Hersin: Devlet olmazsak Halepçeler bitmez
Erbil (Rûdaw) - Kürdistan Parlamentosu eski Peşmerge ve Enfal Komisyonu Başkanı Ari Hersin, Kürdistan Devleti’nin kurulmadığı sürece Kürtlerin Halepçe Katliamı gibi katliamlarla yüzyüze kalacağını söyledi.
16 Mart 1988'de Baas rejiminin kimyasal silahlarla Güney Kürdistan'ın Halepçe kentini bombalaması sonucu çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 5 binden fazla sivil şehit düşmüştü.
Katliamın 30.yıldönümü bugün resmi bir törenle düzenlendi.
Halepçe Katliamı’nda kızkardeşini kaybeden Ari Hersin, katliama ilişkin Rûdaw’a konuştu.
“Bu felaket İran-Irak savaşının sonlanmasından yaklaşık 5 ay önce yaşandı. Ne yazık ki İran-Irak savaşının bir bölümü Kürdistan Bölgesi’nin şu andaki sınırları olan Hanekin’den Haci Ömeran’a kadar yayıldığını söyleyebiliriz. Bu savaşın da en büyük kurbanları Güney Kürdistan halkı oldu.
Halepçe’ye kimyasal saldırı da bu çerçeveye giriyor. Saddam Hüseyin Kürtleri katletmek için bahaneleri vardı. Irak Devleti’nin işgalci Baas yönetimi Kürtlere yönelik soykırım yapmak için sürekli gerekçe bulmaya çalışıyordu. Irak askerleri 16 Mart’ta o kara gün de Halepçe’ye saldırarak bu denli bir kurban vermesine neden oldu.
Kızkardeşim Mahabad’da bu katliamda şehit olanlardan. Şimdiye kadar da cesedini bulmuş değiliz. 16 Mart’ta çok sayıda kişi şehit düştü. Toplu mezarlarda kimliği tespit edemediklerimizdendir.
Kardeşim Mahabad, Halepçe’de öğretmendi. Babamın Haci Ömer İzzet adlı akrabasının evindeydi. Onların ailesinden de yaklaşık 12 kişi şehit düştü. Mahabad şehit düştüğünde 27 yaşındaydı.”
Kürdistan Bölgesi özellikle tedavisi sürmekte olan mağdurlara yeterli yardımı sunabiliyor mu? Sorusuna Ari Hersin, şöyle yanıtladı:
Atom bombası ve kimyasal silah kullanımının toplu katliamlarda kullanılması günümüzde de etkisini göstermiştir. Örneğin; Japonya’nın Nagazaki kentinde de kullanılan atom bombasının mağdurlarının torunları çeşitli sağlık sorunlarını yaşamaktadır. Bazı kurbanlar kısırlık sorunu yaşarken bazılarında kronik hastalıklar görüldü. Dolayısıyla bu tür sorunlara tamamiyle çözüm bulmak oldukça zor. Kürdistan Bölgesi Hükümeti, mağdurlara yönelik çaba göstermedi ya da birşey yapmadı diyemez. Olanakları el verdiğince yaptı.
Bir diğer konu isa Halepçe konusunda gerekli tanıtımlar yapılmadı. Çünkü Halepçe bir halkın yaşadığı travmadır. Bir halkın soykırıma uğramasıdır. Bizler şu ana kadar dünyaya ‘Kürdistan’ın işgalcileri bizlere şunları yaptı’ diyerek gerekli çalışmaları yapamadık.
Sadece bu konu da değil, 1960’larda ve 1920’lerde İngiliz Hava Kuvvetleri’nin Irak askerleriyle ortaklaşa Süleymaniye bölgesine bombardıman düzenlediler.”
