ERBİL- ‘Neçirvan Barzani- gelecek 4 yılda Kürdistan Bölgesi İlişkileri’ adlı panel düzenleniyor

08-06-2019
Rûdaw
Etiketler Erbil Rûdaw Kürdistan Bölgesi Neçirvan Barzani Panel İran ABD
A+ A-

Erbil (Rûdaw)- Rûdaw Araştırma Merkezi başkent Erbil’de “Neçirvan Barzani, gelecek 4 yılda Kürdistan Bölgesi İlişkileri” adlı panel düzenliyor.

 

Rûdaw Araştırma Merkezi, bugün saat 10:00’da “Neçirvan Barzani - gelecek 4 yılda Kürdistan Bölgesi İlişkileri” adlı paneli düzenliyor.

 

10 panelistin katılacağı panelde, Kürdistan Bölgesi’nin Başkanı seçilen Neçirvan Barzani’nin 4 yıllık görev sürecinde izlemesi gereken yol haritası ve Kürdistan Bölgesi ilişkileri ele alınıyor.

 

Rûdaw Araştırma Merkezi Başkanı Mamend Roja, “Panelin amacı Kürdistan Bölgesi’nin Ortadoğu’daki konumu, Başkanlık makamının gelecekteki 4 yıllık süreçte Kürdistan Bölgesi’nin ilişkileri ayrıntılı olarak ele alınacak” dedi.

 

Mamend Roja, panele Irak, Türkiye, Suriye ve İran’dan dallarından uzman kişilerin katılarak, Kürdistan Bölgesi’nin bağlı oldukları ülkeler ile ilişkilerini değerlendireceğini dile getirdi.

 

Bugün saat 10:00’da başlanan panelin ilk oturumunda, Irak Bakanlar Kurulu Danışmanı Dr. Mazhar Salih, Şam Araştırma ve Strateji Merkezi Başkanı Dr. Emid Turki, İranlı akademisyen Dr. Sadık Ziba Kelam, Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkanı Mehmet Vural, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Başkanlık Üyesi Arez Abdulla, eski Kürt parlamenter ve akademisyen Dr. Abdulselam Berwari katılıyor.

 

Saat 11:30 - 13:00 arasında düzenlenecek olan panelin ikinci oturumunda da, Ürdün Araştırma Merkezi’nden Dr. Muhammed Halil Hiseni, İranlı akademisyen Hermidas Bawend, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) tecrübeli üyesi Karwan Akreyi, Goran Siyasi Araştırma Merkezi’nden Aryan Rauf ve Rûdaw Araştırma Merkezi’nden Ziryan Rojhılat katılacak.


DİTAM Başkanı Vural’dan Neçirvan Barzani’ye: İnancımız tamdır

 

DİTAM Başkanı Vural’dan Neçirvan Barzani’ye: İnancımız tamdır

 

Panelde konuşan Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM)Başkanı Mehmet Vural, “Sayın Neçirvan Barzani’nin içinden geldiği aile, siyasi tarzı ve geçmişiyle bu sorumluluğun üzerinden çok rahat üstesinden geleceğine yönelik inancımız tamdır” dedi.

 

“Kürdistan Federe Devleti Başkanı seçilen Sayın Neçirvan Barzani’yi kutluyor, Kürdistan halkına yapacağı hizmetler için de şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum” diyen Vural, sözlerine şunları ekledi:

 

 “Başkanlık makamının ağırlığını ve sorumluluğunun farkında olduğunu biliyorum. Ancak Sayın Neçirvan Barzani’nin içinde geldiği aile, siyasi tarzı ve geçmişiyle bu sorumluluğun üzerinden çok rahat üstesinden geleceğine yönelik inancımız tamdır. Başkanlık makamı Kürdistan Birliği’nin şemsiyesidir. Bu şemsiye; adaleti, birliği, hukuku ve ilerlemeyi temsil eder. Ayırımsız adil ve çoğulculuğu ifade eder.

 

Bizim Sayın Neçirvan Barzani’den beklentimiz ya da Diyarbakır’da yaşayan bir Kürt olarak beklentimiz nedir? diye soruluyor. Güney Kürdistan’da ulusal birliği sağlaması hepimizin ortak talepleri ve arzusudur. Bu ulusal kurumlarda oluşması 25 yıla yakındır bağımsız bir şekilde gelen federal devletin artık devlet kurumlarını oluşturulmasının gerekli olduğuna inanıyoruz.

 

Bunun Sayın Neçirvan Barzani’nin şahsında olabileceğini düşünüyorum. Özellikle Peşmerge Güçleri’nin bir çatı altında birleşmesi ve partilere, ailelere ait silahlı güçlerin bir tarafa bırakılarak sivil hayata bunların alıştırılması bütün Kürtlerin ortak talebidir. Çünkü bu son 30 yılda hepimizin çektiği ve gördüğü kadarıyla bölünmüşlük bize büyük acılar yaşattı.”

 

Uzlaşmada çağdaş kriterlerin ele alınması gerektiğini belirten Vural, “Batılı medeni devletlerin deneyimleri dikkate alınmalıdır. Özellikle eğitimde Kürtlerin ulusal birliği sağlanmalıdır. Dilde alfabede birlik eğitim sistemi içerisinde yapılmaldırr. Çünkü Hewler’deki Kürt ile Diyarbakır’daki Kürt, Süleymaniye’deki Kürt, Rojava’daki Kürt bir birlerini çok iyi anlasınlar diye bu konuda hepimizin çok değer verdiği Güney Kürdistan Hükümeti’nin eğitim konusunda ciddi kararlar alması lazım ve bunu ulusal bir politika haline getirmesi gerekiyor. Lehçeleri ayırım değil, zenginlik olarak görmemiz lazım” diye konuştu.

 

Dr. Sadegh Zibakalam

 

Dr. Sadegh Zibakalam: Kürdistan Bölgesi, İran'a destek vermeli

 

Akademisyen ve İran Politika uzmanı Dr. Sadegh Zibakalam da Kürtlerin etnik kimlik meselelerinin sadece demokrasi yoluyla çözüme ulaşacağını belirterek, “Etnik ve milli meseleleri ne nasyonalist ne Marksist ne de İslam düşüncesi çözmüştür, bu meselenin tek yolu demokrasidir ”dedi.

 

Kürdistan Bölgesi’nin Bölgedeki denklemin dışında tutularak bir değerlendirme yapılmayacağını dile getiren Zibakalam, “Erbil- Bağdat ilişkilerini değerlendirecek olursak, Sayın Neçirvan Barzani’nin iktidarı döneminde kaydedeceği başarılar muhakkak Erbil ve Bağdat ilişkilerini gelecekteki ilişkilerine yön verecektir. Karışık ve sorunlarla dolu bir bölgede yaşadığımızı da unutmamak gerekiyor diye düşünüyorum. İran ve ABD ekseninde yapılacak müzakere, olası bir savaş veya herhangi bir olası ihtimalinde Kürdistan Bölgesi etkilenecektir. Türkiye’nin demokrasinin geleceği ve gidişatı elbette ki Kürdistan Bölgesi’ni yakından ilgilendirecektir. Aynı zamanda Suriye’nin geleceği Kürdistan’ı etkileyecektir. Bu nedenle Kürdistan Bölgesi’ni Irak, Türkiye, Suriye, İran ve Bölge dışında tutarak bir değerlendirme yapamayız” dedi.

