Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun
Erbil (Rûdaw) - Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun, Türkiye’nin bölgedeki gelişmeler ışığında bir denge kurmaya çalıştığını ve bu kapsamda Kürdistan Bölgesi’nin üstlendiği rolün farkında olduğunu söyledi.
Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine beraberindeki bir heyetle bugün Ankara’ya gitti.
Rûdaw bültenine katılan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Vahap Coşkun, Barzani’nin Ankara ziyareti hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye ile Kürdistan Bölgesi arasındaki ilişkilerin 2017’ye kadar çok iyi olduğunu belirten Coşkun, “Ancak Kürdistan bağımsızlık referandumunun ardından bu ilişkiler geriledi. Tam kopmadı ancak sonrasında da eski seviyesine ulaşmadı. Bunun en büyük sebebi Türkiye’nin iç siyasetiydi. Türkiye’nin 2015’ten ve bilhassa 2017’den sonra izlediği siyaset aşırı milliyetçi, hasasiyetçi ve Kürt karşıtı söylemlerle yürütüldü. Bu siyaset Türkiye’nin çıkarına değildi ve bundan herhangi bir kazanımı olmadı” dedi.
Vahap Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Neçirvan Barzani Ankara’ya geldi. Önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştü ve arından Erdoğan’la da görüşecek. Sanırım gündemde üç temel konu bulunuyor. Birincisi Türkiye’nin Irak ve Kürdistan Bölgesi’nde sürdürdüğü operasyonlar. Bu operasyonlar Kürdistan Bölgesi’ne çok fazla zarar veriyor. Hem Türkiye ile ilişkilerinin bozulmasına neden oluyor hem de PKK ile arasını bozuyor. Bu konuda büyük bir problem var. Öte yandan Irak hükümeti de bu operasyonlardan rahatsız. Muhtemelen bu konu görüşülecek konulardan biri olacak.
İkincisi; bölgede çok önemli gelişmeler yaşanıyor. İki gün önce Fransa Cumhurbaşkanı Macron Bağdat’a geldi, hem Irak Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve hem de Neçirvan Barzani ile görüştü. Bu görüşmelerde Macron iki önemli mesaj verdi. Erbil ile Bağdat arasındaki diyaloğu destekleyeceklerini söyledi. İkinci ve önemli olan siyasi ve demokratik istikrarın korunması konusunda Kürdistan Bölgesi’ne desteklerini süreceğini belirtti. Fransa’nın her zaman Kürdistan Bölgesi yönetimine yakın olacağını vurguladı. Bunlar çok önemli mesajlardır çünkü bugün Türkiye ve Fransa iki farklı alanda yani hem Libya ve hem de Doğu akdeniz meselesinde karşı karşıya gelmiş durumda. Her iki taraf birbirine karşı duruyor. Muhtemelen Macron’un bu mesajları Türkiye-Kürdistan hattında ele alınacaktır.
Üçüncüsü ise ticari ilişkilerin geleceği olacak. Ticaretin artması Türkiye ve Kürdistan Bölgesi ve tabi halk açısından önemli bir konu. Bu güne kadar pandemi nedeniyle yaşanan kısıtlamalara rağmen bu yıl şu ana kadar 5 milyar dolarlık bir ticaret hacmi yakalanmış.”
Coşkun, “Sizce Macron’dan Erdoğan’a bir mesaj getirmiş olabilir mi?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Macron’un Bağdat’taki temaslarında en önemli gündemlerden biri Erbil-Bağdar ilişkileriydi. Muhtemelen Neçirvan Barzani bu konuda destek için Avrupa’da da görüşmeler gerçekleştirecektir ancak ben Macron’dan özel bir mesaj getirip getimediğini bilemiyorum. Fakat yine Fransa’nın bölgede etkin bir rol üstlenmek istediğini gözle görülüyor. Türkiye de bunu kendisi için bir tehlike olarak görüyor ve bir denge kurmaya çalışıyor. Ben Neçirvan Barzani’nin bu ziyaretini de bu şekilde değerlendiriyorum.”
Hem Neçirvan Barzani’nin hem de Kürdistan Bölgesi yönetiminin gerek bölgesel meselelerde ve gerekse de Kürtlerin bölgedeki aktörlerle arasındaki meselelerde önemli bir rol üslendiğini anlatan Coşku, “Şimdi Türkiye’nin Kürtlerle süren bazı sorunları var. Kırk yıldır devlet ile PKK arasında süren bir çatışma ortamı var. Bu çatışmalar şimdi daha çok Kürdistan Bölgesi topraklarında yaşanıyor ve bu hem Ankara hem de Erbil için büyük bir problem. Sorunun bir çözümü olacaksa hem Barzani’nin hem de Kürdistan Bölgesi yönetiminin bu konuda rolü önemlidir. Bir diğeri şimdi Türkiye’nin Suriye’deki Kürtlerle de arasında sorunlar var. Şimdi yeni bir Suriye inşa ediliyor. Bu yeni Suriye’de Kürtler nasıl yer alacak, bu çok önemli. Türkiye şimdiye kadar bu konuda müspet bir rol oynamadı. Yine Suriye’de Kürtler arasında birlik görüşmeleri var ve yüzde 80 bir mütabakata vardıkları söyleniyor. Burada da hem Barzani ve hem de Kürdistan Bölgesi yönetiminin rolü önemli. Türkiye tüm bunları takip ediyor” diye konuştu.
Vahap Coşkun, “Barzani ve Kürdistan Bölgesi yönetimi burada bir diyalog zemini oluşturusa bu Türkiye’nin hem iç ve hem de dış siyaseti açısından olumlu etkileri olacak. Bu görüşmelerde bu sorun da dile gelmesi ve tarafların karşılıklı ihtiyaçlarını dile getirmesi olasıdır” dedi.
“Erbil-Bağdat ilişkilerinin iyi olması Kürt meselesinin çözümüne nasıl bir katkı sunar?” sorusunu yanıtlayan Coşkun, “Türkiye 2013-2015 yılları arasında Türkiye Kürt sorununun demokratik çözümü için bir süreç başlattı. Bu süreçte Mesud Barzani önemli bir rol üstlendi. Hem Türkiye ve hem de PKK de Barzani’nin bu olumlu rolüne dile getirdi. Bu rol her zaman için de geçerlidir. Taraflar bir arabulucuya ihtiyaç duyduklarınd ailk olarak Kürdistan Bölgesi yönetimi akla geliyor. Çünkü Kürdistan Bölgesi hem sorunu biliyor, hem tarafları tanıyor ve hem de sorun kendi topraklarında da cereyan ediyor. Bu nedenle birçok avantajı var. önümüzdeki dönemde de yeni bir süreç ihtiyacı hissedilse yine her kesin gözü Kürdistan Bölgesi’nin üstünde olur” değerlendirmesinde bulundu.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın