Mesrur Barzani: Kürtlerin de kendi kaderlerini tayin etme hakkı olmalı
Duhok (Rûdaw) – Kürdistan’ın jeopolitik olarak çok stratejik bir bölgede yer aldığını belirten Başbakan Mesrur Barzani, "Biz Kürtler bölücü, istikrarsızlaştırıcı unsurlar olmak yerine bölgeyi birleştirici olmak istiyoruz” dedi. Barzani, “Kürtlerin de kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahip olmayı hak ettiklerini düşünüyorum” ifadelerin kullandı.
Duhok’ta Kürdistan Amerikan Üniversitesi’nde düzenlenen forum kapsamında BBC News sunucusu Maryam Moshiri’nin moderatörlüğünü yaptığı panele konuşmacı olarak katılan Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
“(İsrail-Hamas çatışması) Sivillere yönelik saldırıyı kınıyoruz”
Başbakan Barzani, ilk olarak İsrail-Hamas çatışması ve Gazze’ye yönelik saldırılara ilişkin soruya yanıt verdi.
Her halükarda savaşa karşı olduğunu ve savaşın son çare bile olmaması gerektiğini vurgulayan Başbakan Barzani, “Gazze'deki insanlar bugün 7 Ekim'den öncekinden daha iyi durumda mıydı? Bence cevap çok açık. En büyük bedeli masum insanlar ödüyor. Savaşı kınıyoruz, sivillere yönelik saldırıları kınıyoruz ve Orta Doğu'daki her çatışmanın barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Onlarca yıldır süren bu çatışmanın askeri yöntemlerle çözülemeyeceğinin altını çizen Barzani, bu çatışmanın Orta Doğu'nun farklı bölgelerine yayılmasından endişe duyduklarını kaydetti.
Barzani, “Savaşlardan çok yorulduk, umarız savaşlar sona erer ve bu çekişmeye barışçıl çözümler bulunur” diye ekledi.
“Irak bu çatışmadan uzak durmalı”
Irak'ın yapabileceği en iyi şeyin bu çatışmadan uzak durmak olduğunu vurgulayan Başbakan Mesrur Barzani, “Iraklıların zaten yeterince sorunu var. İnsani yardım sağlamanın bir yolu olursa olur. Bizim Kürdistan Bölgesi’nde yaptığımız da budur. Hayırseverlerimiz aracılığıyla insani yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nin Parlamento Başkanı Muhammed Halbusi’nin milletvekilliğini düşürme kararının “yanlış” olduğunu belirten Barzani, “Karar hakkında konuşmayacağım ama zamanlama kesinlikle Irak için iyi değildi” dedi ve Irak’ın bu süreçte bir çok farklı sorunla boğuştuğuna dikkati çekti.
“(Kürdistan petrolü) Kürdistan'ın Anayasal hakları göz ardı ediliyor”
Başbakan Barzani, Erbil ile Bağdat arasında özellikle Türkiye üzerinden petrol ihracatı konusunda yaşanan krize ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, şu ifadeleri kullandı:
“Bu çok uzun yıllara dayanan bir konu. Bağdat ile Erbil arasında petrol konusunda yaşanan anlaşmazlık, Anayasa'nın yazıldığı anlamda yorumlanmaması ve buna saygı gösterilmemesinden kaynaklanıyor. Maalesef Kürdistan'ın Anayasa'da bazı hakları göz ardı ediliyor. Bu haklar petrolün çıkarılması, üretilmesi ve satılmasıdır. Ne yazık ki yıllar geçtikçe Bağdat ile Erbil arasındaki çekişmeler de artıyor ve asıl soru çok net. Irak federal bir devlet mi yoksa Bağdat merkezli bir hükümet mi? Bence temel mesele bu. Federal bir devlette, anayasada belirtildiği gibi yetki paylaşımının ve yetkilerin bölgelere dağılımının olması gerektiğine inanıyoruz. Maalesef Bağdat'ta her şeyin merkezi hükümet tarafından kontrol edilmesi gerektiğine inanan bir zihniyet var. Petrol meselesi özelinde bakarsak Kürdistan'ın anayasanın gerektirdiği her şeyi yaptığını görüyoruz. Üzerimize düşen görevlerin hepsini yaptık ama anayasada da sahip olduğumuz haklardan hiçbir zaman yararlanamadık.”
“Uluslararası petrol şirketleriyle sözleşmelerimiz geçerli ve yasaldır”
Petrol üretimi ve satışı konusunda ilke olarak federal hükümetle birlikte çalıştıklarını ancak Iraklı kurumlardan gereken desteği alamadıklarını anlatan Barzani, “Uluslararası petrol şirketleriyle anlaşmalarımız var. Bu sözleşmeler geçerli ve yasaldır. Ve tabii ki Kürdistan Bölgesi Hükümeti olarak bu sözleşmelere saygı duyuyoruz” diye konuştu.
Barzani, petrol üretiminin bir maliyeti olduğunu, Kürdistan Bölgesi ile Irak’ın güneyinde petrol üreten şirketlerin maliyetinin aynı olamayacağını söyledi.
Bağdat’ın uluslararası şirketlere ödenmesi gereken maliyet konusunda gerçek olmayan rakamlardan bahsettiğini belirten Barzani, “Kürdistan'da varil başına üretim maliyetini 6 dolara getirmek istiyorlar ama mesela Geyara'daki (Musul) kuyuda petrol üretim maliyeti 34 dolar. Peki nasıl oluyor da Kürdistan'daki maliyeti 6 dolar oluyor?” diye sordu.
“Yeterli üretime sahip olunduğunda Türkiye üzerinden petrol ihracatına başlanır”
Petrol konusunda Erbil ile Bağdat arasında varılan anlaşmanın detayları hakkında da bilgi veren Barzani, “Bağdat'la yaptığımız görüşmeler şöyle: Kürdistan Bölgesi Hükümeti uluslararası petrol şirketleri ile sözleşme imzalayan taraf. Bu da Kürdistan Bölgesi’nin hakkıdır ve biz bundan vazgeçmeyeceğiz. Bağdat'taki hükümetle, bu şirketlere ödenecek üretimin gerçek maliyetinin ne olacağını konuşuyoruz. Bu yapıldıktan sonra ihracat rahatlıkla yapılabilir çünkü üretim olmadan ihracat olmaz. Bu yüzden üretime odaklanıyoruz, yeterli üretime sahip olunduğunda Türkiye üzerinden petrol ihracatının bir sonraki aşamasına geçebiliriz” ifadelerini kullandı.
Ceyhan Limanı üzerinden petrol ihraç edilmesi konusunda “Artık top Bağdat'ta” diyen Barzani, Irak Petrol Bakanı Hayyan Abdulgani ile yapılan son görüşmelerin “olumlu” geçtiğini ancak ihracatın yeniden ne zaman başlayacağı konusunda net bir tarih veremeyeceğini aktardı.
“Tarıma, sanayiye ve turizme büyük yatırımlar yaptık”
Kürdistan'ın verimli topraklarla sahip olduğunu, ekonominin çeşitlendirilerek gelir kaynaklarının artırılabileceği birçok alan bulunduğunu ifade eden Başbakan Barzani, “Evet, petrolümüz var ve petrol ihraç edebiliriz. Ama bir sektörden elde ettiğimiz gelirleri başka sektörlere de yatırıp farklı sektörlerde gelir elde etme şansımızı artırabileceğimizi düşünüyorum. Bu yüzden tarıma, sanayiye ve turizme büyük yatırımlar yaptık” dedi.
Bu kabine döneminde tarım ürünlerinin Körfez ülkeleri ile Avrupa'ya ihraç edilmeye başlandığını kaydeden Barzani, bunun çiftçiyi de teşvik ettiğini söyledi.
Barzani, “Tarımsal ürünlerde ve bundan elde edilen gelirlerde artış olduğunu görüyoruz. Bu yüzden ekonomimizi çeşitlendirmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Bunun reformumuzun bir parçası olduğunu ve Kürdistan'ı farklı bir aşamaya dönüştürmede bir devrim olarak adlandırdığımızı söylemek istiyorum” diye konuştu.
İklim değişikliğin Kürdistan Bölgesi ve Irak üzerinde ciddi etkileri olduğuna işaret eden Barzani, “Irak'ın geri kalanının bundan daha da fazla etkilendiğini düşünüyorum. Biz Kürdistan'da kendi kaynaklarımıza sahibiz. Ama insanlar bunu ciddiye alıyor mu? Maalesef istedikleri ölçüde değil” dedi.
“Gençler bu ülkenin geleceğidir”
“Gençler bu ülkenin geleceğidir” diyen Başbakan Barzani, “Gençleri ve genç yetenekleri güçlendirmemiz gerektiğine kesinlikle inanıyorum. Kürdistan'daki reform ve dönüşümün lokomotifi de bunlar olacak” yorumunu yaptı.
Başbakan Mesrur Barzani, Kürdistan Bölgesinde 100 bin yabancının çalıştığını, bu dönemde özel sektörle çalıştıklarını ve iş gücünün en az yüzde 75'inin yerli olması şartını belirlediklerini anlattı.
Kürdistan’daki diğer kabinelerden çok sayıda kadın bakanın mevcut kabinede bulunduğunu hatırlatan Barzani, “İhtiyacımız olan tek şey kadın ve erkeklere eşit fırsatlar sunmaktır. Ben de bunu yapıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“Kürdistan'da herkes eşittir”
Kürdistan'da farklı etnik ve dini topluluklar olduğunu belirten Başbakan Barzani, “Hepsi aynı haklara sahip. Hukuk her şeyden öncedir, bu nedenle azınlığı görmeyip çoğunluğu desteklemeyeceğiz. Kürdistan'da herkes eşittir” diye konuştu.
Mesrur Barzani, Kürdistan Bölgesi’nin şu anda Irak'ın diğer bölgelerinden gelen 1 milyondan fazla yerinden edilmiş kişiye ve ayrıca komşu ülkelerden gelen yaklaşık 250 bin mülteciye ev sahipliği yaptığını söyledi.
“Ezidi Kürtler onurlu bir şekilde geri dönmeli”
Barzani, IŞİD’in saldırıları nedeniyle yerinden edilen Ezidilerin Şengal’e dönmesine nasıl yardımcı olacakları sorusuna şu yanıtı verdi:
“Geri dönme hakları var ama onurlu bir şekilde dönmeleri gerekiyor. Onlar maalesef IŞİD mağduru insanlar ve ne yazık ki şu ana kadar koşullar geri dönüşlerini destekleyici değil. Evlerine geri dönmek istiyorlar. Kendilerini güvende hissetmek istiyorlar. Hizmet almak istiyorlar. Okul istiyorlar. Kendi şehirlerinde sağlık hizmetleri istiyorlar. Bunu nasıl kolaylaştırabilirsiniz? Irak federal hükümetiyle bir anlaşma imzaladık ve bu anlaşmanın hayata geçeceğini umuyorduk. Maalesef federal hükümet tarafından uygulanmadı çünkü Şengal’de Kürdistan'da bize meydan okuyan ama aynı zamanda federal hükümete ve bizzat başbakanın kararına da meydan okuyan unsurlar var. Tabii ki kimseyi Kürdistan'dan çıkıp belirsiz koşullarda yaşamaya zorlayamayız. İşte bu yüzden Şengal Anlaşması'nın olduğu gibi uygulanması için baskı yapmaya ve destek istemeye çalışacağız.”
“ABD bizim için büyük bir müttefik”
Mesrur Barzani, 2003'ten bugüne kadar sağladığı destek için ABD'ye teşekkür ederek, “Tüm Irak ve Kürdistan'ı desteklediler ve özellikle IŞİD'le savaşta çok yardımcı oldular. Peşmergelere askeri destek sağladılar, IŞİD'e karşı hava saldırıları düzenlediler. Bu yüzden hepimiz ABD'nin desteğine çok müteşekkiriz” diye konuştu.
ABD’nin çekilmesi ile oluşan boşluğun farklı unsurlar tarafından avantaj olarak kullanıldığını ifade eden Barzani, “ABD'nin bu ülkeyle, özellikle de Kürdistan'la iyi ilişkilerini sürdürmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Ekonomik düzeyde daha aktif olmalarını istiyoruz. Yani askeri varlığa bakıldığında öyle olmaları gerekmiyor ama ben ekonomik katılımdan, siyasi katılımdan bahsediyorum” diye konuştu.
“Benim Kürdistan halkının haklarını savunma sorumluluğum var”
Başbakan Mesrur Barzani, Erbil ile Bağdat arasındaki sorunların nasıl çözüleceğine dair bir perspektifi olup olmadığı sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Benim Kürdistan halkının haklarını savunma sorumluluğum var. Benim işim kimseyi memnun etmek için Kürdistan halkının anayasal haklarından vazgeçmek değil. Ama kim beni ortak olarak, gerçek bir ortak olarak kabul ederse, kim anayasayı bu şekilde uygulamaya hazırsa, beni gerçek bir dost olarak görebilir. Bağdat ile Erbil arasındaki ilişkiyi kesinlikle geliştirebiliriz ve ben de bu yönde hareket ettim. Bu mesajların Başbakan'a, hükümete iletilmesi konusunda Bağdat'ın kapısını çalmak için çok çalışıyoruz ama anayasada belirtilen haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz.”
“İngiltere ile ilişkilerimiz hiç bu kadar iyi olmamıştı”
Başbakan Barzani, İngiltere ile Kürdistan Bölgesi arasındaki ilişkilere dair bir soruya, “Sanırım hiçbir zaman Birleşik Krallık'la şimdikinden daha iyi ilişkilerimiz olmamıştı. İngiltere ile mükemmel ilişkilerimiz var ve çok memnunuz ama daha fazla etkileşimin, daha fazla destek olacağını düşünüyorum” dedi.
“Kürtlerin de diğer uluslar gibi yaşama hakları var”
Güvenlik meselesinin yalnız ele alınamayacağını kaydeden Başbakan Mesrur Barzani, “Güvenlik, siyasi istikrar, ekonomik kalkınma ile birlikte ilerliyor. Dolayısıyla güvenli bir bölgeye sahip olmak için yukarıdakilerin hepsine sahip olmamız gerekiyor. Bu yüzden ekonomimizi nasıl geliştirebileceğimize bakmamız gerekiyor. Daha güvenli bir bölgeye sahip olabilmek için nasıl daha fazla siyasi istikrara sahip olabileceğimize bakmamız gerekiyor, ya da tam tersi. Yani bunların hepsi üç sütun halinde çalışıyor ve bunu yapmamız gerekiyor. Ancak değinmek istediğim bir şey var, o da uluslararası hukuk. Biliyorsunuz, diğer birçok ulus gibi Kürtlerin de kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahip olmayı hak ettiklerini düşünüyorum. Diğer birçok ulus gibi onların da yaşama hakları var” ifadelerini kullandı.
Başbakan Mesrur Barzani, “Her şeyden çok ihtiyacımız olan şey, uluslararası garanti. Dolayısıyla eğer uluslararası toplum bize yardım etmek istiyorsa, Kürtlerin bir daha asla saldırılara, zulümlere, kimyasal bombardımanlara, herhangi bir etnik temizlik ya da soykırıma maruz kalmayacağı garantisini vermeleri gerekiyor. İşte bugün uluslararası toplumdan duymamız gereken şey bu” dedi.
Şubat ayında yapılması planlanan Kürdistan Parlamentosu seçimlerine ilişkin Barzani, “Umarım ertelenmez çünkü geçen yıl seçimlerin ertelenmesini asla desteklemedim. Ekim 2022'de olması gerekiyordu, sonra 2023'e, şimdi de Şubat 2024'e ertelendi. Temelde Kürdistan'da demokrasiye inanıyoruz ve bölgede demokrasinin feneri olmak istiyoruz” yorumunu yaptı.
Diasporadaki Kürtlere seslendi
Başbakan Mesrur Barzani, “Diaspora Kürtlerine ne tavsiye edersiniz?” sorusuna, “Bulundukları ülkelerden ders almalarını ve geri dönüp Kürdistan'ı inşa etmelerini istiyorum” yanıtını verdi.
“Biz Kürtler bölgede bölücü değil birleştirici olmak istiyoruz”
Konuşmasının sonunda “Kürdistan jeopolitik olarak dünyanın çok stratejik bir bölgesinde yer alıyor” diyen Mesrur Barzani, "Biliyorsunuz, etrafımızda Türkiye var, İran var, Irak ve Suriye var, tüm Orta Doğu var. Biz aslında tutkal gibiyiz. Bütün bu farklı toplulukları, binlerce yıllık tarihi, farklı kültürleri birbirine bağlıyoruz. Dolayısıyla biz Kürtler bölücü, istikrarsızlaştırıcı unsurlar değil bölgeyi birleştirici unsurlar olmak istiyoruz. Bölgeye daha fazla istikrar getirmek istiyoruz” dedi.