Diyarbakır Barosu: İşkence izlerinin kaybolması için adli işlemler ağırdan alınıyor

Diyarbakır (Rûdaw) - Diyarbakır Barosu, M.S.M adlı mahpusun işkenceye maruz kaldığını ve vücudundaki işkence izlerin kaybolması için adli işlemlerin ağırdan alındığını açıkladı. Barosu ayrıca cezaevi personeli hakkında soruşturma açılmasını talep etti.

Diyarbakır Barosu, Diyarbakır 3 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan M.S.M adlı mahpusun çok sayıda infaz koruma memuru tarafından coplu ve sopalı işkenceye maruz bırakılmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, işkenceye maruz kalan M.S.M’nin iddiası üzerine aynı gün cezaevinde kendisi ile görüşme yapıldığı, vücudunda çok yaygın bir şekilde işkenceden kaynaklı izlere/bulgulara rastlandığı belirtildi.

Müştekinin ailesinin 2 Aralık’ta, avukatların ise 3 Aralık’ta sorumlu cezaevi personeli hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğu kaydedilen açıklamada, savcılığın 3 Aralık 2020 tarihinde İVEDİ İŞ uyarısıyla Diyarbakır  3 Nolu T Tipi Cezaevinde yazı yazılarak; Müştekinin ifadesinin alınması, müştekinin adli muayene raporunun alınması, olaya ilişkin kamera görüntülerinin CD ortamına aktarılarak Savcılığa gönderilmesi ve diğer her türlü delilin toplanmasını talep ettiği bilgisine yer verildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“İşkence iddiasının Baromuza bildirilmesi üzerine bugün müşteki/mağdur ve cezaevi yetkilileriyle bir görüşme yapılmıştır. Müşteki/mağdur bugün (7 Aralık 2020) yapılan görüşmede, “işkenceden, özellikle falakadan kaynaklı olarak ayak tabanlarında meydana gelen morlukların kaybolması için buz tedavisi uygulandığını, vücudunun diğer bölgelerinde meydana gelen izler için de krem ve benzeri tedavilerin uygulandığı” tarafımıza iletilmiştir. Müşteki ayrıca şikayetçi olmaması konusunda tehdit edildiğini de söylemiştir.

Yine Savcılığın 3 Aralık 2020 tarihli talimatına rağmen, müşteki/mağdur adli muayene için henüz bir sağlık kurumuna gönderilmemiştir.

Savcılık, cezaevi personelinin adli kolluk yetkisinin olmamasına rağmen müştekinin ifadesini almasını, suç şüphesi altında olan cezaevi yetkililerinden talep etmiştir. Aradan 7 gün geçmesine rağmen hala müşteki/mağdurun ifadesi alınmamıştır.”

Açıklamada, tüm bu bilgiler ışığında yetkililerin işkenceyi gizlemek ve müştekinin vücudundaki izlerin kaybolması için adli işlemleri “ağırdan aldıkları” değerlendirmesi yapıldı.

Açıklamanın sonunda, “Sonuç olarak; söz konusu işkence iddiasının etkili ve yasaya uygun olarak soruşturulmadığını, faillerin korunduğu konusunda çok ciddi emareler bulunmaktadır. Bu nedenle müşteki/mağdur derhal bir sağlık kuruluşuna sevk edilerek işkence bulgularının kayıt altına alınmasını; müşteki/mağdurun ivedilikle bizzat avukatı huzurunda Savcılıkça ifadesine başvurulmasını; suç şüphesi altında olan personelin açığa alınmasını; suçu gizleyen cezaevi personeli hakkında TCK 94/5. Maddede belirtildiği üzere soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz” ifadelerine yer verildi.