 

Dr. Sadegh Zibakalam konuşmasına şöyle devam etti:

 

“İran ve Türkiye’nin Kürdistan Bağımsızlık meselesine sıcak bakmamalarını değerlendirecek olursak, bir kere şunu söylemek lazım. İran ve Türkiye ellerinden geldiği kadar Kürdistan’ın bağımsız olmasının önüne geçmeye çalışacaklar. Bu durumu kavramak ve anlamak için Siyaset bilimlerinden mezun olmanız, ya da bir araştırmacı olmanız gerekmiyor. Çünkü hepimiz söz konusu bu iki ülkenin Kürtlerle olan problemlerini biliyoruz. Kürtlerin bağımsızlığa doğru adım atmaları halinde Ankara ve Tahran’ın endişeleri ile karşılaşacaklarını göreceksiniz. Bu nedenle Sayın Neçirvan Barzani ve diğer Kürt politikacıları bu hususu dikkate almaları gerekiyor. Neçirvan Barzani Başkanlığındaki yeni yönetimin Tahran ile ilişkilerine Nasyonalist kapsamı dışında bakması gerekiyor. Özellikle Washington-Tahran ekseninde uygulayacağı politikalar iki tarafı da yanında tutacak şekilde olması önem arz ediyor.

 

ABD ve İran arasında devam eden süreçte Erbil yönetiminin Tahran’a destek olması ve yaptırımların kaldırılmasında yardımcı olması gerekiyor. Ancak şunu da anlıyoruz, Sayın Barzani’nin Tahran yönetimine yakın olası halinde ABD’nin tepkisiyle karşılaşacağını biliyoruz. Barzani’nin Tahran’a yakınlaşması durumunda Trump, john bolton ve Mike Pompeo’nun tepkisine neden olacaktır. Süreç oldukça kritik Bu nedenle atılacak adımların hem uzun vadede İran’ı desteğini hem de yakın vadede ABD’nin desteğini “almayı garantilemek lazım. Elbette ki İran ve ABD arasındaki gerginlik sona erecek ve savaş olmayacak. Bu nedenle Sayın Barzani ve Kürdistan Bölgesi krizin ardındaki süreci düşünerek hareket etmeleri, yaptırımlardan sonra Tahran’a şu söylenmeli, ‘Evet krize rağmen biz sizin yanınızda olduk’. Tıpkı sizin IŞİD ile savaşınızda İran’ın sizi bırakmadığı gibi. Bence önümüzdeki dört yıl sancılı ve sıkıntılı olacak. Batılı ve diğer bazı ülkelerin tecrübesine baktığımızda en iyi seçeneğin demokrasi olduğunu göreceğiz. Etnik ve milli meseleleri ne Nasyonalist ne Marksist ne de İslam düşüncesi çözmemiştir. Bence etnik meseleleri sadece demokrasi yoluyla çözüme ulaştırılacaktır.”

 

Eski Kürt parlamenter ve akademisyen Dr. Abdulselam Berwari

 

Berwari: Neçrivan Barzani’nin başkanlığı Kürdistan için bir şanstır


Panelde konuşan Eski Kürt parlamenter ve akademisyen Dr. Abdulselam Berwari, “Neçirvan Barzani babasının şehit olmasının ardından genç yaşlarda siyasete girdi ancak etkisi ve rolü hükümet çalışmalarında yer aldıktan sonra ortaya çıktı. Dolayısıyla hükümet çalışmalarında 1992 yılından bu yana deneyimi olan birinin Kürdistan Bölgesi Başkanlığına seçilmesi bu bölge adına bri şanstır” dedi.

 

Barzani’nin hükümet çalışmaları dışında diplomasi ve dış ilişkiler konusunda da kendisini ispat eden aktif bir lider olduğunu vurgulayan Berwari, “Bu bir başarıdır ve Kürdistan için bir zenginliktir. Kürdistan Bölgesi Başkanı seçildikten sonra kendisine dünyanın her tarafından gelen tebrik telefon ve mesajlar da bu başarının bir göstergesidir” ifadelerini kullandı.

 

Gerek hükümet ve gerekse de parti içerisinde Neçirvan Barzani ile yakından çalışma fırsatı bulduğunu ifade eden Dr. Abdulselam Berwari, konuşmasına şunları ekledi:

 

“Gerek parti içerisinde ve gerekse de hükümet içerisinde çok az kişi onun gibi çalışmasını kurumsallaştırmaya önem gösterir. Bu durum partilerin hükümetle, iktidar ve devlet kurumları ile ilişkilerini de bu doğaya çekmesine vesile oluyor.

 

Ikinci bir husus ise Kürdistan’daki partiler arasındaki ilişki ve partilerin ortak irade ile karar mekanizmasına katılması meselesidir. Kürdistan Bölgesi’ndeki beş büyük partinin liderlerinden oluşan üst bir kurulun bu mekanizmada yer alması gibi bir düşünce var. Bazıları bunu devrim yıllarındaki ‘Kürdistani Cephe’ye dönüş’ şeklinde yorumlayabilir ve Anayasa’da yerinin olmadığını belirtebilir. Ancak Kürdistan Bölgesi Başkanı, birinci dereceden sorumlu biri olarak bunu uygulayabilir. Parti liderleri bu şekilde Neçirvan Barzani ile yakından istişare içerisinde olabilir ki bu da kendisi ile birlikte bazı başarıların şartlarını da getirir.

 

Siz benim konuşmalarımı kabul etmeyebilirsiniz. Ama Neçirvan Barzani’nin o karizması var ki her kes tarafından sevilip sayılıyor. Bu durum partiler arasındaki ilişkilere, partilerin hükümete katılımına da yansız. Barzani’den beklenen de budur.”

 

Berwari, Neçirvan Barzani’nin yetkileri çerçevesinde kendisinden bekleneni başarıyla yerine getireceğine inandığını belirterek, “Ancak, yetkisi ve görevi olmayan şeyleri ondan beklersek o zaman da istediğimiz şeyi karşılayamayabilir” diye konuştu.

 

Arez Abdullah - KYB Başkanlık Konseyi üyesi

 

KYB’li Abdullah: Neçirvan Barzani’nin çok önemli iki özelliği var


Panelde konuşan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Başkanlık Konseyi üyesi Arez Abdullah, “Sayın Neçirvan Barzani’nin iki özelliği var; birincisi ileri düzeyde siyasi liderlik ve yönetim tecrübesi var. İkincisi birlikte yaşam ve ortak çalışma ilkelerine çok önem veriyor. Bence bu ilkelere bağlı kalarak politikalarını uygulamaya başlarsa önümüzdeki 4 yıl içerisinde ilişkilerin iyileştirilmesinde ve ilerletilmesinde, istikrarın sağlanmasında ve vatandaş ile iktidar arasında güveni yeniden sağlaması konusunda önemli rolü olacağına inanıyorum” dedi.

 

Başkanlık makamının bütün tarafların görüşlerini içinde barındıran bir çatı olması gerekiğini ifade eden Abdullah konuşmasına şunları ekledi:

 

“İlişkiler karşılıklı çıkar, güç ve ortak perspektifler üzerine kuruluyor. Bu bağlamda ilişkilerimiz hangi düzeyde ve hangi ülkelerle nasıl olacak? Kendi içimizdeki meseleleri çözdükten sonra Kürdistan’da refah olursa, eğer Başkanlık makamı farklı görüşlerin tek çatı altında toplandığı bir konuma gelirse ve bu makam bütün vatandaşları refah çatısı altında kucaklayıcı bir politikayla yönetilirse, iyi ilişkiler kurmakta daha başarılı bir ivme kazanılacağını düşünüyorum.

 

Yeni başkan bundan sonraki süreçte sadece KDP’nin siyasi yönergesiyle ya da KDP ve KYB yönergesiyle mi olacak? Veya daha kapsamlı bir şekilde mi olacak? Kürdistan Bölgesi’nin çıkarları doğrultusunda ilişkilerin dizayn edilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu kapsamda ben Sayın Başkana şu öneride bulunuyorum; seçildikten sonra yapacağı ilk iş bütün tarafların katılım sağladığı bir toplantı yapıp Kürdistan Bölgesi’nin ortak duruşunu belirlenmesi gerekiyor. Kısaca bu duruş sadece KDP, KYB’yi veya Goran’ı temsil etmeyecek. Bütün partilerin görüşünü içinde barındıracak Kürdistanlı bir ortak politika duruşu olması gerektiğini savunuyorum.”

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli