Akademisyen Azad Ali: Rojava’da 80 yıl önce Kürt federal bölgesini Türkiye yıktı
Erbil (Rûdaw) – “Osmanlı Kürdistanı’nın Suriye ve Irak Devletlerine Bölünmesi" kitabının yazarı Azad Ali, “Biz Kürtler cihadist, terörist değiliz, savaş istemiyoruz. Bu mesaj çok açık bir şekilde Türkiye’ye, İran’a, ABD’ye ve herkese iletilmelidir” dedi.
Akademisyen Azad Ali’nin “Osmanlı Kürdistanı’nın Suriye ve Irak Devletlerine Bölünmesi" adlı kitabı Rûdaw Araştırmalar Merkezi tarafından yayımlandı.
Osmanlı döneminde belgeleri ile birlikte Kürdistan eyaletinden detaylı bir şekilde bahsedilen ve Arapça kaleme alınan kitap 630 sayfadan oluşuyor.
Rûdaw TV’De Dilbixwin Dara’nın sunduğu bültene konuk olan Kürt akademisyen Azad Ali, kitabından bahsetti.
Uzun yıllar üzerinde çalıştığı kitabın bu zamanda yayınlanmasının kendisini mutlu ettiğini belirten Ali, kitapta Osmanlının yüz yıllar boyunca Kürtlerle iyi ilişkiler kurarak nasıl ayakta durduğunu, Kürdistan eyaletinin resmi varlığını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile bu düzenin nasıl bozulduğunu anlattığını söyledi.
“Cumhuriyet 100 yıldır Kürtlere karşı Osmanlının tersine hareket ediyor”
Ali, “Maalesef bu cumhuriyet 100 yıldır Kürtlere karşı saldırılarını sürdürüyor. Osmanlının tersine hareket etmeleri ise çok ilginç” dedi.
Kitabın içeriği hakkında bilgi veren Ali, “Osmanlı zamanında resmi Kürdistan eyaleti vardı, 8 vilayet ve Deyrezor sancağından oluşuyordu. Bu kitap kendisine ‘Kürtler neden ulus devlet olamadı? Devletimiz var mıydı, yok muydu? Bugün yaşadıklarımızın nedenleri neler? Rojava Kürdistanı neden bu durumda? Burada Kürdistan Bölgesinin geçmişte başına neler geldi?’ gibi sorular soran her bir Kürt aydın ve neferine kısa bir yanıt niteliğinde. Osmanlı Kürdistanı üç parçaya bölündü. Türkiye Cumhuriyeti bir parçasını kendisine aldı. İngiliz sömürgesi burada Kürdistan Bölgesi’nin içinde bulunduğu coğrafyayı aldı. Fransa da diğer parçasını alıp Suriye’ye kattı” ifadelerini kullandı.
“Kürtler ve Süryaniler Fırat’ın doğusunda devlet ilan etti”
Rojava’da bağımsızlık mücadelesinin 1920’lerin başında başlayıp 1946’ya kadar devam ettiğini belirten Ali, “25 süren bir mücadelenin ardından federal bir sistem kuruldu. Kürtler ve Süryaniler Fırat’ın doğusunda, Cezire bölgesinde devlet ilan ettiler ama maalesef 2. Dünya Savaşı’nda yenilgiye uğrayan Fransa bu sistemi koruyamadı. Britanya Rojava’ya gelerek Türkiye Cumhuriyeti’nin yardımı ile birlikte ittifak kurup Kürt ve Süryaniler devlet veya federasyon sahibi olmasına izin vermediler” diye konuştu.
Kitabın Harvard belge sistemi ile bilimsel bir şekilde kaleme alındığını, yüzlerce referansı ve 30 haritayı barındırdığını anlatan Azad Ali, “Bu kitap tarihsel bir referanstır. Tarih, coğrafya ve siyasi bir analizdir. Bu kitabı çabuk hazırlama konusunda bana baskı yapan Rûdaw Medya Grubu Genel Müdürü Ako Muhammed’e teşekkür ediyorum” dedi.
“Bu saldırılar Türkiye devleti için büyük ayıptır”
Türkiye’nin son dönemde Rojava’ya yönelik başlattığı hava saldırıları hakkında konuşan Ali, “Ne ilginçtir ki herhangi bir askeri hedef vurulmuyor, toplumun ihtiyaçlarını karşılayan hizmet sektörü hedef alınıyor. Yaşam damarı hedefleniyor. Bu yüzden Kürt toplumuna ve orada yaşayan diğer topluluklara karşıdır bu saldırılar. Bu Türkiye devleti için, Başkan Erdoğan ve Hakan Fidan için büyük bir ayıptır. Sivil alanda, yayınevlerinde, fabrikalarda, tesislerde çalışan genç kız ve erkekler öldürülüyor ve bu halkın önüne katliam konuyor. Bu yeni ve çok kötü bir durum, Türkiye’de vicdan sahibi olanların da bunu kabul etmediğine inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Akademisyen Azad Ali, “Bundan 80 yıl önce de Rojava’da Kürt federalizmini Türkiye Cumhuriyeti yıktı. Türkiye Cumhuriyeti Kürt fobisi gibi problemli bir fikre sahiptir. Ama bu saldırıların altında yeni bir neden var. Orta Doğu’daki yeni konjonktüre bağlı bir durum. Gazze’deki saldırılarla bağlantılıdır. Bazen düşünmeden edemiyorum, acaba şöyle bir anlaşma mı var; siz Gazze’de bu kadar yıkım yapın, biz de burada (Rojava’da) yapalım. Ama meselenin özü Rojava’daki Kürtleri de aşıyor” dedi.
“Kürtler Rojava’nın yeni bir Gazze olmaması için düşünmeli”
“Rojavalı Kürtler, ister fert olsun ister örgüt veya kuruluş, yeni bir zihniyet sahibi olmalı” diyen Azad Ali, şunları kaydetti:
“Şapkalarını önlerine alıp düşünmeli, geçen yılın zihniyetini bir tarafa bırakmalı. Geçen yıllarda yaşananlardan ders çıkarmalı. Rojava’nın yeni Gazze olmaması için neler yapabiliriz diye düşünmelidirler. Böyle bir tehlike vardır. Biz Kürtler cihadist, terörist değiliz, savaş istemiyoruz. Bu mesaj çok açık bir şekilde Türkiye’ye, İran’a, ABD’ye ve herkese iletilmelidir. Bu konuda Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) çok büyük bir sorumluluk düştüğü kanaatindeyim. DSG rolüne sahip çıkmıyor, tavrı zayıftır. DSG müttefiki olduğu ABD’ye şunu söylemeli; benim görevim sadece hapishanelerdeki IŞİD’lilere bekçilik yapmak mıdır, burada güvenliğinizi sağlayıp sizin adınıza savaşmak mıdır? Hayır. Ben kendimi de savunmalıyım ve bulunduğum bölge korunmalıdır.
“DSG ve Mazlum Abdi inisiyatif kullanarak hareket edebilir”
Siyasi olarak ABD tarafı hala Rojava ile herhangi bir ilişki kurmuş değil. Durum oldukça karmaşık ve bu durumda ancak DSG ve Sayın Mazlum Abdi inisiyatif kullanarak hareket edebilir. Sadece sosyal medya üzerinden bir mesaj yayımlamak yetmiyor. Bunu okumuyorlar; Bilinken ile Hakan Fidan arasındaki her görüşmeden sonra yayınlanan bildiride ‘birlikte PKK’ye karşı mücadele edeceğiz’ deniliyor. Bu açıklamaları ABD Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sitelerinde bulabilirler. Sorun işte burada. Rojava Türkiye’nin saldırıları karşısında durabilecek güçte değil. ABD de Türkiye’ye destek verirse durum çok daha da kötüleşir. Rojava’da öz yönetim ve savunma planları, projeleri büyük zarar görür. Dolayısıyla, bir yıl hatta bir ay önceki zihniyetle yeni yıla giremeyiz. Yeni yılda Orta Doğu’da yeni stratejik bir konjonktür ortaya çıkacak.”
Azad Ali, Suriye ve Rojava’da var olan statünün korunması için Kürtlerin kendi içerisinde siyasi açıdan karar vermeleri gerektiğini ve “Ne Ankara’ya ne de Şam’a karşı değiliz” mesajını çok net vermeleri gerektiğini söyledi.