KYB Başkanı Talabani’den Rûdaw’a: Kürdistan’ın dört parçasına hizmet etmek istiyorum
Rûdaw TV''nin deneyimli sunucusu Şaho Emin, Süleymaniye'de Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Başkanı Bafıl Talabani’ye konuk oldu ve kendisi ile bir gün geçirdi.
Babası merhum Celal Talabani'nin vefatından sonra, 2020’de düzenlenen 4’üncü Kongre’de kuzeni Lahur Şeyh Cengi ile partinin Eş Başkanı seçilen Talabani, daha sonra parti içerisinde yaşanan çelişki ve ayrışmaların ardından Başkan oldu.
Bafıl Talabani özel hayatı, partisinin içinde bulunduğu durum, Kürdistan Demokrat Partisi ile ilişkileri, Kürdistan Bölgesi ve Irak'ta yaşanan gelişmeler hakkında özel açıklamalarda bulundu.
Kürdistan Bölgesi’nde "adem-i merkeziyetçilik talep ettiklerini ve iki başlı yönetime karşı olduklarını” belirten Talabani, "tüm sınırlardan gelen gelirler ve vergiler toplanıp adil bir şekilde dağıtılsın” çağrısında bulundu. Talabani, KYB olarak sorunları çözmek için KDP ile her türlü görüşmeye hazır olduklarını söyledi.
KYB Başkanı Bafıl Talabani’nin Rûdaw ile yaptığı söyleşinin özeti:
Rûdaw: Burası kendi eviniz mi?
Bafıl Talabani: Evet ama bir tarafı ofis.
Rûdaw: Yani burada mı yaşıyorsunuz?
Bafıl Talabani: Evet, burada yaşıyorum. Çoğunlukla buradayım. Annemler yukarı katta. Bu duvarda gördüğün resimler... Annem, Kürdistan’ın dört parçasındaki sanatçılara büyük destek verirdi. Yeri gelmişken biz bu konuda biraz ihmalkarlık yaptık, bizim de bunu devam ettirmemiz lazım.
Rûdaw: Bu gördüğüm şeylerin çoğunu Hêro Hanım mı topladı?
Bafıl Talabani: Bunların çoğu Kürt, Suriye Kürdü, Türkiye Kürdü, Irak Kürdü ve buranın Kürdü, dört parçanın Kürtleri. Bu kişilere çok destekçi oldu.
Rûdaw: Sade ve mütevazı bir eviniz var, eşyaların bazısı eskidiği hâlde değiştirilmemiş. Bu dikkatimi çekti.
Bafıl Talabani: Değiştirmek istemiyoruz. Babam burada yaşadı, Hêro Hanım burada yaşadı. Buraya karışmaktansa başka bir ofiste çalışmayı tercih ederim. Hem ben hem annem buranın böyle kalmasını istiyoruz.
Rûdaw: İsminiz konusunda bir karışıklık var. Size gelen bazı hediyelerin üzerinde “Pavel” diye yazdığını görüyorum. İsminizin doğru yazılımı ne?
Bafıl Talabani: Bafıl Talabani, evet öyle. İsmim Bafıl. Pavel’in nereden geldiğini dahi bilmiyorum.
Rûdaw: Bağdat’a çok gidiyorsunuz. Arapçanızın nasıl olduğunu merak ediyorum.
Bafıl Talabani: Arapçam… Şimdi daha iyi anlamaya başlıyorum fakat henüz konuşamıyorum. Konuşmaya çekiniyorum biraz. Çocukluğumda bana büyük bir haksızlık yaptılar. Küçükken Arapçam çok iyiydi. Annem, Suriye’de olduğumuz zaman çocuklarla sokakta oynadığında kimse Suriyeli olmadığını anlamazdı diyor. Kürtçeyi unutmayalım diye o kadar üzerinde durdular ki maalesef Arapçayı unuttuk.
Rûdaw: Kak Kubad (Kardeşi Kubad Talabani) ile aranız nasıl?
Bafıl Talabani: Çok çok iyi. Bana en yakın kişi. En yakın arkadaşım. Sanırım hayatımız boyunca hiç kavga etmedik.
Rûdaw: Şam’da yaşadınız, Londra’dan Bağdat’a geçtiniz, şimdi de Süleymaniye’de yaşıyorsunuz. Sizin için güzel olan şehir hangisi?
Bafıl Talabani: Süleymaniye’yi seviyorum. Şimdi yolculuğa çıktığımda da bir iki günden sonra Süleymaniye’yi özlüyor ve geri dönmek istiyorum. Gönlüm burada. Aklım halkta ve işlerimde. Şimdi çok az yolculuk yapıyorum. Yolculuklarım da iş maksatlı. Şimdi burada çok rahatım.
Rûdaw: Halkla aranızda duvarlar var mı?
Bafıl Talabani: Hayır, duvarları sevmiyorum fakat bazen bana sorun yarattılar. Protokol işlerini pek sevmem. Geceleri insanlar beni arardı, numaramı nereden bulduklarını bilmiyorum. Ben de herkese cevap veririm, verirdim daha doğrusu fakat şimdi öyle yapmıyorum. Sonrasında bir güvenlik ajansının numaramı yaydığı ortaya çıktı. Bir gece çok arama geldi bana, meselenin ne olduğunu anlayamadım. İnsanlar kasten arayıp benimle konuşmak istiyordu. Bunlar telefonları açmamama neden oldu. Şimdi bilmediğim numaralara kesinlikle cevap vermiyorum. Bunun için de bir şey yaptık. Bir hotline sistemi hazırladık. İnşallah bir iki günlük süre zarfında çalışmaya başlayacak. Şimi sorunu olan biri benimle konuşamayacak, hotline sistemi ile iletişim kuracak. Kimin yardıma ihtiyacı varsa, nerede bir haksızlık veya yolsuzluk varsa buradan öğreneceğiz. Bu yüzden bu hotline sisteminin bir an önce aktifleşmesini istiyorum.
Rûdaw: Dr. Latif Reşid şu anda Irak Cumhurbaşkanı. Bazıları Dr. Abdüllatif olarak tanındığını söylüyor. Siz de tatlı bir Londra telaffuzuyla Kak Latif diyorsunuz. Bu farklı isimlendirme ne anlama geliyor? Hangisi doğru?
Bafıl Talabani: Bildiğin gibi uzun süre İngiltere’de yaşadık. Çok uzun süre Kak Latif ve Şanaz Hanım (Latif Reşid’in eşi) ile yaşadım. Onu Kak Latif olarak biliyoruz. Eğer Kak Abdüllatif demek istiyorlarsa benim açımdan sorun yok. Kendisi için de sorun olacağını düşünmüyorum.
Rûdaw: Dr. Latif Reşid’in KYB’li olduğuna şüphe yok fakat şimdi onunla sık görüşüyorsunuz, ona çok önem veriyorsunuz ve onu politbüro toplantısına götürüyorsunuz. Aranızdaki bağları sıklaştırmak mı istiyorsunuz?
Bafıl Talabani: Buna gerek yok, bunu yapmama gerek yok. Kak Latif ilk günden beri Mam Celal’le birlikteydi. Kak Latif’in KYB’nin kurucularından olduğu söylenebilir. Ona biraz haksızlık yapılmış, tabii bana da. Bence bunu yapmama gerek yok. Kak Latif’in ne derecede KYB’li olduğu herkesçe biliniyor. Şanaz Hanım’ın ne derecede KYB’li olduğu herkesçe biliniyor. Doğrusu, buna çok odaklanmak istemiyorum. Kak Latif’in buranın durumunu daha iyiye götürecek bir şeyler yapmasını istiyorum. Belki Kak Latif, bu ne kadar KYB’li bu ne kadar KDP’li tartışması yerine bizi biraz yakınlaştırır. Bence Kak Latif’in tarafları birbirine yaklaştırmamızda pay sahibi olması daha önemli. Bence kendisinin buna odaklanması daha doğru olur.
Rûdaw: Bana da yapılmış dediğiniz haksızlık ne?
Bafıl Talabani: Bu bir şaka. KYB’yi kurmaya karar verdikleri toplantıların birinde ben de vardım, iki üç yaşındaydım. Annem bana patates kızartmıştı. Patateslerimi yediler. Ben ve Kak Latif’in adı KYB kurucuları arasında yok. Ben oradaydım ve kaç yaşında olmamız gerektiği falan yazılmamıştı. Bundan dolayı orada haksızlık yapıldı diyorum. Ben KYB’nin kurucularındanım çünkü o toplantıdaydım.
Rûdaw: Başkan Barzani ile aranız nasıl? Mam Celal ve Başkan Barzani çok iyi ve samimi dostlardı. Bu ülkenin birçok sorununu birlikte çözdüler.
Bafıl Talabani: Evet, öyle. Eğer bizi rahat bıraksalar aramız çok çok iyi. Fakat Kak Mesud ile aramızın iyi olmasını istemeyen bir taraf olduğunu hissediyorum. Çok çabaladım, 10-15 defa yanına gittim. Onlarca kez aradık birbirimizi fakat maalesef işler olması gerektiğini düşündüğüm gibi yürümüyor. Eminim ki sebebi sayın Başkan değil fakat öyle olmasını isteyen bir kesim var.
Rûdaw: KDP ile aranız neden kötü?
Bafıl Talabani: Bu çok çok önemli bir soru. Doğrusunu isterseniz hepimiz çabaladık ve çabalıyoruz. En az 16 defa Sayın Kak Mesud’u ziyaret ettim. Kaç heyetimiz KDP’li kardeşlerimizi ziyarete gitti. Onlarca kez telefonla görüştük. Onlarca kez çabaladık. KDP ile aramızda bir birbirini anlamama sorunu var. İlk başta da şimdi de işin işinde başka bir “el”in olduğunu düşünüyorum.
Rûdaw: İç el mi dış el mi?
Bafıl Talabani: Bilmiyorum. Bir kısmı içte. Fakat önemli olan şu: Durumun böyle olmasını istiyor muyuz istemiyor muyuz? Ben sorunun çözümünü arıyorum. KDP ile milletimize hizmet etmek istiyoruz, hükümetimizin güçlü olmasını ve tüm tarafların hükümeti olmasını istiyoruz, hükümetin her tarafa hizmet etmesini istiyoruz. Benim bugün gördüğüm şey: İki başlı bir idare biçimi. Bu yanlış, istediğim bir şey değil. Bunun, duruma hiçbir şekilde katkı sağlayacağını düşünmüyorum. Aslında işler o kadar da zor değil. Halkın ne istediğini, neye ihtiyacı olduğunu artık hepimiz biliyoruz ama maalesef bugüne kadar hükümet içinde iyi bir anlayışa erişemedik.
Rûdaw: Hükümetin ayrım yaptığını söylüyorsunuz. Süleymaniye’nin mevcut bir geliri var. Bu para Süleymaniye için harcanmıyor mu ya da Süleymaniye’ye yetmiyor mu? Süleymaniye’nin gelirine ne oluyor? Mevcut durumda Süleymaniye’nin geliri ne kadar?
Bafıl Talabani: Mevcut durumda Süleymaniye’nin geliri, birkaç icraatımız var. Elimde size verecek rakamlar da var. Süleymaniye’nin geliri bu ay üçe katlandı fakat bu alanda yeni bir sorunumuz var. Örneklerden biri şu: Sınırlarımızdan söz ediliyor. Bu taraftaki sınırın geliri hiçbir zaman diğer taraftaki sınırın geliri kadar olamaz. İran’la sınırımız var. Hacı Omeran’da transit geçişin açılmasıyla büyük bir kayıp oluştu. Bunun dışında şimdi Munziri'den her şey geçiyor. Bunun anlamı ne? Yani Süleymaniye’nin geliri düşüyor. Buna karşın da Erbil’de Türkiye sınırı var. Sadece Erbil’e değil tüm Irak’a oradan geçiliyor. İran sınırı da var, resmi olup olmadığını bilmediğim bir Suriye sınırı da var. Oralarda ne olup bittiğini hepimiz biliyoruz. Peki, bizim sınır gelirimiz nasıl onların sınır geliriyle aynı olsun? Biz, iki ayrı idare değil ademi merkeziyetçilik istedik. Bizim gördüğümüz şey iki başlı bir idare.
