Dersim'de Halepçe, Gazi ve Beyazıt katliamları lanetlendi
Dersim (Rûdaw) – Dersim Emek Ve Demokrasi güçleri Gazi Mahallesi, Beyazıt ve Halepçe katliamlarını lanetledi, hayatını kaybedenleri andı ve katliamcı zihniyetlere karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı.
12 Mart 1995'te İstanbul’da Alevilerin yoğunlukta yaşadığı Gazi Mahallesi’ndeki katliamı, 16 Mart 1978'de İstanbul Beyazıt’ta yaşanan katliamı ve yine 16 Mart 1988'de Baas rejiminin Halepçe’de 5 bin Kürt’ü katlettiği katliamı, Sanat Sokağı'nda düzenlenen basın açıklaması ile kınandı.
Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı okuyan Ergin Tekin, "Mart ayında tarihe kara lekeler olarak geçmiş katliamlar yaşandı. 12 Mart 1995'te Gazi Katliamı, 16 Mart 1978'de Beyazıt Katliamı ve yine 16 Mart 1988'de Halepçe, bahsedilen katliamlara örnektir" dedi.
12 Mart 1995 yılında, İstanbul'da Gazi Mahallesi'nde gerçekleşen katliam, Türkiye siyasi tarihine kara bir gün olarak geçtiğini ifade etti.
Tekin, "Olaylar esnasında katliam emrini veren dönemin İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Amiri Necdet Menzir, Mehmet Ağar ve İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, daha sonra yargılanacakları yerde ödüllendirildiler. Açılan davalarda yapılan otopsi işlemleri sonucu, 17 kişinin polis kurşunuyla yaşamını yitirdiği ortaya çıktı. Yargılanan polislere verilen hapis cezaları, daha sonra Yargıtay tarafından bozuldu. 2002 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'yi, öldürülen 22 kişi için tazminat ödemeye mahkûm etti" diye konuştu
Mart ayında yaşanan bir diğer katliamın 16 Mart 1988'de Halepçe' de yaşandığını ifade eden Tekin, şu ifadeleri kullandı:
"Halepçe Katliamı Kürt halkına karşı uygulanmış bir insanlık suçu, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biridir. 34 yıl önce Saddam diktatörlüğü, Irak'ta ki Kürt coğrafyasında ulusal özgürlük mücadelesini boğmak için 5 bini aşkın insanı kimyasal silahlarla katletti. Bugün Saddam diktatörlüğü olmasa da Kürtlere karşı katliamcı zihniyet farklı biçimlerde varlığını sürdürmektedir. Halkımızın yıllardır devam eden geleceğini özgürce belirleme ve bölge halklarıyla barış içinde yaşamaya dayalı mücadelesi, emperyalizm ve işbirlikçi bölge gericilikleri tarafından boğulmaya çalışılmaktadır. Ancak bize dayatılan bu acılı tarihi değiştirecek güç, halkımızın demokrasi ve özgürlük mücadelesi olacaktır.”