Haber Merkezi – PKK kurucularından Mustafa Karasu, Türkiye’deki Anayasa tartışmalarına dair, “Yeni Anayasa derken eskisinden daha demokratik, daha özgürlükçü Anayasa yapmayacak. Ne 1961 Anayasasından daha özgürlükçü yapacak, ne de diğerlerinden” yorumunda bulundu.
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, gündeme dair yaptığı değerlendirmelerde Yargıtay'ın 8 Kasım'da, tutuklu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkındaki suç duyurusunda bulunma kararı sonrası oluşan yargı krizine ve yeni Anayasa yapılması konusunda yürütülen tartışmalara değindi.
Örgüte yakın Medya Haber televizyona konuşan Karasu, mevcut Anayasa’nın da uygulanmadığını savunarak şunları ifade etti:
“Anayasa Mahkemesi bir karar alıyor, Yargıtay o karara uymuyor. Aslında uyması gerekiyor. Anayasa Mahkemesi’ne 100 tane karar geliyor; bir-iki tanesini kabul etmiyor. Yoksa tümden Anayasa Mahkemesi de tam faşist iktidarın parçası haline gelecek, öyle anılacak. Öyle algılamamak için bir-iki durumda itiraz ediyor. Halbuki aynı gün daha kötü bir madde olan halkı tahrik eden, teşvik eden, propaganda yapmayı suç sayan bir maddeyi onayladı. Hem de çok elastiki bir şey. Onunla herkes cezaevine atılabilir. Böyle bir Anayasa Mahkemesi.
Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi kararı
Ama Anayasa Mahkemesi, TİP Milletvekili Can Atalay ile ilgili kararı bozdu. Yani çıkmasını istedi. Buna karşı Yargıtay çok sert hatta Anayasa Mahkemesi'ni suçlayan, üyelerinin de yargılanmasını isteyen bir tutum koydu. İlginç bir şey. Dünyada görülmemiş bir şey. Bu aslında Türkiye'deki krizi, kaosu gösteriyor. Faşizm, demokrasi güçlerine ve Kürt halkına karşı mücadelede o kadar zorlanıyor ki bu duruma geliyor.
Bütün profesörlerin hepsi şunu demiştir; Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlar kesindir.
Yeni Anayasa tartışmaları
İlginçtir; şimdi diyorlar, yok, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar kesin değildir. Böyle bir duruma gelmiş devlet. Şimdi Erdoğan da diyor işte, Anayasa çelişkili, yeni Anayasa gerekir. Ya sen kötü dediğini bile uygulamıyorsun. Yani sadece bu konuda değil, başka konularda da kötü dediği bu Anayasanın maddesini uygulamıyorsun. Aslında nedir? Daha kötü bir Anayasa yapacaklar.
Şöyle yapacaklar: Aslında AKP iktidara geldiğinde biraz Avrupa Birliği’ne uyum göstermek, biraz kendisini demokratik göstermek için bazı yasaları yumuşattı. Şimdi herhalde onları tekrar tersinden silip daha kötü hale getirecek. Yeni Anayasa derken eskisinden daha demokratik, daha özgürlükçü Anayasa yapmayacak. Ne 1961 Anayasasından daha özgürlükçü yapacak, ne de diğerlerinden. Bu bakımdan zaten herkes söylüyor; ya sen bir mevcut kötü bir uygula ki yenisini görelim. Kötüsünü bile uygulamıyorsun sen.
Bu bakımdan gerçekten çok ilginç bir durum ortaya çıktı. Bu bile Türkiye'deki krizin ne olduğunu ortaya koyuyor aslında. Bu, yine demokrasi güçlerinin ve Kürt halkının verdiği mücadeleyle ilgilidir. Bu duruma düşmelerinin nedeni, en küçük demokratik haktan Kürtler yararlanır kaygısıdır. Eğer sorun Kürt sorunu olmasaydı, Kürtlerin üzerinde yürütülen soykırım politikası olmasaydı bu duruma düşmezlerdi.
“Diyorlarmış, ‘Duran Kalkan milletvekili olursa ne olacak?’”
Türkiye'deki demokrasi güçleri anlamıyor. Türkiye'de Kürtler yararlanır diye her türlü demokrasi kırıntısını bile ortadan kaldırmak, boğmak istiyorlar. Çünkü diyor, olursa Kürtler yararlanır. Zaten diyorlarmış, Duran Kalkan milletvekili olursa ne olacak? Gelirse milletvekili olursa ne olacak? Gelirse nasıl milletvekili olacak Duran Kalkan? Yüksek Seçim Kurulu onay mı verecek? Böyle midir yani? Bu kadar toplumu aldatan, dünyayı aldatan bir yaklaşım içindeler. Gerçekten artık ne yapacaklarını şaşırmışlar. Ama dedim ya, nedenlerini görmüyorlar. Bu tabii çok önemlidir. Bu nedenlerin görülmesi lazım. Niye böyle yapıyorlar? Niye uymuyorlar? Niye Kavala’yı serbest bırakmıyorlar? Çünkü bir esneme olursa Kürtler yararlanır. Kürtler yararlanmasın diye yapıyorlar. Cumartesi Anneleri’ni bile bu kadar baskı altına aldılar. Ama biz bunları gösterirsek, başka yerde Kürtler yararlanır. Bu bakımdan kim demokrasi mücadelesi vermek istiyorsa, kim özgürlük mücadelesi vermek istiyorsa bu gerçeği görmeli, Kürt halkıyla birlikte demokrasi mücadelesi etmelidirler.
Kürt halkıyla birlikte demokrasi mücadelesini yükseltmeden kimse demokrat olamaz, demokrasi mücadelesi veremez, kendini kandırır. Veriyorum dese bile sonuç alamaz. Çünkü Kürt sorunu çözülmediği müddetçe, Kürde üzerine soykırım politikası uygulandığı müddetçe bu baskı rejimi devam edecektir. Çünkü Kürtler yaralanır diye her türlü baskı yapacaklar, her tür antidemokratik politikayı da devreye koyacaklardır.
Bu gerçekliğin gerçekten kavranması gerekir. Çok sık tekrarlıyoruz. Ama tekrarlamaya değer bir konu olduğu için tekrarlıyoruz.”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın