Ezidi kadın: Kardeşim beni kurtarmak için IŞİD’li oldu

Duhok (Rûdaw) - IŞİD’den kurtarılan Leyla adlı Şengalli Ezidi Kürt kadın, kardeşinin kensidini kurtarmak için Rakka’ya geldiğini ve kurtarılma hikayesini Rûdaw’a anlattı.

 

IŞİD tarafından 3 Ağustos 2014’te diğer binlerce Ezidi kadın, kız ve çocukla birlikte kaçırılan Leyla isimli kadın, 3 yıl boyunca “cehennemi” yaşadığını söyledi. Leyla örgüt ve üyeleri hakkında bilinmeyenlerden bahsetti.

 

Şengal’den kaçırıldıktan bir süre sonra Suriye’ye götürüldüğünü ve esaretinin üçüncü yılında Suudi cariye tücarı Ebu Hamza’nın yanında olduğunu belirten Leyla, hergün faklı uyruk ve ülkelerden gelen IŞİD’lilerin “cariye almak için” bu tücarın kapısını çaldığını söyledi.

 

8 ay boyunca Ebu Hamza’nın işkencelerine maruz kaldığını dile getiren Leyla, “O ne derse ben tersini yaptım, çünkü artık hakaretlerinden ve işkencelerinden bıkmıştım” dedi.

 

IŞİD’lilerin ortak yönünün “şiddet yanlısı ve merhametsiz” olduğunu dile getiren Leyla, “Yaş ve cinsiyetine bakmadan dünyayı kana bulamak istiyorlardı. İnfaz görüntülerini bize de izletiyorlardı. İlk başlarda kan gördüğümde, kesik kelle, cesetler gördükçe midem bulanıyordu. Sonra o turuncu kıyafetler içerisinde boynuna bıçak dayanmış insanların o anki duydularını düşündükçe ağlıyor ve kahroluyordum” diye konuştu.

 

Kimin nazı geçiyordu?

 

Ebu Hamza’nın tek işinin kadın pazarlığı olduğunu belirten Ezidi kadın, “Örgüt içerisinde çeşitli konularda uzman olanların nazı tutulur onlara ayrı bir değer verilirdi. Onlar mecbur kalmadıkça savaşa gitmez, sorumluların yanında kalırdı. Onların nazı geçer ve onlar için tüm imkanlar seferber edilirdi” dedi.

 

“Tunuslular en çok nazı geçenlerdi” diyen Leyla, “Çünkü en çok onlar kendilerini canlı bomba olarak patlatmak istiyordu. Bu yüzden herbir kuralsızlıkları da kabul görürdü” diye konuştu.

 

Leyla, örgüt içerisindeki Suudi ve Amerikan asıllı üyeler hakkında ise, “En kirlileri ve en çirkinleri Suudilerdi. Yanınızdan geçse kokularından burnunuzun direği kırılırdı. Ebu Hamza beni bir Suudiye sattı. Bir ay sonra o da beni Amerikalı birine sattı. Amerikalılar cariye tutmazlardı. O da beni fazla tutmadı. 5 gün sonra bu defa başka birine sattı” dedi.

 

“Altın bozdurup telefon aldım”

 

Amerikalı IŞİD’linin onu Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı bir başka örgüt üyesine sattığını dile getiren Leyla, daha sonra başından geçenleri şöyle anlattı:

 

“O da beni en kötü şekilde cezalandırıyordu. Fakat birgün bir parça altın verdi. Gönlümü almak istiyordu. Altını sakladım ve birgün pazara çıkma fırsatı buldum. Hemn bozdurup bir telefon aldım. Artık aklımda tek bir soru vardı. Aileme, kardeşlerime nasıl ulaşabilirdim diye düşünüyordum. Aklımdaki numaraları aradım, birine ulaşabildim. Onun üzerinden de kardeşimle konuşmaya başladım. Daha sonra kardeşim bana, seni kurtarmak için iyi bir planım var dedi.”

 

“Kardeşim IŞİD’li oldu”

 

Leyla, “Kardeşimin planı bozulmasın diye telefonumu saklamalıydım. Elimden geldikçe bu BAE’linin yanında kalmaya çalışıyordum. Kardeşim sakal bırakmış, kendisine IŞİD’lilerin giydiği elbiselerden bulmuştu. Rakka’ya ulaşmayı kafasına koymuştu. Cariye almaya gelen bir IŞİD’li gibi gelip beni almayı planlamıştı” dedi.

 

Leyla, planın işlemesi ile birlikte içine girdiği ruh halinin BAE’li IŞİD’linin de dikkatini çektiğini söyledi. Ancak o plan deşifre olmasın diye elinden gelen her şeyi yaptığını ifade etti:

 

“Mart 2017’ydi. Kardeşim Rakka’ya ulaşmıştı. Plan istediğimiz gibi ilerliyordu. Kardeşimi arayıp, ‘Beni almaya geldiğinde soğuk kanlılığını koru. Beni gördüğün zaman da hayatında hiç görmemisin gibi davram ki planımız başarılı olsun’ dedim.”

 

“Sahte 500 dolar verdik”

 

Ezidi kadın, kardeşinin kensidini almaya geldiği günü ise şu sözlerle anlattı:

 

“O IŞİD’li bana, ‘hazrılan seni satın almaya gelecekler’ dediğinde ilk defa içimde o yaşadığım kötü korku olmadan, bilakis sevinç ve mutluluktan elim ve ayağım birbirine dolandı. Kavuşma saatimiz gelmişti. Düşünsenize, iki kardeşim böyle bir durumda karşılaşması, yılların ve esaretin verdiği o tarifsiz duygu nasıl dizginlenebilirdi ki? İçimdeki volkanın patlamaması için elimden geleni yapıyordum.

 

BAE’li IŞİD’li şüphelenmesin diye ilk önce gelen kişi ile gitmek istemiyormuş gibi yaptım. Daha sonra da mecburen razı olmuşum gibi davrandım. Ama kardeşim benden daha iyi rol yapıyordu. Ona baktıkça hayretler içinde kalıyordum. Kıyafetleri, yüzü, konuşmaları, hal hareketleri ve hatta elini kullanması bile tıpkı IŞİD’lilerinki gibiydi. Kardşim cebinden çıkardığı 5 doları o adama verdi. Sonra şahit getirdiler ve şahitler huzunda beni satın aldığına dair belgeyi imzaladı. Sonra kardeşim anlattı ki, adama verdiği 500 dolar sahteymiş.”

 

“Leyla, bin defa yaralı kardeşim, bu sen misin?”

 

Leyla, oradan çıktıktan sonra kardeşinin kendisine söylediği ilk sözü, “Leyla, bin defa yaralı kardeşim bu sen misin?” hiç unutmadığını söyledi.

 

Planları başarıya ulaştıktan sonra IŞİD’in kontrolündeki bölgelerden hızla ve güvenle çıkmaları gerektiğini belirten Leyla, “Rakka’dan çıktıktan sonra 3 gün boyunca yaya yürüdük. Ayaklarım artık benimle gelmiyordu. Ayakkabılarımın tabanları gitmişti, ayaklarımız kan içerisindeydi. Kaçtığımız yol IŞİD’lilerin sık kullandıkları yoldu ama aynı zamanda bizim özgürlüğe giden yolumuzdu” dedi.

 

IŞİD’liler tarafından yakalanırlarsa öldürüleceklerini dile getiren Leyla, “Çünkü iki defa suçluyduk. Birincisi abim sahte IŞİD’li olmuş, ikincisi de sahte para vermiştik. Bunun cesazı kessinlikle kellemiz olurdu” diye konuştu.  

 

Esaretinin 22’üncü ayını bitiren Leyla, bu şekilde kardeşi ile birlikte güvenli bölgeye geçtiğini söyledi.

 

Ekim 2018’de, Hindistan’ın Mumbay kentinde düzenlenen Thresa Anne Ödül Töreni’ne IŞİD’den kurtarılan 2 Ezidi Kürt de katılarak ödül aldı. Bunlardan biri de bu öyküde adı geçen Şengalli Leyla Tehlu’ydu.  

 

Tehlu kendi ailesinden 19 kişinin IŞİD tarafından kaçırıldığını, şu ana kadar da 10 kişinin Kürdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani tarafından kurulan Ezidi Kürtleri Kurtarma Ofisi tarafından kurtarıldığını söyledi.

 

Leyla Tahlu ayrıca, “bundan sonra amacım bu zülmü dünyaya duyurmaktır” dedi.

 

Ezidi Ruhani Meclisi’nin kararı

 

Ezidi Kürtlerin yaşadığı bu felaketin ardından Ezidi Ruhani Meclisi’nin başlıca isimleri Baba Şeyh, Şeyh Herto ve Hacı İsmail bir fetva yayımlayarak IŞİD’den kurtarılan kadın ve kızların hiç bir şey yaşanmamış gibi karşılanmasını istedi.

 

Ezidi ailelerin büyük bölümü kadın ve kızlarını bu şekilde kucakladı ancak bazı aileler dönüşlerine sıcak bakmadı. Baba Şeyh bu kişileri “cahil” ilan ettiğini açıkladı.