Diyarbakır (Rûdaw) – Kürt siyasetçi Altan Tan, MHP lideri Bahçeli’nin DEM Parti hakkındaki açıklamaları ile başlayan tartışmaların “yeni bir çözüm sürecinin başlangıcı” şeklinde okunamaycağını söyledi. AK Partili eski başkan Muhammed Dara Akar ise yerel seçimlerden sonra başlayan bu sürecin Kürt sorunu gibi Türkiye’nin büyük meselelerinin demokratik ortamda çözülmesini amaçladığını belirtti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis açılışında DEM Parti sıralarına giderek tokalaşmasının ardından partisinin grup toplantısında yaptığı “Gelin Türkiye partisi olun” şeklindeki açıklamasının ardından kulislerde yeni bir açılım-çözüm sürecinin başlayacağına dair tartışmalar da arttı.
Tan: Maalesef yeni bir çözüm süreci ihtimali yok
Tecrübeli siyasetçi yazar Altan Tan, “Tokalaşmak, konuşmak ve ilişki halinde olmak iyi bir şeydir. Şimdi tüm Kürtler 10 yıl önceki gibi bir sürecin başlayacağını düşünüyor ve umuyor. Ama maalesef böyle bir ihtimal yok” dedi.
“Peki neden şimdi böyle bir ilişki kuruldu?” diye soran Tan, şu yırumu yaptı:
“Şimdi Tayyip Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor. Mevcut yasalara göre bu mümkün değil çünkü iki dönem kuralı var. Üçüncü defa aday olmak istiyorsa Mecliste erken seçim için 360 vekilin imzası gerekiyor. Bu durumda AKP ve MHP’nin 360 milletvekili bulunmuyor. Şimdi CHP ve DEM ile görüşüp basit tekliflerle ikna etmeye çalışıyorlar.
Muhalefet parlamenter sisteme geri dönüş veya Fransa gibi yarı başkanlık sisteminin tatbikini talep ediyor. Bu konular üzerinde bir pazarlık var. Yani yeni bir anayasa ve köklü değişiklikler için bir adım görünmüyor.”
“Anayasa maddeleri Kürt meselesinin çözümü önünde engeldir”
Altan Tan, “Bu süreçte ciddi bir çözüm sürecinin başlatılması mümkün değil. Buna MHP de CHP de hazır değil. Kürt meselesinin ciddi adımlar atılarak çözülmesi gerekiyor. Anayasanın ilk dört maddesi Kürt meselesinin çözümü önünde engeldir. Onlar bu dört maddeyi kırmızı çizgi olarak görüyor. Bu maddeler çözülmeden Kürt meselesini nasıl çözebilirler ki?” diye konuştu.
Tan, “Ayrıca herkes Siyonistlerin Nil nehrinden Fırat nehrine kadar olan coğrafyayı kontrol etmek istediğini biliyor. Yahudiler tanrının bu topra kendilerine bağışladığına inanıyor. Şimdi Türkiye gelecekte İsrail’in esas tehlike olduğunu düşünüyorsa o zaman kendi içerisindeki birliğini de sağlamlaştırmalı. Birlik ‘gelin kucaklaşalım, sarılalım, birbirimizle helalleşelim’ diyerek olmaz. Şimdi Türkiye’de laik-dindar meselesi, Kürt meselesi, Alevi meselesi var. Ekonomik sorun var. Yüzde 10’luk kesim herşeye sahip yüzde 90’ın ekonomik durumu kötü. Tüm bu sorunları hallettikten sonra birlikten söz edebilirsiniz. Buna göre yeni bir anayasa, yeni ve şeffaf bir rejim, hırsızlık, yolsuzluk ve hileyi ortadan kaldıran bir rejim inşa edebilirseniz birlik sağlayabilirsiniz. Ortada bunların hiç biri yok, ‘gel kucaklaşalım, hal hatır soralım, ertesi gün herşey yine eski haline dönsün’ demekle birlik olmaz, kardeşlik, dostluk, dirlik olmaz” ifadelerini kullandı.
“Kendi çıkarları için bu ilişkiyi kuruyorlar” diyen Tan, “Halkın, Kürdün, Türkün, Müslümanın değil. Keşke yeni bir çözüm süreci mümkün olsaydı. Karamsar konuşmak istemiyorum ama boş ümitler vermek de istemiyorum. Ama İnşallah bu adım ciddi bir adım olur. Ama maalesef ben böyle görmüyorum” yorumunu yaptı.
Dara: Kürt halkının istediği de bu
AK Parti Diyarbakır Eski İl Başkanı Muhammed Dara Akar da Bahçeli’nin DEM Partililerle tokalaştıktan sonra partisinin grup toplantısında, “Biz durduk yere el vermeyiz” dediğini hatırlatarak, “Bahçeli DEM Partililerden iki şey istediğini dile getirdi. Biz de açık şekilde söylenenleri destekliyoruz. Birincisi ‘DEM Parti Kandil ile irtibatını kessin’ diyor. Yine ‘Türkiye partisi olsun ve Türkiye’nin demokratik sistemi içerisinde yer alsın’ diyor. İkincisi ‘Türkiye’nin demokratikleşmesi, yeni ve demokratik bir anayasa çalışması içerisinde yer alsın, rol üstlensin’ diyor” dedi.
Dara, şu sözleri sarfetti:
“Zaten Kürt halkının istediği de bu. DEM Parti’ye oy verenlerin yüzde 80’i de bunu istiyor. DEM’in Kandil veya diğer merkezlerle ilişkisini kesmesini, Türkiye’nin demokratik ortamında yer almasını istiyor. Bu bir süreçtir. Bu süreç içerisinde bir çok engel ve sıkıntı yaşanacaktır fakat sayın Erdoğan ve Bahçeli’nin amacı Türkiye’de Kürtlerle, Alevilerle ve tüm kesimlerle kalıcı bir barış, sosyal bir mütabakat sağlamaktır ki bunun metni de yeni bir anayasa ile taçlandırılacaktır.
AK Parti döneminde başlatılan çözüm sürecinin 2015’teki Hendek Olayları ile boşa çıkarıldığını belirten Dara, “Türkiye’nin içinde ve dışında bazı odaklar kalıcı bir barışın ve çözümün sağlanmasını istemiyorlar. Çünkü sürekli Türkiye’nin içinde yara olmasını istiyorlar. Bugün de böyle bir risk var. Bu odaklar ne kalıcı çözümü ne de DEM Parti’nin demokratik siyasette yer edinmesini istemiyorlar. Ama artık halk d devlet de, Cumhur İttfakı da tecrübe sahibidir.
Belli ki Özgür Özel ve CHP’den bir kesim bu büyük mutabakat içerisinde yer almak istiyor. Zira Orta Doğu kaynıyor. Türkiye ve bölgenin önünde büyük riskler var. Bu kasırga bölgeyi kuşatıp istikrarsızlaştırmadan önce Türkiye’nin kendi içerisinde toplumsal mutabakatını sağlamalı ve sistemini güçlendirmeli.
Amaç sivil bir anayasa ile darbeci ruhu Türkiye’den söküp atmak, Orta Doğu’daki riskleri bertaraf etmek ve ekonomiyi güçlendirmek.
Ülkede refah sağlandığında ekonomi güçlenir, yatırım olur, yabancı sermaye gelir, turst gelir. Türkiye bugün Orta Doğu, Balkan ve Kafkaslarda istikrar adasıdır. Bu bazı devletleri aciz ediyor ve bu istikrarı bozmak istiyorlar. Bu nedenle bugün devlet güçlü adımlar atmalı, Kürt siyaseti de (Sadece DEM Parti değil) gönüllüce bunun içerisinde yer almalı.
Bu yeni süreç Kürt sorununun çözümü için güçlü bir potansiyel barındırıyor. Sadece niyetle olmaz. Meselenin tüm tarafları emek vermeli. Halk bunu destekliyor. Bunlar benim görüşlerim ve tecrübelerim, ancak AK Parti içerisinde de siyasetçiler, akademiyenler, düşünce kurumları bu Türkiye mutabakatının gerçekleşmesini isteyenler var.”
“Amaç Kürt sorununun Mecliste çözülmesidir”
AK Parti ile DEM Parti arasında uzun süredir diyalog olduğunu ve yerel seçimlerden önce de gündeme geldiğini hatırlatan Dara, “Bahçeli’nin tokalaşma adımından önce Sayın Erdoğan ile bir görüşmeleri olmuştu. 30 yıllık siyasi deneyimime dayanarak söylüyorum, bu adım o görüşmede dile gelmiştir diye tahmin ediyorum. Çünkü çok önemli bir adım ve muhakkak kendi aralarında konuşmuşlardır. Bir yol haritaları vardır. CHP lideri Özgür Özel’in Külliyeyi ziyareti ve Erdoğan’ın CHP Genel Merkezini ziyareti de bu yol haritası içerisinin bir parçasıdır. Sadece DEM ile değil CHP ile de bir diyalog var. Bu süreç yerel seçimlerden sonra başladı amacı geniş bir mütabakat sağlayarak yeni bir anayasa yazmak ve Kürt sorunu gibi Türkiye’nin büyük sorunlarının demokratik ortamda Mecliste çözülmesidir” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın