Ömer Öcalan, bazıları devlet, demokratik özerklik, federalizm, konfederalizm diyebilir ama Kürtlerin temsiliyet ve statü sahibi olmaları gerektiğini söyledi.
Kürt meselesine ilişkin, “Devlet isterse ve Kürt halk önderi sayın Öcalan ile oturursa Kürt sorunu bir haftada çözülebilir” diyen HDP’li vekil Öcalan, Abdullah Öcalan olmadan Kürdistan sorununun çözülemeyeceğini ifade etti.
Öcalan, Mesud Barzani’nin rolünü ve misyonunu oynaması gerektiğini kaydetti.
Ömer Öcalan, Rûdaw muhabiri Mehdi Mutlu’nun sorularını yanıtladı...
Öcalan’ın sağlığı nasıl?
Babamın (Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan) sağlığın nasıl sorusuna, Kürt halk önderi sayın Öcalan, “Şu anda Kürdistan’da Ortadoğuda her gün kan akıyor, Kürt gençleri ölüyor. Bir çok kargaşa varken benim sağlık durumumu soruyorsan iyi değil” cevabını veriyor. Öcalan 20 yıldır cezaevinde ve büyük bir tecrit altında. Bir buçuk aydır da iletişim yoktu. En son 7 Ağustos’ta avukatları gitti. Bir kaç gün öncede kardeşi ziyaretine gitti. Kürt halkına selam ve hürmetleri vardı.
Öcalan’ın bildiğiniz özel bir hastalığı var mı?
Bildiğimiz bir hastalığı yok. Kalıcı bir hastalığını bilmiyoruz. Kendisi de söylemiyor ve hastalığından bahsetmiyor.
Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu şartlar nasıl. Medyayı takip edebiliyor mu?
Sonradan bir televizyon verdiler. Daha önce radyo vardı. Gazeteleri bir hafta geçtikten sonra toplu veriyorlar. Televizyonda cezaevlerinde izin verilen 10-15 Türk kanalını izleyebiliyor. Maalesef Kürt kanalları yok.
Okuma ve yazmaya devam ediyor mu?
Sayın Öcalan her zaman okuyup yazıyor. Şu anda da Kürt ve Kürdistan ‘ın geleceği, Ortadoğunun sorunları için bir çaba gösteriyor. En sonda Jineoloji, Kadın toplumu ve demokratik modernite üzerinde çalışıyor.
İmralı’daki diğer mahkumlarla görüşebiliyor mu?
Uzun yıllardır zindanda olan üç arkadaşı var. Sınırlı bir şekilde görüşüyorlar. Cezaevindeki spor faaliyetleri gibi etkinliklerde bir araya gelebiliyorlar.
HDP bir çatı partisi ve daha çok Kürt sorunu üzerine siyaset yapıyor. Bir taraftanda Türkiye partisi olduğunu ve tüm tarafların sorunları için mücadele ettiğini söylüyor. Öcalan HDP’nin siyasetini nasıl buluyor?
HDP’nin siyaset kaynağı sayın Öcalan’dır. Halkların kardeşliği ve insanların farklılıklarını bir zenginlik olarak görüyoruz. Sayın Öcalan’da aynı fikirde. Bu sayın Öcalan’ın felsefesi ve projesidir. HDP’de Öcalan’ın projesine sahip çıkıyor. Evet bir taraftan milli ve Kürdistani ruh ve Kürt birliği için çalışıyoruz bir taraftan da Ortadoğu’da ve özellikle Türkiye’de bir çok millet, inanç ve kültür yaşıyor, bunlarda HDP’de temsil ediliyor. Tekçi anlayışla Ortadoğu’da siyaset yapılamaz. HDP’de çoğulcu siyaseti temsil ediyor. Eleştiriler de olabilir ama HDP’nin siyaseti de budur. Herkes HDP’nin çatısı altında fikir ve düşüncelerini dile getirebilir.
Öcalan’ın HDP’ye yönelik bir eleştirisi var mı?
Sayın Öcalan HDP’nin daha çok halk içinde olmasını istiyor. Halkı daha çok örgütlemesini ve işgalci sistemden koparmasını istiyor. Bu konuda eksik de olabilir.
HDP bugün Öcalan’ın istediği çizgide mi?
Bir noktada eksiklikler olabilir. Ama HDP Öcalan’ın çizgisini temsil etmek için çabalıyor. Diğer taraftan devletin HDP üzerindeki saldırısınıda görmemiz gerekir. HDP’nin önünde bir çok kez engeller var. HDP bir Türkiye partisi olarak görülmüyor. Bir şekilde Türkiye’nin genel sisteminden uzaklaştırmak istiyorlar. HDP’yi kriminalize ve terörize etmek istiyorlar. Tabi bunlar bizim için gerekçe değil. Daha çok halkın içinde olmamız ve halkı temsil etmemize ihtiyaç var. HDP halkların partisidir. Halktan kopmamamız lazım. Halkımızın içinde olmak için direniyoruz ve çabalıyoruz. Eksiklikler olsada daha çok halkın içinde olmamız lazım.
PKK lideri Öcalan meseleyi bir haftada çözebileceğini söylüyor. Devletin bu yönde bir sinyali var mı. HDP’li bir milletvekili olarak bu ihtimali nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bana göre Kürtlerin lideri var. Devlet isterse ve Kürt halk önderi sayın Öcalan ile oturursa Kürt sorunu bir haftada çözülebilir. Öcalan olmadan Kürdistan sorunu çözülmez. Devlet tutuklamalara devam ediyor. Rojava’ya saldırmak için çaba gösteriyor. Öcalan üzerindeki tecrit de bir şekilde devam ediyor. İstanbul seçimlerinden sonra iki ay avukatların görüşmeye gidemedi. Devlet izin vermedi. En son kardeşi ve avukatları gitti.
Türkiye ve Amerika Güvenli Bölge’ye ilişkin görüşmeler yürütüyor. Askeri noktalar ve ortak hareket merkezi kurma görüşmeleri yapıldı. Ancak Türk yetkililerin açıklamalarından bu konuda biraz rahatsız olduklarını anlıyoruz. Türkiye ve Amerika arasındaki anlaşmanın Kürtler ve Kürt meselesi için sonuçları ne olacaktır?
Rojava ve Suriye meselelerini Suriye halklarının konuşup çözmesi gerekir. Kimse Suriye halklarını konuşmuyor. Kimse Kürtlerden, Araplardan, Türkmenlerden ve diğer milletlerden bahsetmiyor. Maalesef Türkiye, Amerika, Rusya ve diğer devletler Ortadoğu’da bir proje uygulamak istiyorlar. Bu projenin merkezi de Kürdistan’dır. Çavuşoğlu’da bugün de yerinde olmayan bir açıklama yaptı.Türkiye’nin Rojava ve Ortadoğu stratejisi yıkılmış. Türkiye Cumhuriyeti savaşla büyümez. Türkiye’nin Rojava’ya yönelik stratejisi değişmeli. Bu stratesi yıkılmış. Rojava’da koalisyon güçlerinin Kürtler ve Türkiye arasında olmasını doğru buluyoruz. O topraklara barış gelene kadar koalisyon güçlerinin Kürtler ve Türkiye arasında olması lazım. Amerika’nın sonuna kadar Türkiye ile hareket edeceğine inanmıyorum. Amerika’nın stratejisi de bir noktada değişti. Türkiye’nin siyaseti ve stratejisi de yanlıştı ve yıkıldı. Türkiye iç ve dış siyasette Kürtlerin yokluğu üzerine siyaset yürütürse kaybeder.
Kendinizi ulusalcı bir Kürt olarak görüyor musunuz? Ulusal düşündüğünüzde Kürtlerin bir devleti olmalı mı olmamalı mı?
Bazı şeylerin temelini hazırlamamız gerekir. Kürdistani ruhu kendimize daha yakın görüyoruz. Halkların kardeşliğini de savunuyoruz ama şu ana kadar Kürt halkı Kürdistan ve Ortadoğu’da her şekilde ezildi. Enfal’i, Zilan Deresi’ni, Şeyh Said ve arkadaşlarını, Dersim Katliamı, Amude Katliamı’nı nasıl unutacağız. Kürt halkı bu saldırıları görmeli ve ona göre hareket etmeli. Bazıları devlet, demokratik özerklik, federalizm, konfederalizm diyebilir ama Kürtlerin temsiliyeti ve statüsü lazım. Kerkük ve Güney’deki referandumu hepimiz gözlerimizle gördük. Hayatın bazı gerçeklikleri var. Hayatın ve siyasetin gerçekliklerini göz önüne almalıyız. Kürdistani ruh ve temsiliyetini doğru buluyoruz. Sayın Mesud Barzani’de bir kaç gün önce Kürtlerden bahsetti. “Kürt halkının kanının bir daha Kürtlerin eliyle dökülemeyeceğini söyledi. Bu açıklamayı çok değerli ve tarihi buluyoruz. Sayın Mesud Barzani rol ve misyonunu oynamalı. Kürtlerin birliği için bizim de elimizden ne gelirse biz de hazırız. Artık Kürt halkı Kürtlerin eliyle katledilmesin ama diğer milletlerin eliyle de katledilmesin. Ortadoğu’da kimse kimsenin kanını akıtmasın. İmkan olursa telefonlada Mesud Barzani’ye ulaşmak istiyorum. Üzerimizdeki yasak milletvekili olmamıza rağmen kalkmadı. Kürt halkının birliği vr 21. Yüzyılda başarılı olabilmesi için üzerimize düşeni yapmaya hazırız.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın