İlham Ahmet: Arap ülkelerinin tutumunda değişim var
Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Eş Başkanı İlham Ahmed Suriye Hükümeti ile müzakere konusunda, askeri anlamda belirli düzeylerde anlaşma yapıldığını ifade ederek ilerleyen günlerde siyasi adımların da atılacağını söyledi.
Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) Suriye ordusunun bir parçası olacağına dair tartışmaların da gündemde olduğunu ifade eden Ahmed, sınır güvenliği dışında Suriye Hükümeti ile bir anlaşmanın söz konusu olmadığını yeniledi.
Geçtiğimiz günlerde Mısır’ı ziyaret eden Ahmed, “Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün’ün tutumunda değişim olduğunu önümüzdeki günlerde daha da değişeceğine inanıyoruz” dedi.
"Suriye Hükümeti’nin DSG’yi parçalamayı ve bölgedeki aşiretleri karıştırmak için bir takım girişimleri vardı" diyen İlham Ahmed, “Türkiye’nin saldırıları ile eş zamanlı olarak Rakka ve Tabka gibi bölgelerden Arapları DSG ve Özerk Yönetime karşı harekete geçirmenin hesabını yapıyorlardı. Bu hesaplar boş çıktı” ifadelerini kullandı.
Demokratik Suriye Meclisi (DSM) Eş Başkanı İlham Ahmed Rûdaw’ın sorularını yanıtladı:
Suriye hükümetiyle bazı konularda anlaşmak üzere müzakere ihtimali var mı?
“Önümüzdeki günlerde olabilir, hazırlık var daha önce de Suriye Hükümeti ile bazı konularda anlaşmak için girişimlerimiz vardı. Askeri anlamda belirli düzeyde anlaşma söz konusu ancak siyasi anlamda da bazı adımlar atmak istiyoruz. Şu anda her hangi bir anlaşma yok ama ilerleyen günlerde görüşme olabilir.
Suriye ordusunun sınır hattında konuşlanmasının yanı sıra askeri anlamda yaptığınız bir anlaşma var mı?
Hayır. Şu ana kadar sadece sınırları koruma çerçevesinde. Askeri güçlerimizin nasıl Suriye ordusunun bir parçası olacağına dair tartışmalar var gündemde. Yapılan müzakerelerden halen bir sonuç çıkmadı.
Suriye hükümeti size ne öneriyor ya da sizden ne istiyor?
Onlar daha önce dedikleri gibi 107. Madde kapsamındaki yerel yönetimler yasası kapsamında çözmek istiyorlar. O da bu yasa ne kadar genişletilebilir. Ama kesin değil. Çözüm için Anayasa’da yer alması gerekiyor. Ortaya çıkmış bir durum gibi değişiklik yapılarak olmaz. Rejim şu ana kadar bunları istiyor. Bundan sonra yeni bir şeyler ortaya çıkar mı, ya da bazı değişiklikler yapar mı onları bilemiyoruz. Suriye hükümetinin de bu konuda bazı adımlar atmasını umuyoruz.
Yerel yönetimler meselesi size göre mi çözülecek, Rusya’nın bu konudaki garantörlüğü ne olacak?
Yerel Yönetim modeli yeterli değil. Zaten 2012’de bazı değişiklikler oldu. Yerel yönetimler olduğu gibi kalıyor. Hizmetler ve belediye çalışmaları gibi. Bizim için tekrardan Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunacağı daha büyük ve geniş değişiklikler gerekli. Bileşenlerin haklarının anayasada yer alması gerekiyor. Ayrıca ekonomik ve savunma alanlarında değişiklik yapılması lazım. Bunlar Suriye toplumunu garantiye alan en önemli maddelerdir. Suriye’deki krizin sona ermesi için de bir çözüm yoludur. Suriye hükümetinin kendi ısrarları sonucu ortaya çıkan krizlerden sonra da ısrarcı olması daha büyük krizlerin doğmasına neden olur. Bu krizin sonu değil, kriz daha da derinleşebilir. Rejimin de bunu görmesi gerekiyor.
Müzakereler neden gecikiyor?
Suriye’ye birçok müdahale yapılıyor. Rejimin ortakları da çözüm için hazır değiller. Suriye bilndiği gibi üçüncü dünya savaşının bir alanı olmuş. Uluslararası bir alan olmuş. Cenevre’de bir çok müdahale oluyor. Suriye hükümeti de Cenevre’de bir çözümün çıkmasını istemiyor. Nasıl orda yoksa içerde de yok. Bir çok müdahale oluyor. Rejimin ideolojisi de değişikliğe açık değil. Bu konuda adım attırmaya çabalıyoruz. Bize bakan tarafıyla anlaşabileceğimiz noktalarda müzakereler oluyor. Ama en azından müzakerelerin başlaması önemli bir gelişmedir.
Mısır’ı ziyaret ettiniz. Arap ülkelerinin size olan desteği hangi düzeyde?
Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün’ün tutumunda açılım var. Önümüzdeki günlerde daha da değişeceğine inanıyoruz. Arap ülkeleri de Türkiye’nin saldırılarından sonra Suriye’nin büyük bir tehlike altında olduğunu gördüler. Türkiye Suriye sınırıyla sınırlı kalmadı. Aksine Libya’ya yönelerek yeni bir durum ortaya çıkarmaya çalışıyor ve asker gönderme çabasında. Suriyelileri gönüllü asker olarak kullanma senaryosu tekrarlanıyor. Arap ülkeleri bunu kabul etmiyor ve ciddi endişelere neden oluyor. Bu sadece Arap ülkeleri için değil aynı zamanda Avrupa ülkeleri için de tehlike oluşturuyor. Büyük bir hoşnutsuzluk var bu konuda. Bu da en azından Suriye içinde değişiklik çabası içinde olanlar ve proje sahibi olanlar ve çözüm girişimlerinden uzaklaştırılanların görünmesini ve Suriye’de çözümün bulunmasında rol almaları için yol açılması gerekiyor.
Suudi Arabistan’ın DSG temsilcilerinin Riyad’daki toplantılara katılması yönünde girişimleri vardı ancak başarılı olamadı. Neden bunu başaramadığı konusunda bilginiz var mı?
Resmi olarak temsilcilerin katılacağı yönünde bir şey gelmedi. Ama genel olarak değişiklikler var. Müzakere heyetindeki bağımsız temsilcilerde değişiklik oldu. Katılımcıların belirlenmesi ve değiştirilmesi yöntemine ve şahsiyetlerine yönelik eleştiriler olsa da değişiklikler için bir çaba var. Kahire, Moskova ve Riyad’daki müzakere heyetinde katılımcı üyeler ve başkanlarında değişiklik olması gerekiyor. Bu bazı adımların atılabileceği noktasında bir umut yaratıyor. Değişiklikler ile birlikte dosyalarda bir değişiklik ve hareketlilik olabilir. Ama bunun şahısların değiştirilmesiyle mümkün olup olmayacağını bilemiyoruz. Yani DSG’nin katılımı konusunda resmi anlamda bize bir şey iletilmedi. Ama medyada bir çok haber yer aldı. Yapılan değişiklerde eski hataların tekrarlanmamasını umut ediyoruz. Herkes bizim çözüm müzakerelerinden uzaklaştırılmamızın krizin çözülememesinin nedenlerinden birisi olduğunu gördü. Uluslararası kanunlara göre de Kürtlerin katılmaması sorun. Kürtlerin katılmaması hangi anlama geliyor. Rejimin kontrolünde olmayan büyük bir bölge müzakerelere dahil değil. Bunların hepsi problem. Yeni bir başlangıç yeni bir proje ile mümkün olabilir. Bunu Arap ve Avrupa ülkeleriyle tartıştık. Eğer çözüm isteniliyorsa mevcut kurulun değiştirilmesi gerektiğini söyledik. Ayrıca örgütlenme yöntemi de değiştirilmeli.
Suriye hükümeti Arap aşiretler aracılığıyla DSG’yi parçalamayı ve bölgedeki toplumu karıştırmayı amaçlıyor. Ayrıca bazı Arap aşiret önderleri İran’ı ziyaret etti. Bununla ilgili bir endişeniz var mı?
Yani gerçekten kötü niyetli girişimlerdir. Evet, Ali Memluk burayı ziyaret ettiğinde bazı Arap aşiret liderleriyle görüştü. Buna karşı tepkimizi gösterdik ve neden bu şekilde yaklaştıklarına dair mektup da gönderildi. Bunun yanı sıra dış devletlerin müdahalesi ve İran’a yapılan ziyaretlere ilişkin olarak da, bir bölge var ve herkes kendine göre müdahalede bulunmak istiyor. Daha önce de Kürt ve Araplar arasında bir savaş çıkarmayı hesaplıyorlardı. Türkiye’nin saldırıları ile eş zamanlı olarak Rakka ve Tabka gibi bölgelerden Arapları DSG ve Özerk Yönetime karşı harekete geçirmenin hesabını yapıyorlardı. Bu hesaplar boş çıktı. Tam aksine Arap halkının daha çok sahip çıktığını gördüler. Hem göçzedeler için evlerini açtılar hem de cepheye gelerek direnişte yer aldılar. Bazı taraflar bu konuda yanlış hesap yaptı. Gerek rejim gerekse de farklı bir ülkenin bundan sonrada bu konudaki hesapları tutmayacak. Çünkü Arap halkı, rejimi de, Özgür Suriye Ordusu’nu da en güçlü döneminde, Nusra Cephesi’ni de, IŞİD’i de tecrübe etti ve bugün de DSG’yi tecrübe etti. Konuşan herkes ilk kez kendilerini huzurlu ve istikrarlı bir durumda gördüklerini söylüyor. Bu anlamıyla bu hesapların yanlış olduğunu ve bölge halkının bu hesapları boşa çıkaracağını söylüyorum.