Erbil (Rûdaw) -1930 yılında binlerce kişinin öldürüldüğü Zilan Katliamı'nın gerçekleştiği Zilan vadisini sular altında bırakacak olan hidroelektrik santrali (HES) projesinin durdurulması için yapılan başvuru, Van 1. Bölge İdare Mahkemesi tarafından reddedildi.
Başvuruda “Zilan Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından kurulması planlanan Zilan Regülatörü ve HES Projesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2015 tarihli ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir’ kararının hukuka aykırı olduğu, hiçbir gerekçeye dayanmaksızın işlemin tesis edildiği, ÇED yönetmeliğinde öngörülen usullere aykırı olarak kararın alındığı, çevreye olan etkilerinin değerlendirilmediği” belirtilerek iptali istenilmişti.
Mahkeme, ise başvuruyu “Dosyanın incelenmesinden, olayda yukarıda anılan kanun hükmünde öngörülen koşulların birlikte gerçekleşmediği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin reddine” karar vererek başvuruyu 10/08/2021 tarihinde oy birliğiyle reddetti.
Kararın ardından Rûdaw’a konuşan Van Çevre ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (Van ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, Zilan Vadisi’nin tarihi ve ekolojik anlamda çok önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. 1930’larda bölgede on binlerce Kürdün katledildiği hatırlatmasını yapan Kalçık sözlerini şöyle sürdürdü:
“32 köyün olduğu, dünyada cennet olarak tanımlanabilecek, en az 10 koldan suların aktığı, her tarafta çayır çimenin olduğu doğa harikası bir yer. Katliam sonrası Kürtler sürgüne gönderildikten sonra buralar boşaltıldı. Devlet bir süre burayı kullandı. 25-30 sene önce ise buraya bir Kırgız köyü kuruldu. Kürtlerin yerleşiminde, o izleri kaybetmek için Kırgızlar getirildi. Ardından Kürtlerin ve bölgenin hafızasını silmek için oraya HES yapıldı.”
Zilan Deresi’nin Van Gölü’nü besleyen en önemli akarsu kolu olduğunu aktaran Kalçık, bölgede balık üreme döneminde geçişlerin yaşandığını kaydetti. Kalçık, “Ekolojik dengenin bozulması, flora ve faunanın yok olması, suyun kirlenmesi, oksijensiz kalması sonucu milyonlarca balığın ölmesi bir vahşet” ifadelerini kullandı.
HES yerine alternatif ve yenilenebilir enerjilere yönelinebileceğini, Van’ın güneş enerjisi için ideal olduğuna vurgu yapan Kalçık, “Bir firmanın para kazanması uğruna on binlerce canlı yok olacak” dedi.
Can suyu olarak adlandırılan mevcut suyun %10’unun verilmesinin zor olduğunu belirten Kalçık, bölgede yaz aylarında yaşanan kuraklık sonucu suyun iyice azaldığını hatırlattı.
Kalçık “Firma günlük olarak belli bir enerji üreteceğini vaat ediyor. Su azalınca hem can suyu verilmiyor hem de yeraltı sularından takviye yapmak durumunda kalıyorlar. O yüzden hem yeraltı hem de yer üstü sularının dengesi bozulunca bütün canlı organizmalar zarar görüyor" diye konuştu.
Zilan Ekoloji Platformu’dan aktivist Mirbahattin Demir ise vadide yaşayan ve endemik tür olan su semenderi ve su samurlarının neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu, 4 binden fazla bitki örneğinin bulunduğunu söyledi. İnsan ve hayvan atıkları nedeniyle suda alg varlığının aşırı şekilde çoğalması olarak bilinen “ötrofikasyon” oluştuğunu kaydeden Demir, CİMER üzerinden de platform olarak şikayet bildirdiklerini söyledi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın