Türkiye’nin 1 milyon Suriyeliyi geri gönderme projesi Rojava’da endişeyle karşılandı
Erbil (Rûdaw) – Türkiye hükümetinin 1 milyon sığınmacıyı Suriye’nin kuzeyine yerleştirme projesi Rojava'da endişelere neden oldu.
Türkiye’de göç konusu özellikle Suriye’den gelen sığınmacıların yoğunluğu hem muhalefetin hem de iktidarın gündeminde.
Muhalefet, sığınmacıların Türkiye’deki sayısının artışından iktidarı sorumlu tutarken, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'deki 1 milyon Suriyelinin ülkelerine "gönüllü dönüşüyle" ilgili hazırlık yaptıklarını açıkladı.
Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) kontrolündeki başta Azez, Cerablus, El Bab, Rasul Ayn (Serê Kanî) ve Tel Abyad (Girê Spî) olmak üzere 13 bölgeye 1 milyon kişinin dönüşü için de benzer bir proje planladıklarını söyledi.
Söz konusu plan Rojava’da hem tepki hem de endişeyle karşılandı.
Rojava’da Türkiye destekli silahlı grupların varlığı nedeniyle göç etmek zorunda kalan Kürtler, "bölgeye bu toprakların gerçek sahiplerinin değil başka bölgeden getirilenlerin yerleştirildiğini ve bu şekilde demografinin değiştirildiğini" söylüyor.
Rûdaw Radyo’da yayınlanan "Çavê Sêyem" (Üçüncü Göz) programına konuşan Hevdesti Kurumu yöneticilerinden Serê Kanî'li İzeddin Salih, Türkiye’nin Suriye’nin diğer bölgelerinden getirdiği farklı milletlerden insanları yerleştirdiği için Serê Kanî halkının evlerine dönemediğini söyledi.
Salih, "Türkiye gönüllü olarak sığınmacıların evlerine dönmesinden bahsediyor ancak, zorla evlerinden göç ettirilen bölgenin gerçek sahiperi bölgede güvenlik sağlanmadığı için bugün evlerine dönemiyor" dedi.
25 binin üzerinde sığınmacının kamplarda çok kötü koşullarda yaşamak zorunda kaldığını dile getiren İzeddin Salih, “Birçok nedenden dolayı insanlar evlerine dönemiyor. 'Barış Pınarı' operasyonunun ardından yaşadıkları yerlere ve evlerine dönmek isteyenler, özellikle de Kürtler, tutuklama, işkence, öldürme, kaçırılma, paralarına el konulması gibi bir çok hak ihlaline maruz kaldılar. Bölge kozmopolit bir bölge. Farklı farklı kesimlerden insanlar var” şeklinde değerlendirdi.
Hak ihlallerini araştıran Efrinli aktivist Abdulrahman Karaco da, Efrin’de demografik değişimin devam ettiğini söyleyerek, “Türkiye bu konuda çok iyi çalıştı. Efrin’de şu an Türkiye’nin lehine demografi değiştirilmiştir. Efrin’de 58 yeni yerleşim yeri inşa edildi. Kürt nüfusu yüzde 20 civarına düştü ve sadece yaşlılardan oluşuyor. Ama Arapların nüfusu yüzde 80’e yükselmiş durumda” ifadelerini kullandı.
Girê Spî'li Kürt siyasetçi Dr. İbrahim Müslüm de Türkiye’nin söz konusu projesinin "IŞİD’in Kuzey ve Doğu Suriye’de yenilmesinden sonra gündeme geldiğini" savundu.
Müslüm, “Daha önce ‘güvenlikli bölge’ gündemde değildi. Belki Türkiye’nin iç gündeminde bahsi geçiyordu ancak, IŞİD bölgedeyken çok fazla dillendirilmiyordu. Türkiye’nin Rojava Kürdistanı’nı Akdeniz’e ulaştıracak olan koridordan duyduğu korku, 2014-15 döneminde Kobani kurtarıldıktan sonra gündeme geldi” yorumunu yaptı.