CHP Esenyurt Adayı Özer: Vatandaş olmayan sığınmacıları ülkelerine göndereceğiz
İstanbul’un Esenyurt ilçesinde “Kent Uzlaşısı” adayı olarak seçime CHP listesinden katılan Prof. Dr. Ahmet Özer, nüfusunun yüzde 25’i yabancılardan oluşan ilçede bulunan ve vatandaş olmayan sığınmacıları, göreve geldikten sonra ülkelerine göndermek için çalışma başlatacaklarını söyledi.
Kampanya süreci, adaylığı, “Kent Uzlaşısı” ve ilçeye dönük projeleri konusunda sorularımız yanıtlayan Prf. Özer, ilçedeki çarpık kentleşmeden, yeşil alan azlığına, konut mağdurları sorunundan ulaşım ve depreme hazırlık konusunda çok sayıda projeleri olduğunu belirti.
Nüfusunun büyük bir kısmı 90’lı yıllar ve sonrasında Kürt kentlerinden göç edenlerin oluşturduğu ve son yıllarda göçmenler için de adeta çekim merkezi olan Esenyurt, Türkiye'nin en büyük ilçesi. Öyle ki halihazırdaki 57 ilden daha kalabalık bir nüfusa sahip olan ilçe, son yıllarda mafya hesaplaşmaları, kadın cinayetleri, uyuşturucu, fuhuş ve daha bir çok adli vakayla tanınır olmaya başladı.
Prof. Dr. Ahmet Özer ile bunca sorunu barındıran bir koca şehrin belediye başkanı olmanın zorlukları ve çözüm formüllerini konuştuk.
Rûdaw: Öncelikle teşekkürler bu yoğun tempo arasında zaman ayırdığınız için. Kampanya süreciniz nasıl geçiyor diyerek başlayalım?
Prof. Dr. Ahmet Özer: Gayet güzel geçiyor. Yani az bir süre kaldı elbet. Geldiğimizden beri mahalle mahalle ev ev sokak sokak dolaşıyoruz. Seçim bürolarını açıyoruz, halkımıza hemhal oluyoruz, kucaklaşıyoruz. Halkımız bizi tanıdıkça seviyor, biz onları tanıdıkça sorunlarını öğreniyoruz. Allah'ın izniyle onların desteğiyle 31 Mart'ta seçimi kazanacağız ve elbirliğiyle Esenyurt'u 21. yüzyıla hazırlayacağız.
Rûdaw: Kent uzlaşısı adayısınız. Kent uzlaşısı içerik olarak nelerden oluşuyor. Hangi başlıklar üzerinde kurgulanıyor ve özellikle seçildikten sonra diğer il ve ilçe belediyelerinden farkınız ne olacak? Kent Uzlaşısı ne tür bir belediyecilik sergileyecek?
Prof. Dr. Ahmet Özer: Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayıyım. Cumhuriyet Halk Partisi’nden aday oldum ve burada herkesin oyuna talibiz. Bizi bütün partiler destekliyor. Bütün partilerle buluşuyoruz. CHP, DEM, Demokrat Parti bizim adımıza feragat etti, İşçi Partisi seçime girmedi. Elbirliğiyle burada bütün toplumu kucaklayacak bir uzlaşı yaratmaya çalışıyoruz. Ekrem başkan İstanbul İttifakı dedi, biz de burada Esenyurt'ta Esenyurt İttifakı diyoruz. Kent uzlaşısı çerçevesi içerisinde büyük bir farkla seçimi almayı düşünüyoruz.
Rûdaw: Esenyurt’un nüfusu 1 milyonun üzerinde. Bazı yerlerde sözlüklerde falan burası Esencilis diye de geçer. Özellikle buradaki yoğun göçmen nüfusundan, yoğun yabancı nüfusundan ve çarpık bir şehirleşme ile de bu kadar büyümesinden kaynaklı. Dolayısıyla çok büyük sorunlarla karşı karşıya kalacaksınız seçildiğiniz taktirde. Sizin tespit ettiğiniz ve çözülmesi gereken asal sorunlar neler?
Prof. Dr. Ahmet Özer: Bir kere çok büyük bir çarpık kentleşme sorunu var. Özellikle AK Parti döneminde buradaki yeşil alanlar, sosyal donatı alanları da dahil olmak üzere, adeta aç kurtlar gibi kentin ak göğsüne saldırılmış ve her tarafında beton yığınları ortaya çıkmış. Bu beraberinde konut mağdurları sorunu getirmiş. 30.000 konut mağduru var ve aynı zamanda burada bir tapu sorunu var. Yine burada imar planı ile ilgili önemli sorunlar var. On tane imar planının üç tanesi iptal edilmiş durumda. Yapılan yanlışlıklarla ilgili müracaatlar yapılmış, mahkeme onları iptal etmiş dolayısıyla üçlü bir mağduriyet söz konusu. Arsa sahibi mağdur, halk mağdur, aslında yapan kişi de mağdur. Hatta emekçiler işçiler mağdur ve hatta belki müteahhit kendisi de mağdur. Bütün bunlar iyi organize olamamanın, iyi bir kentleşme planı ile hareket edememenin ve bir kentin anayasası olan imar planına uymamanın getirmiş olduğu sorunlar. Bu çarpık kentleşmenin ötesinde bir ulaşım sorunu da beraberinde getirmiş. Yollarla ilgili, parklarla ilgili, otoparklarla ilgili sorunumuz var.
Bunun ötesinde ayrıca maalesef bir uyuşturucu belası ile karşı karşıya Esenyurt ve Esenyurt uyuşturucuyla kadın cinayetleri ile mafya çatışmalarıyla gündeme geliyor. Esenyurtlu bir Beşiktaşlı gibi bir Kadıköylü gibi göğsünü gere gere ben Esenyurtluyum diyemiyor. Bu ona yapılan en büyük haksızlıktır. Esenyurt güçlü yanları da olan bir ilçemiz. 3000 tane fabrikamız var. Türkiye gayrisafi milli hasılatının yüzde 6’sını üretiyor. İstanbul sanayisinin yüzde 25'i burada. Bütün bu büyüklükler bir tarafa itilmiş, bunlarla Esenyurt toplumun ve Türkiye'nin gündemine giriyor. Bu da basiretsiz ve başarısız yöneticilerin sayesinde olmuş bir şeydir. Bunları gündemden çıkaracağız. Esenyurt'un güçlü yanlarını, başta ekonomisi ticareti olmak üzere, üretimi arttıracağız. Üretileni adil paylaşacağız. Burada adil paylaşılmamış, halk göz ardı edilmiş. Zaten hükümetin de yanlış politikaları sonucunda orta sınıf erimiş. Bir tarafta çok zenginler, öte tarafta yoksullar var. Yoksulların içinde de açlık sınırının altında kalan insanlarımız var. Devletin sosyal devlet olarak buna el atması gerekir. Bunu yapmamış. Ama biz sosyal belediyecilikle dezavantajlı gruplarımıza, yoksullarımıza, açık sınırda kalan insanlarımıza ve 10.000 TL'ye mahkum edilmiş emeklerimize sosyal belediyeciliğin bütün olanaklarını götüreceğiz. Onlarla beraber burada bir barış adası yaratarak huzur içinde birlikte yaşamanın koşullarını oluşturacağız.
Rûdaw: Resmi rakamlara göre Esenyurt nüfusunun yüzde 25'i yabancılardan oluşuyor. 50'den fazla ülkeden vatandaşlar yaşıyor. Seçildiğiniz taktirde hem sosyal hem kültürel hem de güvenlik konusunda zorluklarla karşılaşacaksınız. Bir yandan yabancı karşıtlığı söz konusu. Var mı bu soruna dair bir formülünüz?
Prof. Dr. Ahmet Özer: Şimdi Suriyeli sığınmacılarla buraya gelmiş göç etmiş vatandaş olmuş olanları ayırıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı olan ve Esenyurt'ta yaşayan herkesin başımızın üstünde yeri var. Onlara hizmet edeceğiz ama AK Parti iktidarının yanlış politikaları sonucunda Suriye'deki savaştan dolayı 6-7 milyon sığınmacı geldi. Bu sığınmacılar burada. Biz onları tekrar kendi ülkelerine geri göndermek durumundayız. Bunun içinde Orta Doğu'ya barışın gelmesi lazım. Filistin'e barışın gelmesi lazım. Suriye’ye barışın gelmesi lazım. Bu barışı da İnşallah Esenyurt'u kazandığımız da, İstanbul'u kazandığımızda ve gelecekte iktidar değiştiğinde bunu yapacağız ve bu sığınmacı kardeşlerimizi kendi ülkelerine göndereceğiz. Ama dünyanın çeşitli yerlerinden buraya gelmiş ya da Türkiye'nin 81 ilinden buraya gelmiş, buranın yurttaşı olan, burada evi barkı olan insanlara bizim aş, iş, beslenme, barınma hizmetlerini sunma gibi bir görevimiz var. Hükümetin de var. Hükümet bunun gereğini yapmamış ama biz belediye olarak elimizden geleni yapacağız. Çünkü bunlar bizim yurttaşlarımız, onlara sırtımızı dönemeyiz. Onlara gereğini yapacağız.
Bir ikincisi de, aslında Türkiye'nin içinden göçle gelen yapı bir avantajdır. Genç bir nüfusumuz var ve bu aynı zamanda bir nimettir. Başarısız belediye başkanları bunu külfet olarak görüyor. Biz onları istihdam edersek, onlara aş, iş, beslenme, barınma haklarını verirsek burayı büyük bir dinamikle ileriye doğru götürebiliriz. İstanbul bir göç kentidir. New York öyledir, Tokyo öyledir. Yani iyi yönetebilirseniz buradan iyi bir Esenyurt çıkarabilirsiniz. Bizim bu vizyonumuz var Allah'ın izniyle. Esenyurtlularla beraber burayı bir barış adası yapacağız. Çünkü burası küçük bir Birleşmiş Milletler gibi. Bir medeniyetler buluşması yapacağız. Burayı bir kültür-sanat şehri yapacağız ve hep birlikte doğrusuyla batılısıyla kuzeyi ile güneylisi ile kardeşçe, barış içinde, bir arada yaşayacağız ve kimseye ayrımcılık yapmayacağız.
Rûdaw: Yerel yönetimler konusundaki uzmanlığınızı biliyoruz. Bu konuda kitaplarınız da var. Buradan yola çıkarak sanat, kültür ve sosyal yaşamda talebe göre başka dillerde hizmeti görebilecek miyiz? Belediye hizmetlerinde kültür sanatta sosyal yaşamda farkı ne olacak bu anlamda Esenyurt’un?
Prof. Dr. Ahmet Özer: Bizim projelerimiz var ama tepeden inmeci değiliz. Ben profesörüm ama ben halkımın gönlünün profesörü olmak istiyorum. Onlarla yol yürüyeceğim. Mesela demin dedim; Kent Konseyi, iş insanları dernekleri, mesela işletme sahipleri ve muhtarlarla ilgili planlar. Bizim 43 tane mahallemiz var, 43 tane muhtarımız var, sivil toplumun önderleri var. Onlarla oturacağız. Her mahallenin ne sorunu var, biz biliyoruz ama onlardan da alacağız çünkü orada yaşayan adam o sorunu benden daha iyi biliyor. Onunla beraber o sorunu tespit edip çözersem hem başarılı olur hem de oradaki mahalle halkı, kent halkı da memnun olur.
Rûdaw: Aynı zamanda Esenyurt’un il olması da gündemde. Esenyurt'un ileride il olmasını bekliyor musunuz, eğer olursa sizin için işler daha mı kolaylaşır yorksa zorlaşır mı?
Prof. Dr. Ahmet Özer: Esenyurt zaten yedi büyükşehirden daha büyük bir ilçe. Yedi büyükşehirden, 57 ilden de büyük bir ilçe burası. Esenyurt’un il olup olmaması aslında genel idarenin vereceği bir karardır. Tabi Esenyurt halkı da bir referandum ile böyle bir talepte bulunabilir. Ama bizim şimdi gelir gelmez hemen böyle bir takım çalışmalarımız yok. Bakacağız edeceğiz. Biz Esenyurt'u Esenyurt olarak planlamaya çalışıyoruz il de olsa, ilçe de olsa sahip çıkacağız, bizim önceliğimiz burayı kalkındırıp güzelleştirmek.