Erbil (Rûdaw) - Rusya’nın Erbil Başkonsolosu Oleg Vladimirovich Levin, Kürdistan Bölgesi’nin daha çok petrol dışı kaynakların aktif hale getirilmesi üzerine yoğunlaşması gerektiğini belirterek, “Öğrenin enerji kaynaklarının kullanımı konusu. Rusya’nın bu konuda tecrübeleri var ve ortak projeler araştırılabilir” dedi.
Rûdaw’a demeç veren Oleg Vladimirovic Levin, Rusya Federasyonu gibi büyük ülkelerin uluslararası ilişkilerde rol sahibi olduğunu vurgulayarak, “Rusya’nın komşu bölgelerde çıkarları sözkonusu. Ortadoğu’da bu komşu bölgeleden biri. Nedir bu çıkarlar? Her şeyden önce ekonomik çıkarlar ve tabi ki siyasal ve kültürel çıkarlar” dedi.
Sovyetlerin yıkılmasından sonra Rusya’nın yeniden dünyanın en etkili ülkeleri arasında yer almayı başardığına dikkat çeken Levin, “Salt nükleer silahlara sahip olduğu için değil. Ekonomiye verdiği önem, Rus halkı ile diğer bölge haklarının ekonomik kalkınması ve ortak ticari çıkarları gözönünde bulundurduğu için büyük bir devlet” diye konuştu.
Kürdistan Bölgesi ile ilişkilerin Kürt-Rus ilişkilerinin önemli bir bölümünü kapsadığını dile getiren Rus diplomat, şunları söyledi:
“II. Dünya Savaşının ardından Sovyet güçleri 1946’de İran’dan çekildiğinde modern Kürt tarihinde ilk Kürt devleti olan Mahabad Cumhuriyeti kuruldu. Bu cumhuriyet bağımsız bir Kürt cumhuriyeti özelliği taşıyordu. Ancak daha sonra İran’da yaşanan değişikliklerin ardından bu cumhuriyeti kuran bazı Kürt liderler Sovyetler Birliği’ne çekilmek zorunda kaldı. Önce Ermenistan’a sonra da Kazakistan’a geçtiler ki şimdi oralar bağımsız devletler. Sonra da Moskova’ya yerleştiler, Rus kadınları ile evlendiler. Bu Kürt ve Rus halkları arasında kültürel bir yakınlaşmanın başlangıcıydı. Daha sonra lider Mele Mustafa Barzani Kürdistan’a döndüğünde Rusya deneyimini yakından bilenleri de kendisi ile getirdi. Askeri, idari ve önemli konularda bu deneyim ve tecrübeyi kullandı. Kanımca bu eşsiz birşeydi.”
Günümüzde de Kürdistan Bölgesi ile Rusya Federasyonu arasındaki ilişkilerin gelişmekte olduğunu ifade eden Levin, Başkan Barzani’nin Şubat 2013’teki Moskova ziyaretinin ardından ilişkilerin ivme kazandığını belirtti.
Sözkonusu süreçten sonra Rus petrol şirketi Gazprom’un Kürdistan Bölgesi’nde faaliyetlerine başladığını dile getiren Oleg Levin, “İran’dan sonra 2007 yılının sonunda Irak Kürdistan Bölgesi’nde konslosluk açan ikinci ülkeyiz. Şimdi iki büyük Rus petrol şirketi burada çalışıyor ve çalışmalarının sonucu gözönünde. IŞİD saldırılarının başladığı 2014 yılında birçok batılı şirket ülkelerine geri döndü ancak Gazprom Kürdistan’daki faaliyetlerine devam etti. Bunun sebebi sadece ekonomik kazanç değil, hayır ben burada Rusya hükümetinin Kürdistan Bölgesi’nde kalma arzusunu dile getiriyorum. Bu çok önemli bir durum” dedi.
Peşmerge’nin “terörle mücadelesinden” övgü ile söz eden Levin, “IŞİD’in yenilgiye uğratılmasında Uluslararası Koalisyonun desteği vardı ancak en önemlisi Peşmerge’nin gösterdiği direniş ve kahramanlıktı” ifadelerini kullandı.
İkili ilişkilerin karşılıklı çıkar temelinde olması gerektiğini belirten Rus diplomat, Kürdistan Bölgesi’ndeki ekonomik duruma değinerek şu tavsiyelerde bulundu:
“Kürdistan Bölgesi ekonomik anlamda şu an daha çok petrol üzerinde yoğunlaşmış bulunuyor. Bu önemli bir şey ancak yetersiz. Kürdistan’da çok önemli doğal kaynaklar var, su var, yararlanılabilecek diğer kaynaklar mevcut. Daha çok petrol dışı kaynakların aktif hale getirilmesi üzerine yoğunlaşılmalı, öğrenin enerji kaynaklarının kullanımı konusu. Rusya’nın bu konuda tecrübeleri var ve ortak projeler araştırılabilir.”
Rusya’da yaklaşık 100 bin Kürt’ün yaşadığını dile getiren Levin, Rusya’nın tanınan sanatçılarından Zara’nın Kürt olduğunu hatırlattı.
Kürt tarihi ve kültürünün tanıtan ve bir grup akademisyen tarafından Rusya’da çıkarılan “Iraklı Kürtler ve tarihsel efsane” adlı bir ansiklopedinin varlığından söz eden Oleg Levin, “Kitap Kürtlerin kadim ve modern tarihini, gelenek ve göreneklerini, kültürünü anlatıyor. Rusça yazılan kitap İngilizce’ye çevirildi, bu yıl Kürtçe’ye de çevirilecek” dedi.
Oleg Levin, “Rusya’nın Kürdistan Bölgesi’nde stratejik planlar hayata geçirme gibi bir düşüncesi var mı” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Rusya ile Irak arasındaki ekonomik ilişkiler ortak komisyon tarafından imzalanan sanayi işbirliği çerçevesinde ilerliyor. Komisyonun Irak tarafında Kürdistan Bölgesi temsilcileri de var. Eğer izin veririseniz önemli bir konunun altını çizeyim; şu an dünya koronavirüs salgını nedeniyle zor bir dönemden geçiyor. Düya piyasalarında petrol fiyatlarının korunması gibi bir mecburiyet ortaya çıkıyor ki OPEC ve bu örgüte üye olan Irak da petrol üretimini sınırlandırmak zorunda. Bu durum da doğal olarak Kürdistan Bölgesi’ni de etkiliyor. Bu nedenle denge yakalamak zor oluyor. Çünkü ihracatı etkilediği gibi geliri de azaltıyor. Bu durum ülkeler arasındaki ortak işbirliği programlarını da etkiliyor. Fakat bundan 2 hafta önce Rus Petrol şirketi temsilcileri çalışmak için Erbil’e geldi. Bu da burada çalışma isteğini gösteriyor.”
Rusya’nın Rojava’ya ve buradaki Kürtlere yaklaşımı hakkında da konuşan Levin, “Rusya’nın Suriye’deki ilkesel yaklaşımı şu; Suriye’deki çözüm Suriye halkının talepleri doğrultusunda gelişmeli. Suriye halkı derken Araplar, Kürtler ve diğer ulusları kastediyorum. Yabancıların desteği sadece uluslararası yasalar çerçevesinde olmalı. Bildiğiniz gibi geçen yıl Kasım ayında anayasa yazım komisyonu Cenevre’de toplandı ancak kapsamlı bir sonuca ulaşılmadı.
Bu konuda sadece Suriye rejimini eleştirmek istemiyoruz. Çünkü Suriye muhalefetine bağlı değişik nedenlerin de olduğunu görüyoruz. Suriyeli Kürtler de bu bomitede yer aldı. Bu çalışma sayesinde anayasanın yeniden düzenlenmesi ve yıl sonunda seçimlerin yapılması öngörülüyordu. Salgın nedeniyle komitenin çalışmaları durdu. Bu nedenle seçimler sonbaharda yapılacak mı, seçim yasası hazırlanılıyor mu belli değil. Ancak bu demokratik bir adımdır ve tabi Suriye’de Kürtlerin de çeşitli hakları vardır, kendi anadillerinde eğitim hakkı vardır. Aynı şekilde Cezire bölgesinde, yani Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı bölgelerde Arapların hakları gözetilmeli.”
Dünyanın sürekli bir yenilenme halinde olduğunu belirten Levin, “Son olarak dünya tarihine değinerek söylemek istiyorum; tarihte Roma, Bizans, Osmanlı gibi büyük imparatorluklar ortaya çıktı ama sonra hepsi yıkıldı. Bu tarihtir. Değişim ise her şeyin üstündedir. Düşüncede, koşullarda ve pratikte değişim. Değişim adım adım gerçekleşiyor. En önemli değişim de mantık değişimidir, karar mantığındaki değişim” dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın