ERBİL - Ortadoğu Güvenlik ve Egemenlik Forumu düzenleniyor
Erbil (Rûdaw) - Rûdaw Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen, “Ortadoğu’da Güvenlik ve Egemenlik Forumu” başladı.
Rûdaw Araştırma Merkezi tarafından Erbil’de Ortadoğu Güvenlik ve Egemenlik Forumu düzenleniyor.
Foruma Kürdistan, Irak, Türkiye ve İran’dan çok sayıda siyasetçi, hükümet yetkilisi, araştırmacı ve yazar katılıyor.
Başkent Erbil’deki Rotana Otel’de düzenlenen ve iki gün sürecek olan furumun ilk günkü oturumunda üç panel yer alacak.
“Irak’ın içişleri politikası - Daha fazla kargaşa mı tamam mı?” konulu ilk panele Kürdistan Demokrat Partisi Politbüro Sekreteri Fazıl Mirani, Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Falih Feyyaz, Irak Karar Koalisyonu Başkanı Usame Nuceyfi, Kürdistan Yurtseverler Birliği Politbüro üyesi Adnan Müftü, Kürdistan İslami Birlik (Yekgırtu) Genel Sekreteri Selahaddin Bahaeddin ve Irak eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Muvaffak Rubai katılacak.
Forumun ikinci paneli ise, “Irak’ta daha fazla zıtlaşma mı, uzlaşma mı?” başlığını taşıyor. Bu panelin konukları, Irak Yüksek Eğitim Bakanı Kusey Suheyl, Türkiye Dışişleri Bakanlığı Irak’la İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Güney, Irak eski Parlamento Başkanı Selim Cuburi, politikacı Omid Sabah, Iraklı eski bakan ve siyasetçi Muhammed Sudani ve Erbil Üniversitesi Öğretim Üyesi Muhammed İhsan olacak.
“Irak ve çözülemeyen güvenlik sorunu”adlı üçüncü panele ise Kürdistan Bölgesi Şçiçleri Bakanı Kerim Şengali, Peşmerge Bakanlığı Genel Sekreteri Cabbar Yawer, İran İmam Hüseyin Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Rıza Nikmaniş, Irak eski İçişleri Bakanı Kasım Araci, 2004’te Irak’taki çok uluslu koalisyon güçleri komutanı General Mieczyslaw Bieniek ve Irak eski Hükümet Sözcüsü Ali Badağ konuşmacı olarak katılacak.
Başbakan Barzani: Irak’ta federal sitem hala uygulanmış değil
Forumun açılış konuşmasının ardından Başbakan Neçirvan Barzani’nin mesajı Kürdistan Bölgesi İçiçleri Bakanı Kerim Şengali tarafından okundu.
“Bizler gerçekten Irak ve Kürdistan halkına karşı sözlerimizi yerine getirmek istiyoruz” diyen Barzani, “Irak ve Kürdistan Bölgesi halkının güzel ve mutlu bir yaşam sahibi olmasını istiyoruz. Ülkenin siyasetinde istikrar olmazsa halkın yaşamı da huzur ve refaha kavuamaz. Ülkede güvenlik kargaşaları olursa hizmetler yerine getirilemez. Bu yüzden bu iki konu ile başlamak istiyorum” dedi.
Kürdistan Bölgesi liderliğinin, Irak’ta rejim değişikliğinden önce ve sonrasında da ülkenin istikrar ve huzuru için çok çaba harçacıdığını dile getiren Barzani, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Bu konuda Erbil’de birçok toplantı ve görşme gerçekleştirildi. Biz ülkede yaşayan herkesin sahip olacağı bir Irak oluşmasını bekledik. Ancak malesef tüm bileşenleri kapsayan medeni bir devlet gerçekleşmedi. Bu yüzden terörist örgütler bu durumdan faydalandı, El Kaide Irak’taki yerini sağlamlaştırdı. Daha sonra Ensarul Sunne kılfı altından güçlendi ve IŞİD adında daha büyük ve tehlikeli bir örgüt haline geldi."
IŞİD’in dışardan Irak’a ithak edilen bir bela olarak bakılmasının sorunları çözemeyeceğini, aksine durumun daha da kötüye gideceğini vurgulayan Başbakan Barzani, örgütün hala Kerkük, Diyala, Salahaddin, Anbar, Musul ve Suriye’de terörist faaliyetler içinde olduğunu kaydetti.
IŞİD’in büyük çoğunluğunun Iraklılardan oluştuğunu belirten Barzani, itse bile IŞİD’in yerine yeni bir terör örgütünün çıkma zemini olduğunu ve bu zeminin temelden kurutulması gerektiğini dile getirdi.
“Irak’ta yeni devlet, anayasa ve sistemiyle kendisini demokratik, federal bir devlet olarak tanımlıyor” diyen Barzani, “Böyle bir devlette imar, hizmet ve uygun koşullarda ortak yönetim esasları olmazsa istikrar, gelişme ve birlikte yaşam koşulları da ortadan kalkar” dedi.
Başbakan Barzani, ortak katılımın gözardı edilmesi ve bu şekilde yaygın silahlanmanın da ekonomik gelişme önündeki en büyük engellerden biri olduuan dikkat çekti.
Konunun Irak Anayasası’na göre çözülmesi gerektiğini ifade eden Barzani, “Kürdistan Bölgesi, Kürdistan halkı ile alakalı olan ve uygulanmayan anayasanın 55 maddesi konusunda hükümeti eleştiriyor. Kürdistan Bölgesi herkesten daha fazla anayasanın egemen olmasını savunuyor” dedi.
Allavi: Uluslararası güçler savaşabilir
İyad Allavi, “Bugün farklı ve karmaşık bir dünyada yaşıyoruz. Uluslararası durum kötüye gidiyor. Yaşanan uluslararası rekabet sonucunda savaşlar çıkabilir” dedi.
Rûdaw Araştırma Merkezi tarafından Erbil’de “Ortadoğu Güvenlik ve Egemenlik Forumu” düzenleniyor. Foruma Irak, Türkiye ve İran’dan çok sayıda siyasetçi, hükümet yetkilisi, araştırmacı ve yazar katıldı.
“Ortadoğu’da Güvenlik ve Egemenlik Forumu” konuşan İyad Allavi, uluslararası güçlerin birbiriyle savaşma riski olduğunu söyledi.
Bir ülkede çıkan olayların tüm dünyayı etkilediğini belirten Allavi, “Bugün farklı ve karmaşık bir dünyada yaşıyoruz. Uluslararası durum kötüye gidiyor. Yaşanan uluslararası rekabet sonucunda savaşlar çıkabilir” diye konuştu.
Bahaddin: Sorunların kaynağı anayasanın uygulanmamasıdır
Bahaddin, Irak'taki beşeri ve tabii zenginliklerin sorunlara sebep olduğunu söyledi.
Irak’ın çok uluslu, çok dinli ve çok mezhepli bir ülke olduğunu belirten Bahaddin, “Başka yerlerde bunlar güçtür ancak bu durum Irak’ta güç değil beladır. Özellikle son yüzyılda bunu gördük” ifadelerini kullandı.
Bahaddin, şöyle devam etti:
“Irak’ta var olan beşeri ve doğal servetler başka ülkelerde güç iken burada sorun kaynağıdır, aç gözlüğe sebep oluyor, dünyanın gözünü buraya dikmesini sağlıyor. Bu yüzden ortaya çıkan diktatörlükler büyük kayıplara sebep oldu. Görüldüğü üzere Irak’taki kaos, bölgeyi de etkiledi.
Eski mazlumiyetlerin giderilmesi için anlaşarak yeni bir sistemin kurulması gerekiyordu. Bu gerekli olan yerinde bir adım olacaktı. Bu temelde anlayış birliğiyle, uyum içinde demokratik bir sistem tesis edilmeliydi. Ancak bu fırsat büyük bir belaya dönüştü. Güçler arasında çekişmelere, memnun olmayan kesimler arasında sorunlara sebep oldu.
Kürdistan Bölgesi ile Irak konusunda gelecek olursak, anayasada federal bir devletimiz var ancak pratikte uygulanmıyor. Federalizm ile ilgili maddeler ihmal ediliyor. Kürdistan Bölgesi ile Irak arasında yaşanan sorunların sebebi anayasanın uygulanmamasıdır. Sorunların çözülmesi ve iyi bir altyapının kurulması için uyum ve anlayış birliği yok.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı Irak ile İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Güney, Irak’taki etnik çeşitliliğe dikkat çekerek, Irak Anayasası’nın Irak toplumunun kendi toplumsal sözleşmesi olduğunu, bu çerçevede Erbil ile Bağdat arasındaki sorunların çözülmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde Kürdistan Bölgesi’nde hayata geçirilen referanduma karşı çıktığını dile getiren Ali Rıza Güney, sözlerine şunları ekledi:
“Biz şunu belirttik, anayasanızı doğru işleteceksiniz, toprak bütünlüğünüzden de taviz vermeyeceksiniz. Bugün en fazla Kürt İstanbul’da yaşıyor. İstanbul’da 3 milyon Kürt var, orada da referandum mu yapalım? Mesele referandum değil, birlikte yaşayabilmeyi öğrenmektir. Biz de yirmiden fazla etnik grup var. Türkiye referanduma karşı çıkarken siyasi karara karşı çıktı, halkı cezalandırmadı.”
Prof. Sabah: Referandum hiç bir şekilde başarısız olmadı
Ali Rıza Güney’den sonra konuşan Profesör Ümit Sabah ise, “Bana göre referendum Kürdistan halkının son yüzyılda aldığı en iyi karardı. Kendi kaderi tayin hakkında verdiği bir karardı” dedi.
Güney’in sözlerine katılmadığını belirten, Sabah, ifadelerine şunları ekledi:
“Referandum kararası, siyasi bir karar değildi bir halkın kararıydı. Zulmedilmiş bir halkın kararıydı. Kendi haklarını konusunda bir nefes almak için bu kararı aldı. Bir insan gibi yaşamak için bu kararı aldı. Bu yüzden referandum kararı siyasi bir karar değil tüm Kürdistan halkının kararıydı. Eğer siz takip ettiyseniz tüm Kürdistan partileri ve Kürdistan Parlamentosu referandumu destekledi, Kürdistan’ın tüm siyasi müesseseleri ve yasaları referandumu destekledi. Referandum yasal bir vesile olarak Kürdistan halkının nasıl yaşamak istediğini tabir etti ve başarılı oldu. Referandum hiç bir şekilde başarısız olmadı. Hiç bir şekilde başarısız olmaz.
Kürdistan halkının kendi kaderini tayin etme hakkı var mı? Neden diğer tüm halkların kendi kaderini tayin, kendi kararını verme hakkı olsun da sadece Kürdistan halkının olmasın!? Arap için var, Türk için var, Fars için var diğer bütün halklar için olsun da neden sadece Kürdistan halının olmasın?”
Irak eski İçişleri Bakanı Kasım Araci: Devlet vatandaşlarına yabancı muamelesi yapmamalı
Irak’taki sorunların askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini ifade eden eski bakan, Bağdat’ta Yahudi bir ailenin başından geçen bir anısını anlattı.
Araci, sözlerine şunları ekledi:
“Yahudi bir aile baskılardan dolayı Hristiyan olduğunu söylüyor kimliğini saklıyordu. Ama ben gidip onlardan özür diledim ve Yahudi vatandaşlarımız olduğunuz için sizden gurur duyuyoruz. Devlet vatandaşlarına yabancı muamelesi yapmamalıdır. Devlet öyle davranmalıdır ki vatandaş vatandaş olduğunu hissetsin.”
Devlet ile vatandaş arasındaki güvene dayalı ilişkilerin çok önemli olduğunu ifade eden Kasım Araci, “Devlet vatandaşın onurunu korumalı, onun haklarını savunmalıdır. Devlet görevini yerine getirmeli ki kimse kalkıp referandum talep etmesin” diye konuştu.
Yaver: Irak’ta çok ciddi güvenlik sorunları var
Peşmerge Bakanlığı Genel Sekreteri Cabbar Yaver, konuşmasının başında Kürdistan Bölgesi’ndeki söylem ve açıklamaların Irak’a ve diğer Arap toplumlara ulaştırılması için Rûdaw’ın Arapça yayın yapan bir kanal açmasını önerdi.
Yaver, “Saddam döneminde tek dilli bir yayın vardı. O zaman toplumlar arasında, Kürtler ve Araplar arasında iletişim çok azdı. Günümüzde bir çok uydu kanalı olmasına rağmen hala her iki toplum arasında iletişim sorunu devam ediyor” dedi.
Irak’ın 2013’ten bu yana teröre 580 binden fazla kurban verdiğini dile getiren Yaver, “Söz konusu rakamlar çok zor ele geçebiliyor. Çünkü Irak’ta verilerim saklandığı belirtiliyor. Bunlar federal hükümetin kayıplarıdır” diye konuştu.
2014’ten bugüne kadar Kürdistan Bölgesi’nin IŞİD’le savaşta bin 750 şehid verdiğini dile getiren Cabbar Yaver, 10 bin 729 yaralının olduğunu belirtti.