Şeyh Said’in torunu: Kürtler’in de devleti olmalı

Şeyh Said’in torunu Muhammed Dara Akar, “Kürtler’in de bir devleti ve bir statüsü olmalıdır. Buna en yakın yer Güney Kürdistan’dır. Kuzey için ise düşüncem şudur: Türkler ile Kürtlerin yarattığı bir birlikte yaşam  geleneği var. Bu birlikte yaşam zedelenmeden bir çözüm bulunabilir” dedi.

 

 

Azadi Hareketi üyesi Akar, “Kimsenin Allah ile ilişkisini sorgulama hakkımız yok. Kapımız ateist Kürtlere de açık” dedi.

 

 

Akar ile Azadi Hareketi’ni, dedesi Şeyh Said’in Kürtler hakkındaki taleplerini konuştuk.

 

 

Azadi önce inisiyatif, sonra hareket olarak örgütlendi. Hangi kriterler üzerinden örgütleniyorsunuz?

 

 

Dile getireceklerim benim kişisel görüşlerim. Biz, Ahmedê Xanî, Şeyh Ubeydullahî Nehrî, Şeyh Said, Agıri, Dersîm ve Melê Mustafa Barzani’den günümüze gelen bir geleneğe  sahip çıkıyoruz. Bir taraftan bu geleneğe sahip çıkmaya,  diğer taraftan da zamana uygun bir siyaset üretmeye çalışıyoruz. Gelenek üzerinden yeni bir anlayışı inşa etmeye çalışıyoruz. Azadi hareketi küçük küçük grupların, cemaatlerin, farklı İslami grupların kendi dünyalarında tartıştıkları düşüncelerin ortaklaşması sonucu oluştu.

 

Hangi cemaatler yer alıyor?

 

Ağırlıklı olarak Kürt- İslami anlayışa sahip gruplardır. Dili, dini değerleri ve kimliği yasaklanmış, onuru ayaklar altına alınmış bir halkın  sesi ve  çığlığı olmak istiyoruz.

 

 

Diğer Kürt siyasetleri de  “dili, kimliği yasaklanan bir halkın” haklarını savunuyor? Sizin farkınız ne?

 

Hem fikri manada hem de yöntemde farklarımız var. İslami ve geleneksel değerlerine önem veren toplum kesimlerini temsil etmeyi düşünüyoruz. Sivil ve çoğulcu bir anlayışı benimsiyoruz. Ancak bizim gibi düşünmeyenlere de saygılıyız.

 

 

Alevi Kürtler bu tablonun neresinde?

 

 

Coğrafyamızdaki bütün değerlere sahip çıkıyoruz. Alevi halkı mazlum bir halktır. Asırlar boyu acı çektiler. Kerbela ruhu zulme direniş ruhudur. Kerbela ruhu ile Alevi kardeşlerimizi kucaklayacağız. Şeyh Said  Efendi‘de Aleviler’i  ortak mücadeleye davet etmiştir.

 

 

Ateist Kürtlere mesafeniz nedir?

 

 

İnanç meselesi bireye ait bir meseledir. Ne kınarız, ne de kınamaya haddimiz ve hakkımız vardır. İlkemizi benimseyen herkes Azadi Hareketi’nde yer alabilir. Ateist Kürtler’e de kapımız açık. Kimsenin Allah ile bağını sorgulayamayız. 1925 yılındaki Azadi’nin içinde seküler  Kürtler de , modernist kadrolar da vardı.

 

 

Türkiye’de yaşayan Kürtler, federasyon, özerklik, bağımsızlık gibi statüler istiyor.  Azadi  Hareketi’nin Kürtler için talebi nedir?

 

 

Tüm Kürt parti ve gruplarının iki yıl önce yayınladığı bir ortak deklarasyonu vardı. Binlerce insan da bunu imzaladı. Buna göre Kürtler’in ortak talepleri anadilde eğitim, Kürtçe’nin kamusal alanda kullanılması ve Kürtler’in bir statüye kavuşturulması. Azadi  de  bu  deklarasyonu imzalamıştı. 

 

 

Dedeniz Şeyh Said günümüzde yaşasaydı Kürtler için ne talep ederdi?

