DİTAM Başkanı Vural: Kürt meselesi 1920'lerde 4'e bölündü
Diyarbakır (Rûdaw) – Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkanı Mehmet Vural, "Kürtlerin yaşadığı bölgelerin 1920'lı yıllarda emperyalist güçler tarafından 4 parçaya bölündüğünü"söyledi.
DİTAM, "Toplumsal barışın inşasında sivil toplum örgütleri rolü: Güney Afrika Deneyimi" toplantısı düzenledi.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yapılan toplantıya, deneyimlerini aktarmak üzere gelen Güney Afrika'daki barış sürecinin baş müzakerecileri Mohammed Bhabha ve Roelf Meyer, toplumsal barışı anlattı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan DİTAM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Vural Bölgede 35 yıldır bir çatışma ortamı olduğunu, savaşın hala sürdürdüğünü belirtti.
Kürtlerin yaşadığı bölgelerin 1920'lı yıllarda emperyalist güçler tarafından 4 parçaya bölündüğünü hatırlatan Vural, "Kürtleri bölen ülkeler rahat yüzü görmedi ve Kürtler de görmedi. Türkiye'de ciddi bir kan döküldü. Kürt meselesi 1920'lerde 4'e bölündü. Kürt sorunu bölge ülkelerinin meselesi oldu. Bununla kalmadı ve artık Kürt sorunu uluslararası bir sorun haline geldi. Bunun da çözümü uluslararası olacak. Bu da kolay olacak" dedi.
Devam eden savaşta resmi rakamlara göre 40 bin, ancak yüz bin insanın bu çatışmalarda öldüğünü dile getiren Vural, "Can kaybı hala devam ediyor. Savaş beraberinde ekonomik sıkıntılar da getirdi. Özellikle savunma sistemi yüzde yüz arttı. Toplumun geliri askeri harcamalara aktarıldı. 1990'dan sonra köylüler göç ettirildi. Toplum kendi mecrasından koptu" dedi.
Kürt dili üzerindeki baskılara dikkat çeken Vural, "Kürt dili asimilasyona uğruyor. Kürtler bu baskıya direniyor ama nereye kadar direnecek" ifadesinde bulundu.
Kürtlerin bölünmesinin Türkiye, Suriye, Irak ve İran'a bir fayda sağlamadığını dile getiren Vural, bu durumunda bu ülkelere demokrasi getirmediğini söyledi. Kürtlerin bölünmüşlüğünün bu ülkelerdeki halklara zülüm getirdiğini aktaran Vural sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu savaş ortamının hiç bir halka faydası olmadı. Her kavganın sonunda bir barış umudumuz vardır. 1984'ten sonra Türkiye'de çözüm görüşmeleri oldu. Bildiğimiz 6 görüşme oldu. Ancak, hiçbirinden bir sonuç alamadık. Çözüm süreci büyük bir hayal kırıklığı yaşadık. Çözüm sürecinde iki taraf da cesaret gösteremedi. Niyetleri vardı ama cesaretleri olmadı. Tarafların cesaretli olması lazım."
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş başkanı Selçuk Mızraklı ise Kürtlerin tarihlerinde çok acılı dönemlerin olduğunu belirterek, "Bu mazlum halk, çok acılara rağmen barış talebini yükseltiyor" dedi.
Bugünkü ortamda barış demenin suç sayıldığını dile getiren Mızraklı, "İnadına barış demeye de devam edeceğiz" diye belirtti.
Beyaz tülbentli annelerin sesinin yükseldiği Diyarbakır'da olduklarını aktaran Mızraklı, "Barış için bir pencere açılsın arayışı var. O adalarda çok şey var. Adayı kapattığınızda barışı da kapatıyorsun. Savaşın kazananı yoktur. Hakikati ve gerçeği öldüren savaş sarmalından çıkılması gerekir. Bunun için kapıların aralanması isteniliyorsa bu kapılar aralanmalıdır. Barışı mucize olmaktan çıkarmak gerekir" ifadelerini kullandı.