Nadiya Murad: Katliamı halen ‘soykırım’ olarak adlandırmadı
Şengal (Rûdaw)- Ezidi Kürt aktivist Nadiya Murad, Irak Hükümeti’nin şu ana kadar da IŞİD’in Şengal’de yaptığı katliamı “soykırım” olarak adlandırmadığını söyledi.
Şengal’in Koço köyünde ilk toplu mezar bugün açıldı.
Koço köyündeki ilk toplu mezar, Irak ve Kürdistan Bölgesi hükümetlerinin yanı sıra başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere çok sayıda ulusal ve uluslararası kurumun gözetiminde açıldı.
Törende yaptığı konuşmada, Nadya Murad, “Şengal’in güneyindeki toplu mezarlarda en az bin kişiye ait kemiklerin bulunduğu tahmin ediliyor. Katliam sırasında arazide öldürülenlerin kemikleri ise hala oldukları yerde duruyor” dedi.
“Irak hükümeti şu ana kadar da IŞİD’in Şengal’de yaptığı katliamı soykırım olarak adlandırmış değil” diyen Nadya Murad, konuşmasında şunlara yer verdi:
“Bununla birlikte Şengalliler toplu mezarların açılmasını ve ölülerin kimliklerinin teşis edilmesini bekliyor. Allah'ın Tavus Meleğini'ni, Ezidiler’in acılarının bitirilmesine ve yeni bir başlangıca vesile kılmasını diliyorum. Ezidiler, bölge halkı ve zulme uğramış tüm insanlar için güven, özgürlük ve sağlığa vesile olmasını diliyorum.
Bugün yaramız daha da derinleşti, acımız katlandı. Bugün sevdiklerimizi bu toplu mezarlardan çıkarıyoruz. Kime başsağlığı dileyeceğimi bilmiyorum. Katledilmiş 6 kardeşime mi başsağlığı dileyeyim. Ya da katledilmiş 16 akrabama mı ya da sevdiklerime mi başsağlığı dileyeyim. Ya da tüm Ezidilere mi dileyeyim.
Bu felaketten payını almamış tek bir Ezidi ailesi yok. Tümü hayallerini kaybetti. Özellikle ilk toplu mezarın açıldığı bu köy (Koço köyü).
Daha önce de dedim, Irak Hükümeti, Kürdistan Bölgesi Hükümeti ve BM başarısız oldu. Bunlar hayattayken onları korumakta başarısız oldular.
Şimdi yine aynı şekilde başarısız olmamalarını diliyorum, saygıyla toplu mezarları açmalarını ve yanlış yapmamalarını diliyorum.
Bu bölgede başka 70 toplu mezarlar da var, bunlar IŞİD'in elinden acı çektiler. Birilerinin gelip onları kurtarması için iki gün boyunca acı çektiler haykırışları yankılandı. Ancak kimse onları kurtarmadı. Kimse onları duymadı, bu felaketi sonlandırmak için hiç kimsenin irade ve niyeti yoktu.
Halen kaçırılmış binlerce kadının akıbeti belli değil. Onlara ne olduklarını bilmiyoruz. Geçtiğimiz günlerde IŞİD Bağoz'da 50 Ezidi kadının başını kesti. Binlercesi Suriye ve Irak'ta satılmış durumda. Binlercesi de kamplarda bulununuyor.
Hem haysiyetimizi hem de şerefimizi kaybettik. Bize en şiddetli şekilde davrandılar. Bizler Uluslararası Toplum ve Irak Hükümetinden kaçırılan ve akıbeti belli olmayanların bulunmasını talep ettik. Ahlaki sorumluluk gereği Irak Hükümeti ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti'nden Ezidi halkına yardım etmelerini, Ezidi halkının geri dönmesi için yaşam alanlarımızı yeniden inşa etmelerini istiyoruz.
Bir kez daha çağrımı yineliyorum. Şengal'de idari sorunun çözülmesini talep ediyoruz. IŞİD sonrası aşamada halen çıkar sorunları çözülmedi. Çıkarlar yine ön plana çıktı. Sloganlarla sorunlar çözülmez, pratikle çözülür. Bu gibi felaketlere sebep olanlar cezalandırılmalıdır. Binlerce kişi bu mezarlarda gömüldü, özellikle halen cenazeleri bulunmayan 6 kardeşimin... Tüm ülkelerin, Ezidilerin kanını dökenleri cezalandırması, yasal işlemlerini yapmalarını rica ediyoruz. Adalet yerini bulmadığı, suçlular cezasını çekmediği sürece barıştan ve sorundan bahsedemeyiz."