 

 

Şeyh Said Efendi yaşasaydı, taleplerini bugünün koşulları içerisinde dile getirirdi. Şeyh Said 1924 Anayasası’nın Kürtleri ret ve inkârı karşısında, Kuran hükümlerinin yasaklanması karşısında itirazını dile getirmiştir. Oğlu Şeyh Ali Rıza Efendi’ye 1924 sonbaharında bir mektup vererek Milletler Cemiyeti’nin (Birleşmiş Milletler’in çekirdek örgütü) Şam ve Beyrut temsilciliklerine göndermiştir. Mektupta diyor ki, “Biz köklü bir milletiz, bizim millet olmaktan kaynaklı haklarımız vardır. Eğer Ankara hükümeti ile bir anlaşma yaparsanız, Kürt milletinin hakkını yok saymayın. Tarih karşısında sizden davacı oluruz.”  

 

 

O dönem Lozan anlaşması henüz imzalanmamıştı. Şeyh Said’ e göre diğer halkların hangi hakkı varsa Kürtler’in de o hakları olmalıdır.

 

 

Onların devleti var…

 

 

Kürtler’in de bir devleti ve bir statüsü olmalıdır. Buna en yakın yer Güney Kürdistan’dır. Kuzey için ise düşüncem şudur: Türkler ile Kürtlerin yarattığı bir birlikte yaşam  geleneği var. Bu birlikte yaşam zedelenmeden bir çözüm bulunabilir. Hatta Türkiye dışındaki Kürtler de ortak bir medeniyet tasavvurunda Türkiye ile  buluşabilir.

 

Partileşme var mı gündeminizde?

 

Tartışılıyor tabii. Geleceğe dair partileşme hedefi, arzusu var. Ancak bu biraz zaman alacağa benziyor. 2015 seçimleri için bir partileşme hazırlığı yok. Bir anda popüler bir parti olmaktan ziyade, çok iyi tartışmak gerek. Böyle bir partiye ihtiyaç var mı, yok mu, tabana sormak lazım.  Bizim için Azadi’den daha önemli bir şey varsa o da Kürtler’in birliğidir. Kürtler’in bir an önce müşterek meselelerde ittifak etmesini ve ulusal kongre düzenlemesini istiyoruz.

 

 

Hem Şeyh Said’in torunusunuz, hem Azadi Hareketi üyesi hem de AK Parti’den Belediye Meclis üyeliği yapıyorsunuz. Bu eleştirilmenize neden olmuyor mu?

 

 

Burada bir çelişki söz konusu değil. Zira Azadi bir siyasi parti değil.  Siyasi ve fikri bir harekettir. Bir gün partileşirse elbette hukuki bağlarımı gözden geçiririm. Yine de ahlaki bir yükümlülükten ötürü Azadi yönetiminde yer almadım. Üye olarak devam etmekteyim. Benim gibi başka arkadaşlar da var. Kimisi Hak-Par’da, kimisi de BDP’de siyaset yapıyor. Onlar da yönetimde yer almadılar. Azadi  felsefesi bizim müşterek noktamızdır.

 

 

Her yerde aynı doğruları savunuyor ve bedelini de ödediğim oluyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın 2005 tarihinde Diyarbakır’da yaptığı konuşmadan sonra AK Parti’ye dahil oldum. Kürtler’i inkar ve asimile eden 90 yıllık anlayışı yıkan bir konuşmaydı. Geçen süre zarfında eksiklerle beraber çok önemli adımlar da atıldı. AK Parti; TRT-6’nın kurulması, üniversitelerde Kürtçe bölümlerin açılması, “Andımız”ın kaldırılması gibi bir çok uygulamaya imza attı. Bunlar hem fiilen, hem de hukuken Kürt halkının ve dilinin kabulüdür. Ben de bunlara destek vermek için ve barış sürecini desteklemek için AK Parti’de siyaset yapıyorum.


 

Muhammed Dara AKAR / PORTRE


1969 yılında Diyarbakır’ın Dicle (Piran) ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lisans öğrenimini Diyarbakır’da tamamladı. 1993 yılında Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. “Kamu Hukuku” alanındaki yüksek lisansını 1997 yılında bitirdi. 20 yıldır azınlık hakları ve insan hakları ile ilgili çalışmalar yürütüyor. 4 yıl boyunca TRT6’da Kurmanci, Zazaki ve Soranice programlar yaptı.