“Kürt milleti olarak Yahudiler gibi hareket edemedik” diyen Hersin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Onların Holokost katliamlarını gündeme taşıdığı gibi taşıyamadık. Sonuç olarak onlar İsrail Devleti’ni kurdular. Onlar gibi maddi, askeri ve siyasi anlamda ülkelere ulaştıramadık. Biz zayıf bir milletiz. Dostumuz yok diyemeyiz. Ancak çok az dostumuz var. Evet yüzümüze karşı memnun edici sözler sarfediyorlar. Ancak bizim buna ihtiyacımız yok harekete ihtiyacımız var. Bize insani olarak destek vermeleri gerekiyor. Bu katliamları uluslararası yargıya taşımamız gerekiyor.
Unutmayın Kürdistan Bölgesi devlet değildir. Devlet olsaydık durum kolaylaşmış olurdu. Ayrıca bu katliamada sadece Halepçe değil, Halepçe’nin çevresindeki köy ve nahiyelerde etkilendi. Kayıpların yanı sıra hafızasını yitirenlerde oldu.
Sadece Halepçe, enfal ve diğer yaşadığımız felaketler değil yaşadığımız tüm olaylar karşısında bize tek şey lâzım. ‘Birlik ve tek ses olmaktır’ asıl sorunumuz budur.
Şimdiye kadar bu sağlanamadığı için işgalciler bizimle çok kolay oynayabiliyor. Birlik olmadığımız için bizi bir birimize karşı kışkırtarak Kürdistan halkının bu ayrışmasından yararlanıyor. Bu da birlik olmamamızdan kaynaklanıyor.”
Devletsizlikten söz ettiniz. Kürdistan Bölgesi halen “devlet” olmuş değil. Böyle devam ettikçe uluslararası kamuoyu da katliamları kabul etmeyecek mi? Sorusuna Hersin, şu yanıtı verdi:
“Halepçe’nin soykırım kabul edilmemesi Kürtperleğin olmamasında kaynaklanıyor. Ermeni soykırımına bakın! Ermenistan Devleti dedikleri bir devlet olduğu için Almanya, Fransa, İngiltere ve Kanada söz ediyor.
Çünkü bu davalarına sahip çıkan bir devletleri var. Ama sen devlet değilsin...Bu bir milletin başına gelen felakettir. Ama hiç kimse söz etmiyor. Bunun da nedeni devlet olmayışımızdır.
Sistematik bir şekilde tanıtımların lobi çalışmalarının yapılması gerekiyor. Mağdurlara ilişkin dökumanterlerin bir araya getirilerek, davana sahip çıkman gerekiyor.
Benim gibi onlara kişi kardeşini annesini yakınlarını kaybetti. Araplardan intikam alalım demiyorum. Ama biz halen Irak askerinden intikamımızı bile alamadık. Felaketin üzerinden 30 yıl geçti.”
İntikam nasıl alınacak? Sorusuna Ari Hersin, “Kürdistan Parlamentosu’ndaki gruplar olarak geçen yılın 12’nci ayında, 6 Ocak Irak askeri gününde resmi tatil ilan edilmemesi için öneride bulunduk. Seni katleden askerlerin gününü kutlayarak nasıl tatil ilan edersin. Bunu yasaklayarak intikamını alırsın. Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin ‘6 Ocak’ta tatil olmayacaktır’ tebligatının ilgili kurumlara göndermesi gerekiyor” yanıtını verdi.
Halepçe’de ne oldu?
Halepçe Katliamı, 16 Mart 1988'de Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin döneminde yaşandı.
İran ile savaşan Saddam Hüseyin, Kürt halkına karşı da “Enfal” adını verdiği bir imha harekatı başlattı.
183 bin kişinin hayatını kaybettiği harekatta, Halepçe’ye de kimyasal bombalar atıldı.
Katliamda 5 binin üzerinde kişi hayatını kaybetti, binlerce insan yaralandı.
Katliamda, 5 binin üzerinde kişi hayatını kaybederken, binlerce insan yaralandı ve binlercesi de kayboldu