Kamuoyu PKK-Hizbullah çatışmasına karşı

10-10-2014
Adil Harmancî
Etiketler Türkiye Kobani PKK Hüda-Par Sertaç Bucak Abdulbasit Bildirici Yakup Aslan KDP Mazlum-Der Hizbullah
A+ A-

Van (Rûdaw) - Türkiye’de Kobani için yapılan protesto eylemleri, bazı kentlerde PKK-Hüda-Par çatışmasına dönüştü.  İtidal çağrısı yapan siyasi çevreler ve sivil toplum örgütü temsilcileri, Hüda-Par-PKK çatışmasının Kürt halkına herhangi bir şey kazandırmayacağını söyledi.

 

Rûdaw’a konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) PM Üyesi Av. Cüneyt Caniş, IŞİD’in İslam adına katliamlar yaptığını belirterek, “Şimdi din adına siyaset yaptığını söyleyen Hüda-Par bunlara karşı net bir tavır almayınca tepki topluyor ve bu gibi gösteriler sırasında da haliyle hedef haline gelebiliyor” dedi.

 

Kürt halkının kendi içinde bir iç çatışma yaşamaması gerektiğini de ifade eden Caniş, “Olaylara toptancı bir mantıkla da yaklaşmamak lazım, ‘herkes aynı şeyi düşünüyor’ diye tepki göstermemek lazım. Sağduyulu davranmak lazım bu gibi durumlarda. Kürtler kendi aralarında asla bir çatışma zeminine izin vermemeli ve bunu herkes yapmalı, sadece bir taraf değil” diye konuştu.  

 

Bucak: Fikirler çatışsın

 

Kürt Demokratlar Platformu (KDP) Başkanı Sertaç Bucak da, birçok kesimin Kürtleri birbirine düşürmeye çalıştığına dikkat çekti.

 

Hangi siyasi görüşten olursa olsun ulusal sorun söz konusu olduğunda tüm özel çıkar ve düşüncelerin bir kenara bırakılması gerektiğini belirten Bucak, şunları ifade etti:

 

“Bu gibi zamanlarda herkes bir yandan bir tahrik yaratır ve siz kendinizle uğraşmaktan enerjinizi tüketirsiniz. Kürtler bu gibi durumlarda aralarındaki kavgayı fiili olarak bitirmelidir. Diğer zamanlarda da siyasi olarak mücadele edilmelidir, yok ederek değil, vurarak kırarak değil, bu şimdiye kadar çözüm olmadı, bundan böyle de olmaz. Fikirler çatışsın, siyaset konuşulsun ama öldürme, yok etme, asla!”

 

Azadi: Bunun zamanı değil

 

Azadi İnisiyatifi Disiplin Kurulu üyesi Abdulbasit Bildirici de, 1990’larda yaşanan PKK-Hizbullah çatışmasına dikkat çekerek, şöyle dedi:

 

 “Yeni bir PKK Hizbullah çatışmasına engel olunmalıdır. Böyle bir çatışma kazandırmaz. Bunun için herkesin elinden geleni yapması gerekir. Bunun zamanı değil. Tekrar çatışmalarını yanlış buluyorum. Kürdistani kurum ve kişiliklerin aracı olması gerekir. Böyle bir çatışma her iki tarafa da ancak kaybettirir.”

 

Hüda-Par’ın IŞİD’den yana tavır almasının mümkün olmadığını da belirten Bildirici, “Kaldı ki IŞİD Hüda-Par’ı tekfir ederek dışlamıştır. Yani kâfir ilan etmiştir” diye kaydetti.

 

Mazlum-Der: Devlet tahrik ediyor

 

Mazlum-Der Genel Yönetim Kurulu üyesi Yakup Aslan ise, provokasyonlara dikkat çekti.

 

Birçok kesimin Kürtlerin zor durumda olduğu bir dönemde çeşitli oyunlar tertipleyebileceğini belirten Aslan, şöyle konuştu:

 

“Yaklaşık bir aydır Kobani’de insanlık ölüyor ve orada direnen insanların ölmesini bekleyen egemen akıl, tepelerde zırhlı araçlarının içerisinde adeta son anın gelmesini arzular gibi bir tavır içerisinde.  Daha sağduyulu davranmaları gereken devlet yetkilileri adeta sokağı tahrik edici bir eda içerisine giriyorlar. Cumhurbaşkanının ‘Kobani düşecek!’ ifadesi infiale sebep olmuş ve sokaklarda gösteriler çığırından çıkmıştır.”

 

Şiddetin bu zemine çekilmesini isteyenlerin yangına benzinle gittiğini göz ardı etmemek gerektiğini ifade eden Aslan, şunları kaydetti:

 

“Geçmişte İlim-Hizbullah-Mustazaf-Der ve PKK arasında yaşanan kavganın kazananı olmamıştır. Olmaz da… Akan her damla kan egemenlerin daha da güçlenmesine vesile olacaktır. IŞİD’de duyulan öfke, masum insanların zarar göreceği şiddete dönüşmemelidir. Bunu hiçbir şekilde tasvip etmeyiz. Siyasetin bütün dinamikleri böyle bir yangının alevlenmemesi için devrede olmalıdır. Sağduyuya, itidale çağrı yapmalıdırlar. Birbirimize tahammül edebildiğimiz gün, kazanacağımız gündür.”

 

Dünden bugüne PKK-Hizbullah çatışması

 

Kobane’deki gelişmeler sonrasında başlayan protesto gösterileri sırasında, göstericilerle güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı. Hizbullah’a yakın isimlerin güvenlik güçlerine destek oldukları iddialarıyla birlikte gösterilerin adresi değişti.

 

Mardin’in Dargeçit ilçesinde,  Hüda-Par İlçe Başkanı’nın, iki göstericinin ölümüne neden olduğuna ilişkin haberlerle birlikte tansiyon yükseldi. Önemli merkezlerde, Hüda-Par’a, Hizbullah’ın öncülüğünü yaptığı “Peygamber Sevdalıları Platformu” üyesi dernek ve vakıflara saldırılar başladı.

 

PKK’ye yakın kaynaklar, öteden beri “Hizbulkontra” olarak nitelendirdiği Hizbullah’ın, 3 kişinin ölümünden sorumlu olduğunu açıkladı.

 

Hizbullah ise PKK saldırılarında 6 arkadaşlarının hayatını kaybettiğini duyurdu. 

 

Hizbullah- PKK çatışmasının Haziran 1990’da Şırnak’ta Hizbullah’ın bölgedeki önemli isimlerinden Hasan Tekin’in öldürülmesiyle başladığı kabul edilir. PKK’nin, 1991 yılında İdil’de Sabri ve Hayriye Karaaslan’ı öldürmesi ise iki örgüt arasındaki çatışmanın gün yüzüne çıkışıdır.

 

“Sol/ liberal” çevrelerce “Hizbulkontra” olarak nitelendirilen Hizbullah’ın 1992 yılında “PKK saldırılara karşılık verme” kararı almasıyla başlayan süreç 5 yıl sürdü.

 

Zaman zaman Hizbullah’a yakın sivil toplum örgütlerine yönelik saldırılılarla gündeme gelen gerilim yıllardır “düşük seviyede” sürüyordu. 2013 yılında Dicle Üniversitesi’nde yaşanan olaylar sırasında yeniden kamuoyunun gündemine gelen Hizbullah- PKK çatışması, dönemin Hüda-Par Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz ile DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün yürüttü temaslar sonucunda büyümeden önlenmişti.

 

Öte yandan, Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nun da Ocak 2000’de Beykoz’da öldürülmesiyle birlikte örgütte bir değişim dönemi başladı. Bu dönemin en önemli aktörü, Velioğlu’nun öldürülmesi sonrasında başlayan operasyonlarda tutuklanan ya da yurt dışına kaçan yaklaşık 4 bin Hizbullah üyesinin aileleriyle “dayanışmayı ve örgütsel ilişkiyi sürdürmeyi” amaçlayan “Mustazaflarla Dayanışma Derneği” idi.

 

Özellikle bölgede düzenlediği Kutlu Doğum Haftası etkinlikleriyle adını duyuran Mustazaf- Der, bölgede örgütle onlarca dernek ve vakfı da Peygamber Sevdalıları Platformu adı altında toplamayı başardı. Mustazaf- Der ile sivil toplum çalışması yürüten Hizbullah, bir yandan da Türkiye siyasetine legal bir partiyle girmenin tartışmasını başlattı. Bu tartışmalar Hüda-Par’ın kurulmasıyla sonuçlandı.

 

Hüda-Par son seçimlerde, Batman’da yüzde 7,8, Bitlis’te yüzde 5, Diyarbakır’da yüzde 4,32 oy aldı.

 


  

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli