PKK’den Doğu Perinçek’e ‘ajan’ suçlaması
Haber Merkezi – PKK’nin kurucularından Mustafa Karasu, Vanat Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in “Kürt soykırımının sözcüsü haline geldiğini” söyledi.
Maraş Katliamı’nın yıl dönümü nedeniyle PKK’ye yakın bir siteye yazan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Şeyh Sait ve Seyit Rıza hakkındaki sözlerine ve bu partinin Diyarbakır’da Şeyh Sait’in isim ve sembollerinin, Dersim’de ise Seyit Rıza anıtının kaldırılmasına yönelik girişimlerini değerlendirdi.
Karasu, “Dersim’e ikinci bir soykırım dayatılmaktadır. Barajlar, maden ocakları ve baskıcı özel savaş yöntemleriyle Dersim yaşanılan coğrafya olmaktan çıkartılmak istenmektedir. Alevi Kürtlerin homojen yaşadığı bu coğrafyanın da kimyası değiştirilmeye çalışılmaktadır” dedi.
“En son Kürt soykırımının sözcüsü haline gelmiş olan Doğu Perinçek ve partisi Seyit Rıza heykeli kaldırılsın, Şeyh Sait ismi silinsin çağrısı yapmış, savcıların harekete geçmesini istemiştir” diyen Karasu sözlerine şunları ekledi:
“Bunlar tamamen bir provokasyondur. Kürdün hafızasını silmek istiyor. Tarihini unutturmak istiyor. Unutturmak da bir soykırım yöntemidir. 38 soykırımını unutmak, Seyit Rıza’yı unutmak; kimliğini unutmaktır. Türkiye’de Laz kalmamıştır, çünkü tarihleri unutturulmuştur. Doğu Perinçek’i konuşturan baştan beri soykırım amaçlı kurulan Türk derin devletidir. Bu adamın ilk ajan olduğunu söyleyen İbrahim Kaypakkaya ve Mahir Çayan’dır. Bilindiği gibi Kürt sorununda Türk devletini en açık eleştiren ve Kürt sorununun çözümünü, programının kapsamlı bir konusu haline getiren İbrahim Kaypakkaya’dır. Dersim’deki soykırım Kürt ve Alevi soykırımı olarak yapılmış, bugün de aynı amaçla sürdürülmektedir.”
“1978 Maraş katliamı 1938 Dersim gibi bir soykırımdır” diyen Mustafa Karasu, “Maraş’ta bir katliam olmuştur. Ancak bu hem Alevi hem de Kürt soykırımı olarak görülmezse ne doğru değerlendirilebilir ne de doğru ele alınabilir” ifadelerini kullandı.
Karasu, “Maraş’ta Alevilerin göçü gönüllüymüş gibi gösterilse de bu doğru değildir. Katliam dahil çok boyutlu özel savaş yöntemleriyle Maraş Alevisizleştirilmiş ve Kürtsüzleştirilmiştir. Sünni Türkler verimsiz topraklarını dahi bırakmazken Pazarcık’ın Alevi Kürtleri verimli topraklarını neden bırakır, Elbistan’ın çok güzel köyleri neden terk edilir? Maraş’ın, Malatya’nın, Sivas’ın Erzincan’ın bu olaydan sonra Alevisizleştirilmesini, Kürtsüzleştirmelesini bir kenara mı bırakacağız? Dersim ve Adıyaman’ın bu katliamdan sonra yaşadıklarını, yoğun göç vermesini bir kenara mı bırakacağız? Kürtlük yanını bir tarafa koyalım, Alevilerin yaşadığı topraklardan tümüyle koparılmasını nasıl ele alacağız?” dedi.