Saksonya Eyaleti Başbakanı: Sığınma başvurularının yüzde yüzü reddediliyor
Saksonya Eyaleti Başbakanı Michael Kretschmer, Belarus-Polonya sınırında mahsur kalan göçmenlerin durumu ile ilgili Rûdaw Almanya muhabiri Ala Şali’nin sorularını yanıtladı.
Polonya ile sınırları olan Saksonya’ya Ağustos ayından bu güne kadar 9 bin göçmen geldi. Ancak Başbakan Michael Kretschmer, iltica başvurusunda bulunan sığınmacıların yüzde yüzünün reddedildiğini ve kendi ülkelerine gönderildiklerini kaydetti.
Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko’yu “diktatör” diye tanımlayan Kretschmer, “Lukaşenko rejiminin” göçmenleri AB’ye karşı kullandığını söyledi.
Belarus üzerinden gelen göçmenlerle diğer yollarla gelen göçmenler arasaında herhangi bir ayrım yapmadıklarını anlatan Michael Kretschmer, gelen göçmenlerin hiç bir şekilde kabul edilmeyeceklerini vurguladı.
Türkiye ile Belarus’un durumunun mukayese edilemeyeceğini belirten Başbakan Michael Kretschmer, AB’nin göçmenler için Türkiye ile yaptığı anlaşmanın bir benzerinin Belarus ile yapılmayacağını açıkladı.
Saksonya Eyaleti Başbakanı Michael Kretschmer ile röportajın tamamı şöyle:
Rûdaw: İlk olarak şunu sormak istiyorum; yaz aylarının başından beri Belarus üzerinden Almanya’ya geçmek isteyen göçmenlerin durumu sıcak bir gündem durumunda. Saksonya Eyaleti hükumeti bu göçmenleri karşılamak için ne tür hazırlıklar yaptı?
Saksonya Eyaleti Başbakanı Michael Kretschmer: Evet, tabii ki. Sürekli takılı kalmış ve yanlış sözler verilmiş insanların alınması, sonuç olarak insani bir felaket durumuna yol açıyor. Bu nedenle, alınmaları gerekir. Özellikle de bu soğuk mevsimde. Dışarıda uyuyor ve kalıyorlar. Onlara sağlık yardımı yapılıyor. Bütün bu olayın bir suç olduğunu ve bu insanların birçoğunun tüm paralarını bu yola gitmek için harcadıklarını, bunun sonucunda ülkelerine geri dönmek zorunda kaldıklarını bilmemiz gerekiyor.
Rûdaw: Belarus üzerinden şu ana kadar kaç göçmenin Saksonya Elayeti’ne ulaşmış olduğunu öğrenmek istiyorum. Gelen göçmenlerin 3’te 2’sinin Iraklı olduğu doğru mu?
Michael Kretschmer: Çoğu Irak'tan geldi. Avrupa Birliği (AB) ve Federal Almanya Cumhuriyeti bu alanda birkaç görüşme daha yaptı. Bu seyahatların çoğu normal turizm seferleri değil, diğer ülkeleri hedef almak için özel olarak organize edilip gerçekleştirilmiştir. Bu diktatörlük rejimi bu oyundan vaz geçmişyor, AB'yi bu şekilde bölmek ve Afrika vatandaşlarını kullanarak Avrupa'ya gelmelerini sağlıyor. Avrupa'ya gelme isteği büyük bir istek ama çok az kişi mültecilik şartlarını biliyor, ki iltica yasaları açıktır. Buraya gelenlerin çoğu bu şartlara sahip değil. Bu nedenle gelen insanların ülkelerine dönmeleri gerekiyor.
Rûdaw: Şunu da sormak istiyorum; Saksonya Eyaletinin göçmenlere, özellikle de Irak ve Kürdistan Bölgesi’nden gelenlere yönelik politikası nedir. Burada kalma ve iltica etme şansları var mı? Çünkü iltica hakkı tanındığı söyleniyor.
Michael Kretschmer: Hayır. Şimdi Iraklılara artık daha az oranda sığınma hakkı tanınıyor. Çünkü Irak, özellikle Kürdistan Bölgesi istikrar ve huzur sahibi. Kürdistan Bölgesi hükumeti Yönetimi ile iyi bir ilişkimiz olduğunu görmekten çok mutluyuz ve onları desteklemek ve o bölgedeki insanların yaşamlarını iyileştirmek istiyoruz. Ancak sığınma hakkı elde etme fırsatı son buldu.
Rûdaw: Peki, şu an Belarus-Polonya sınırında mahsur kalan göçmenleri kabul etmek istiyor musunuz?
Michael Kretschmer: Bu iş, o ülkesin Cumhurbaşkanı tarafından AB'ye karşı yürütülen bu terör faaliyetinin durdurulması ile çözülebilir. Belarus çok güçlü sivil topluma sahip bir ülke ve insanlarının çoğu batılı bir hayat yaşamak istiyor. Belarus'u gören herkes, kendisini bir Avrupa ülkesindeymiş gibi hisseder. Bu diktatörlük, toplumunun çoğunluğunun desteğini kaybetti. Uçakları kaçırıyor ve insanları korkutuyor. Belarus'la ilgili edindiğim deneyime göre, ülke halkı bu çelişkiyi yakından ve ayrıntılı olarak takip ediyor, kimin başarılı olarak olacağını bilmek istiyor ve AB'nin başarılı olacağını ve ülkenin Avrupa içinde bir geleceği olacağını umuyor. Bu nedenle şimdi Polonya, Litvanya ve diğer ülkelerin çok önemli bir görev bekliyor; sınırlarını korumak ve her kes için çok kötü olan bu yasadışı geçişlere izin vermemek. Biz büyük umutlarla uçaklardan inip bu soğuklarda kalmak istemeyen, sınırda sıkışıp kalan ve kimsenin kendilerine yardım etmediği o yoksul insanların fotoğraflarını gördük. Ancak AB'ye sınırlarını korumaktan başka bir çözüm kalmıyor.
Rûdaw: Peki Belarus üzerinden gelen göçmenler ile diğer yollardan gelenler arasında bir ayrım yapıyor musunuz?
Michael Kretschmer: Hayır, ayrım yapılmıyor ve hiç bir kolaylık da tanınmıyor. Aksine vize alarak ve uçakla özgür bir ülkeye gelen kişilerin özgürce seyahat edip uçabilecekleri anlatılmaktadır. Ancak onlar sığınma talebinde bulunamazlar.
Rûdaw: Sayın Başbakan, o halde Belarus-Polonya sınırında takılı kalan göçmenler için çözüm nedir? Onlar şu an çok kötü durumda ve her hgeçen gün durumları daha da kötüye gidiyor.
Michael Kretschmer: Durumları daha da kötüleşecek, bu yüzden daha da kötü olacak diyorum çünkü bu oyunu oynayan diktatörün ya da Belarus başkanının demokratik meşruiyeti yok. Bu oyuna bir son vermesi ve ülkesine gelenlere yardım ederek ülkelerine geri göndermesi gerekiyor.
Rûdaw: Sizce bu mümkün mü?
Michael Kretschmer: Elbette yararlı olan budur. Şu anda olan şey kesinlikle bir ticarettir. Bu yasadışı göç, 2015 yılında göçmen dalgası sırasında, bazı bölgelerde uyuşturucu kaçakçıları tarafından yapıldı ve bu damga sayesinde insanlardan ekstra para kazandılar.
Rûdaw: Siz Polonya hükumetinin Belarus ile sınırlarını korumak için uyguladığı politikadan memnun musunuz? Çünkü Polonya ile de sınırınızda bir tedbir yok. Saksonya sınırlarını nasıl koruyacaksınız?
Michael Kretschmer: AB'de bizler, sınırlarımız arasında kontrol noktaları olmasını istemiyoruz. Ancak AB'nin dış sınırlarının kontrol edilmesi ve korunması önemlidir. Bu fotoğraflar çok kötü ve bu bir insanlık dramı. Bundan Belarus diktatörü Lukaşenko sorumludur.
Rûdaw: Sizce bu sorunun çözümü için Avrupa’nun bir çözümü var mı?
Michael Kretschmer: Bunun için Avrupa’nın bir çözümü var. O da şu ki AB'nin, göçmenlerin geldiği ülkelerle ki bunlardan biri olan Irak'la göçü önlemek ve bu insanların kaderini korumak için daha fazla müzakere etmesidir. Bu yasa dışı uçuşlara müdahil olan bazı hava yolu şirketlerinin faaliyetlerine yaptırım uygulamak da mümkündür. Bu ayrıca, Polonyalı ve Litvanyalı ortaklarımızın AB dışındaki sınırlarını korumalarına yardımcı olmayı da içeriyor. Son bulursa eğer insani yardım sağlamaya hazırız ve elbette Belarus'tan ülkelerine dönüş için de onlara yardım edebiliriz. Ama şimdi onlar (geçmenler) yoksul insanların sırtından siyaset yapan bir diktatörün ülkesindeler.
Rûdaw: Bu AB liderlerinin çoğunun ortak görüşü. Ama şu an mülteciler ne Minsk’e geri dönebiliyor, ne de Polonya’ya geçebiliyor, o arada sıkışıp kalmışlar. Peki sizce çözüm nedir?
Michael Kretschmer: İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi vardır. Bu insanların gelmesine izin vermek, bu insanlara insani yardımda bulunmak ve onlara yer bulmak elbette Belarus ülkesinin görevidir. Bir Iraklının Belarus'a turist olarak gelmediğini, kendilerine verilen vaatler ile geldiğini bilmeliler. Belarus hükümeti bu gerçeğin farkında, çünkü bu ülkede olan her şeyden Belarus hükümeti sorumludur.
Rûdaw: Fakat bir süredir bazıları Almanya ve AB’nin Türkiye ile yaptığı anlaşmanın aynısını Belarus ile de yapması gerektiğini söylüyor. Siz ne diyorsunuz?
Michael Kretschmer: Belarus ile Türkiye arasında fark var. Türkiye, Asya, Kuzey Afrika ve Afganistan gibi dünyanın birçok yerinde kriz içinde olan ve sorunlar yaşayan birçok bölgeye yakın sınırda olan küresel bir bölge durumundadır. Bu yüzden birçok insan aynı bağlantıda Türkiye'ye geliyor. Soru şu; Türkiye sınırları korumamıza yardım ediyor mu? Bu insanlara yer bulmak başka, hava yoluyla seyahat etmelerine izin vermek başka bir mesele. Hayır, Belarus ile anlaşmaya hazır değiliz. Belarus ile sınırlarımızı savunacağız, kontrol noktaları kuracağız ve yakın gelecekte bu diktatörlüğü durdurmaya, iktidardan vazgeçmesi için çalışacağız.
Rûdaw: Avrupa ülkelerinin çoğu Belarus’a yaptırımların arttırlması ve cezaların arttırılmasını destekliyor. Siz de aynı şey, mi destekliyorsunuz?
Michael Kretschmer: Evet elbette.
Rûdaw: Bu cezalar ne olur?
Michael Kretschmer: Bunu yapanların tümden AB'ye seyahat edemez. Bu yasa dışı faaliyete dahil olan ve bu kişilerden para alan şirketler de mali yaptırımlara tabi tutulacak. Önümüzde birçok seçenek var. AB bu savaşı kazanmalı. Sonuç olarak bu, Belarus diktatörü tarafından ihlal edilen insanlığa, hukukun üstünlüğüne ve insan onuruna bağlılıktır.
Rûdaw: Birleşmiş Milletler Gene Kurulu bu gündemle toplanıyor. Merkel konu hakkında Putin ile görüştü. Tüm bunlar durumu etkiler mi? Herhalde bu insanların sınırda soğuktan ölmesi beklenemez.
Michael Kretschmer: Rusya Devlet Başkjanı ile bu konuda görüşen Almanya şansölyesine çok teşekkür ediyoırum. Hepimiz Belarus diktatörünü durdurmak için müzakere ediyoruz. Bu stratejinin ve suç eyleminin son bulması ve şu anda Belarus'ta soğuklarla boğuşan ama ülkelerine dönmek isteyenlere yardım için hepimiz işbirliğine hazırız.
Rûdaw: Sayın Başbakan, bazı göçmenlerin ellerinde herhangi bir belge yok. Bu konuda da bir çözüm bulmak için Lukaşenko ile görüşebilir misiniz?
Michael Kretschmer: Bu sorumluluk Belarus hükümetine aittir. Irak'tan hiç kimsenin Belarus'a tesadüfen gelmediği açıktır. Bence çok az insan bu ülkenin var olduğunu biliyordu. Bu yüzden nedenleri ve sonuçları çok açıktır ve bu soruna bir çözüm bulunmalıdır.
Rûdaw: Peki sayın Başbakan, göçmenlere, özellikle de Avrupa’ya gelmek isteyen Irak ve Kürdistan Bölgesi vatandaşlarına mesajınız nedir?
Michael Kretschmer: Burada bir gelecekleri yok. Çok tehlikeli ve sancılı bir şekilde Avrupa'ya gelip iltica başvurusunda bulunmaya kalkarlarsa yüzde yüz ülkelerine geri dönmek zorunda kalırlar. Avrupa'ya mesleki olarak gelmek isteyen ya da dil bilen ve meslek öğrenmiş biri gibi gelmenin başka yolları da var. Kürdistan Bölgesi gibi ülkelerinde bir gelecek inşa etmeleri için fırsatları var. Artık Kürdistan Özerk Bölgesi’nde daha iyi bir gelecek inşa etme fırsatlarıı var. Sonu pek hoş olmayan suç ve tehlikeyle dolu yollardan geçerek bu şekilde hayatınızı riske atmayın.
Rûdaw: Başka bir sorum olacak. Siz sınırda mahsur kalan göçmenlerin bir kısmını kabul etmek için Berlin’e herhangi bir talepte bulunmayı düşünüyor musunuz?
Michael Kretschmer: Hayır, Belarus’taki diktatör yönetimin bu çabalarının sona erdirmesinden sonra, biz federal hükümet olarak Belarus'ta mahsur kalanlara barınma, sağlama ve ardından ülkelerine dönmelerine yardım etmeye hazırız.
Rûdaw: Sayın Başbakan, Plonya sınırdaki göçmenler konusunda AB yasalaırna göre hareket etmiyor. Sizce bu kabul edilebilir bir durum mu?
Michael Kretschmer: Burada bir ülke AB, sınırlarını koruyor, kimin sınırı geçebileceğini ve kimin geçemeyeceğini açıkça tanımlıyor. Burada mesele bir ülkenin suçu ve bir devletin terörüdür. Bu nedenle, sonuçlarına göre yaklaşım sergilenmelidir.
Rûdaw: Yani size göre Polonya’nın Belarus üzerinden gelen göçmenleri ülkelerine geri göndermesi doğru bir yaklaşım?
Michael Kretschmer: Her kararla ilgili fikrimi belirtmek istemiyorum ve genellikle hiçbir sorun olmadığını varsayarak bilmediğim bir konuda görüş belirtmek istemiyorum. Çünkü bunun çok gerekli olduğunu herkes biliyor.
Rûdaw: Eyaletinizin içişleri yetkililerinden edindiğim verilere göre Ağustos ayından bu güne kadar 9 binden fazla göçmen Belarus üzerinden Polonya’ya ve oradan buraya geçmiş durumda. Bu göçmenleri kaderi ne olacak?
Michael Kretschmer: Önce karantinada kalmaları ve sağlık testinden geçmeleri gerekiyor. Daha sonra Almanya'nın bölgeleri üzerine dağıtılıyorlar. Almanya büyük bir ülke. Daha sonra iltica hakları gündeme geldiğinde çoğunun, yani sığınma başvurularının yüzde yüzü reddediliyor ve Almanya'dan kendi ülkelerine gönderiliyor.
Rûdaw: Yani Irak ve Kürdistan Bölgesi’nden gelenler de iltica hakkı elde edemiyor mu?
Michael Kretschmer: Hayır. Almanya'ya bu yoldan gelenlere iltica hakkı verilmiyor.
Rûdaw: Peki tamam. Bazı Avrupa ülkelerinin bu göçmenlerden bazılarını almak istediği söyleniyor. Bu doğru mu?
Michael Kretschmer: Hayır.
Rûdaw: Göçmen sorununun sürüyor olması AB’nin bu konuda ortak bir politika sahibi olmasından kaynaklanmıyor mu?
Michael Kretschmer: Bu soru için; her zaman belirli bir göç oranı olacaktır. Akdeniz'de olanlarla Beyaz Rusya'da olanları birbirinden ayırmalıyız. AB bağlamında, bizce doğru olan karar budur. Ama Belarus'ta gördüğümüz şey, suç enerjisi ve devlet terörünün uyguladığı bir ekonomi projesidir. Bu nedenle, belirli koşullar ışığında hareket etmeliyiz. Burada söz konusu olan, mültecilerin korunması konusunda işbirliği yapmamak veya aynı kaygıları taşımamak değil, aynı zamanda AB sınırlarını koruyan ülkelerle aynı endişeleri de taşımalıyız. Bu olmazsa herkes gelebilir diyebiliriz. İnsanlar doğrudan Almanya veya diğer AB bölgeleri üzerinden seyahat edebilir, ancak bu şekilde değil. Onlar bunu yapmıyor çünkü mültecileri kabul etme kapasitemiz sınırlıdır. Sadece yerinden edilenleri, hayatları risk altında olanları veya siyasi, cinsiyetçi nedenlerle sığınma hakkı talep eden kişileri kabul edebiliriz. Ancak ülkelerini farklı nedenlerle bir şekilde terk edenleri değil, bu şartlar çok az kişiyi kapsıyor.
Rûdaw: Son olarak şunu sormak istiyorum; Polonya Başbakanı AB’den acil toplantı talep etti. Bu toplantıdan ne bnekliyorsunuz?
Michael Kretschmer: Bu işte yer alan kişi ve taraflara ekonomik yaptırım, göçmenlerin geldikleri ülkelerle daha fazla diyalog ve müzakere ve sınırların korunması için yardım ve destek.
Rûdaw: Demek oluyor ki göçmenlerin kabulüne dönük bir karar verilmeyecek?
Michael Kretschmer: Hayır, göçmenler kabul edilmeyecek ve bu mümkün değil çünkü bu yapılırsa önümüzdeki hafta daha fazla göçmen gelecek. Bu sadece bir süreç, sınırlar uzun süre kapalı kalır ve sınırlardak geçiş durdurulursa sona erer.
Rûdaw: Sizce Rusya’nın tavrı Belarus’u etkiler mi?
Michael Kretschmer: Bunu bilemiyoruz. Ancak diyalog geliştirilmesi önemlidir.
Rûdaw: Sayın Başbakan bu kısa ve öz söyleşi için çok teşekkür ediyoruz.