Erbil (Rûdaw) - Prof. Dr. Salih Akın, Türkiye'de Türkçe ve Kürtçe olarak iki dilli eğitim sistemine geçilmesi gerektiğini söyledi.
Birkaç gündür Kürdistan Bölgesi'nde bulunan Prof. Dr. Salih Akın, Selahaddin Üniversitesi'nde Aziz Gerdi’nin düşünce ve çalışmalarını konu alan bir konferansa katıldı.
Prof. Dr. Salih Akın da konferans kapsamındaki bir panelde konuştu. Rûdaw mubabiri Mihemed İzedin, dilbilimci Salih Akın ile kısa bir röportaj gerçekleştirdi.
Prof. Dr. Akın, Türkiye’de milyonlarca Kürdün ana dilini unuttuğunu, ebeveynlerin çocuklarıyla Kürtçe konuşmadığını söyledi.
"Dil yeni kuşaklara geçmez"
Akademisyen Akın Türkiye’de Kürtlerin durumuna değinerek şunları söyledi:
“Kürt dili farklı bir durumda. Bir yandan Kurmanci'nin standartlaştığını, bir çok metnin basıldığını ve dağıtıldığını görüyoruz. Çok büyük bir havuz var. Yazılı kaynaklar televizyonlarda da yayınlanıyor ve bu olumlu bir şey. Bu durum Kürt dilinin belgelenmesi, yayılması ve arşivlenmesi açısından olumludur. Öte yandan nesiller arası aktarım olmadığını da görüyoruz. Kürt dili ebeveynlerden çocuklara aktarılmıyor. Çocuklarda dil kullanımı azalıyor."
Prof. Dr Akın'a göre asimilasyon politikaları ve eğitimsizlik nedeniyle Türkiye’deki yeni nesil Kürtler Kürtçeyi öğrenmiyor.
“Kürtlerin hayatta kalması bir mucizedir"
Prof. Dr Akın, Kürtlerin Türkiye’de kültürel olarak hayatta kalmasının bir mucize olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Bugün Kürtlerin hayatta kalması başlı başına bir mucizedir. 100 yıl boyunca bu dil yasaklandı, sözlü olarak yasaklandı. 1930'lardan 1940'lara kadar Kürtçenin sözlü kullanımı da yasaklandı. Bugün Kürtçe dili yaşıyor ve bu çok olumlu bir şey ama toplumda zayıflamaya başladığını da görüyoruz."
"Kürtlere büyük haksızlık yapılıyor"
Prof. Dr Akın, Kürtçe öğretmeni atamalarına da değinerek şunları söyledi:
"Seçmeli Kürtçe dersine her yıl 3-4 öğretmen, bazı yıllar ise 10 öğretmen atanıyor. Bu Kürtlere haksızlık yapıldığının göstergesidir. Türkiye, yurt dışına Türk dilini ve kültürünü öğretmek için her yıl 1.700 öğretmen gönderiyor. Burada çifte standart görüyoruz. En az 22 milyon Kürdümüz şu anda Türkiye'de yaşıyor. Askerlik de yapıyor, Türkiye vatandaşı ama Türkiye resmi olarak Kürtçeyi tanımıyor.”
"Artık Türkiye'nin eğitim sistemi iki dilli olmalı"
Prof. Dr. Salih Akın, “Türkiye’nin yeni anayasasında Kürt dilinin yer alması için Kürt siyasi partilerinin ne yapması gerekiyor?" sorusunu da şöyle cevapladı:
"Kürt dili en azından anayasada resmen tanınmalıdır. Eğer bu onaylanır ve kabul edilirse Kürtçe için bir statü de oluşturulabilir. 2006 yılında İstanbul'da Kürtçe üzerine bir konferans düzenlendi, biz de bunu konuştuk. Ben şahsen teklif ettim ve Türk medyası, Türk gazeteleri bu teklife çok önem verdi. Bir barış süreci yaşandı. Sonra başka bir çok şey ve başka sorunlar ortaya çıktı. Mesele sadece Kürt dilinin tanınması değil. Devlet Kürt dilinin ve Kürt kültürünün her yerde, köylerde, şehirlerde var olmasına fırsat vermelidir. İki dilli bir sistem kurulmalı. Eğitim Türkçe ve Kürtçe olmalıdır. Sadece Kürtçe dil dersi ile sınırlı olunmamalı. Artık Türkiye'de iki dilli eğitim sistemine geçilmesi gerekiyor.”
“Kim Kürtçeye hizmet ediyorsa ona sahip çıkmalıyız”
Prof. Dr. Akın, Diyarbakır’da Kürtçe hizmet veren Pine Cafe’nin sahibine ev hapsi cezası verilmesine değinerek şunları söyledi:
“Bir taraftan devlet Kürtçenin yasak olmadığını söylüyor. Türkiye'de Türkçe hizmet veren yüzbinlerce, milyonlarca kafe var. Öte yandan bir kafe sahibi de Kürtçe hizmet vereceğini söylediği için gözaltına alındı. Bütün Kürtlerin o kafeye gidip orada Kürtçe konuşması ve bununla ilgilenmesi gerekiyor. Kim Kürtçe hizmet ediyorsa ona sahip çıkmalıyız, sadece Kürtçe konuşmakla kalmayıp, Kürtçe hizmet edenleri de korumalıyız."
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın