Erbil (Rûdaw) - Rojhılatlı Kürtler Zanyar Muradi ve Lokman Muradi ile aktivist Ramin Hüseyin Penahi, İran yönetimi tarafından 8 Eylül'de idam edilmişti.
2009 yılında tutuklanan kuzenler “Allah’a şirk koştukları” ve Merivan’da “Cuma İmamı Mustafa Şerzad’ın oğlunu öldürdükleri”gerekçesiyle idam cezası almışlardı.
Gazeteci Ala Wışyar, Zanyar Muradi’nin dosyasıyla ilgili araştırma yapmak üzere 8 Ocak 2017’de Muradi’nin babası İkbal Muradi’nin evini ziyaret etti. Aynı gün telegram üzerinden Zanyar Muradi ile konuşan Ala Wışyar, kendisiyle bir röportaj yapmak istediğini iletti. Muradi, kendisine röportaj için hazırlık yapması ve rahat konuşmak için bir kişinin gözetleme yapmasını gerektiğini belirtiyor.
Muradi, 700 dolar rüşvet vererek cezaevinde bir telefon temin ediyor. Özgür kalacağına dair umutlu olan Muradi, cezaevinde gitar çalmayı öğreniyor. Aynı zamanda Siyasi Bilimler Bölümü’nü bitiriyor. Muradi, gazeteci Vişyar ile görüşmesinde İngilizce öğrenmek istediğini söylüyor. Muradi, Vişyar’ın hakkında idam kararı verilmiş neden hala bu kadar öğrenme şevkin var? sorusuna, ‘Bir aydının idam edilmesi, sıradan bir insandan daha iyi’ yanıtını veriyor.
Zanyar Muradi’nin gazeteci Ala Wışyar’ın sorularını yanıtladı.
Neden ve ne zaman tutuklandınız?
2009 yılında Merivan’da tutuklandım. Benden iki gün sonra da kuzenim Lokman Muradi tutuklandı. İran Kürdistan Emekçiler ve Devrimciler Derneği üyesi olma suçlamasıyla tutuklandık ve dokuz ay işkence gördük. Bizden kendilerine yardımcı olmamızı istediler ancak biz bunu reddettik. Dokuz aydan sonra bize “savaş suçu” ile cezalandıracaklarını söylediler. Bundan dolayı Merivan Cuma İmamı Mustafa Şerzadi’nin oğlunun öldürülmesini gündeme getirdiler. İtlaat’a göre imamın oğlunun El Kaide ile ilişkisi vardı. Bizi bununla suçlayarak işkencenin dozunu arttırdılar. İşkenceden dolayı iki omurgam çıktı. Tahran’da İtlaat’ın gözetimi altında iki kez ameliyat oldum.
Bize yönelttiği suçlamaların asılsızdı. Hatta Mustafa Şerzadi’nin ailesi de suçlamaların asılsız olduğunu ve Sine’deki Itlaat yöneticilerinin iftirası olduğunu biliyor. Mustafa Şerzad’ın kendisi bir kaç yerde bu meseleyi gündeme getirerek “İki çocuk yakalayıp oğlunuzu bunlar öldürmüşler diyorlar” diye konuşmuş.
İdam cezası ne zaman ve hangi suçlamayla verildi?
İran Devrim Mahkemesi, tutuklandıktan 3 yıl sonra 2012’de bize idam cezası verdi. Tahran’daki Itlaat yöneticileri bizimle görüşerek olayın daha da açıklığa kavuşturulmasını istedi. Biz de öldürmediğimizi söyledik. Sadece Itlaat yöneticilerine inançlarımızda insan kanı dökmenin olmadığını belirttik.
İran Adalet Bakanlığı, Itlaat ile görüşmemizin ardından dosyanın tekrar detaylı bir şekilde incelenmesini istedi. Dosyamız 2013 yılında Suç Mahkemesi’ne gitti. Avukatımız Salih Nikbeht ile birlikte Hakim Abdullah ile görüştük. Hakim Abdullah, bize “Dosyanızda idam cezası verilmesini gerektirecek bir şey yok” dedi. Bundan dolayı dosyamızı inceleme bölümü gönderdiler.
Suç Mahkemesi, 2013 yılında dosyamızı 4-5 kez Merivan’a gönderdi. Ancak dosyamızda bizi suçlayacak bir şey bulamadılar. Hatta Suç Mahkemesi uzmanları, “Dosya bir kaç incelenmesine rağmen herhangi bir suç unsuruna rastlanılmamıştır. Sadece Itlaat’ın bunlarla ilgili suçlaması var. Itlaat bunların suçlu olduğuna inanıyorsa bunu belgelerle ispatlaması gerekir” cevabını yazıyor. Dosyamız mahkemede kaldı. Ancak Itlaat’ın Mahkeme ile sorunu olduğu için, tekrar yargılanmamız için mahkemenin dosyayı incelemesini istemedi.
Itlaat, İran Suç Mahkemesi’ne “Bizim istediğimiz cezanın verilmesi” gerekir diyor. Suç Mahkemesi’de Itlaat’ın dediği şekilde sorumluluk almak istemiyor. Dosyamız bu şekilde kalıyor. Eğer tekrar yargılanırsak mahkemeye gelip şahitlik yapacak bir çok kişi var. Çünkü Lokman cinayetin işlendiği gün Merivan’a değildi. Hakim’de şahide gerek olmadığını eğer Itlaat’ın sizin suçlu olduğunuza dair belge getirmesi gerektiğini söylüyor.
Tutuklandığınızda kaç yaşındaydınız?
Ben daha yeni 19 yaşıma giriyorum. 9 yıla yakındır da cezaevindeyim.
Şimdiye kadar babanızın Komele’nin üyesi olduğu ve bundan dolayı tutuklandığınızı söylediler mi?
2007 yılına dönmem gerekiyor. Itlaat tarafından bir kez gözaltına alındım. Her tutuklandığımda bazı Itlaat üyelerini tanıyordum. Ancak tutuklandığımda Itlaat üyelerine bu şekilde baskın yapmalarına gerek olmadığını ve telefon açmaları halinde zaten geleceğimi söyledim. Bir Itlaat üyesi bana “Bu kez seni Sine Itlaat’ı tutuklamak istiyor, biz değil” dedi. Tutuklandığım ilk gece Itlaat bana “Baban bizim ona zarar verebileceğimizi düşünmeliydi. Baban her zaman Merivan’da eylem yaparak bize zarar veriyor. Biz de babanın eylemlerini sonlandırması için seni tutukladık” dedi.
Benim dosyam babam ile ilgili. Itlaat, ben tutuklanmadan üç ay önce Kürdistan Bölgesi’nde babama suikast düzenledi. Babam vücuduna 9 kurşun isabet etmesine rağmen kurtuldu. İşkence odasında bana “Sen İkbal’in oğlusun” diyorlardı. Dosyamın siyasi olduğuna dair en ufak bir şüphe yok. Babamdan intikam almak için bir senaryo uydurdular. Bundan dolayı Itlaat, mahkemeye gitmemizi istemiyor. Mahkemede herşeyin açığa çıkacağını biliyorlar.
Merivan Cuma Camisi imamına ne söylemek istersin?
Suçlu olmadığım için imama bir şey söyleme gereği duymuyorum. Kendisi oğlunun nasıl öldürüldüğünü daha iyi biliyor. Nasıl bir hükümet üyesi Mela Mustafa’ya giderek, olayın yaşandığı anda orda olduğunu ve herşeyi anlatmış. İmamdan tek isteğim o şahitlerin dediğine göre kararını vermesidir. Onlara karşı bir suç işlemdiğim için özür dilemek istemiyorum. Sadece Sine Itlaat İdaresi’nin babamdan intikam almak için kurduğu senaryoda oynamamasını istiyorum
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın