Diyarbakır’daki genelevde ‘Osmanlı tüzüğü’ krizi
Diyarbakır (Rûdaw) - Diyarbakır’daki genelevde çalışan seks işçileri, kendilerine dayatılan Osmanlı döneminden kalma tüzük nedeniyle bir gün iş bırakma eylemi yaptı. Genelev işletmecisi, Ahlak Büro Amirliği polislerinin iki yıldır türlü gerekçelerle kendilerine haksız yere baskı uyguladığını söyledi.
Diyarbakır’ın 5 kilometre dışında 1991 yılında açılan genelevinde (Beyaz Evler) 30’dan fazla seks işçisi çalışıyor.
Ahlak Büro Amirliği polislerinin kendilerine son iki yıldır haksız yere baskı kurduğunu iddia eden genelev işletmecisi ve çalışanları, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü protesto gösterisi düzenleyerek bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
Ahlak polislerinin Osmanlı döneminden kalan tüzük maddelerini dikkate alarak, hayat kadınlarının pencereden görüşmesini yasakladığını ve ağır cezalar getirdiğini dile getiren genelev işletmecisi ve hayat kadınları bu duruma tepki gösterdi.
“Burada herşey yasal”
Rûdaw’a konuşan Beyaz Evler işletmecisi devlete yıllık 2 milyon lira vergi ödediğini belirterek, “Bayağıdır sorunlar yaşıyoruz. İsteğimiz sadece biz burada resmi bir yeriz. Burada kaçak fuhuş yapılmıyor. Resmi olarak vergimizi sigortalarımızı ödüyoruz. Ama çok büyük bir baskı var üzerimizde. Sadece bayanlar rahat etmek istiyor. Cama çıkmak onlara özellik tanımak değil. Hepimiz insanız, yazık günah bu insanlara. Ayağa kalkmak suç, pencereyi açıp bir hava almak suç. Burası cezaevi midir? O polisler hakkında dava açtık ve geri adım atmayacağız” dedi.
Genelevde çalışan hayat kadınları kendilerini “kader kurbanı” olarak tanımlıyor. Herbiri birer aile sahibi ve ailelerinin bu işten haberi yok.
“Çocuklarım okusun diye beden ödüyorum”
Seks işçilerinden biri, “Üç çocuğum var ve ben şu anda onlara bakıyorum. Ailem var, onları geçindirmek zorundayım. Camlarımızın açılmasını istiyoruz, özgür kalmak istiyoruz, ağaya kalkıp oynamak istiyoruz. Yani rahat hareket etmek istiyoruz. Sonuçta burası bir genelev” diye konuştu.
Hayat kadınlarından bazıları hastalarına ilaç parası, bazıları da çocuklarının okul masrafı için mecburen bu işi yaptıklarını belirtti. Hayat kadınları “tescilli” oldukları için dışarıda bir yerde iş bulmalarının mümkün olmadığını ifade etti.
Bir başka seks işçisi de, “Sonuçta bizler tek başımıza bireyler değiliz. Arkamızda ailelerimiz var, onlara bakmakla mükellefiz. Hiç birimiz zengin ailenin kızları değiliz buralarda. Ben kendin iki tane çocuk okutuyorum, ikisi de başarılı öğrenci. Kötü birşey olmasın hayatlarında, güzel gitsin, yolları açık olsun. Bunun için ben zaten bir bedel ödüyorum. Benim insanlardan istediğim tek şey anlayıştır” dedi.
Polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardı
Genelevi çalıştıran işletmeci ve diğer hayat kadınları geçtiğimiz yaz da Ahlak Şube Müdürlüğü’nde çalışan bazı polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Diyarbakır Genelevi’nin 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na dayandırılarak kurulduğu ve yasal olarak faaliyetine devam ettiğinin hatırlatıldığı suç duyurusunda, ilgili birim çalışanlarının “aslı astarı olmayan” nedenlerle çalışanları tehdit ettiği ve cezai yaptırımlar uyguladığı belirtilmişti.
Türkiye genelinde 32 genelev merkezi bulunuyor. Kürt illerindeki 4 genelevin en büyüğü Diyarbakır’da.