de resmi olarak halen halkımızdan gizleniyor ve mezar yeri için yapılan tüm çalışmalara da olumsuz cevap veriliyor” dedi.

Şeyh Said’in cumhuriyetin kuruluğunun ardından, “Bizim devlete itaatimiz bugüne kadar vacip idi. Çünkü ortak paydamız İslam'dı ve İslam'ın başında bir halife vardı. Sistem, hilafeti kaldırdığı gibi İslam'ı da kaldırdı. Türklerle Kürdlerin ortak paydası İslam kaldırıldığı için artık devlete itaatimiz vacip değildir” deyip hak talebinde bulunduğunu belirten Yılmaz, “Yani tekrar İslam'ın ortak payda olması için mücadele verildi. Bu konuda Ankara'ya talepler iletildi.  Ama maalesef bu talepler ağır bir şekilde zulümle bastırılmaya çalışıldı. Halkın bu haklı talepleri provoke edildi, kriminalize edildi ve bir kıyam başlatıldı. Talepler karşılanmadığı için silaha başvuruldu. Devlet, kendi hatasını göremeyip sadece Kürd halkının imamlarını, şeyhlerini, alimlerini burada kurduğu dar ağaçlarıyla İstiklal Mahkemelerinin verdiği kararlarla idam ettirdi” ifadelerini kullandı.

"Siyasi kararlarlar binlerce insan katledildi"

CHP'li milletvekillerinin İstiklal Mahkemelerine başkan yapıldığını hatırlatan Yılmaz, mahkemelerin verdiği siyasi kararlarla binlerce insanın katledildiğini söyledi.

Yılmaz, şöyle devam etti:

"Peki istiklal Mahkemeleri bir mahkeme mi idi? Yoksa iktidarın cellatları mıydılar? O dönemde İstiklal Mahkemelerinin kurucularına baktığımızda hangi şekilde teşkil ediyordu. Cumhuriyet Halk Fıkrası yani bugünkü CHP'nin milletvekilleri bu mahkemelere başkan yapıldı. Önceden verilen siyasi kararlarla, uyduruk mahkemelerle burada binlerce insan katledildi. Bir kısmı asıldı, bir kısmı Zilan'da olduğu gibi bebeklerine kadar öldürüldü, delik deşik edildi. Dersim'de olduğu gibi paramparça edildi. Sığındıkları mağaralarda bile kimyasal gazlarla şehid edildiler, katledildiler. Müslüman Kürdlerin durumu bu."

"CHP helalleşmeden önce Kürdlerden özür dilemeli"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı “helalleşme” çağrısına atıfta bulunan Yılmaz, CHP’nin helalleşmekten önce Kürdlerden özür dilemesi gerektiğini söyledi.

Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

"Son yıllarda devlet normalleşmeden bahsediyor, helalleşmeden bahsediliyor. Dönemin İstiklal Mahkemeleri ile Kürdlere bu acıyı yaşatan Cumhuriyet Halk Partisi'nin bugünkü lideri de helalleşmekten bahsediyor. Bizde diyoruz ki evet helalleşmek ve normalleşmek gerekiyor ama biz intikamcı değiliz, intikam peşinde, rövanş peşinde değiliz ama haklarımızı ve yapılan zulmün tespitini istiyoruz. Özür dilenmesini istiyoruz ve özür dilenmeden de helalleşme olmaz. Peki bu özür ve helalleşme nasıl olacak, önce devlet kendi yaptığı hatayı kabul edecek, hak arama taleplerini nasıl provoke ettiğini, nasıl şiddete yönlendirdiğini ya da eline silah almak zorunda bıraktığı Kürd halkını ve Müslümanları nasıl katlettiğini kabul edecek. Devlet bunu yaptıktan sonra, o zaman yapılan bu zulümler için de bugünkü devlet adına devlet başkanının bu özrü dilemesi lazım. Meclis kararı ile bunu hayata geçirmesi lazım ve yine o dönemde en büyük rol sahibi olan Cumhuriyet Halk Partisi bu noktada bunu kabul etmesi lazım, CHP olarak da özür dilenmesi lazım."

“Mezarlar bulunsun”

2012 yılında mezar yerlerinin açıklanması için Meclis’e 110 bin imza gönderdiklerini, o zaman kendilerine “Eski yazıdan yeni Türkçeye zabıtlar tercüme ediliyor, tercüme bittikten sonra talebiniz değerlendirilecektir” denildiğini ancak halen cevap verilmediğini söyleyen Yılmaz, "Özür dilenmesi yeter mi? Yetmez! Bir diğer şartımız daha var, şehidlerimizin naaşlarının bulunduğu mekanlarının ortaya çıkarılması lazım. Mezar yerleri, defnedildikleri yerlerin tespit edilip oraya bir türbe ve cami yapacak şekilde sembolik de olsa Kürd halkının, Müslüman halkın gelip bir Fatiha okuyabilecekleri bir yer olması lazım” dedi.

Mehmet Yılmaz, "Rabbim nasip eder ve Mustazafların hamisi HÜDA PAR Meclis'e giderse Şeyh Said'in mezarının tespit edilip oraya türbe ve mescid yapılması yönünde çalışması olacaktır inşallah. Şeyh Said ve arkadaşlarının Türkiyeli Müslümanlar nezdinde gerek Kürd gerek Türklerin nezdinde itibarı ve saygınlığı vardır. Bu kıyam da Müslüman Kürd ve Türk halkı nazarında dönemin şartlarında meşru bir 'kıyam' olarak görülmektedir” diye belirtti.

Necip Fazıl’ın Şeyh Said için “Son devrin din mazlumlarındandır” dediğini aktaran Yılmaz, “Bu nedenle bizim nezdimizde itibarı, değeri, saygınlığı olan Şeyh Said ve arkadaşlarına hain nitelemesinden vazgeçilmesi lazım. Çünkü onlar hain değildi, hak talebinde bulunmuş ve silaha sarılmak zorunda bırakılmış, dönemin rejiminin uzlaşmaz tavrı, imha ve inkâr politikası nedeniyle o yola girmişlerdi. Biz böyle biliyor, böyle inanıyoruz. Silah ve çatışma çözüm değildir, bunu biliyoruz. O yüzden sadece ve sadece insani bir hak olan mezar yerinin tespit edilmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı.