ERBİL- Irak’ta sürgün edilen Yahudiler 73 yıl sonra anıldı

Erbil (Rûdaw)- Başkent Erbil’de Yahudilerin dönemin Irak yönetimi tarafından Kürdistan ile Irak’tan sürgün edilişinin 73’üncü yılı nedeniyle bir anma tören düzenlendi.

 

Aralarında Hristiyan, Ermeni, Aşuri ve Türkmenlere ait Sivil Toplum Kuruluşları’nın (STK) bulunduğu dernek ve gruplar tarafından, Yahudilerin dönemin Irak yönetimi tarafından Kürdistan ile Irak’tan sürgün edilişlerinin 73’üncü yılı nedeniyle Erbil’deki Şaneder Parkı’nda bir anma töreni düzenlendi.

 

Kürdistan Bölgesi Diyanet İşleri Bakanlığı Yahudi Daire Başkanı Şerzad Ömer Mamsani, tedavi gördüğü yurtdışında Skype üzerinde katıldığı anmada bir konuşma yaptı.

 

Katılımcılar tarafından 73 mum yakıldığı anmada, yapılan ortak açıklamada, Yahudilerin 73 yıl önce dönemin yönetimi tarafından ciddi haksızlıklara uğradığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

 

“Yahudi halkı mal ve mülklerini almalarına fırsat verilmeden evlerinden ve topraklarından sürgün edildiler. Yahudiler kendi istekleriyle evlerinden çıkmış olsaydı şu anda İsrail’in Filistin topraklarını işgal ettiği söylenmezdi. Yaşananlar Nazi ve Müftü Emin Hüseyin arasında yapılan ittifaklar sonucunda tüm Yuhudilerin Arap ülkelerinden çıkarılıp İsrail’e gönderilmesi planın bir parçasıydı.

 

Bu süreçte sayısız kurban verildi. Önemli olan yaşanan bunca haksızlık ve acıların tekrarlanmamasıdır. Üzerinde bulunduğumuz bu köklü medeniyet atalarımızdan bize bırakıldı ve bu topraklar farklı kültür ve inançların birlikte hoşgörü kültürü temelinde yaşamaya gebedir. Bugün burada farklı kültür ve inançlardan katılımcılarla ayrışmayı kabul etmediğimizi ve birlikte yaşamayı sürdüreceğimizi belirtmek için burada toplandık. Kürdistan’daki STK’lar olarak, yaşananları bir kez daha kınıyoruz.”

 

 

 

Türkmen Kalkınma Partisi Başkanı Muhemmed İlhamlı, anmaya ilişkin şunları söyledi:

 

“73 yıl önce Arap ülkelerinin yürttüğü yanlış yönetim ve politikalarla Ortadoğu ve Irak’ın asli milletlerinden olan Yahudiler zorla göçettirildi. Bu üzücü olayı her yıl Kürdistan ve bölge halkı yad ediyor. Ancak Kürdistan’da resmi olarak son 3 yıldır düzenleniyor. Bugün bizde Türkmenleri temsilen burada bulunuyoruz. Farklı etnik ve inançların bugün burada birlikte kardeşçe ve barış içinde yaşama mesajı veriyoruz. Özellikle paramentodaki siyasi partilerin bu tür anmalara katılması toplumu ayrışma çabasında olan taraflara güzel bir mesajıdır. Türkmen ve Müslümanlar olarak dinler arasındaki kardeşliği her zaman vurguluyoruz. Kur-an’ı Kerim ve peygamberimizin ayetlerinde de dini inancın serbest olduğu ve hoşgörü vurgulanıyor.”

 

 

Anmanın ardından Rûdaw’a konuşan program koordinatörü Nevzad Poles Henne, “Kürdistan Bölgesi’ndeki STK’lar olarak Yahudi kardeşlerimize yapılan acı olayı anmak için bu töreni düzenledik. Dönemin Bağdat yönetimi tarafından 128 bin Yahudi derbeder edildi. Zorla evlerinden topraklarından çıkartılan bu halkın geri dönmeye hakları vardır” dedi.

 

Nevzad Poles Henne, “8 topluluğun yanı sıra birçok dernek ve grubun bu anmanın gerçekleşmesinde imzası bulunuyor. Söz konusu taraflarla ortak aldığmız bazı kararları da Kürdistan Parlamentosu üyelerine sunma kararı aldık. Bizler Kürdistan’da birlikte yaşama adına daha iyi yasaların çıkarılmasını amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

 

 

Rûdaw’a konuşan Kürdistan Bölgesi İnsan Hakları Başkanı Tavga Reşid ise, “Yapılan anma ile Kürdistan Bölgesi’nin birkez daha birlikte yaşamaya emsal olduğu mesajını verdik. Burada farklı kültür ve inançlar arasında hoşgörü ve tolerans kültürünün ne denli önemli olduğunu burada vurguladık” diyerek, sözlerine şunları ekledi:

 

“Kürdistan Parlamentosu’nda 2015’te onaylanan birlikte yaşama ve hoşgörü yasasına yasal olarak söz  konusu tarafların haklarını korumakta olması oldukça sevindiricidir. Bilindiği gibi hükümetimiz bu amaç doğrultusunda daha iyi olmak adına çalışmalarını sürdürüyor. Diyanet İşleri Bakanlığımız bünyesinde farklı inançların temsilcilerinin bulunması ve çalışmalarını sürdürmesi taktire şayan bir durum. Kürdistan’da tüm inanç ve etniklerin kendi kültür ve dillerinde eğitim görmesi özgür olduğumuzun bir gösterisidir.”