Erbil (Rûdaw) - 22 Temmuz 2015’te Urfa'nın Ceylanpınar ilçesinde 2 polisin öldürülmesinden, Gülen Hareketi’nin sorumlu olduğu iddiası, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tekrar gündeme geldi.
Ceylanpınar’da aynı evde kalan Feyyaz Yumuşak ve Okan Uçar adlı 2 polis evlerinde elleri arkadan bağlı ve başlarından vurulmuş halde bulunmasından bir gün sonra, PKK'nin silahlı kanadı Halk Savunma Güçleri (HPG), saldırının Suruç Katliamı’na misilleme olarak gerçekleştirildiğini ve polis memurlarının IŞİD bağlantılı olduğunu duyurmuştu.
PKK, daha sonra yaptığı açıklamada, polislerin resmi birimlerince öldürülmediğini bildirmişti.
Olaydan sonra, Türk savaş uçakları Güney Kürdistan’daki PKK kamplarına bombardımana başlamış, Türkiye’de de çok sayıda yere baskın düzenlenmişti.
15 Temmuz darbe girişimi, 2 buçuk yıllık “çözüm süreci”ni bitiren Ceylanpınar olayının yeniden tartışılmasına neden oldu.
Polislerin öldürülmesiyle ilgili davaya bakan hakim, darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında tutuklandı.
Rûdaw’a konuşan sanıklardan Sedat Aydın’ın avukatı Hüseyin Akay, “Olayın başından beri MİT ve Gülen Cemaati’nden şüphelendiklerini” belirterek, “Uzun bir süre dosyada sessizliğe gidildi” dedi.
Gizli eller
İsminin yayımlanmasını istemeyen bir Kürt gazeteci ise, Hüseyin Akay’ın söylediklerini doğrulayarak, 2 polisin ölümünde gizli eller olduğunu ifade etti.
Akay, devletin içinde gizli bir elin saldırının arkasında olduğundan şüphelendiklerini ve bunu ortaya çıkarmaya çalıştıklarını ifade ederek, şöyle dedi:
“Savcılık olayın başından belgeleri toplamaya başladı. Soruşturma aynı zamanda 9 ay gizli yürütüldü. Anayasa Mahkemesi’ne başvurumuzla gizlilik kaldırıldı. Ancak telefon görüşmelerinin yanısıra birçok belgenin gizlendiğini ya da kaldırıldığını gördük.”
Dosya gündemde
Sedat Aydın’ın ağabeyi serbest gazeteci Abdulrahman Aydın da, kardeşinin suçsuz olduğunu söyledi.
Aydın, “Evimizde yapılan araştırmalarda hiçbir kanıt bulunamadı. Kardeşimi Urfa Terörle Mücadele Birimi’nde ilk 4 gün kimsenin görmesine izin vermediler. 15 günden sonra da Osmaniye Cezaevi’ne nakledildi” dedi.
Kardeşinin tutuklanmasından sonra basın kartının alındığını dile getiren Aydın, “Suriyeli göçmenlere yardım için kampta çalışan kardeşimin de görevine son verildi” diye konuştu.
Hakim Nurettin Bulut’un, “Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturmasında tutuklandığını” hatırlatan Abdulrahman Aydın, şöyle devam etti:
“Sanıklarla ilgili ihbarda bulunulan telefonun sahibi Turan.B.’nin kardeşi Ramazan B. cemaat üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Aynı zamanda Turan B.’nin diğer kardeşi FETÖ Şanlıurfa koordinatörü Mithat B. hakkında arama kararı çıkartıldı. Halen aranıyor.”
Öte yandan, 23 Temmuz’da Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Gülen Hareketi’nin Roboski Katliamı’nın arkasında olabileceğini söylemişti.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın