Hami Aksoy: Suriye'den çıkmayacağız
Haber Merkezi- Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “Rusya ve ABD ile sağlanan mutabakatlarda taahhütler yerine getirilmezse Barış Pınarı Harekatı'nı sürdürme hakkımızı saklı tutuyoruz” dedi.
Hami Aksoy, aylık değerlendirme toplantısının ardından Türkiye Dışişleri Bakanlığı A Blok Fatin Rüştü Zorlu Salonu’nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Ülkesinin Libya ile imzaladığı Doğu Akdeniz’de iki ülke arasındaki deniz sınırlarını belirleyen anlaşmanın ardından Yunanistan’ın Libya Büyükelçisi Muhammed Yunus Menfi’yi sınır dışı etme kararının hatırlatılması üzerine Aksoy, şunları söyledi:
“Bu soruların muhatapları Yunan makamı olması gerekiyor. Uluslararası hukuka göre her egemen devletin anlaşma yapma yetkisi bulunuyor. Libya da egemen bir devlet.
Ulusal mutabakat hükümeti de ülkenin Birleşmiş Milletler tarafından tanınan tek meşru hükümeti. Her egemen devlet gibi anlaşma yapabilme yetkisine sahip. Yunanistan’ın hangi nedenlerle Libya Büyükelçisini istenmeyen adam ilan ettiğini bilemiyorum. Ama bunu diplomatik teamüllerle bağdaştırmıyorum. Pek uygun gözükmüyor.”
NATO'nun kuruluşunun 70’inci yıl dönümü dolayısıyla Londra’da düzenlenen NATO Liderler Toplantısı’nın ülkesi adına kötü sonuçlanmadığını söyleyen Aksoy, sözlerine şunları ekledi:
“Barış Pınarı Harekatı, terör örgütlerini destekleyenlere iyi bir cevap niteliğindedir. NATO savunma planları gizlilik derecesine sahiptir. Bu planların sızdırılması da ciddi gizlilik ihlalidir. Bunu sızdıranların en kısa zamanda bulunmalarını diliyoruz. İki temel yanlışı düzeltmek isterim. Birincisi; Baltıkların savunma planlarının bulunmadığı ve bu bölgelerin savunmasız kaldığıyla alakalı. Bunlar tamamen yanlış, gerçek değil. Zira NATO’nun her duruma göre ihtimal planları mevcuttur. Bu evvelden de böyleydi, bundan sonra da olacak.
İkinci yanlış ise; blokaj, rezerv, veto gibi kelimeler. Müttefikler birbirlerini veto etmezler. Fikir ayrılıkları tabii ki olabilir ancak bunlar tartışılır ve aşılmasına dönük adımlar atılır. Nitekim ‘Londra Liderler Toplantısı’nda da bu sorun aşıldı. Bizim herhangi bir müttefikin savunma planlarına dönük bazı ülkelerce iddia edildiği gibi bir tasarrufumuzun olmadığı zaten sonuçlarda da yer alıyor. Ayrıca Baltıklı liderlerin demeçlerine de bakarsanız onlar da ülkemiz hakkında övgü dolu kelimeler kullanıyorlar.
Litvanya Dışişleri Bakanı da sosyal medyada paylaşım yaptı bu konuda. Biz Türkiye olarak ittifakı doğu ve güney kanadı olarak ayırmak istemiyoruz. Güvenlik bir bütündür ve 360 derece temelinde gözetilmesi gerekir.
‘Türkiye NATO’dan hiçbir şey kazanmadı, Liderler Toplantısı’nda kaybetti’ diye. Bunlar da gerçeği yansıtmıyor. Bundan 4-5 sene önce NATO’nun gündeminde terörizm konusunun hiçbir şekilde yer almadığını hatırlatmak isterim.
Gündemde böyle bir konu yoktu. Hatta çoğu müttefik bu konunun NATO’nun gündemine girmesini istemiyordu. Büyük ölçüde ülkemizin gayretleriyle terörizm NATO’nun gündemine girdi. Hatta müttefikler terörizmi, NATO’nun karşısındaki en büyük tehdit olarak görüyorlar. Londra Bildirisi’nde, ‘Terörizm hepimiz için tehdit olmaya devam ediyor’ ifadesi yer alıyor.
PYD/YPG bir terör örgütü. Bunu hepimiz biliyoruz. PYD/YPG’nin PKK’nın Suriye’de uzantısı olduğunu da sıkılmadan tüm müttefiklerimize anlattık, anlatmaya da devam edeceğiz. İyi terörist, kötü terörist ayrımı olamaz. Dar siyasi hesaplarla yanlış adımlar atılmaması gerekiyor. PYD/YPG’ye kol kanat gerenler ‘Barış Pınarı Harekatı’yla büyük bir hüsrana uğradı. Esasen, bütün yaygara da bundan kopuyor.”
Suriye Anayasa Komitesi’nin 30 Ekim’de Cenevre’de toplanmasının ardından ikinci bir adımın atılmadığı konusunda çıkan spekülasyonları da değerlendiren Aksoy, “Komite bünyesindeki yazım komisyonunun ilki 4-8 Kasım’da toplandı. İkinci turun; 25-29 Kasım’da yapılması öngörülüyordu. Fakat rejim heyeti yazım komisyonunun gündeminin kabulünü engelledi ve anayasayla ilgisi olmayan konuları gündeme getirdi. Muhalefeti de terörist olarak nitelendirdi. Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Pedersen’in taraflarla görüşerek yeni tur için tarih saptamasını bekliyoruz. Biz Astana sürecinde çok çalıştık siyasi sürece ivme kazandırmak için. Yaklaşık 2 yıl ter döktük. Yaptığımız çalışmalarla Birleşmiş Milletlerin çalışmalarını her zaman destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü (UNHCR) ve İsviçre hükümetinin 17-18 Aralık tarihinde Cenevre’de 1. Küresel Mülteci Forumu’na ortaklaşa ev sahipliği yapacağını hatırlatan Aksoy, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da forumun eş başkanı olduğunu belirtti.