‘CHP olarak ÖSO ile görüşmeyeceğiz, bizim için tek meşru aktör Beşar Esad’
CHP Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve CHP MYK Üyesi Prof. Dr. İlhan Uzgel, CHP için Suriye’de meşru aktörün Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile yönetimi olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin Suriye politikasının en başından beri yanlış olduğunu kaydeden Prof. Dr. İlhan Uzgel, “Komşu devlette rejim değiştirmeye çabalamamak, Türkiye'ye sınırı kapatmak, savaşın dışında kalmak ve etkilerini azaltmaya çalışmak lazımdı. Bunların hiçbiri yapılmadı” değerlendirmesinde bulundu.
CHP’nin Esad ile görüşmesine yönelik bir takvimin olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Uzgel, “Erdoğan'ın Esad ile görüşmesine karşı değiliz. Bir normalleşmeyi savunuyoruz, tüm komşu ülkelerle görüşmeyi savunuyoruz” dedi.
Eski ismi Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), şimdiki ismi Milli Suriye Ordusu olan yapıyla görüşmeyeceklerini kaydeden Prof. Uzgel, “Şu an ana muhalefet partisi olarak ÖSO ile görüşmek gibi bir önceliğimiz yok. Meşru aktör olan Esad ile görüşmeyi tercih ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Uzgel ayrıca Rojava Özerk Yönetimi’nde iktidar olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile de görüşmeyeceğini belirterek “Beşar Esad’ın dışında kimse ile görüşmeyeceğiz ve oturmayacağız. Bizim için Suriye’deki meşru güç Suriye rejimi ve Beşar Esad’dır” dedi.
Suriye’de büyük aktörlerle de görüşülmesi gerektiğini dile getiren Prof. Uzgel, “Suriye’de büyük işler de var Amerika ve Rusya'yla, yani bunu uluslararası boyutuna angaje olmadan Suriye krizi çözülemez. Gerektiğinde İran'la da görüşülür gerektiğinde Amerika ile ve Rusya’yla da görüşülür” dedi.
CHP Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Uzgel’in Rûdaw’dan Mehmet Salih Bedirxan’a verdiği yanıtlar şöyle:
Rûdaw: “Türkiye'nin Ortadoğu politikası, Suriye politikası çöktü” demiştiniz. Halka nerede koptu?
Prof. Dr. İlhan Uzgel: Halka en başından koptu. En başından beri bu politika yanlıştı. Komşu bir ülkede, elindeki tüm olanaklarla Amerika'yla birlikte rejim değiştirmeye çalışmak başlangıç olarak yanlıştı. Bu, dış politika tercihi olarak çok yanlıştı. Sonrasında her şey yanlış gitti. Temel sorun, siyasetin başlangıç noktasında gerçekçi olmayan, Türkiye'ye ve bölge halklarına fayda sağlamayacak bir siyaset girişimiydi.
Rûdaw: Suriye meselesinde ne yapılması gerekirdi?
Prof. Dr. İlhan Uzgel: Bu çok eski bir tartışma. O aşamaları çok geçtik. Komşu devlette rejim değiştirmeye çabalamamak, Türkiye'ye sınırı kapatmak, savaşın dışında kalmak ve etkilerini azaltmaya çalışmak lazımdı. Bunların hiçbiri yapılmadı. Bunun yerine bir rejim devirme projesi izlendi ve bu da başarısız oldu. Yerine Müslüman Kardeşler getirilecekti, o proje de başarısız kaldı.
Rûdaw: Beşar Esad’ın Sayın Özgür Özel’in görüşme talebini kabul ettiği yönünde basına haberler yansıdı. Bu görüşme ne zaman gerçekleşir? Size bildirilen bir tarih var mı?
Prof. Dr. İlhan Uzgel: Henüz net bir tarih yok. Talebimizi resmi ve yarı resmi kanallardan ilettik. Esad yönetimi bunu biliyor ve cevap bekliyoruz. Onlar da kendi içlerinde değerlendiriyorlar. Çok fazla faktör var ve dönem çok hassas. Avrupa'ya yapılacak bir ziyaret gibi işlemiyor süreç. Dolayısıyla biraz daha zaman alabilir diye düşünüyoruz. İşin içinde bir de Erdoğan’ın da görüşme ihtimali var, Erdoğan da görüşmek istiyor. Rusya'nın da İran'ın da etkisi var. Bütün bu faktörlerin içinde bir süreç izlemeye çalışıyoruz. Esad yönetimi de bütün bu unsurları göz önünde bulunduruyor. Bu nedenle süreç biraz zaman alabiliyor.
Rûdaw: Görüşme masasında neler olacak?
Prof. Dr. İlhan Uzgel: AKP hükümeti Suriye konusunda hiçbir adım atmıyor veya atamıyor. Suriye meselesinin nasıl çözüleceğine dair toplum ve kamuoyuna bir şey söylenmiyor. Bir planı yokmuş gibi görünüyor. Ne ÖSO ile ne yapacağına dair bir şeyi var, ne İdlib’i ne yapacağına dair bir planı var. Bir tek Esad ile görüşmek için görüşülmez, neyin nasıl görüşüleceğine dair net öneriler olması lazım. Biz de bu tıkanıklığı aşabilir miyiz diye bir girişimde bulunuyoruz.
Rûdaw: Esad'ın, Türkiye askerlerinin çekilmesi hususunda Erdoğan'la görüşebileceğini belirttiği bir açıklama oldu. Neler diyeceksiniz?
Prof. Dr. İlhan Uzgel: Çok riskli bir ön koşul. Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamalarında bu ön koşul vardı. Tabii ki asker çekme için de görüşmek gerekiyor. Erdoğan'ın Esad ile görüşmesine karşı değiliz. Bir normalleşmeyi savunuyoruz, tüm komşu ülkelerle görüşmeyi savunuyoruz. Esad'ın bu ön koşulu uzun süredir var ama yine de ilk görüşmenin karşılıklı yüz yüze görüşmenin önemli ve gerekli olduğunu hala savunuyoruz.
Rûdaw: ÖSO’ya değindiniz; özellikle Kayseri’deki olaylardan sonra. Malumunuz ÖSO da Suriye’nin kuzeyinde etkin bir faktör. ÖSO ile görüşme gibi bir planınız var mı?
Prof. Dr. İlhan Uzgel: Hayır, Türkiye istihbaratının kontrolünde bir silahlı grup ve maaşlarını Türkiye devleti ödüyor. Bu tür bir yapılanmayı doğru bulmuyoruz. İktidara gelirsek, bu konuyu özel olarak çalışacağız ve bu konuda hazırlıklarımızı yapıyoruz. Buna bir çözüm bulmamız gerekecek. Burada Suriye hükümeti ile tabi ki görüşmek gerekir, AKP iktidarlarının bize bıraktığı zorlu ve karmaşık bir politika mirası olacaktır bu. Şu an ana muhalefet partisi olarak ÖSO ile görüşmek gibi bir önceliğimiz yok. Meşru aktör olan Esad ile görüşmeyi tercih ediyoruz.
Rûdaw: AK Parti 2013 yılında PYD lideri Salih Müslim ile görüşmeler yaptı. Eğer CHP iktidar olursa PYD ile görüşecek mi?
Prof. Dr. İlhan Uzgel: Size şunu açıkça söyleyeyim: Beşar Esad’ın dışında kimse ile görüşmeyeceğiz ve oturmayacağız. Bizim için Suriye’deki meşru güç Suriye rejimi ve Beşar Esad’dır.
Rûdaw: CHP Suriye krizinin çözümünü nasıl görüyor?
Prof. Dr. İlhan Uzgel: Bu konuda birkaç anahtar var. Birincisi Esad ile görüşmek. İkincisi Suriye maalesef komşu bir ülke ama Esad’tan ibaret değil. Suriye’de büyük işler de var Amerika ve Rusya'yla, yani bunu uluslararası boyutuna angaje olmadan Suriye krizi çözülemez. Gerektiğinde İran'la da görüşülür gerektiğinde Amerika ile ve Rusya’yla da görüşülür. Bütün aktörlerle angaje olup onların pozisyonunu anlayıp Suriye için genel bir çözüm gerekir. Dolaysıyla bunun ilk boyutu Esad ile görüşmektir onun ötesinde uluslararası aktörler de Avrupa Birliği’ni de işin içine katarak, sığınmacı meselesi ve diğer insani sorunlar olsun, tüm aktörlerle birlikte çözülmeli. Suriye üzerinde tam hâkimiyet sağlayamamış bir liderle bütün Suriye politikasını çözmek de zordur.