Kürtçe'nin resmi dil olması için ilk adım

Haber Merkezi- Kürt Dili Platformu'nda, Kürtçenin resmi ve eğitim dili olması için “kamuoyu oluşturmak, hükümete talepleri iletmek ve uluslararası sözleşmelere dayalı olarak çalışma yürütecek” 3 grup kuruldu.  

 

Kürdistan Demokrat Partisi - Bakur (KDP-Bakur), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (KDP-T), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), İnsan ve Özgürlük Partisi, Halkların Demokrasi Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) ile Azadi Hareketi'nin Kürt dilinin geliştirilmesi, resmi dil olması ve okullarda öğretilmesi amacıyla kurduğu "Kürt Dili Platformu", bugün Diyabarbakır’da yol haritasını belirlemek için düzenledikleri, “Dil Çalıştayı”nda bir araya geldi.

 

Kürtleri; evde, sokakta ve yaşamın her alanında Kürtçe (Kurmancî, Kırmançkî) konuşmaya çağıran Platform, "Bugün anadilimiz, yarın milletimiz" sloganıyla başlattığı kampanya kapsamında toplandı.

 

Çalıştaya, platformun düzenleyicisi olan siyasi partilerin liderleri, yazarlar, dil bilimcileri ve HDP milletvekilleri yoğun ilgi gösterdi. 

  

Çalıştay'ın açılış konuşmasını yapan KDP-T Sözcüsü Şerefhan Ciziri, bir araya gelmelerinin "Kürtçe üzerinde devam eden asimilasyon politikaları" olduğunu belirterek, "Uluslar, anadilleriyle kimlik kazanır. Biz dilimizi kaybedersek ulusumuzu da kaybederiz" dedi.

  

Bileşenlerin seçimiyle Çalıştay'ın Divan Başkanlığı’na seçilen HDP Kars eski Milletvekili ve dilbilimci Mülkiye Birtane, önceleri Kürtlerin varlığının inkar edildiğini belirterek, sözlerine şunları ekledi:

 

"Şimdiyse Kürdün varlığı kabul ediliyor, ancak temel hakları inkar ediliyor. Bu hakların en başında gelen anadilde eğitim üzerinde asimilasyon politikalarının katlanarak devam ettiği ve farklı evrelere taşındığını görüyoruz.” 

  

Azadi Hareketi Sözcüsü Ayetullah Aşiti, anadilin kullanımına ilişkin Kur'an-ı Kerim'den referans vererek, "anadilin kullanımının farz" olduğunu belirtti.

 

DBP Diyarbakır İl Eşbaşkanı İbrahim Çiçek ise, "Bugün dilimize sahip çıkmazsak çocuklarımız ve torunlarımız bizden hesap sorar. Dilimizi koruyup ve geliştirmek bizim insani ve ahlaki sorumluluğumuzdur. Kürt kazanımları dört parçada da saldırı ve tehdit altında. Bu saldırılara en büyük ve kutlu cevap ulusal birlik olacaktır" diye konuştu.

 

Uca: Tarihi adım

 

HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca da, Kürdün varlığını; diline saldırarak yok etmek isteyenlerin, bugün sistematik asimilasyon politikalarını kayyumlar üzerinden sürdürdüğünü, Kürt partilerinin bu saldırılara karşı Kürt dili etrafında bir araya gelerek adım atmasını, "tarihi adım" olarak niteledi.

 

Feleknas Uca, tüm Kürtleri başlatılan kampanyaya omuz vermeye çağırdı.

 

Her geçen gün Kürtçenin kamusal alanda kullanımının azaldığına dikkat çeken ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek de, 9 Kürt partisinin dil konusunda bir araya gelmesini, sağlam adımlarla geliştirip süreklileştirmeye vurgu yaparak, bütün partililerin parti elbiselerini çıkarıp ortak bir fotoğraf koyması çağrısı yaptı.

 

 

PAK Başkan Yardımcısı Vahid Aba da, çalışmalarının sonuç vermesi için güçlü bir siyasete gereksinim olacağını kaydetti.

 

Bucak: Her grup platformda yer almalı

 

PDK Bakur Genel Başkanı Sertaç Bucak da toplantıyı Kürtlerin geleceği için çok önemli gördüğüne dikkati çekerek, "Kürtçe tüm Kürtlerin dilidir. Bundan dolayı Kürtleri temsil edecek her grup ve partinin temsilcileri bu platformda yer almalı" dedi.

  

İnsan ve Özgürlük Partisi Başkanı Sedat Doğan da, "Yaramızı kendi elimizle sarabiliriz. Dermanımız da; evimizde, sokakta her yerde Kürtçe konuşmaktır" diye konuştu.  

 

PSK Yöneticisi Hasan Dağtekin ise, "Anadilde eğitim talebimiz en doğal taleptir. Devleti olmayıp da dili resmi olan bir çok ulus vardır. Kürtçenin artık bir statü alması gerekir" değerlendirmesinde bulundu.

 

Konuşmaların ardından atölye çalışması yapmak üzere 3 grup oluşturuldu.

 

Grupların birincisine "Kürt siyasi partilerinin belirlenen taleplerini gündemlerine alarak, Kürtçenin resmi dil ve eğitim dili olması için bir toplumsal talebe dönüştürülmesi amacıyla kamuoyu oluşturulması" görevi verildi. 

 

İkinci gruba, "Hükümet ve bürokrasi nezdinde girişimlerde bulunarak bu taleplerin iletilmesi" görevi verildi.

 

Üçüncü gruba, “Türkiye’nin taraf olduğu anlaşma ve sözleşmeler dikkate alınarak, konunun Birleşmiş Milletler (BM) gündemine taşınması” için gerekli girişimleri yürütmesi görevi verildi.

 

Yarın sona erecek çalıştayda, belirlenecek yol haritasına bağlı olarak atılacak sistematik adımlar belli bir takvim çerçevesinde yürütülecek.

 

Çalıştayın sonuç bildirgesi Salı günü Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nde yapılacak basın toplantısıyla kamuoyuna deklare edilecek.