Rûdaw: İki başlı idare mi?
Bafıl Talabani: Evet.
Rûdaw: Eğer geliriniz üç katına çıktıysa neden hala…
Bafıl Talabani: Bu sorunun Kak Kubad’a sorulması gerekiyor. Ben bölgeler arasında açık bir ayrım görüyorum. Halk bundan rahatsız. Ben bu durumdan çok rahatsızım. Sizin için bazı veriler hazırladım. Süleymaniye’de 173 şirket iflas etti. Burada 1000 proje durdurulmuş. Ne bir okul ne bir cadde, hiçbir şey yapılmıyor, hepsi durdurulmuş. Cami, cami… Cami yapımını durdurmuşlar. Hiç olmazda camilerimizi yapın. Cami yapımları neden durduruluyor? Burada öyle bir atmosfer yaratılmış ki hiçbir iş yürümüyor, hiçbir proje ve hiçbir şey yapılmıyor. Vergi veren 31 bin şirketin 7 bini Süleymaniye’de. Bunların 4 bini şu anda çalışmıyor çünkü tüm projeleri durdurulmuş. Peki vergimiz nasıl diğer tarafla aynı oluyor? 7 bin şirket 24 bin şirketle aynı vergiyi ödeyebilir mi? Bunda bir mantık yok! Gelin, bütün vergi gelirlerimiz, bütün gümrük vergilerimiz ortak bir fonda toplansın. Biz her şeye hazırız. Yaptığımız hiçbir şeyden korkumuz yok. Tüm gelirler ortak bir merkezde toplanıp adilce dağıtılsın, biz bunun için hazırız.
Rûdaw: KDP içinde Halepçe, Süleymaniye, Germiyan ve Raperin’de toplanan paranın hükümetin hazinesine aktarılması gerektiği oranda verilmediğini söyleyenler var. Buna ilişkin yorumunuz ne?
Bafıl Talabani: Bunun hiçbir doğru tarafı yok. Paralar toplanıp hükümete gönderiliyor. Hükümet için yaptıklarımızla geliri üçe katladık. Ben bu soruya aynı tarzla cevap vermek değil Suriye sınırında ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Sınırdan geçen petrol kime gidiyor? Sınırdan geçen ilaçların parası nereye gidiyor? Birbirimizi suçlamakla bir şey değişmeyecek. Gelirin ortak bir noktada toplanıp adilce dağıtılması kararını alırsak sorun çözülür. Biz hazırız fakat bunun yapılacağını düşünmüyoruz.
Rûdaw: Neden?
Bafıl Talabani: Çünkü bu, rahatlıkla bazı tarafların zararına olabilir. Biz zararlı çıkmayız, biz kendi bölgemiz olarak kazançlı çıkarız.
Rûdaw: Süleymaniye sınır kapılarından gelen şeylerin gümrük kaydı yapılmadığı söyleniyor. Bu doğru mu?
Bafıl Talabani: Buna da inanmıyorum. Tekrarlıyorum, çözüm ortada. Eğer bir şeyleri düzeltmek istiyorlarsa hepimiz toplanalım istiyorum. Tüm gelirler ortak bir yerde toplanıp ve Kürdistan’a adilce dağıtılsın.
Rûdaw: KDP ile bu konuyu konuştunuz mu?
Bafıl Talabani: Evet, konuştuk. Cevap yok. Bu duruma ne zamana kadar tahammül edelim? Hükümet ne için var? Hizmet için var, halkına yardım etmek için var. Hükümet para göndermiyor, geliri eşit dağıtmıyor, öğrenci burslarını vermiyor, Peşmergenin gıdasını göndermiyor, maaş göndermiyor. Emniyet teşkilatının maaşı kesilmiş, yol temizleme parasını ödemiyorlar, onu biz ödüyoruz. Hastanelere ilaç göndermiyorlar, biz veriyoruz.
Rûdaw: KYB’den bir heyetin partileri ziyaret ederek hükümetin bölündüğünü, iki başlı yönetim oluşursa kendilerini şikayet etmemelerini söylediği belirtiliyor.
Bafıl Talabani: Kesinlikle böyle değil. Benim anladığım, durumun gerçekliğini anladıklarıdır. Onlara KYB'nin rahatsızlıklarını anlattılar. Durumun böyle devam edemeyeceğini söylediler.
Rûdaw: Peki çözüm ne?
Bafıl Talabani: Bu federal bir sistem, federal sistemin birçok biçimi var. İki başlı idare olursa çok kötü olur. Ben bunu tercih etmiyorum. Bölgemiz kalmaz ise zararını biz çekeriz. Ama bu durum devam ederse insan gerçekten bu soruyu kendine sormalı. İki başlı yönetim çok kötü anlatılıyor ve kaybedenin Süleymaniye bölgesi olacağına inanılıyor. Vallahi onlar da bizim kadar, hatta daha fazla kaybedecekler. İki-üç basit örnek vereyim; elektrik nereden geliyor? Hepsi burada. Kürdistan'ın petrolü bitti. Birkaç yıl içinde bitecek. Ömrü kısa. Bütün doğal gaz burada. Petrolün rafine edilmesi gerekiyor ki kalitesi yükselsin. Aksine hiçbir kıymeti olmaz. Bu benim çıkarıma değil ama vallahi onların da çıkarına değil.
Rûdaw: Gaz ve elektrik burada derken açık mesajınız nedir?
Bafıl Talabani: Açık mesajım şu ki, ayrılırsak onlar zarar eder, biz değil ama biz ayrılmak istemiyoruz. Hiç kimse bizim sahip olduğumuz sabra sahip değil. Burada neler olduğunu biliyorsunuz, gün geçtikçe güç inşa ediliyor. Mafya adam güvenlik görevlilerini öldürür ve ertesi sabah teğmen olur. Bana söyler misiniz böyle birşey nerede var? Pek çok şahsiyet ve aşiret ismi sayabilirim ama siz problem yaşarsınız. Geçtiğimiz günlerde Erbil'deydim, konsoloslarla görüştüm? Neden? Onlar iç çatışma çıkacak diye korkuyorlardı ama mesajım netti; korkmayın. Konsoloslara emin olun iç savaş çıkmayacak dedim. Onlara siyasi durumu izah ettim. Gerçi izah etmeye de gerek yok. Onlarca yıldır buradalar ve hepsi neler olduğunu biliyor.
Rûdaw: Başbakan Yardımcısı Kubad Talabani bir süredir Bakanlar Kurulu toplantılarına katılmıyor. Bu kendisinin kararı mı, siz mi kendisine söylediniz?
Bafıl Talabani: Vallahi kendisinin kararı.
Rûdaw: Neden katılmıyor?
Bafıl Talabani: Neden katılsın?
Rûdaw: Neden mi? Başbakan Yardımcısı olduğu için.
Bafıl Talabani: Başbakan Yardımcısıdır! Çok açık konuşmamı ister misin?
Rûdaw: Lütfen, buyrun.
Bafıl Talabani: Dünyanın neresinde bir hükümet mafyanın kendi başbakan yardımcısına karşı güç kullanmasına izin verir? Bu nerede olur? İşte bu burada oldu. Biz buna yanıt verdik mi? Hayır. Biz yanlışa yanlışla cevap vermiyoruz. İlk duyduğumda Kubad beyi aradım, durumunu sordum. Ama ona bir şey olmasından korktuğum için değil. Fakat yabancıların bunu bunları bilmesi bizim için ne kadar çirkin bir durum.
Rûdaw: Bunu KDP ile görüştünüz mü?
Bafıl Talabani: Sanırım Kak Kubad görüşünü söyledi. Ayrıca Sayın Kak Mesud'a durumla ilgili bir mektup göndermeyi de görüştük. Ama bizce yabancıların bu konudaki izlenimi bizim için çok kötü. Gazetecilere ve aktivistlere karşı olanlar, ileriye değil geriye gidiyoruz. Neden burada gösteriler oluyor orada olmuyor? Neden bütün muhalifler burada toplanmışlar?
Rûdaw: Hawkar Caf’ın öldürülmesi hakkında konuşalım. (Erbil’de 7 Ekim 2022’de uğradığı silahlı saldırıda öldürülen KYB'nin Zanyari Kurumuna bağlı Anti Terör birimi eski komutanlarından Hawkar Abdullah Resul)
Bafıl Talabani: Çok iyi olur.
Rûdaw: Sizce bu siyasi bir terör müydü?
Bafıl Talabani: Bence siyasi terör ve şahsi bir olaydı.
Rûdaw: Erbil mahkemesi Vahap Halepçe’yi (Terörle Mücadele Genel Müdürü Vahap Halepçe) ifadeye çağırdı. Onu sorumlu tutuyorlar. Eğer sizce suçsuz ise neden mahkemeye gitmiyor?
Bafıl Talabani: Mahkeme tarafsız olmadığı için. Çünkü mahkeme mahkeme değildir. Ahmet Bey ile sık sık Kürdistan'da neden iyi filmler yapılmadığını tartışırdım. Bu filmi izledikten sonra bizim film yapmayı bilmediğimizi anladım. Bollywood filmi gibi. O çocuk mahkemede (tutuklanan şahıs) yargılanmadı, televizyonda yargılandı. Şaho bey bugün Süleymaniye'ye geldiniz, arabalarınızın fotoğraflarını çekebilir ve burada birini öldürdü diyebilirim. Böyle mahkeme mi olur? O videoyu izliyorsunuz, çok fazla hata var.
Rûdaw: 14’üncü KDP Konresi’nde Kürdistan Bölgesi’ndeki tüm taraflara “Yeni bir sayfa açıp sorunlarımızı diyalog yoluyla çözelim” şeklinde çağrı yapılıyor. Siz yeni sayfa açmaya hazır mısınız?
Bafıl Talabani: Evet, biz hazırız.
Rûdaw: Nasıl?
Bafıl Talabani: Güzel, ne istiyorlarsa biz hazırız. Diyalog diyorlarsa diyalog. Ne seviyede ve nerede istiyorlarsa biz hazırız. İsterlerse yabancı bir heyet tanık olarak katılsın isterlerse de biz bize olalım, biz her türlü diyalog için hazırız. İsterlerse Amerika’da görüşelim, hiçbir zaman diyalog kapısını kapatmadık.
Rûdaw: Sizce yeni sayfa nasıl olmalı?
Bafıl Talabani: Bizim karar vermemiz lazım.
Rûdaw: İki tarafın mı?
Bafıl Talabani: Evet, iki tarafın. Yapılan yanlışlara bir son verme kararı alalım. Burası ile Erbil arasında bir adalet olsun istiyorum, bu benim önerim. Tüm gelirleri bir araya getirelim. İstedikleri her sistem için hazırız fakat işler adilce yürütülsün. Hiçbir şahsi talebimiz yok fakat şimdiki durum dayanılacak türden değil. Öğrenci aç, engelli aç, Peşmerge aç, herkes aç. Hepsi de burada aç, neden? Neden bir sabah uyandığımda anti terör maaşının kesilmiş olduğunu göreyim? Bu maaş kesilmiş, şu maaş kesilmiş… Bu nasıl bir ortaklık? Ne hakla bu kararı alırsın?
İlişkilerimizin iyi olmamasından hoşnut değilim. Sosyal medyada bize ne kadar hakaret edildiğine bakın. Yine İbrahim Ahmed’e (dedesi), hatta bazen de Mam Celal’a hakaret etmeye başlamışlar. Bizim onlara karşı tutumumuzu görmenizi istiyorum. Ama Sayın Mele Mustafa’ya, Kak İdris’e, Kak Mesud’a tek laf etmek kimsenin haddine değil? Sosyal medya üzerinden bunu yapan yöneticileri cezalandıracağımızı açıkladım. Biz kendilerine çok saygı duyuyoruz fakat ne zaman ki ilişkiler ilerleyecek olursa bir şey oluyor.
Rûdaw: Başkan Neçirvan Barzani ile ilişkilerinizin çok iyi olduğu âşikar. Bu, KDP ile ilişkilerinizi düzeltmek için bir temel olamaz mı?
Bafıl Talabani: Kak Neçirvan’la iletişimimiz iyi. Bundan birkaç hafta öncesine kadar Sayın Kak Mesud’la iletişimiz de iyiydi. Sayın Kak Mesrur’la olan iletişimim de iyiydi. İlerlememiz için felsefelerini ve çalışma tarzlarını değiştirmeleri lazım. Bu, bir iki kişiyle olmaz KDP stratejisinde değişim olması gerekiyor. Doğru üslup, ittifak, diyalog ve müzakereyle her şeyi yaparız, her seferinde yaptık. KYB taviz vermiş, her seferinde halkımız için taviz vermeye hazır olduk ve şimdi de hazırız. Fakat buna karşılık bir girişim olsun. Olmuyor, üstelik de durdurmuşlar. Kak Neçirvan’ın kendi başına bunu çözebileceğini düşünmüyorum. Aynı şekilde Kak Mesrur’un da tek başına çözebileceğini düşünmüyorum. KDP stratejisinde bir değişikliğe ihtiyaç var. Sadece bize yönelik stratejisinde değil, diğer partilere ve herhangi bir partide yer almayan kişilere, imamlara ve dini liderlere yönelik stratejisinde de. Halka hizmet için genel bir uzlaşıya ihtiyacımız var.
Rûdaw: Geçmişte, PKK’ye yakın birkaç kişi ve hedeflenip öldürüldü. Bunun karşılığında Tükiye’ye yakın parti merkezlerine (Türkmen Cephesi) saldırılar oldu. Bu sorun çözüldü mü?
Bafıl Talabani: Bu sorun kolayca çözülecek türden değil fakat bildiğim kadarıyla tüm taraflar çözüm için çabaladı.
Rûdaw: Parti içinde Dr. Berhem için öneriniz ne?
Bafıl Talabani: Yaptığı şeylere karşın Dr. Berhem hâla genç. Hâlen yapabileceği çok şey var ve ne isterse destekçisi oluruz.
Rûdaw: Peki, onun için ne yapıyorsunuz?
Bafıl Talabani: Kendi istediklerini yapmasını istiyorum. Dr. Berhem her şeyden önce arkadaşım. Dr. Berhem’in zor bir durumda çalıştığını düşünüyorum. Onun istediği şeyleri yapmak durumundayız. Arkadaşlarımı asla terk etmem.
Rûdaw: Lahor Şeyh Cengi, akrabalığın yanı sıra arkadaşınız mıydı?
Bafıl Talabani: Kesinlikle
Rûdaw: Hanginiz bu arkadaşlığı bitirdi?
Bafıl Talabani: Doğal olarak bu konuyu uzun süre düşünmüyoruz. Kendileriyle diyaloğumuz yok. Kendileri, aşmamaları gereken bir sınırın ötesine geçtiler. Sorunu farklı bir yolla çözebilirdim fakat yapmadım.
Rûdaw: Yani arkadaşlığınız bitmiş mi oldu?
Bafıl Talabani: Bitti, tüm ilişkimiz bitti. Tüm kırmızı çizgileri aştılar. Defalarca dediğimiz gibi: Kovulanlar kovuldu. “Bir milyon yıl sonra dönebilirler” dedim. Henüz bir yıl geçti. 999 bin yıl sonra KYB’ye dönebilirler.
Rûdaw: Lahor Cengi; Kasım Süleymani’nin, “Berhem Salih’i KYB başkanı, Bafıl Talabani’yi de yardımcısı yapacağım” dediğini ama kendisinin buna izin vermediğini söylüyor. Bu doğru mu?
Bafıl Talabani: Doğrusu Kak Lahor’un söylemlerine kulak asmıyorum. İstediğini söyleyebilir. Churchill, “Havlayan köpeğe durup taş atarsan, hedefine asla ulaşamazsın” der. Benim politikam böyle.
Rûdaw: Yani hep önünüze mi bakarsınız?
Bafıl Talabani: Hep önüme bakarım, dönüp arkama bakmam. Neden mi? Çünkü geriye doğru gitmiyorum. O aşama tamamlanmış zaten. Bir fırsatları vardı fakat bunu teptiler.
Rûdaw: Zehirlenme sorununa ne oldu?
Bafıl Talabani: Yanımda duruyor.
Rûdaw: Zehir mi sorun mu?
Bafıl Talabani: Sorun. Unuttuğumu düşünüyorlar.
Rûdaw: Fakat temiz kalpli biri olarak tanınıyorsunuz?
Bafıl Talabani: Temiz kalpliyim fakat akılsız değilim. Temiz kalpli olmak hoşuma gidiyor. Mam Celal, “Oğlum sen benim yüreğimi taşıyorsun” derdi.
Rûdaw: Mam Celal mi öyle diyordu?
Bafıl Talabani: Evet.
Rûdaw: En büyük amacınız ne?
Bafıl Talabani: Halkıma hizmet etmek istiyorum. Halkım derken Kürdistan’ın dört parçasını kastediyorum. Hiçbir halk, Kürt halkının durumunda değil. 45-50 milyon nüfuslu bir halk hâlen ortak bir sese sahip değil ve bir arada duramıyor. Bakın 45-50 milyon bir araya gelirse, ne Amerika ne de başka bir ülke, hiç kimse bu halkı engelleyemez. Kim 50 milyonun karşısına çıkabilir? Hiç kimse. Sorunumuz: Örgütlenememek, büyük amaçlar için küçük sorunları ortadan kaldıramamak. Partileri bir kenara bırakıp partilerden daha büyük amaçlar için bir araya gelmeliyiz. Diğer ülkeler gibi böyle bir şeyi yapabileceğimizi düşünüyorum fakat bu dar zihniyetle düşünüp bu şekilde siyaset yaparsak dünyadaki Kürtler perişan olmaya devam edecek.
Rûdaw: Sizinle bir gün geçirdim. Mütevazı, rahat ve sade bir kişiliğiniz var. Çok teşekkürler.
Bafıl Talabani: Ben şahsınıza teşekkür ediyorum. Bildiğiniz gibi sorularınızı önceden görebilirdim fakat bunu istemedim. Sorularınızı içtenlikle ve rahatça cevaplamak istedim. Bu röportajı görenlerden bunu olduğu gibi almalarını istiyorum. KYB’yi anlamalarını istiyorum. KYB’yi anlarlarsa her sorunun bir çözümü olur. Bu yüzden böyle samimi konuşmak istedim. Amacım bir kişiyi veya tarafı incitmek değil, KYB’nin Kürdistan, halkımız ve milletimiz için her türlü tavizi vermeye hazır olduğunu ifade etmekti. İnşallah KDP bu kongresinden sonra parti siyasetini kontrol eder. Belki milletimize daha iyi bir hizmet verme şansımız olur.
Şahsınıza ve kanalınıza teşekkür ediyorum. Sizi görmekten mutluluk duydum.
Rûdaw: Sizinle görüşmek bizim için de güzel bir fırsattı.
Bafıl Talabani: Teşekkürler.